TAR201U – Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | ||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Tanzimat Dönemi: Osmanlı Modernleşmesinin TemelleriOsmanlı Devleti, tarihsel bir dönemeç olan Tanzimat Fermanı ile yeni bir devrin kapılarını aralamıştır. Gülhane Hatt-ı Hümayunu olarak da bilinen bu ferman, 3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti’nde bir dizi reformu başlatmış ve modernleşme sürecini hızlandırmıştır. Fermanın ilanıyla birlikte ortaya çıkan umutlar, Osmanlı Devleti’nin coğrafi avantajları ve yetenekli halkıyla kısa sürede eski kudretine kavuşabileceği beklentisini içeren bir atmosferi yaratmıştır. Ancak bu beklentiler, Tanzimat döneminde gerçekleştirilen reformların zorluğunu ve karmaşıklığını yansıtmaktadır. Tanzimat Fermanı, birçok önemli ilkeyi içermektedir. Herkesin kanun önünde eşit olduğu, kimse yargılanmadan cezalandırılmayacağı, mal, can ve namus güvencesinin devlet garantisi altında olduğu maddeler arasında yer almaktadır. Ancak, bu ilkeler arasında parlamentonun kurulmasıyla ilgili bir madde bulunmamaktadır. Osmanlı Müslüman halkı, Tanzimat dönemiyle birlikte seçimlerle tanışmıştır. Muhassıllık Meclisleri, bu süreçte seçimlerin gerçekleştirildiği önemli kurumlardan biridir. Bu dönemde Osmanlı toplumu, siyasi süreçlere daha etkin bir şekilde katılma fırsatı bulmuştur. Askeri alanda yapılan düzenlemeler de Tanzimat döneminin önemli unsurlarından biridir. Askerlik yaşı 20’ye çıkarılmış, askerlik süresi 5 yıl olarak belirlenmiş ve yeniçeri ocağı kaldırılmıştır. Bu değişiklikler, Osmanlı ordusunun modernizasyonunu amaçlamıştır. Eğitim alanında da önemli adımlar atılmıştır. Meclis-i Maarif-i Umumiye’nin kurulması, Galatasaray Sultanisi’nin açılması ve Darülmuallimin’in faaliyete geçmesi, eğitimde yapılan reformların sadece birkaç örneğidir. Ancak, bu dönemde ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi gibi bazı uygulamalar da eleştirilere neden olmuştur. Tanzimat döneminde görülen diğer önemli düzenlemeler arasında, Nizamiye Mahkemeleri’nin kurulması ve Duyun-ı Umumiye’nin Osmanlı Devleti’nin mali yapısını elinden alan bir “devlet içinde devlet” oluşturması yer almaktadır. Bu gelişmeler, devletin yönetim yapısında köklü değişikliklere işaret etmektedir. 1876 Anayasası, Tanzimat’ın bir sonucu olarak ortaya çıkan önemli belgelerden biridir. Bu anayasa, Osmanlı Devleti’nde padişahın yetkilerini kısıtlayarak meclisi ön plana çıkarmıştır. Ancak, tarih boyunca bu ilk Türk Anayasası olarak bilinen Kanun-i Esasi, Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı zorluklara tam anlamıyla çözüm olamamıştır. Tanzimat Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının başlangıcı olarak tarihe geçmiştir. Ancak, bu dönemde gerçekleştirilen reformlar ve alınan kararlar, Osmanlı Devleti’nin karşılaştığı siyasi, ekonomik ve toplumsal zorluklar karşısında yeterli olamamıştır. Bu süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonraki dönemlerde karşılaşacağı daha büyük sorunların habercisi olmuştur.
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Osmanlı İmparatorluğu’nun Zorlu Dönemi ve Toplumsal Değişim: Bir AnalizOsmanlı Devleti, XIX. yüzyılın ortalarına doğru içinde bulunduğu zorlayıcı durumdan kurtulma çabalarıyla önemli bir değişim sürecine girmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan çeşitli fikir akımları, özellikle II. Abdülhamid döneminde etkili olmuş ve ülkede sosyal, kültürel ve politik anlamda önemli değişikliklere yol açmıştır. 1. İslamcılığın Önceliği: Osmanlı Devleti’nin Ruhani Yeniden YapılandırılmasıPadişah II. Abdülhamid’in yönetimi döneminde, Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zor durumu aşma çabalarında öncelikli olarak İslamcılık akımına ağırlık verilmiştir. Bu ideoloji, devletin temelini İslam değerlerine dayandırarak Osmanlı halkını birleştirmeyi ve içsel bir denge sağlamayı amaçlamıştır. 2. Eğitim Politikalarındaki Değişim: Batılılaşma ve Medrese ReformlarıII. Abdülhamid döneminde eğitim politikaları da önemli bir değişim geçirmiştir. Batı tarzı eğitim veren okulların sayısındaki artış, medreselerin ıslah edilmesi ve coğrafya, tarih gibi modern ilimlerin medreselerde okutulmasının sağlanması, devletin eğitim alanındaki dönüşüm çabalarını yansıtmaktadır. Ancak, bu dönemdeki eğitim politikalarının bir çelişkisi olarak, ortaöğretimde geleneksel eğitimle yetişen çocukların, ilerleyen dönemde karşılaştıkları modern eğitimle zorluklar yaşadığı belirtilmektedir. 3. II. Meşrutiyet Dönemi ve “Sopalı Seçimler”II. Meşrutiyet döneminde, Osmanlı Devleti’nde oluşan Meclislerin seçimleri halk tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu süreçte 1912 Seçimi, “sopalı seçimler” olarak anılan zorlu bir süreci simgeler. Bu seçimde halkın oy kullanma özgürlüğünün kısıtlandığı ve baskılar altında gerçekleştiği ifade edilmektedir. 4. Hukuk Alanındaki Gelişmeler: II. Meşrutiyet DönemiII. Meşrutiyet döneminde hukuk alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Adliye Mahkemeleri ile Sıkıyönetim Mahkemeleri arasındaki görev ve yetkilerin ayrılması, Şer’i Mahkemelerin Adalet Bakanlığı’na bağlanması, Divan-ı Ahkam-ı Adliye’nin kurulması ve İsviçre Medeni Kanunu’nun tercüme edilerek yayınlanması gibi adımlar, hukuki alandaki modernleşme çabalarını yansıtmaktadır. 5. Hakimiyet-i Milliye Anlayışı ve Padişahın Onayı: V. Mehmet Reşat1909 yılında yapılan düzenlemelerle “Hakimiyet-i Milliye” anlayışı öne çıkmıştır. Bu dönemde Padişahın, tahta çıkışında Meclis-i Umumide Şer’i Şerif ve Kanun-i Esasi hükümlerine uyacağına, vatan ve millete sadakat edeceğine dair yemin etmesi şartı getirilmiş ve bu şartı yerine getiren ilk padişah V. Mehmet Reşat olmuştur. 6. Meclislerin Ömrü: 1914 Meclis-i Mebusan’ıOsmanlı Devleti’nde meclislerin ömrü genellikle kısa olmuş ve fesihlerle kapatılmıştır. Ancak, bu süreç içinde en uzun ömürlü olan Meclis, 1914 Meclis-i Mebusan’ı olmuştur. 7. Trablusgarp Savaşı’nın Sonuçları ve İtalyan İşgaliTrablusgarp Savaşı, Osmanlı Devleti için önemli sonuçlar doğurmuştur. Uşi Anlaşması ile savaş sona ererken, Osmanlı Devleti Bingazi ve Trablusgarp üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçmiş ve Kuzey Afrika’daki son topraklarını kaybetmiştir. Ancak, Trablusgarp Savaşı’nın Balkan Savaşının başlamasında etkili olduğu ifade edilmiştir. 8. İlk Savaş Stajı: Trablusgarp SavaşıGerek Enver Bey’in gerekse de Mustafa Kemal ve arkadaşlarının “düşman karşısında en çetin şartlar altında yerli halkla beraber geçirdikleri ilk savaş stajı,” Trablusgarp Savaşı olmuştur. Bu savaş, lider kadroların askeri deneyim kazandığı önemli bir dönem olarak öne çıkmıştır. 9. Balkan Savaşları ve İttifaklar: Romanya’nın RolüBalkan Savaşları’nda Osmanlı Devleti’ne karşı çeşitli Balkan devletleri ittifak halinde savaşa girmiştir. Ancak, I. Balkan Savaşı’nda Romanya’nın yer almaması, bu sürecin karmaşıklığını göstermektedir. 10. Balkan Savaşları ve Anlaşmalar: Yanıltıcı BilgilerBalkan Savaşları ile ilgili bilgiler arasında, I. Balkan Savaşı’nın Londra Anlaşması ile sona erdiği ve Yunanistan’ın Midye-Enez hattına kadar geldiği bilgileri doğru değildir. Bu savaş, Londra Anlaşması yerine İstanbul Anlaşması ile sona ermiştir ve Yunanistan’ın sınırları Midye-Enez hattına kadar genişlememiştir. Sonuç olarak, XIX. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu zorlu dönem, çeşitli ideolojik, siyasi ve toplumsal değişimlere yol açmıştır. Bu değişimler, Osmanlı Devleti’nin çalkantılı bir geçiş döneminden Cumhuriyet dönemine evrilmesinde önemli bir rol oynamıştır
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Sanayi İnkılabı ve Dünya Tarihi: Bir Dönemin YankılarıDünya tarihi, pek çok önemli olaya ve döneme tanıklık etmiştir. Bu dönemlerden biri de Sanayi İnkılabı’dır. Sanayi İnkılabı, 18. yüzyılın sonlarından itibaren başlayarak, toplumları ve ekonomileri temelinden değiştirmiş bir dönemdir. Ancak, bu inkılabın etkileri sadece ekonomik alanla sınırlı kalmamış, aynı zamanda siyasi ve sosyal alanlarda da derin izler bırakmıştır. Sanayi İnkılabı’nın sonuçlarına baktığımızda, gelişmiş ülkelerin ham madde ihtiyacının arttığı, pazar ihtiyacının arttığı ve uluslararası ilişkilerin temelini ticari ilişkilerin oluşturduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Ancak, bu sonuçlar arasında dikkat çeken bir ayrıntı da sömürgecilik faaliyetlerinin azalmasıdır. Gelişmiş ülkelerin ekonomik gücünün artmasıyla birlikte, sömürgecilik faaliyetleri gerilemiş ve bağımsızlık hareketleri güç kazanmıştır. Coğrafi keşiflerle birlikte dünya ticaretinin yollarının değiştiği bir diğer dönem ise Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü zamanlardır. Osmanlı Devleti, özellikle Kafkas Cephesi’nde Rusya’ya karşı savaşarak hakimiyet alanını genişletmiş ve dünya ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Ancak, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda yaşadığı zorlu mücadeleler sonucunda, bazı toprakları kaybetmesi kaçınılmaz olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında alınan Ermeni Tehciri kararı, Osmanlı Devleti’nin içsel zorluklarını ve dışsal tehditleri yansıtan önemli bir karardır. Bu kararın alınmasındaki koşullar, özellikle Kafkas Cephesi’nde yaşanan gelişmelerle bağlantılıdır. Osmanlı Devleti, bu dönemde farklı cephelerde mücadele verirken, içerideki sorunlarıyla da boğuşmak durumunda kalmıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğindeki Türk milleti, I. Dünya Savaşı’nda çeşitli cephelerde mücadele etmiştir. Ancak, bu cepheler arasında dikkat çeken bir ayrıntı vardır: Kanal Cephesi’nde savaşılmamıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın stratejik tercihleri ve liderlik yetenekleri, Türk Kurtuluş Savaşı’nın kritik dönemlerinde ön plana çıkmıştır. Sonuç olarak, TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersinde işlenen konular, dünya tarihinin önemli dönemlerini ve bu dönemlerin Türkiye üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Sanayi İnkılabı’nın ekonomik, siyasi ve sosyal sonuçları, coğrafi keşiflerin dünya ticaretine etkileri, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndaki rolü ve Türk milletinin kurtuluş mücadelesi, tarih boyunca yaşanan büyük değişimleri ve bu değişimlerin toplumlara etkilerini anlamamıza katkı sağlamaktadır
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Vize SorularıAnadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Milli Mücadele ve Türk İstiklal Harbi: Bağımsızlık Mücadelesinin İzindeTürkiye’nin tarih sahnesindeki önemli dönemlerinden biri, Milli Mücadele ve Türk İstiklal Harbi’dir. Bu süreç, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesidir. Atatürk’ün liderliğindeki Türk halkı, işgalci güçlere karşı ortak bir direniş göstermiş ve ulusal bir kurtuluş savaşı vermiştir. Bu süreç, tarihimizin kritik bir dönemidir ve birçok önemli olayı içermektedir. İzmir’in Kaderi: Paris Barış Konferansı’nda Dönüşen Diplomasiİlk olarak, İzmir’in kaderini belirleyen Paris Barış Konferansı’na odaklanalım. İtalya’ya verilmesi planlanan İzmir, İngiltere’nin çabaları sonucu Yunanistan’a verilmiştir. Bu diplomasi manevrası, İngiltere’nin bölgedeki dengeyi şekillendirme isteğini yansıtmaktadır. İngiltere, kolayca yönlendirebileceği bir devletin İzmir’i almasını tercih etmiş ve stratejik önemi azalan İtalya’nın yerine Yunanistan’ı tercih etmiştir. Amasya Genelgesi ve İstiklal Savaşı YöntemiAmasya Genelgesi, Türk İstiklal Savaşı’nın önemli bir belgesidir. Bu belgede, Türk milletinin kendi azim ve kararıyla istiklalini kazanacağı vurgulanmıştır. Bu, ulusal bağımsızlığın ancak milletin iradesiyle mümkün olabileceği anlamına gelmektedir. İstiklal Savaşı’nın temel stratejisi, milletin birlik ve beraberliği etrafında şekillenmiş ve Türk milletinin ortak kararlılığıyla gerçekleşmiştir. Manda ve Himaye Reddi: Tam Bağımsızlığın İfade EdilmesiSivas Kongresi’nde alınan kararlar arasında en dikkat çekici olanı, manda ve himaye fikrinin kesin dille reddedilmesidir. Bu karar, Türk milletinin tam bağımsızlığına olan kararlılığını ifade etmektedir. Millet, dış güçlere bağlı olmadan kendi kaderini tayin etme ve tam anlamıyla bağımsız bir devlet olma kararını almıştır. TBMM’nin Yetkileri ve Yürütme ErkiTBMM’nin kurulmasıyla birlikte, ülkede önemli siyasi değişiklikler yaşanmıştır. TBMM, üstünde hiçbir güç ve makamın olmadığı, yasama ve yürütme yetkisine sahip bir meclis olarak ortaya çıkmıştır. Bu durum, saltanatın yok sayılması ve ülkede kabine sisteminin benimsenmesi anlamına gelmektedir. Misak-ı Millî ve Ekonomik HedeflerMisak-ı Millî’nin kabulü, ulusal sınırların belirlenmesi, İstanbul ve Marmara’nın güvenliği gibi siyasi konuların yanı sıra ekonomik hedefleri de içermiştir. Siyasi, adli ve mali alanda gelişmeyi engelleyen sınırlamaların kaldırılması, milletin ekonomik bağımsızlığını güçlendirmeyi amaçlamıştır. İstanbul’un İşgali ve TBMM’nin AçılmasıTBMM’nin açılmasının öncesinde İstanbul’un işgali yaşanmıştır. İstanbul’un işgali, TBMM’nin kurulmasını hızlandırmış ve milli iradenin Anadolu’ya hakim olmasını sağlamıştır. Artık İstanbul, Anadolu’ya hakim olmak bir yana, Anadolu’ya tabi olmak durumunda kalmıştır. Güney Cephesi ve Milli Mücadele HaritasıMilli Mücadele döneminde Güney Cephesi önemli bir stratejik konumda yer almıştır. Fransızlarla mücadele, Kuva-yı Milliye birliklerinin kurulması, Antep, Urfa, Maraş’ın kurtarılması gibi olaylar bu cephenin özelliklerini oluşturmuştur. Güney Cephesi, Türk milletinin birlik ve direnişinin simgelerinden biri olmuştur. Antlaşmalar ve Zaferler: Siyasi Başarıların TamamlanmasıTürk İstiklal Harbi, sadece askeri zaferlerle değil, aynı zamanda imzalanan antlaşmalarla da tamamlanmıştır. I. İnönü Savaşı’ndan sonra Moskova Antlaşması, Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra Ankara Antlaşması, Başkomutanlık Meydan Savaşı’ndan sonra Mudanya Ateşkes Antlaşması bu dönemin önemli siyasi başarılarıdır. Bu antlaşmalar, savaş alanındaki zaferlerin siyasi başarılarla taçlandırılmasını simgeler. Türk İstiklal Harbi’nin Evrensel BoyutuTürk İstiklal Harbi, sadece Anadolu Türklüğü için değil, tüm Türk âlemi için bir mücadele olarak görülmüştür. Buhara, Azerbaycan ve Kıbrıs Türklerinin maddi destekleri, Türk milletinin birlik ve dayanışma içinde olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda, Türk İstiklal Harbi’nin evrensel boyutu, Türk milletinin ortak mücadele ve dayanışma kültürünü yansıtmaktadır. Türk İstiklal Harbi, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde gösterdiği mücadele ruhunu, bağımsızlık ve özgürlük aşkını simgeler. Bu dönem, Türkiye’nin modern tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en önemli örneklerinden biri olarak hatırlanır
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Final SorularıAnadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Türkiye Cumhuriyeti’nin Temelleri: Büyük Millet Meclisi ve İlkelerTürkiye’nin modern tarihindeki önemli dönemeçlerden biri, Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve belirlenen ilkelerdir. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersinin altıncı ünitesindeki sorular, bu önemli döneme odaklanmaktadır. Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği anayasal sistem, Kuvvetler Birliği olarak belirlenmiştir. Bu tercih, meclisin yasama, yürütme ve yargının tek bir merkezde toplandığı bir sistemi benimsemesini ifade eder. Ancak, bu tercihin arkasındaki düşünce ve mantık karmaşıktır. Meclis’in ilk hazırladığı anayasa, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’dur. Bu belge, Türkiye’nin hukuki temellerini atan önemli bir adımdır. Ancak, bu kanunun temelinde, Mustafa Kemal Paşa’nın hazırladığı halkçılık programı yer almaktadır. Bu, Türkiye’nin yeni kurulan devletinin temel felsefesini belirleyen bir unsurdur. Meclis’in yasama, yürütme ve yargının bir araya gelmesinin sebepleri arasında, cumhuriyet kuramının bir zorunluluk olarak görmesi de bulunmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin o dönemdeki siyasi ve sosyal koşullarına dayanmaktadır. Meclis, millî mücadele gelişmelerini meşru müesseseler eliyle yönetme ihtiyacını hissetmiş, bu da kuvvetler birliği sistemini beraberinde getirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni oluşturan milletvekillerinin çoğunluğu, sivil bürokrasi kökenlidir. Bu durum, Osmanlı toplumundaki düşük okur yazar oranına rağmen, meclis üyelerinin eğitim seviyesinin neden yüksek olduğunu açıklar. Meclis üyelerinin çeşitli kesimlerden gelmesi, toplumun geniş bir yelpazesini temsil etmelerine olanak tanımıştır. Cumhuriyetin ilk partisi olan Halk Fırkası’nın kuruluşu, Türkiye’nin çok partili siyasi hayatına geçişin bir işaretidir. Mustafa Kemal Paşa, bu partiyi kurarken Türk halkının tamamını temsil etmeyi hedeflemiştir. Bu, çiftçilerden işçilere, askerlerden büyük sermaye sahiplerine kadar geniş bir kesimi kapsayan bir yaklaşımı ifade eder. İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde ortaya çıkan Yeşil Ordu, bolşevizme yönelen bir grup olarak belirtilmiştir. Bu, o dönemdeki siyasi atmosferdeki çeşitli akımları ve eğilimleri yansıtan önemli bir olaydır. İkinci dönem TBMM’de kurulan Halk Fırkası, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Gurubu’na dayanmaktadır. Bu, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi sırasında önemli bir rol oynayan ve millî iradeyi temsil eden bir gurubun parlamentoda güç kazanmasını simgeler. Bu sorular ve cevapları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemine ait önemli olayları, politik tercihleri ve ideolojik temelleri ele almaktadır. Türkiye’nin modernleşme sürecinin temel taşlarından biri olan Büyük Millet Meclisi, ülkenin bugünkü yapısının oluşturulmasında kritik bir rol oynamıştır
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Final SorularıAnadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
Aöf Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Ünite 7 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik Dönüşümü ve Atatürk DönemiOsmanlı İmparatorluğu, tarihi boyunca pek çok önemli dönemi içinde barındırmış, ekonomik, sosyal ve siyasal değişimlere tanıklık etmiştir. Bu değişimlerden biri de Birinci Dünya Savaşı yıllarında tarım kesiminde yaşanan dönüşümlerdir. Savaşın etkisiyle tarımsal üretimin azalması, devletin çeşitli politika ve uygulamalara yönelmesine neden oldu. Bu süreçte, tarımda çalışma ve ekme yükümlülüğü getirilerek, üretimin askeri ihtiyaçlara yönlendirilmesi amaçlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik yapısındaki bir diğer önemli dönemeç ise 1873 yılında yaşandı. Bu yıl, ülke içinde gümrük birliği oluşturulması ve ulusal düzeyde pazar genişlemesinin mümkün hale gelmesiyle bilinir. Bu gelişme, ekonomik entegrasyonu destekleyerek ülkenin ticaret potansiyelini artırmıştır. Osmanlı Devleti’nde ekonomik faaliyetlerdeki dengesizlikler, özellikle büyük kentlerdeki az sayıda sınai faaliyetin yabancıların ya da ülkede yaşayan azınlıkların elinde olmasıyla belirginleşmiştir. Ancak, bu durum II. Meşrutiyet Dönemi’nde değişmeye başlamış, Müslüman Türkler gerçek anlamda ekonomik faaliyetlere ilgi göstermeye başlamıştır. Bununla birlikte, Osmanlı Devleti’nin ekonomik dönüşüm sürecinde 1913 yılında çıkarılan “Geçici Sanayi Kanunu” önemli bir adımdır. Bu kanun, küçük sanayiyi teşvik etmek ve yerli malını korumak amacıyla çıkarılmıştır. Vergi muafiyeti, bedava arazi, geçici gümrük muafiyeti gibi hükümler içeren bu kanun, sanayi sektörünün gelişimine katkıda bulunmuştur. Elektrik enerjisinin Osmanlı Devleti’nde kullanılmaya başlanması ise 1902 yılında Adana’da gerçekleşti. Bu, ülkede teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin bir göstergesi olarak kabul edildi. Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik dönüşümü, 1856 yılında İzmir-Aydın hattı için İngiltere’ye verilen ilk demir yolu imtiyazıyla da simgelenir. Bu, demiryolu ağının gelişimine ve ulaşımın modernleşmesine yönelik atılmış önemli bir adımdır. Osmanlı Devleti’nin ekonomik alandaki bir diğer yeniliği, 1840 yılında “Kaime” adı verilen kağıt para uygulamasıdır. Bu, mali sistemdeki gelişmelere işaret eder. 1917 yılında ise Osmanlı Devleti, yerli sermayeyle kurulan ilk banka olan “İtibar-ı Milli Bankası”nı kurarak ekonomik alandaki yapılanmasını güçlendirmiştir. Ancak, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde siyasi ve ekonomik sorunlar birbirine bağlı hale gelmiştir. Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclisi’nin toplanamaması, 1919 yılında bütçenin onaylanamamasına yol açmıştır. Lozan Antlaşması ile Osmanlı borcu olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne düşen payın 115 milyon lira olması, devletin ekonomik bağımsızlık mücadelesini simgeler. Türkiye, bu borcu ödeyerek ekonomik bağımsızlığını ilan etmiş ve Cumhuriyet döneminde daha fazla ekonomik reforma imza atmıştır. Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik dönüşümü, birçok iç ve dış etkene bağlı olarak gerçekleşmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda temel atılarak devam etmiştir.
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Final SorularıAnadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi |
AÖF Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
TAR201U Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1 Ünite 8 | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Lozan Konferansı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Temelleri: Bir İnkılap YolculuğuTürkiye’nin tarih sahnesindeki önemli dönemlerden biri, Lozan Konferansı ve ardından gelen süreçlerdir. Bu dönem, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanması ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılması açısından kritik bir dönemdir. Lozan Konferansı, 1922-1923 yılları arasında gerçekleşen ve Türk devletinin bağımsızlık savaşı sonrasında yeni sınırlarını belirlediği bir süreci temsil eder. Konferansa, çeşitli devletler katılmış ve önemli meseleler görüşülmüştür. Sovyet Rusya’nın sadece Boğazlar konusunu görüşmek üzere katılması, Lozan’ın karmaşıklığını ve çeşitliliğini yansıtan bir detaydır. Lozan’da ele alınan meseleler arasında I. Patrikhane, savaş tamiratı, dış borçlar ve nüfus mübadelesi gibi konular bulunmaktadır. Bu meselelerin Türkiye ve Yunanistan’ı ilgilendiren konular olup olmadığı sorusu ise, çeşitli antlaşmalar ve anlaşmalarla şekillenmiştir. Patrikhane ve nüfus mübadelesi gibi meseleler, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkileri doğrudan etkilemiş ve Lozan Antlaşması’na damgasını vurmuştur. Lozan Antlaşması’nın egemenlik haklarını sınırlandıran hükümlerden kurtulmasını sağlayan önemli bir belge ise Montrö Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme, Türkiye’nin egemenlik alanını genişletmiş ve uluslararası alanda daha etkin bir rol oynamasına olanak tanımıştır. Lozan Konferansı’na katılan devletler arasında Amerika’nın antlaşmayı imzalamamış olması, dönemin uluslararası ilişkilerindeki karmaşıklığı gösteren bir örnektir. Türkiye’nin Misak-ı Milli’ye uygun olarak çözümlenen meseleler arasında ise Kapitülasyonlar bulunmaktadır. Bu, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi sırasında elde ettiği kazanımlardan biridir. Mudanya Konferansı, Lozan öncesi dönemin önemli bir olayıdır. Ancak Yunanistan’ın bu konferansa katılmamış olması, dönemin uluslararası dinamiklerini ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesiyle kazandığı siyasi avantajları gösterir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İstanbul’daki temsilcisi olarak Refet Paşa’nın rolü, dönemin politik liderlik dinamiklerini yansıtırken, Ankara’nın başkent seçildiği tarih olan 13 Ekim 1923, Türkiye’nin modernleşme ve değişim sürecindeki önemli bir adımdır. 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası alanda tanınan bir bağımsızlık ve egemenlik simgesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Saltanat’ı kaldırdığı tarih olan 1 Kasım 1922, Türk devletinin siyasi yapısında gerçekleşen önemli bir dönüşümü temsil eder. Lozan Konferansı ve sonrasındaki süreçler, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin başarılı bir sonuçla tamamlanması ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sürecini işaret eder. Bu dönem, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde gösterdiği mücadele ve azmin bir simgesidir
Anadolu Üniersitesi Açık Öğretim Fakültesi Sınav sorualrı |