Okuyan Anne ve düşmanı korona.
Okuyan Anne ve düşmanı korona
Bu günlerde, evde tıkalı kalmak, kimi anne için çok zor. Bu, okuyan anne için felaket;
evde kalan koca, okula gitmeyen çocuk ve bunların yükleri. Ders çalışmak mümkün mü? Tamda işler bitti, biraz ders çalışmanın zamanı dediğiniz anda; “Anne, ödevim var. Yardım eder misin. Burayı anlamadım.”
diyen veledin sesi kulağınızı tırmalıyor. “Git baban yardım etsin.” ama mümkün mü?
Baba, “işim var, şuan birikmiş işlerim var, halletmem lazım.” uzaktan ‘çalışıyor’ o da facebook, instagram, twitter…
Ne yapalım, mecbur yardım edeceğiz çocuğun ödevine, arkadaşlarından geri mi kalsın? Ama zamanın çocukları, uyanık oluyorlar ve bir bakmışsınız tüm ödevi size yaptırmış. Neyse çocuğun ödevi şimdilik bitti.
Sıra küçükte, “Anneee! ablam benimle oyun oynamıyor!, benimle oyun oynaaaa!”
Zararlı, ama mecbur telefondan video açıp küçüğe veriyoruz, oyalansın diye.
Neyse, Şimdi benim zamanım. Biraz ders çalışayım… Dışarıdan, “ekmekçiiii, simiiiitt, gel abla geeel”
Neyseki kulaklık diye bir şey var, onunla ders dinleyeyim bari.
Kulağı tıkadık ama diğer duyu organları var, onlar boşa değil ya 10 dakka sonra yanık kokusu.
Eyvah! fırında tavuk vardı.
Tavuk çöpe, akşam yemeği için makarna koyalım bari.
Yemekten sonra, bulaşıklar makineye, sonra çocukları banyoya, sonra saçlarını tararım,
sonra çamaşırlar makineye ve sonra, sonra böyle devam edip gider.
Tamam hepsi bitti. koku yok, ses yok, saat iki çocuklar yatakta, ben şimdi çalışırım.
Ama bir problem daha var, göz kapakları aşağı düşüyor.
Boyun devrilsin korona, bugün de ders çalışamadım.