Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme
Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme
#1. Güvenilir bir ölçme hangi özelliklere sahip olmalıdır?
Cevap : D) Farklı günlerde yapılan aynı test benzer sonuçlar verir.
NOT: Güvenilir bir ölçme, aynı testin farklı zamanlarda tekrarlanması durumunda benzer sonuçlar vermelidir. Güvenilirlik, bir ölçme aracının ve sürecinin ne kadar istikrarlı ve güvenilir olduğunu gösteren bir kavramdır. Eğer aynı test farklı günlerde uygulandığında benzer sonuçlar elde ediliyorsa, bu ölçme aracının güvenilir olduğu söylenebilir.
Güvenilirlik, ölçme aracının doğru ve tutarlı sonuçlar üretme yeteneği anlamına gelir. Bir ölçme aracı güvenilir ise, aynı kişi tarafından farklı zamanlarda veya farklı kişiler tarafından uygulandığında sonuçlar benzer olacaktır. Güvenilirlik, ölçülen özelliğin gerçek durumunu doğru bir şekilde yansıtması açısından önemlidir.
Diğer seçeneklerde yer alan özellikler güvenilirlikle örtüşmez. Örneğin, A seçeneğinde farklı eğitmenler tarafından değerlendirildiğinde farklı sonuçlar bulunması, ölçmenin güvenilir olmadığını gösterir. B seçeneğinde, aynı testin tamamen birebir aynı sonuçları vermesi pek mümkün değildir çünkü bazı ölçme hataları veya öğrencilerin performansında zaman içindeki değişiklikler olabilir. C seçeneği, güvenirlikle sadece yazılı sınavlar için sınırlıdır ve genel bir tanım değildir. E seçeneğinde ise farklı günlerde yapılan testlerin farklı sonuçlar vermesi, güvenilirlik açısından istenmeyen bir durumdur.
#2. Dil Deneyimi Yaklaşımı (LEA) hangi prensibi vurgular?
Cevap : D) Kişisel deneyimlerin ve sözlü dilin kullanılması
NOT: Dil Deneyimi Yaklaşımı (Language Experience Approach – LEA), dil öğrenme sürecinde öğrencilerin kişisel deneyimlerini ve sözlü dilini temel alarak öğrenmeyi vurgulayan bir yöntemdir. Bu yaklaşımda, öğrencilerin günlük yaşantıları, deneyimleri, hikayeleri ve konuşmaları, dil öğrenme sürecinde kullanılır.
LEA, özellikle erken okuma ve yazma öğrenme aşamalarında kullanılan bir yöntemdir. Öğrencilerin kişisel deneyimleri ve sözlü dil kullanımı, öğrenmenin temelini oluşturur. Öğrenciler, kendi yaşantılarından ve günlük hayatlarından ilham alarak öğrenme materyalleri oluşturur ve bu materyaller üzerinden okuma ve yazma becerilerini geliştirirler.
Öğrenciler, konuşmalarını ve hikayelerini yazılı metinlere dönüştürürken dil bilgisini ve yazma becerilerini geliştirirler. Bu süreç, öğrencilerin dildeki anlam ve anlatım becerilerini güçlendirirken özgüvenlerini artırır ve dil öğrenme sürecini daha anlamlı ve kişisel hale getirir.
LEA, öğrencilerin kendi dil becerilerine dayalı olarak dil öğrenmeyi ve iletişim kurmayı teşvik eder. Bu yaklaşım, dilin gerçek yaşam bağlamında kullanılmasını ve öğrencilerin dil öğrenme sürecine aktif katılımını destekler.
#3. İkinci dil kullanıcılarının teknoloji odaklı sanal ortamlarda hangi tür çalışmaları yaptıkları gözlemlenmiştir?
Cevap : A) Yaratıcı yazma
NOT: İkinci dil kullanıcıları, yani ikinci bir dili öğrenen veya kullanan kişiler, teknoloji odaklı sanal ortamlarda çeşitli çalışmalar yapabilirler. Gözlemler, bu tür ortamlarda özellikle yaratıcı yazma faaliyetlerine yoğunlaştıklarını göstermiştir.
Teknoloji ve internetin yaygın kullanımı sayesinde, ikinci dil öğrenenler ve kullanıcılar çevrimiçi platformlarda yaratıcı yazma deneyimlerine katılabilirler. Blog yazma, kısa hikayeler yazma, şiir yazma, dijital mektuplar oluşturma gibi yaratıcı yazma etkinlikleri sanal ortamlarda popüler hale gelmiştir. Ayrıca, sosyal medya platformları ve dil öğrenme uygulamaları, ikinci dil kullanıcılarına dil becerilerini geliştirmek için yazılı ifade becerilerini uygulama fırsatı sunar.
Yaratıcı yazma, ikinci dil öğreniminde hem dil bilgisi ve kelime dağarcığı kullanımını pekiştirir hem de öğrencilerin ifade yeteneklerini geliştirir. Teknoloji odaklı sanal ortamlar, ikinci dil öğrenenlere yazılı metinleri paylaşma, geribildirim alma ve etkileşimli olarak yazma deneyimi yaşama imkanı sunar. Bu da dil öğrenme sürecini daha etkili ve keyifli hale getirir.
#4. Süreç temelli yazma yaklaşımının hangi özelliği küçük çocukların İngilizce yazma becerilerini geliştirmeye yardımcı olur?
Cevap : A) Akıcılığa vurgu yapma
NOT: Süreç temelli yazma yaklaşımı, yazma becerilerini geliştirmek için öğrencilerin yazma sürecine odaklanan bir yöntemdir. Bu yaklaşım, öğrencilere yazma sürecinin önemini vurgular ve yazma becerilerini geliştirmek için bir dizi stratejiyi içerir. Bu stratejilerden biri de akıcılığa vurgu yapmaktır.
Küçük çocukların İngilizce yazma becerilerini geliştirmeye yardımcı olmak için akıcılığa vurgu yapmak önemlidir çünkü akıcı bir şekilde yazmak, çocukların düşüncelerini düzenli ve anlaşılır bir şekilde ifade etmelerini sağlar. Akıcı yazı yazmak, yazının akışını ve bütünlüğünü korumaya yardımcı olur ve okuyucunun yazıyı daha kolay anlamasına olanak tanır.
Bu süreç temelli yaklaşım altında, çocuklar yazarken sık sık düzenlemeler yapabilir ve yazılarını sürekli olarak geliştirebilirler. Bu süreçte yazma, birbirini takip eden adımların (planlama, taslak yazma, düzenleme, düzeltme vb.) birbiriyle bağlantılı olduğu bir süreç olarak görülür. Bu süreçte çocuklar, yazma sürecinin bir parçası olarak yazılarını defalarca gözden geçirerek ve düzenleyerek akıcılığını artırabilirler.
Dolayısıyla, Süreç temelli yazma yaklaşımının akıcılığa vurgu yapma özelliği, küçük çocukların İngilizce yazma becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
#5. Dil aktarımı (translanguaging) ile ilgili bakış açısına göre, dilsel kaynaklar nasıl bir etkileşim halindedir?
Cevap : A) Birbirlerini tamamlarlar ve yeni repertuarlar yaratırlar.
NOT: Dil aktarımı (translanguaging), dilbilimsel bir kavramdır ve dilin sınırlarını aşarak, farklı diller arasında etkileşime dayalı bir dil kullanımı anlamına gelir. Dil aktarımı, kişinin çok dilli becerilerini ve dilsel kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmasını içerir. Bu bakış açısına göre, dilsel kaynaklar (farklı diller) birbirlerini tamamlarlar ve yeni dil repertuarları oluşturmak için bir arada kullanılırlar.
Dil aktarımı, bir kişinin sahip olduğu dil bilgisi, dil yapıları ve kelime dağarcığı gibi dilsel kaynakları, farklı dil alanları arasında geçiş yaparak kullanmasına izin verir. Örneğin, bir kişi bir dilde konuşurken veya yazarken, başka bir dildeki dilbilgisi öğelerini veya kelime dağarcığını da kullanabilir. Bu, kişinin düşüncelerini ve iletişimini daha etkili bir şekilde ifade etmesini sağlar ve dil becerilerini zenginleştirir.
Dil aktarımı, dil bariyerlerini kırmayı ve dil kullanıcılarının dil becerilerini daha etkili ve etkileyici bir şekilde kullanmasını sağlar. Bu süreç, dilin statik bir varlık olmadığını, sürekli olarak değişen ve gelişen bir repertuar olduğunu vurgular. Dil aktarımı, çok dilli bireylerin kendilerini ifade ederken dilsel kaynakları serbestçe kullanabileceği, dil ve kültür arasında güçlü bir bağlantı olduğu ve dilin sadece iletişim aracı değil, aynı zamanda kimlik ve kültürel kimlik ifadesi olduğu fikrini destekler.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#6. Erken çocuklukta yabancı dil öğrenme için kullanılan kelime panolarının amacı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : D) Öğrencilerin kelime ilişkilerini görsel olarak görmeleri için kullanılır.
NOT: Erken çocuklukta yabancı dil öğrenme sürecinde kullanılan kelime panoları, öğrencilere kelime öğrenmelerine yardımcı olmak için görsel bir araç olarak kullanılır. Bu panolar, genellikle renkli ve çekici görseller içerir ve öğrencilerin öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirir.
Kelime panoları, yabancı dildeki kelimelerin anlamlarını, resimleri veya sembolleriyle birlikte sunar. Bu sayede öğrenciler, kelimeler arasındaki ilişkileri görsel olarak anlayabilirler. Kelimelerin yanında resimler veya semboller kullanmak, dil öğrenme sürecinde bellek gücünü artırarak öğrenilen kelimelerin hızlı ve kalıcı bir şekilde hatırlanmasına yardımcı olur.
Kelime panoları aynı zamanda dil öğrenme sürecini daha interaktif ve etkileşimli hale getirir. Öğrenciler, panodaki görsellerle etkileşime geçerek yeni kelimeleri öğrenir ve kullanma becerilerini geliştirirler. Bu yöntem, erken çocuklukta dil öğrenme sürecini daha keyifli ve etkili hale getirirken, kelime dağarcığının genişlemesine katkı sağlar.
#7. Yazma becerisi, öğrencilerin hangi örneklerinin incelenmesi sonucu ölçülür?
Cevap : C) Yazdığı cümleler, paragraflar ya da deneme yazıları
NOT: Yazma becerisi, öğrencilerin yazdığı cümleler, paragraflar veya deneme yazıları gibi yazılı metinlerin incelenmesi sonucu ölçülür. Yazma becerisi, öğrencilerin düşüncelerini yazılı olarak ifade etme, dil bilgisi ve yazım kurallarına uygun şekilde metinler oluşturma yeteneğiyle ilgili bir değerlendirmedir.
Yazma becerisi değerlendirmeleri, öğrencilerin yazdığı yazıların içeriği, akıcılığı, dil bilgisi kullanımı, kelime dağarcığı, yazım ve noktalama gibi unsurların değerlendirilmesini içerir. Öğrencilerin yazdığı yazılardaki içerik, mantıklı ve tutarlı olmalıdır. Ayrıca, dil bilgisi kurallarına uygun cümle yapıları ve dilin doğru kullanımı da önemlidir.
Yazma becerisi ölçümü, öğrencilerin yazılı iletişim becerilerini değerlendirmek ve geliştirmek için önemlidir. Bu tür değerlendirmeler, öğrencilerin dil öğrenme sürecini izlemek, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek ve yazma becerilerini geliştirmek için öğretmenlere rehberlik etmek için kullanılır. Ayrıca, öğrencilerin ilerlemesini izlemek ve öğretim stratejilerini uyarlamak için de önemlidir.
#8. Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yönteminde dil bilgisi nasıl öğretilir?
Cevap : A) Tümevarım yoluyla öğretilir.
NOT: Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yöntemi, dil öğretiminde özellikle başlangıç düzeyinde ve doğal dil edinimi süreçlerini taklit ederek kullanılan etkili bir yöntemdir. Bu yöntemde dil bilgisi, tümevarım (inductive) yoluyla öğretilir.
Tümevarım, öğrencilere dilbilgisi kurallarını doğrudan açıklamak yerine, öğrencilerin dil örneklerini inceleyerek, bu örneklerden genel bir kural çıkarmalarına olanak tanıyan bir öğretim yöntemidir. Yani, öğrencilere dil bilgisi kuralları verilmez, ancak öğrenciler dili gerçek kullanım bağlamında deneyimleyerek ve örneklerle karşılaşarak dilbilgisi kurallarını keşfederler.
TPR yönteminde, dilbilgisi öğretimi, öğrencilere fiziksel tepkilerle, eylemlerle ve resimlerle desteklenerek gerçekleştirilir. Öğretmen, öğrencilere anlamlı ve açık talimatlar verir ve öğrenciler bu talimatlara fiziksel tepkiler verir. Öğrencilerin eylemleri ve tepkileri, dilbilgisi kurallarını anlamalarına ve dil yapısını içselleştirmelerine yardımcı olur.
Sonuç olarak, Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yönteminde dil bilgisi tümevarım yoluyla öğretilir, yani öğrencilere kurallar açıkça verilmez, ancak dilbilgisi kuralları doğal yolla deneyimleyerek keşfedilir.
#9. Tema temelli öğretim, yabancı dil öğretiminde nasıl uygulanır?
Cevap : A) İçerik ve temaya odaklanarak
NOT: Tema temelli öğretim, içerik ve temaya odaklanarak dil öğretimine yönelik bir yaklaşımdır. Bu yöntemde, dil öğrenme süreci, belirli temalar veya konular etrafında yapılandırılır ve bu temalara uygun içerikler ve etkinlikler kullanılarak öğrencilere dil bilgisi ve dil becerileri öğretilir.
Tema temelli öğretim, öğrencilerin dil öğrenme sürecini daha anlamlı ve etkili hale getirir. Çünkü dil bilgisi ve dil becerileri, gerçek yaşam bağlamında kullanılacak temalara uygun olarak öğretilir. Bu sayede öğrenciler, dil öğrenme sürecini daha ilgi çekici ve motive edici bulabilirler.
Bu yöntem, dil öğrenme sürecini içerikle ve gerçek yaşam durumlarıyla bütünleştirir. Öğrenciler, belirli bir tema veya konu üzerine çalışırken, okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerini içeren dil becerilerini geliştirirler. Örneğin, belirli bir tema etrafında yapılan etkinliklerde öğrenciler, dil becerilerini kullanarak konuyla ilgili hikayeler yazabilir, konuşma yapabilir, video sunumları hazırlayabilir veya görsel materyaller oluşturabilirler.
Tema temelli öğretim, dilin kendisine odaklanmaktan ziyade içerik ve temalara odaklanarak dil öğrenme sürecini daha anlamlı ve etkili bir hale getirir. Bu yöntem, öğrencilerin dil becerilerini gerçek yaşam bağlamında kullanabilme yeteneğini artırır ve dil öğrenme sürecini daha keyifli ve motive edici hale getirir. Öğrenciler, temalar etrafında yapılan etkinliklerle dil becerilerini geliştirirken, aynı zamanda temalara ilgi duyarak öğrenmeye karşı daha olumlu bir tutum geliştirebilirler.
#10. Kelime hazinesi aşağıdakilerden hangisini ifade eder?
Cevap : C) Bir kişinin bildiği kelimelerin toplamı
NOT: Kelime hazinesi, bir kişinin bilgisinde bulunan ve kullanabildiği tüm kelimelerin toplamını ifade eder. Bu, bir dilin anlamlandırılması veya öğrenilmesi süreci değildir. Kelime hazinesi, bir kişinin kullandığı veya anladığı kelimelerin genişliğini ve çeşitliliğini ifade eder.
Öğrenilen dildeki kelime hazinesi, kişinin o dili kullanma ve anlama yeteneğini belirleyen önemli bir faktördür. Bir kişinin kelime hazinesi ne kadar zenginse, o dili daha etkili bir şekilde kullanabilir ve anlayabilir. Kelime hazinesi, dil becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur ve iletişimde daha zengin ve çeşitli ifade imkanları sağlar.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#11. “Dinle ve Yap” etkinliklerinin faydası aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : C) Çocukların dinlediklerini ve mesajın anlaşıldığını gösterir.
NOT: “Dinle ve Yap” etkinlikleri, çocukların verilen talimatları dinlemelerini ve anlamalarını sağlayan etkinliklerdir. Bu tür etkinliklerde, öğretmen veya yetişkin, çocuklara talimatlar verir ve çocukların bu talimatları doğru bir şekilde takip etmeleri beklenir.
Bu etkinliklerin faydası, çocukların dinlediklerini anlayabilmelerini ve mesajın ne olduğunu kavrayabilmelerini göstermeleridir. Bu, çocukların dil anlama becerilerini ve dinleme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda çocukların talimatları takip etme ve yönergeleri anlama yeteneklerini artırır.
“Dinle ve Yap” etkinlikleri, çocukların dikkatlerini odaklama, bilgiyi işleme, talimatları anlama ve hatırlama gibi bilişsel becerilerini destekler. Bu tür etkinlikler, dil gelişimine katkı sağlar ve çocukların iletişim becerilerini güçlendirir.
Öğrencilerin etkinliği başarıyla tamamlamaları, dinlediklerini anlayabildiklerini ve talimatları doğru bir şekilde takip edebildiklerini gösterir. Bu da öğrencilerin dil anlama becerilerinin geliştiğini ve dil öğrenme sürecinde ilerlediğini gösterir.
#12. Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yöntemi kim tarafından geliştirilmiştir?
Cevap : B) James Asher
NOT: “Toplam fiziksel yanıt yöntemi” olarak da çevrilebilecek Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yöntemi, San José Devlet Üniversitesinde psikoloji profesörü olan James Asher tarafından geliştirilen bir dil öğretim yöntemidir. Dil ve fiziksel hareketin koordinasyonuna dayanır. TPR’de, eğitmenler hedef dilde öğrencilere vücut hareketleri ile komutlar verir ve öğrenciler vücut hareketleriyle komutlara cevap verir. TPR, Toplam Fiziksel Tepki anlamına gelir. Çocukların ana dillerini öğrenme şekline dayanmaktadır.
#13. İçerik Odaklı Dil Eğitimi (CBLT) yöntemi hangi tür öğretim yaklaşımıdır?
Cevap : E) İçerik merkezli
NOT: İçerik Odaklı Dil Eğitimi (Content-Based Language Teaching – CBLT), dil öğretiminde içeriğin merkeze alındığı bir öğretim yaklaşımıdır. Bu yöntemde, dil becerilerini geliştirmek için dersler, öğrencilere ilgi çekici ve anlamlı içeriklerle sunulur. Dil öğrenme süreci, dil bilgisi ve kelime dağarcığı öğrenmeyle sınırlı kalmaz, aynı zamanda öğrencilerin konuyla ilgili içerikleri anlamalarına ve kullanmalarına yönelik pratik yapmalarına olanak tanır.
İçerik odaklı dil eğitimi, dil öğrenmeyi gerçek yaşam bağlamları içindeki gerçek içeriklerle birleştiren etkili bir yöntemdir. Öğrenciler, ilgi duydukları konular üzerinde çalışarak hem dil becerilerini geliştirirken hem de yeni bilgi ve anlayışlar kazanırlar. Bu yöntemde öğrenciler daha aktif bir rol oynarlar ve öğretmen sadece bir rehber veya danışman rolü üstlenir.
Öğrenci merkezli yaklaşımlar arasında İçerik Odaklı Dil Eğitimi (CBLT), dil öğrenme sürecini daha anlamlı, etkili ve keyifli hale getirmek için popüler bir seçenektir.
#14. Çift dil edinimi veya çok dil edinimi, hangi yaş grubu için kullanılan terimlerdir?
Cevap : E) 4 yaş altı
NOT: Çift dil edinimi veya çok dil edinimi terimleri, 4 yaş altı çocuklar için kullanılan terimlerdir. Bu dönemde, çocuklar doğal olarak birden fazla dil ile büyüdüklerinde ve bu dilleri aynı zamanda edinim süreçlerinde kullanabildiklerinde, çift dilli veya çok dilli olarak adlandırılırlar.
Özellikle ailelerin veya çevrenin farklı dillerde konuşma ortamına sahip olduğu durumlarda, çocuklar birden fazla dil ile karşılaşarak dil becerilerini geliştirirler. Bu süreç, çocukların beyin gelişimi için oldukça önemlidir ve küçük yaşlardaki çocuklar dil ediniminde büyük bir esneklik ve yetenek gösterirler.
Çocuklar, 4 yaş altı dönemde, birden fazla dilde düşünme ve iletişim kurma becerilerini kolayca geliştirebilirler. Bu durum, farklı dilleri aynı anda kullanabilmeleri ve aralarında geçiş yapabilmeleriyle kendini gösterir. Çift dil edinimi veya çok dil edinimi, bu dönemdeki çocukların dilsel yeteneklerini önemli ölçüde artırır ve dil çeşitliliğini teşvik eder.
#15. Öngörülebilir kitaplar çocuklara ne gibi faydalar sağlar?
Cevap : D) Okuma öncesi becerileri öğrenmelerini sağlar.
NOT: Öngörülebilir kitaplar bir şekilde yazılmış kitaplardır. Bu da bir sonraki sayfada ne olacağını tahmin etmeyi kolaylaştırır. Birçok öngörülebilir kitap kelimeleri, cümleleri veya cümleleri metin boyunca tekrarlar. Çocuklarla birlikte öngörülebilir kitaplar okumanın bazı faydaları şunlardır:
1. Çocuklar okuma öncesi becerileri öğrenirler. Çocuklarınızla kitap okumaya başladığınızda, yukarıdan aşağıya okuma, soldan sağa okuma ve sayfaları çevirme gibi okuma öncesi becerileri öğrenirler. Ayrıca bir hikâyenin başlangıcı, ortası ve sonu olduğunu öğrenirler.
2. Çocuklar okumaya katılırlar. Öngörülebilir kitapları anlamak ve hatırlamak kolaydır. Bu nedenle, çocuklar tahmin edilebilir kitaplara hızlı bir şekilde aşina olurlar, bu da kitapları tekrar okuduklarında kelimeleri ve cümleleri doldurmalarını sağlar.
3. Çocuklar kafiye ve ritmi öğrenirler. Öngörülebilir birçok kitap, onları tahmin edilebilir kılmak için kafiye ve ritim kullanır. Sonuç olarak, çocuklar tahmin edilebilir kitapları okurken ve yeniden okurken bu becerileri öğrenirler.
4. Çocuklar çekim yapmayı doğal bir şekilde öğrenir. Genellikle tek bir ses tonuyla konuşmayız. Çekim, konuştuğumuzda seslerimizdeki yüksek tonlar ve düşük tonlar arasındaki değişikliktir. Öngörülebilir kitaplarda genellikle çocukların taklit etmesi daha kolay bir şarkı söylemesi ile okunan bir ritim vardır.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#16. Aşağıda verilen etkinliklerden hangisi görev odaklı dil öğretiminde kullanılan etkinliklerden biri değildir?
Cevap : A) Dilbilgisi kurallarını öğrenme çalışmaları
NOT: Görev odaklı dil öğretimi, dilbilgisi kurallarını öğrenme çalışmalarından daha farklı bir yaklaşımdır. Amaç, öğrencilerin dilbilgisi kurallarını sadece ezberlemek yerine, gerçek hayattaki iletişim ve etkileşim durumlarında kullanabilmesini sağlamaktır. Bu nedenle, dilbilgisi kurallarını öğrenme çalışmaları (A şıkkı), görev odaklı dil öğretiminin ana öğelerinden biri değildir.
Diğer şıklar, görev odaklı dil öğretiminde kullanılabilecek etkinliklere örnek olarak verilebilir:
B) Maske yapma: Öğrencilere verilen talimatlar doğrultusunda bir maske yapmaları istenebilir. Bu etkinlik, öğrencilerin talimatları anlamasını, uygulamasını ve diğer öğrencilerle ya da öğretmenle etkileşim kurmasını gerektirir.
C) “Bil bakalım kim?” oyunu: Öğrencilerin görsel ipuçlarına dayanarak birbirlerinin karakterlerini tahmin etmelerini sağlayan bir oyun. Bu etkinlik, öğrencilerin sorular sorma, açıklama yapma ve doğru tahmin yapma becerilerini geliştirmeye yardımcı olur.
D) Bir pop star için kıyafet tasarlama: Öğrencilere hayal ettikleri bir pop yıldızı için kıyafet tasarlamaları ve bu tasarımı sınıfta sunmaları istenebilir. Bu etkinlik, öğrencilerin yaratıcılıklarını kullanarak farklı durumlarda iletişim kurma becerilerini geliştirir.
E) Karışık karikatürleri doğru sıralayarak hikâye oluşturma: Öğrencilere karışık karikatür panelleri verilir ve bu panelleri doğru sırayla düzenleyerek bir hikâye oluşturmaları istenir. Bu etkinlik, öğrencilerin sırayla olayları anlatma, kurgusal metinleri anlama ve ifade etme becerilerini geliştirir.
#17. Girdi Hipotezine göre, dil ediniminin tamamlanabilmesi için öğrenen bireylerin alması gereken bilgi türü aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : C) i 1
NOT: Girdi Hipotezi, dil edinimi teorisinde önemli bir kavramdır ve dilin nasıl edinildiği konusunda açıklama getirir. Girdi Hipotezi’ne göre, dil edinimi tamamlanabilmesi için öğrenen bireylerin alması gereken bilgi türü, i 1 olmalıdır.
Burada “i” dil bilgisi seviyesini veya anlama düzeyini temsil eder. Yani, öğrenenin mevcut dil bilgisine veya anlama kapasitesine göre anlaşılabilir ve anlaması zor olmayan bir seviyede (i 1) girdi veya dil verisi sunulmalıdır. Bu, dilin zor olmayan bir şekilde ve anlamlı bağlamda edinilmesini sağlar.
Örneğin, bir öğrenci “i” seviyesinde dil bilgisine sahipse, onun için anlaşılabilir bir metin veya konuşma “i 1” seviyesinde olmalıdır. Bu, öğrencinin dil bilgisini daha fazla geliştirmesi için biraz zorluk ve meydan okuma içeren, ancak hala anlayabileceği bir dil verisi anlamına gelir. Böylece öğrenci, yeni dil yapıları ve kelimeleri anlamak ve öğrenmek için uygun bir ortama sahip olur.
#18. Aşağıdakilerden hangi etkinlik görev odaklı dil öğretimine örnek olabilir?
Cevap : D) Aile ağaçlarının tamamlanması
NOT: Görev odaklı dil öğretimi, dilin gerçek hayattaki iletişim ve etkileşim durumlarında kullanımını vurgulayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, öğrenciler dil bilgisi kurallarını doğrudan öğrenmek yerine, dil becerilerini gerçek yaşam bağlamlarında kullanarak geliştirirler. Görev odaklı dil öğretimine örnek olarak “D) Aile ağaçlarının tamamlanması” etkinliği verilebilir.
Aile ağaçlarının tamamlanması etkinliği, öğrencilere kendi aile ağaçlarını veya hayal ettikleri karakterlerin aile ağaçlarını oluşturma görevi verilmesini içerir. Öğrenciler, bu etkinlikte dil becerilerini kullanarak aile üyelerinin isimlerini, yaşlarını, ilişkilerini ve diğer bilgileri anlatmalıdırlar. Bu şekilde, öğrenciler gerçek bir iletişim görevini yerine getirirken dilbilgisi yapısını, kelime dağarcığını ve anlatım becerilerini kullanır ve geliştirir.
Diğer şıklar (A) Dil bilgisi alıştırmaları, (B) Yeni kelimelerin ezberlenmesi, (C) Hikaye yazma ve (E) Dinleme alıştırmaları da dil öğretiminde kullanılabilecek etkinlikler olabilir, ancak bu etkinlikler görev odaklı dil öğretimine örnek olarak verilemezler. Görev odaklı dil öğretiminde, gerçek bir görev veya iletişim durumu ön planda olmalıdır ve öğrencilerin dil becerileri bu görevi başarmak için kullanılır.
#19. Tema Temelli Dil Eğitimi’nde öğrencilerin aşağıdaki çıktı türlerinden hangisini ortaya koyması beklenir?
Cevap : D) Yazı, resim, proje, video gibi çok farklı çıktılar
NOT: Tema Temelli Dil Eğitimi, dil öğrenme sürecinde belirli bir tema veya konu etrafında dil becerilerini geliştirmeye odaklanan bir yöntemdir. Bu yöntemde öğrenciler, dil öğrenme sürecini temalara dayalı gerçek yaşam bağlamlarıyla birleştirirler ve çeşitli çıktılar üreterek dil becerilerini gösterirler.
Tema Temelli Dil Eğitimi, öğrencilere çeşitli yöntemlerle dil becerilerini sergileme fırsatı sunar. Bu çıktılar, yazılı metinler, resimler, projeler, videolar, sunumlar ve daha fazlası gibi çok farklı türlerde olabilir. Öğrenciler, dil öğrenme sürecinde edindikleri bilgi ve becerileri temalara uygun şekilde kullanarak çeşitli materyaller oluştururlar.
Bu yaklaşım, öğrencilerin yaratıcılığını ve ifade yeteneklerini geliştirirken, dil bilgisi, kelime dağarcığı ve iletişim becerilerini pratik etmelerine olanak tanır. Farklı çıktı türleri kullanarak öğrencilerin çeşitli dil becerilerini sergilemeleri, öğrenmeyi daha anlamlı ve etkili hale getirir. Ayrıca, öğrencilere özgürce ifade etme ve temaları farklı perspektiflerden ele alma şansı verir.
#20. Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yönteminin temel dayanağı olan hipotezlerden birine göre dil öğrenimi aşağıdakilerden hangisini içermemelidir?
Cevap : B) Stres
NOT: Tüm Fiziksel Tepki (Total Physical Response – TPR) yöntemi, 1960’lı yıllarda Dr. James J. Asher tarafından geliştirilen bir dil öğrenme yaklaşımıdır. Bu yöntemin temel dayanağı, çocukların ana dillerini doğal bir şekilde nasıl öğrendikleri ve dil öğreniminin birincil hedefinin konuşma becerisi olduğu düşüncesidir. Bu yöntemde, dil öğrenme süreci, öğrencilerin fiziksel hareketleriyle birleştirilerek anlam ve anlama dayalı bir şekilde gerçekleştirilir.
TPR yöntemine göre, dil öğrenimi, anlam üzerine odaklanmalıdır. Bu nedenle, dil öğrenimi anlam, dilbilgisi, kelime öbeği ve dinleme gibi unsurları içermelidir. Anlam odaklı öğrenme, dilin gerçek kullanımı için temel bir ön koşuldur ve öğrencilerin doğal bir dil öğrenme sürecine daha yakın bir deneyim yaşamalarına yardımcı olur.
Ancak, Tüm Fiziksel Tepki (TPR) yöntemine göre dil öğreniminde stresin yer almadığına dikkat edilmelidir. TPR yaklaşımı, stresten kaçınarak öğrencilerin daha rahat bir ortamda öğrenmelerine odaklanır. Stresin öğrenme sürecine olumsuz etkisi olduğu düşünülür ve bu nedenle TPR yöntemi, stresin olabildiğince azaltıldığı bir dil öğrenme deneyimi sunar.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#21. Sınıf içinde dil aktarım etkinlikleri yapmak, öğrencilere ne sağlar?
Cevap : D) Kendi kültürleri ve diğer kültürlerin değerli olduğunu gösterir.
NOT: Sınıf içinde dil aktarım etkinlikleri yapmak, öğrencilere kendi kültürlerini ve diğer kültürleri anlama, takdir etme ve saygı duyma fırsatı sağlar. Bu tür etkinlikler, dil öğrenme sürecinde öğrencilerin kendi deneyimlerini ve kültürel arka planlarını paylaşmasına olanak tanırken, diğer öğrencilerin de farklı kültürleri ve yaşantıları anlamalarına yardımcı olur.
Dil aktarım etkinlikleri, öğrencilere birbirlerinin dilleri, gelenekleri, yemekleri, festivalleri ve yaşam tarzları hakkında bilgi verir. Bu sayede öğrenciler, farklı kültürlerin değerini ve önemini görebilirler. Aynı zamanda, kendi kültürel kimliklerini de diğerlerine tanıtma fırsatı elde ederler.
Bu tür etkinlikler, hoşgörü, açıklık, empati ve kültürel çeşitliliği kabul etme becerilerini geliştirir. Öğrenciler, farklı kültürlere karşı daha duyarlı ve saygılı olma eğilimindedir. Bu da sınıf içi birlikteliği artırır ve daha hoşgörülü bir öğrenme ortamı oluşturur.
Sonuç olarak, sınıf içinde dil aktarım etkinlikleri yapmak, öğrencilere kendi kültürlerini ve diğer kültürleri değerli ve önemli olarak görmelerini sağlar, böylece kültürel farklılıklara karşı olumlu bir bakış açısı geliştirirler.
#22. Aşağıdakilerden hangisi erken yaşta yabancı dil öğretiminde dikkate alınması gereken faktörlerden biridir?
Cevap : E) Öğrencinin yaşı
NOT: Erken yaşta yabancı dil öğretimi, çocukların dil öğrenme potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek ve dil öğrenme sürecini olumlu bir şekilde etkilemek için dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Çocukların dil öğrenme becerileri, yaşlarına bağlı olarak farklılık gösterebilir ve bu nedenle yaş, erken yaşta yabancı dil öğretiminde önemli bir parametredir.
Erken yaşta, özellikle okul öncesi ve ilkokul dönemlerindeki çocuklar, dil öğrenmeye daha yatkın olabilirler. Bu yaş aralığı, dil gelişiminde önemli bir dönem olarak kabul edilir ve çocuklar genellikle dil seslerini, yapılarını ve kelimeleri doğal bir şekilde öğrenme yeteneğine sahiptirler. Beyinleri hala gelişmekte olduğu için yeni dil sesleri ve yapılarına kolayca maruz kalmak, dilin doğal bir şekilde içselleştirilmesini kolaylaştırır.
Yaş, dil öğretim stratejilerinin ve materyallerinin seçiminde de etkili olabilir. Erken yaşta dil öğretimi için oyuna dayalı, şarkılı ve görsel materyaller kullanmak, çocukların dikkatini çekmek ve motivasyonunu artırmak için önemlidir.
Bu nedenle, erken yaşta yabancı dil öğretiminde çocukların yaşları göz önünde bulundurulmalı ve dil öğretim süreci bu yaş grubunun dil öğrenme özelliklerine uygun şekilde tasarlanmalıdır.
Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme Soruları, Cevapları ve Açıklamaları
İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (Auzef) 2023 Sınav Soruları Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme |
Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme
Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2023 Bütünleme Soruları