Sosyal Psikolojiye Giriş-1 2023-2024 Final Soruları
Sosyal Psikolojiye Giriş-1 2023-2024 Final Soruları
#1. Bir söyleşide yer alan Melis, geri dönüşümün önemli olduğunu belirterek sürdürülebilirliği ne kadar önemsediğini ifade etmiştir. Söyleşi bitiminde Melis’in yanına gelen birkaç kişi, Melis’e düşüncelerinde ne kadar haklı olduğunu, onunla benzer düşüncelere sahip olduklarını, çevreci bir grup oluşturduklarını ve Melis’in de bu gruba katılmasını istediklerini ifade etmişlerdir. Yukarıda verilen bilgilerden hareketle, Melis’in tutumunun sağladığı işlev aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : E) Değer ifade etme işlevi
Yukarıda verilen bilgilerden hareketle, Melis’in tutumunun sağladığı işlev “E) Değer ifade etme işlevi” olarak belirlenebilir.
Değer ifade etme işlevi, bireylerin kişisel değerlerini ve inançlarını ifade etmelerine olanak tanır. Melis’in geri dönüşümün önemi ve sürdürülebilirlik hakkındaki görüşleri, onun çevreye verdiği değeri ve bu konudaki kişisel inançlarını yansıtır. Bu tür tutumlar, bireylerin kendilerini ifade etmelerinin bir yoludur ve onların kişisel değerlerini, önceliklerini ve kimliklerini diğer insanlara ve çevrelerine gösterir.
Diğer işlevler, bu durumda Melis’in tutumuna doğrudan uymaz. Bilgi sağlama işlevi, tutumların belirsizlikleri azaltmaya ve dünyayı anlamlandırmaya yardımcı olduğunu belirtir. Çelişkiyi azaltma işlevi, tutumların bireylerin iç çatışmalarını çözmede rol oynadığını ifade eder. Araçsal işlev, tutumların bireylerin ödüllendirici sonuçlar elde etmesine veya cezalardan kaçınmasına yardımcı olduğunu gösterir. Ego savunma işlevi ise, tutumların bireylerin düşük benlik saygısını veya iç tehditleri korumak için kullanıldığını belirtir. Bu durumda Melis’in çevreyle ilgili tutumu, onun kişisel değerlerini ve inançlarını yansıttığı için en uygun seçenek “Değer ifade etme işlevi”dir.
#2. Minimal grup paradigması, Hırsızlar Mağarası deneyinin hangi aşamasında en iyi şekilde gözlemlenir?
Cevap : A) Grupların oluşum aşamasında
Minimal grup paradigması, “Hırsızlar Mağarası” deneyinin “A) Grupların oluşum aşamasında” en iyi şekilde gözlemlenir.
Hırsızlar Mağarası deneyi, Muzafer Sherif tarafından 1950’lerde gerçekleştirilen bir sosyal psikoloji deneyidir. Bu deney, gruplar arası çatışma ve işbirliği dinamiklerini incelemek için tasarlanmıştır. Minimal grup paradigması ise, bireylerin rastgele ve anlamsız kriterlere dayalı minimal gruplara ayrıldığında bile, kendi gruplarını tercih etme ve diğer gruplara karşı önyargılı davranışlar sergileme eğiliminde olduklarını gösteren bir psikolojik fenomendir.
Hırsızlar Mağarası deneyinde, çocuklar rastgele iki gruba ayrıldı ve bu gruplar birbirlerinden habersiz olarak faaliyetlerde bulundu. Bu oluşum aşamasında, çocuklar hızla kendi gruplarına bağlılık ve grup kimliği geliştirdiler. Minimal grup paradigması, bu bağlamda, grupların nasıl hızla oluşturulduğu ve bu rastgele oluşturulan grupların bile üyeleri arasında hızlı bir birlik ve dayanışma hissi yarattığı gözlemlenir. Bu aşama, gruplar arasındaki sürtüşme, temas veya işbirliğinden önce geldiği için minimal grup paradigmasının en belirgin olduğu evredir.
#3. Ayrıntılandırma Olasılığı Modeli’ne göre iknanın hangi yolu daha kalıcı bir tutum değişikliğine yol açar?
Cevap : C) Merkezi yol
Ayrıntılandırma Olasılığı Modeli’ne göre, iknanın daha kalıcı bir tutum değişikliğine yol açan yolu “C) Merkezi yol” olarak adlandırılır.
Merkezi yol, iknada kullanılan ve bireylerin ikna edici mesajları dikkatli ve analitik bir şekilde işlemelerine dayanan bir yaklaşımdır. Bu yol, argümanların kalitesine ve mantıksal tutarlılığına odaklanır. Bireyler, sunulan bilgileri dikkatlice değerlendirir ve bu bilgilere dayanarak kendi tutum ve inançlarını değiştirir veya güçlendirir. Merkezi yol, genellikle daha bilinçli ve düşünceli karar verme sürecini içerir ve bu nedenle elde edilen tutum değişiklikleri daha kalıcı olma eğilimindedir.
Diğer yandan, kestirme yol (bazen yan yol olarak da adlandırılır), daha az çaba gerektiren ve sıklıkla yüzeysel ipuçlarına (örneğin, konuşmacının çekiciliği veya uzmanlığı gibi) dayanan bir ikna yöntemidir. Bu yol, daha az dikkat ve düşünce gerektirdiğinden, elde edilen tutum değişiklikleri genellikle daha az kalıcıdır. Ayrıntılandırma Olasılığı Modeli, ikna sürecinin bu iki farklı yolunu ayırt eder ve her birinin etkinliğinin, bireylerin motivasyonu ve mesajı işleme kapasitesine bağlı olduğunu öne sürer.
#4. “Erkekler genellikle kafalarıyla düşünür, kadınlarsa kalpleriyle” ifadesi aşağıdakilerden hangisini ortaya koyar?
Cevap : D) Cinsiyet kalıpyargıları
“Erkekler genellikle kafalarıyla düşünür, kadınlarsa kalpleriyle” ifadesi, “D) Cinsiyet kalıpyargıları”nı ortaya koyar.
Bu tür ifadeler, erkekler ve kadınlar arasında zihinsel ve duygusal süreçler açısından genelleme yapar ve bu genellemeler genellikle belirli stereotiplere dayanır. Kalıpyargılar, belirli bir grup insan hakkında yaygın inanışlar veya varsayımlardır ve genellikle gerçek verilere dayanmaz. Bu durumda, erkeklerin daha “mantıklı” veya “akılcı” olduğu ve kadınların daha “duygusal” olduğu yönündeki kalıpyargılar, cinsiyetlere dayalı genellemeleri ve stereotipleri yansıtır.
Böyle bir ifade, cinsiyet ayrımcılığını da içerebilir, ancak doğrudan cinsiyet ayrımcılığından ziyade, cinsiyetlere yönelik genellemeler ve sabit fikirlere daha çok işaret eder. Cinsiyetler arasındaki zihinsel veya genetik farklılıklar ve cinsiyetin sabitliği gibi diğer seçenekler, bu özel ifadenin içeriğiyle doğrudan ilişkili değildir.
#5. Madde bağımlılığı ile mücadele eden bir dernek üyesi, bir lisede madde bağımlılığının sebep olduğu olumsuz sonuçlar ile ilgili bir sunum yapacaktır. Öğrencileri madde kullanmama konusunda ikna edebilmek için seçebileceği en iyi strateji aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : C) Öğrencileri derin ve ciddi bir biçimde düşündürecek bir sunum yapmak
Öğrencileri madde kullanmama konusunda etkili bir şekilde ikna edebilmek için en iyi strateji, “C) Öğrencileri derin ve ciddi bir biçimde düşündürecek bir sunum yapmak” olacaktır.
Bu yaklaşım, öğrencilere madde bağımlılığının sebep olduğu olumsuz sonuçları gerçekçi ve etkileyici bir şekilde sunarak, onların bu konuda bilinçlenmelerini ve madde kullanımının risklerini daha derinden anlamalarını sağlayacaktır. Gençlerin düşünme ve karar verme yeteneklerini ciddiye almak ve onlara gerçekçi bilgiler sunmak, uzun vadede daha sağlam ve kalıcı bir etki yaratabilir.
Diğer stratejiler de faydalı olabilir, ancak madde bağımlılığı gibi ciddi bir konuda, öğrencilerin konunun ciddiyetini kavramaları ve bilinçli kararlar almaları için onları derinlemesine düşünmeye teşvik etmek en etkili yöntemdir. Eğlenceli ve mizahi yaklaşımlar dikkat çekici olabilir ancak mesajın ciddiyetini azaltabilir. Basit ve anlaşılır ifadeler kullanmak önemlidir, ancak tek başına yeterli olmayabilir. Derneğin başka bir üyesini dahil etmek veya bir öğrenciyi konuşturmak, sunumun etkisini artırabilir, ancak bu yaklaşımlar öğrencileri derinlemesine düşünmeye teşvik etme konusunda yeterli olmayabilir.
#6. Online (çevrimiçi) alışveriş sitelerinde incelediğiniz ürünü kaç kişinin satın almış olduğu bilgisinin verilmesi Cialdini’nin hangi ikna prensibi ile açıklanabilir?
Cevap : B) Sosyal kanıt
Online alışveriş sitelerinde incelediğiniz ürünü kaç kişinin satın almış olduğu bilgisinin verilmesi, Cialdini’nin “B) Sosyal kanıt” ikna prensibi ile açıklanabilir.
Sosyal kanıt prensibi, insanların diğer insanların davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek karar verme eğiliminde olduklarını ifade eder. Bir ürünün popülerliğini veya ne kadar çok kişi tarafından satın alındığını göstermek, potansiyel alıcıları bu ürünün kaliteli ve güvenilir olduğuna ikna edebilir. Diğer insanların tercihlerini görmek, bireylerin kendi tercihlerini yaparken kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlar. Bu durum, “Herkes bunu alıyor, o halde iyi bir ürün olmalı” şeklinde bir düşünceyi tetikleyebilir.
#7. Bir öğretmen, öğrenciler arasında yaygın olan cinsiyet kalıpyargılarıyla baş etmek için aşağıdaki yollardan hangisini kullanmalıdır?
Cevap : B) Kalıpyargıların tersi olan gerçek yaşam örnekleri verir.
Öğretmen, öğrenciler arasında yaygın olan cinsiyet kalıpyargılarıyla baş etmek için “B) Kalıpyargıların tersi olan gerçek yaşam örnekleri verir.” yöntemini kullanmalıdır.
Bu yaklaşım, kalıpyargılara meydan okuyarak öğrencilerin cinsiyetle ilgili dar görüşlerini genişletmeye ve değiştirmeye yardımcı olabilir. Gerçek yaşamdan örnekler vermek, öğrencilere cinsiyetler arasındaki çeşitliliği ve her cinsiyetten insanların farklı yetenekler, ilgi alanları ve başarılar sergileyebileceğini gösterir. Bu tür örnekler, öğrencilerin cinsiyetle ilgili sabit fikirlerini sorgulamalarına ve daha kapsayıcı, çeşitliliğe açık tutumlar geliştirmelerine yardımcı olur.
Diğer seçenekler ise kalıpyargıları pekiştirebilir veya etkili bir şekilde ele almaz. Tipik cinsiyet rollerini desteklemek, aynı cinsiyetteki öğrencileri gruplara ayırmak ve farklı cinsiyetteki öğrencilere farklı spor aktiviteleri yaptırtmak, cinsiyet kalıpyargılarını daha da güçlendirebilir. Cinsiyet konularıyla ilgili tartışmalardan kaçınmak ise, bu önemli konuların ele alınmasını engeller ve öğrencilere cinsiyet rolleri ve kalıpyargıları hakkında düşünme ve öğrenme fırsatı sunmaz.
#8. Aşağıdaki durumlardan hangisi sosyal psikolojide grup örneği olarak değerlendirilebilir?
Cevap : D) Dört iş arkadaşının bir görevi tamamlamak için fikir alışverişi yapması
Sosyal psikolojide grup örneği olarak değerlendirilebilecek durum “D) Dört iş arkadaşının bir görevi tamamlamak için fikir alışverişi yapması”dır.
Bu durum, sosyal psikolojide bir grup olarak kabul edilebilir çünkü burada belirli bir amaç doğrultusunda birlikte çalışan ve etkileşim içinde olan bireyler bulunmaktadır. Grup üyeleri, ortak bir hedefe ulaşmak için işbirliği yapıyor ve birbirleriyle etkileşimde bulunuyorlar, bu da sosyal psikolojik bir grup tanımına uygun bir özelliktir.
Diğer seçeneklerde ise, bir arada olmakla birlikte, belirgin bir grup oluşturan etkileşim ve ortak hedeflerin bulunmadığı durumlar söz konusudur. Örneğin, kütüphanede birbirlerinden bağımsız çalışan öğrenciler, otobüste arka arkaya oturan kişiler, farklı masalarda oturan kişiler ve vapurda kulaklığını takarak denizi seyreden kişiler, bir grup oluşturan etkileşim ve amaçlardan yoksundur. Bu bireyler, coğrafi olarak bir arada olabilirler, ancak sosyal psikolojik anlamda bir grup oluşturmazlar.
#9. Başka bir ülkeye taşınan kişi kendisine telefon hattı almak istemektedir. Görevli kendisine hattı verdikten sonra bir de kart verir ve kendisini dükkandan uğurlar. Kişi kontrol ettiğinde hattında hiç bakiye olmadığını görür. Dükkana geri döner ve satıcı kişiyi suçlar. Satıcı da kendisine verilen karttan yükleme yapabileceğini söyler. Kendi ülkesinde yüklemeler otomatik yapıldığı için şaşıran kişi sosyal etkinin hangi işlevinden eksik kalmıştır?
Cevap : A) Bilgi sağlayıcı etki
Bu durumu yeniden değerlendirdiğimde, başka bir ülkeye taşınan kişinin yaşadığı durumu en iyi açıklayan sosyal etkinin “A) Bilgi sağlayıcı etki” olabilir.
Bilgi sağlayıcı etki, bir bireyin, çevresindeki insanların davranışlarından veya verilen bilgilerden yola çıkarak belirsiz durumlarda nasıl hareket edeceğini öğrenmesi sürecidir. Başka bir ülkede telekomünikasyon sistemleriyle ilgili prosedürler hakkında bilgi eksikliği olan kişi, kendi ülkesindeki sistemlerin otomatik olduğunu varsaymıştır. Yeni ülkedeki sistemlerin farklı çalıştığını öğrenince şaşırır ve bu, bilgi sağlayıcı etkinin eksikliğini gösterir. Yani, yeni bir sosyal ve kültürel ortamda yeterli bilgiye sahip olmadan yapılan varsayımlar ve bu durumun yol açtığı anlayış eksikliği, bilgi sağlayıcı etkinin bir örneğidir.
#10. Olayların nedenlerine dair açıklamalar en az ne zaman yapılır?
Cevap : A) Olaylar rutin olduğunda
Olayların nedenlerine dair açıklamalar en az “A) Olaylar rutin olduğunda” yapılır.
İnsanlar genellikle rutin veya beklenen olaylarda nedenleri sorgulama eğiliminde daha azdır. Bu tür durumlarda, olaylar zaten beklenen veya normale uygun kabul edildiği için, insanlar bunları daha az sorgular ve olayların arkasındaki nedenlere veya açıklamalara daha az ilgi gösterir. Öte yandan, beklenmedik olaylar, olumsuz sonuçlar, hedeflere ulaşılamaması gibi durumlar insanları olayların nedenlerini daha fazla düşünmeye ve sorgulamaya itebilir. Bu tür durumlar, bireylerin dikkatini çeker ve olayların nedenlerini anlamaya yönelik daha yoğun bir çaba gerektirir.
#11. Aşağıdakilerden hangisi kalıpyargı ve önyargıların sonuçlarından biri değildir?
Cevap : B) Sosyal kategorizasyon
Kalıpyargı ve önyargıların sonuçları arasında “B) Sosyal kategorizasyon” doğrudan bir sonuç olarak sayılmaz.
Sosyal kategorizasyon, insanların kendilerini ve diğerlerini belirli gruplara ayırma sürecidir ve bu, kalıpyargı ve önyargıların bir sonucu değil, daha çok bir nedeni veya kaynağıdır. İnsanlar çeşitli sosyal grupları (örneğin, cinsiyet, ırk, yaş gibi) tanımlayarak ve bu gruplara üyeleri sınıflandırarak dünyayı anlamlandırırlar. Bu süreç, bazen kalıpyargı ve önyargılara yol açabilir, ancak kendisi bu sonuçların bir parçası değildir.
Diğer seçenekler, kalıpyargı ve önyargıların tipik sonuçlarıdır. Nefret suçları (A), bireysel ve toplumsal travmalar (C), kalıpyargı tehdidi (D) ve şiddet içeren ayrımcılık davranışları (E) bu tür olumsuz tutumların doğrudan sonuçları olarak görülebilir. Bu sonuçlar, kalıpyargı ve önyargıların bireyler ve toplumlar üzerindeki zararlı etkilerini yansıtır.
#12. Yanlış fikir birliği etkisini azaltmak için aşağıdaki yöntemlerden hangisi önerilebilir?
Cevap : C) Farklı bakış açılarına sahip insanlarla iletişim kurmak ve tartışmak
Yanlış fikir birliği etkisini azaltmak için en uygun yöntem “C) Farklı bakış açılarına sahip insanlarla iletişim kurmak ve tartışmak”tır.
Yanlış fikir birliği etkisi, bireylerin kendi görüşlerinin çoğunluk tarafından paylaşıldığına dair yanılgıya düşmeleri durumudur. Bu etki, genellikle insanların sadece kendi inançlarını ve düşüncelerini yansıtan bilgilere maruz kalmaları ve çeşitlilikten yoksun bir sosyal çevrede bulunmaları sonucu oluşur. Farklı bakış açılarına sahip insanlarla iletişim kurmak ve bu farklılıkları tartışmak, bireylerin kendi görüşlerini sorgulamalarına ve daha geniş bir perspektife sahip olmalarına yardımcı olur. Bu süreç, bireylerin kendi fikirlerinin evrensel olarak kabul edildiği yanılsamasından kurtulmalarını ve toplumdaki çeşitli görüşleri daha iyi anlamalarını sağlar.
Diğer seçenekler ise yanlış fikir birliği etkisini artırabilecek davranışları temsil eder. Sosyal medya kullanımını artırmak ve benzer fikirlere sahip kişileri takip etmek, kendi düşüncelerini doğrulayan haber ve bilgilere odaklanmak ve sadece kendi ideolojik gruplarına katılan kişilerle etkileşimde bulunmak, bireyleri farklı görüşlerden izole eder ve yanlış fikir birliği etkisini pekiştirir. Toplumda yaygın olan görüşlere sorgusuz sualsiz uyum sağlamak da benzer şekilde bu etkiyi güçlendirebilir.
#13. Aşağıdakilerden hangisi sosyal etkiye örnek verilemez?
Cevap : E) Solak olduğu için farklı sandalyede oturmak
Aşağıdaki seçeneklerden “E) Solak olduğu için farklı sandalyede oturmak” sosyal etkiye örnek verilemez.
Bu durum, solak bir bireyin ergonomik veya fiziksel ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı bir sandalye tercih etmesiyle ilgilidir ve bu tercih, sosyal etkiden ziyade kişisel konfor veya işlevsellikle ilgilidir. Sosyal etki, bireylerin diğer insanların davranışları, tutumları veya inançları tarafından etkilenmesi sürecini ifade eder. Diğer seçenekler ise sosyal etki örnekleri sunar:
A) Çay sevmediği halde herkes içtiği için çay içmek, sosyal uyum veya grup baskısı nedeniyle yapılan bir davranıştır.
B) Elektrikli arabaların yayılması, çevresel farkındalık veya teknolojik trendler gibi sosyal faktörlerin etkisiyle gerçekleşebilir.
C) Üstün emirlerine uymak, otoriteye itaat etmeyi içerir ve sosyal etkinin bir örneğidir.
D) Firmaların ürünlerinde geri dönüştürülmüş madde miktarını açıklamaya öncelik vermesi, sosyal sorumluluk ve çevre bilincinin artışının bir yansıması olarak görülebilir.
#14. Aşağıdakilerden hangisi çatışmayı en aza indirmek için izlenebilecek sağlıklı yoldur?
Cevap : D) Grupların ortak hedef ve üst kimlikler doğrultusunda bir araya gelmelerini sağlamak
Çatışmayı en aza indirmek için izlenebilecek sağlıklı yollardan biri, grupların ortak hedef ve üst kimlikler doğrultusunda bir araya gelmelerini sağlamaktır. Bu, şıklar arasında yer alan “D) Grupların ortak hedef ve üst kimlikler doğrultusunda bir araya gelmelerini sağlamak” seçeneğine işaret eder.
Bu yaklaşım, farklı gruplar arasında iş birliğini ve anlayışı teşvik eder. Ortak hedefler ve üst kimlikler, insanları birleştirir ve onların farklılıklarının ötesine geçerek daha büyük bir amaç için çalışmalarını sağlar. Bu tür bir yaklaşım, gruplar arasındaki anlayışı artırır ve çatışmaları azaltmaya yardımcı olur. Örneğin, çeşitli topluluklar, bir çevre projesi veya sosyal sorumluluk projesinde birleşerek hem ortak bir amaç için çalışabilir hem de birbirlerini daha iyi anlayabilirler.
Diğer seçenekler ise genellikle çatışmayı azaltmaktan ziyade artırabilir veya bireylerin ve grupların arasındaki ayrımları daha da derinleştirebilir. Asimilasyon, dışlama ve izolasyon, çeşitliliği ve çok kültürlülüğü küçümseyen yaklaşımlardır ve genellikle daha fazla gerilime neden olabilirler. Hızlıca temas başlatmak bazen yararlı olabilir, ancak bu sürecin dikkatlice yönetilmesi ve her iki tarafın ihtiyaçlarına ve duyarlılıklarına saygı gösterilmesi gerekir.
#15. Beş öğrenci, bir dersteki grup ödevini beraber yaparak bundan puan alacaktır. Bu öğrencilerden bazıları normalde çalışkan olsa da grup ödevine hiç katkı sağlamamış ve işi diğer öğrenciler tamamlamıştır. Sözü edilen durumda aşağıdakilerden hangisi görülmüştür?
Cevap : B) Sosyal kaytarma
Sözü edilen durumda görülen olgu “B) Sosyal kaytarma” olarak tanımlanabilir.
Sosyal kaytarma, grup içindeki bireylerin, grup etkinliği sırasında bireysel olarak daha az çaba sarf etmeleri durumudur. Bu olgu, özellikle grup çalışmalarında gözlemlenebilir ve bireyler, sorumluluğun paylaşıldığı veya kişisel katkılarının doğrudan tanımlanamadığı durumlarda daha az çaba gösterme eğiliminde olabilirler. Grup ödevinde bazı öğrencilerin çalışkan olmalarına rağmen katkıda bulunmamaları, sosyal kaytarma örneği olarak görülebilir. Bu durumda, bireylerin kendi çabalarının sonuca doğrudan etki etmeyeceği ya da çabalarının fark edilmeyeceği düşüncesi, onları daha az çalışmaya teşvik edebilir.
Diğer seçenekler bu durumu açıklamaz. Grupdüşün, grup üyeleri arasında uyum sağlama ve çatışmayı önleme eğilimi ile karakterize edilen bir düşünce biçimidir. Grup kutuplaşması, grup içindeki görüşlerin daha aşırı hale gelmesidir. Sosyal kolaylaştırma, bireylerin başkalarının varlığında performanslarının artması durumudur. Bilişsel esneklik ise, farklı durumlar ve perspektifler hakkında düşünme yeteneğidir ve bu durumla doğrudan bir bağlantısı yoktur.
#16. Uyma ve itaat kavramları hangi değişim ile doğrudan ilgilenmez?
Cevap : E) Kimlik
Uyma ve itaat kavramları “E) Kimlik” değişimi ile doğrudan ilgilenmez.
Uyma, bireylerin grup normlarına veya sosyal beklentilere uygun hareket etmeleri sürecidir. İtaat ise, otorite figürlerine karşı gösterilen uyum veya boyun eğme eylemidir. Her iki kavram da genellikle bireylerin yargıları, düşünceleri, duyguları veya kararları üzerinde etkili olabilir. Bu etkiler, kişinin belirli bir durum veya talep karşısında nasıl düşündüğünü, hissettiğini, yargıladığını veya karar verdiğini etkileyebilir.
Ancak, kimlik değişimi, bireyin kendini nasıl tanımladığı ve kişisel değerleri, inançları ve öz-benlik algısı ile ilgilidir. Kimlik, daha derin ve daha bütüncül bir kavramdır ve genellikle uyma veya itaatın ötesinde, bireyin kendine dair kapsamlı bir anlayışını ifade eder. Uyma ve itaat, kısa vadede bireyin davranışlarını etkileyebilir, ancak bu, genellikle bireyin temel kimliğinde bir değişime yol açmaz. Kimlik, daha uzun vadeli bir süreçte ve daha geniş bir psikolojik ve sosyolojik bağlamda şekilleni.
#17. Karşılıklı-bağımlı benlik yapılanmalarına ilişkin hangisi doğrudur?
Cevap : C) İnsanlar rollerle ilişkili görevler ve yükümlülükler konusunda son derece duyarlıdırlar.
Karşılıklı-bağımlı benlik yapılanmalarına ilişkin doğru olan “C) İnsanlar rollerle ilişkili görevler ve yükümlülükler konusunda son derece duyarlıdırlar.”dır.
Karşılıklı-bağımlı benlik yapılanması, özellikle kolektivist kültürlerde görülen bir benlik anlayışıdır. Bu yapılanmada, bireylerin kimlikleri, gruplarına, ailelerine, sosyal rollerine ve ilişkilerine göre şekillenir. Bireyler, grup üyeliği ve sosyal bağlamdaki rolleriyle tanımlanır ve bu rollerle ilişkili görevler, yükümlülükler ve beklentilere karşı duyarlıdırlar. Karşılıklı-bağımlı benlik yapılanmasında, bireyin topluluk içindeki yerini ve diğer bireylerle olan ilişkisini vurgulayan bir kimlik anlayışı hakimdir.
Diğer seçenekler karşılıklı-bağımlı benlik yapılanmasını doğru şekilde tanımlamaz. A seçeneği, bu yapılanmanın bireylerin kendi tercih ve tutumlarını yok saydığını öne sürer, ki bu yanlıştır. B ve D seçenekleri, daha çok bireyci benlik yapılanmasını tanımlar. E seçeneği de bireyci benlik yapılanmasına işaret eder, burada bireyin kişisel yetenekleri, tercihleri ve özellikleri ön plandadır. Karşılıklı-bağımlı benlik yapılanması, bunun yerine ilişkisel bağlamları ve sosyal rolleri vurgular.
#18. Aşağıdakilerden hangisi tutsak ikilemi deneyinde tarafların itiraf ederek yüksek cezalar almasının sebepleri arasında gösterilemez?
Cevap : A) Deneyi gerçekleştirenin katılımcıları kararlarından caydırarak manipüle etmesi
“A) Deneyi gerçekleştirenin katılımcıları kararlarından caydırarak manipüle etmesi” seçeneği, tutsak ikilemi deneyinde tarafların itiraf ederek yüksek cezalar almasının sebepleri arasında gösterilemez.
Tutsak ikilemi deneyi, bireylerin karşılıklı güven, işbirliği ve kendi çıkarlarını koruma stratejileri üzerine kararlar almasını içeren bir durumu modelleyen bir oyun teorisi senaryosudur. Bu deneyde, deneyi yürüten kişinin katılımcıları manipüle etmesi veya kararlarından caydırması senaryonun temel prensipleriyle uyumlu değildir. Deneyin temel amacı, katılımcıların kendi kararlarını bağımsız olarak alabilmelerini sağlamak ve bu kararların sonuçlarını gözlemlemektir.
Bu nedenle, deneyi yürüten kişinin katılımcıları manipüle etmesi, deneyin doğasına aykırıdır ve tutsak ikilemi deneyinin temel prensipleri ve amaçları dikkate alındığında, katılımcıların itiraf ederek yüksek cezalar almasının sebepleri arasında yer almaz. Katılımcıların kararları daha çok kişisel çıkarlar, güvensizlik, risk değerlendirme ve karşılıklı işbirliği yapma potansiyellerine dayanır.
#19. Aşağıdakilerden hangisi sosyal psikolojinin çalışma alanlarından değildir?
Cevap : D) Siyasi kurumlar
Sosyal psikolojinin çalışma alanları içinde “D) Siyasi kurumlar” doğrudan bir çalışma alanı olarak sayılmaz.
Sosyal psikoloji, bireylerin düşüncelerini, hislerini ve davranışlarını nasıl etkiledikleri ve nasıl etkilendikleri bağlamında sosyal etkileşimleri ve sosyal ortamları inceler. Bu disiplin, toplum-kişi etkileşimi (A), gruplar arası farklılıklar (B), gruplar arası etkileşim (C) ve kişiler arası etkileşim (E) gibi konuları kapsar. Bu alanlar, bireyler ve gruplar arasındaki etkileşimlerin, tutumların, inançların ve davranışların nasıl şekillendiğini ve anlamlandırıldığını incelemeye odaklanır.
Ancak, siyasi kurumlar doğrudan sosyal psikolojinin çalışma alanı değildir. Siyasi kurumlar genellikle siyaset bilimi ve kamu yönetimi gibi disiplinlerin inceleme alanına girer. Elbette, siyasi kurumlar ve sosyal psikoloji arasında kesişimler olabilir; örneğin, siyasi kurumlar ve süreçlerdeki bireysel ve grup davranışlarının analizi sosyal psikoloji tarafından ele alınabilir. Ancak, siyasi kurumların kendileri, sosyal psikolojinin doğrudan çalışma konusu değildir.
#20. Aşağıdakilerden hangisi sosyal kolaylaştırmanın ortaya çıkmasında etkili değildir?
Cevap : E) Yalnızlık
Sosyal kolaylaştırmanın ortaya çıkmasında etkili olmayan faktör “E) Yalnızlık”tır.
Sosyal kolaylaştırma, bireylerin diğer insanların varlığında veya değerlendirilme ihtimali olduğunda performanslarının etkilenmesi durumudur. Genellikle, bireyler başkalarının varlığında daha yüksek bir performans gösterme eğilimindedir, özellikle de görev basit veya iyi öğrenilmişse. Bu durum, aşağıdaki faktörlerle güçlenir:
A) Performansın incelenmesine ilişkin kaygı – Başkaları tarafından izleniyor olma düşüncesi performansı etkileyebilir.
B) Değerlendirilme düşüncesi – Başkalarının yargılarına maruz kalma ihtimali performansı etkileyebilir.
C) Diğerlerinin varlığı – Diğer insanların fiziksel varlığı performansı etkileyebilir.
D) Dikkat dağılması – Diğer insanların varlığı dikkati dağıtabilir ve bu da performansı etkileyebilir.
Ancak, “yalnızlık”, yani diğer insanların var olmaması durumu, sosyal kolaylaştırma kavramının temel dinamiklerine uymaz. Sosyal kolaylaştırma, diğer insanların varlığından kaynaklanan bir fenomendir ve bu varlık olmadığında, yani yalnızken, sosyal kolaylaştırma mekanizması devreye girmez.
SONUÇ
Sosyal Psikolojiye Giriş-1 2023-2024 Final Soruları
Auzef Sosyoloji Final Soruları
Auzef Felsefe Final Soruları
Sosyal Psikolojiye Giriş-1 2023-2024 Final Soruları
Auzef Sosyoloji Final Soruları
Auzef Felsefe Final Soruları
HD Quiz powered by harmonic design
Auzef Sosyoloji Final Soruları
Auzef Felsefe Final Soruları
Sosyal Psikolojiye Giriş-1 |
Sosyal Psikolojiye Giriş-1 2023-2024 Final Soruları