Çocuklukta Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2023-2024 Final Soruları
Çocuklukta Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2023-2024 Final Soruları
#1. İkidilliliğe ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Cevap : B) İkidilli çocuklar sahip oldukları dillerde her zaman eşit düzeyde akıcılığa sahiptirler.
İkidilliliğe ilişkin yanlış ifade “B) İkidilli çocuklar sahip oldukları dillerde her zaman eşit düzeyde akıcılığa sahiptirler.”dir.
Gerçekte, ikidilli çocuklar veya bireyler, sahip oldukları her iki dilde her zaman eşit düzeyde akıcılığa sahip olmayabilirler. Bir dili diğerinden daha iyi konuşabilirler veya her iki dili farklı durumlar ve bağlamlarda kullanabilirler. İkidillilik, her dili farklı düzeyde hakimiyet ve farklı bağlamlarda kullanma yeteneği ile karakterize edilebilir. Bu nedenle, ikidilli çocukların her iki dillerde eşit akıcılığa sahip olmaları beklenmez.
#2. “Bir kişinin söz varlığını belirleyen birtakım ölçütler söz konusudur: Aldığı eğitim, kültür seviyesi, aile, içinde yaşadığı topluluğun etkisi, coğrafya gibi ölçütler belirleyicidir. İletişim esnasında doğrudan kullanılan söz varlığı ….. işaret ederken, kullanılmayan söz varlığı ise ….. işaret eder.” Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Cevap : A) aktif söz varlığına – pasif söz varlığına
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilmesi gereken ifadeler “A) aktif söz varlığına – pasif söz varlığına”dır.
Bir kişinin aktif söz varlığı, iletişim esnasında doğrudan kullandığı ve sıklıkla başvurduğu kelimeleri içerir. Pasif söz varlığı ise, bireyin tanıdığı ama günlük konuşmalarında sıkça kullanmadığı kelimeleri ifade eder. Bu kelimeler, bireyin karşılaştığı duruma veya konuya bağlı olarak aktif söz varlığına dönüşebilir.
#3. Ana dili Türkçe olan tek dilli anne babanın 12 yaşındaki çocukları ile birlikte İngiltere’ye yerleşmeleri durumunda aşağıdaki durumlardan hangisi bu çocuğun durumunu en iyi biçimde betimler?
Cevap : C) Azınlık dil grubuna ait geç iki dilliler
Bu durumda, 12 yaşındaki çocuğun durumu en iyi “C) Azınlık dil grubuna ait geç iki dilliler” seçeneği ile betimlenir.
Açıklamak gerekirse, çocuk zaten ana dili olan Türkçeyi konuşabilmekte ve anlayabilmektedir. İngiltere’ye yerleşmeleriyle birlikte, İngilizceyi – yerel ve çoğunluk dili – ikinci dil olarak öğrenmeye başlayacak. Bu süreçte, çocuk zaten mevcut olan ana diline (Türkçe) ek olarak yeni bir dil öğrenmekte olup, bu durum “geç iki dillilik” olarak adlandırılır. “Azınlık dil grubuna ait” ifadesi, çocuğun ana dilinin (Türkçe) İngiltere’de azınlık dil olmasından kaynaklanmaktadır.
#4. Temel olarak yapılan etkinliğin içerdiği beceriyi pekiştirmeye yönelik, bu becerinin ne kadar kazanıldığını anlamaya ve eksikleri gidermeye dönük girişimlerde bulunulur. Dolayısıyla bu aşama bir değerlendirme sürecini de içerir. Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin hangi bölümünü tarif etmektedir?
Cevap : E) Etkinlik sonrası
Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin “E) Etkinlik sonrası” bölümünü tarif etmektedir.
Etkinlik sonrası aşaması, temel olarak gerçekleştirilen etkinliğin içerdiği becerinin pekiştirilmesine, öğrenilenlerin değerlendirilmesine ve varsa eksiklerin giderilmesine yönelik çalışmaları içerir. Bu aşamada, öğrencilerin ne kadar öğrendikleri, hangi alanlarda gelişme gösterdikleri ve hangi konularda daha fazla çalışmaya ihtiyaçları olduğu anlaşılır. Etkinlik sonrası, öğretmenlere öğrencilerin gelişimini değerlendirme ve gelecekteki öğretim planlarını buna göre düzenleme imkanı sağlar.
#5. Okuma-yazma becerisinin oluşumu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Cevap : D) Okuma ve yazma çocukta mutlaka farklı anlarda gelişir.
Okuma-yazma becerisinin oluşumu ile ilgili yanlış ifade “D) Okuma ve yazma çocukta mutlaka farklı anlarda gelişir.” şeklindedir.
Gerçekte, okuma ve yazma becerileri çocuklarda eş zamanlı olarak veya birbirine yakın zamanlarda gelişebilir. Her çocuk farklı bir hızda ve süreçte bu becerileri kazanır. Bazı çocuklar okuma becerisini yazma becerisinden önce geliştirebilirken, bazıları ise bu iki beceriyi aynı anda veya çok yakın zamanlarda geliştirebilir. Dolayısıyla, okuma ve yazmanın mutlaka farklı anlarda geliştiğini söylemek genelleyici ve yanıltıcı olur.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#6. İkinci dil edinim sürecinde dil gelişiminin belirli bir aşamada ilerlemesini durdurması, diğer bir ifade ile aradilin geçirgenliğini kaybetmesi durumu aşağıdakilerden hangisi olarak adlandırılır?
Cevap : A) Fosilleşme
İkinci dil edinim sürecinde dil gelişiminin belirli bir aşamada ilerlemesini durdurması, yani öğrenilen ikinci dildeki gelişimin belli bir seviyede sabitlenmesi ve daha ileriye gidememe durumu “A) Fosilleşme” olarak adlandırılır.
Fosilleşme, ikinci dil öğrenen kişilerin dil edinim sürecinde belli bir seviyeye ulaştıktan sonra daha ileri bir dil becerisi kazanamadıkları ve bazı hataların sürekli olarak tekrarlandığı bir durumu ifade eder. Bu, özellikle yetişkinlerin ikinci bir dil öğrenirken karşılaşabileceği bir olgudur ve dil öğrenimindeki doğal bir engel olarak kabul edilir.
#7. “Temel amaç; çözümleyici ve bütünleyici şemaları tetiklemektedir. Dolayısıyla öğrencinin dünya bilgisi harekete geçirilerek öğrenci yapılacaklara hazır hale getirilir.” Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin hangi bölümünü tarif etmektedir?
Cevap : C) Etkinlik öncesi
Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin “C) Etkinlik öncesi” bölümünü tarif etmektedir.
Bu bölümde bahsedilen “çözümleyici ve bütünleyici şemaları tetiklemek” ve “öğrencinin dünya bilgisini harekete geçirmek” gibi ifadeler, etkinlik öncesinde gerçekleştirilen hazırlık aşamalarını ve öğrencilerin etkinliğe hazırlanma sürecini anlatmaktadır. Bu aşamada, öğrenciler etkinliğe entelektüel olarak hazırlanır ve öğrenme için gerekli zihinsel çerçeveler oluşturulur.
#8. I. Konuşma, okuma ve yazmayla birlikte geliştirilemez. II. Konuşmanın sadece fiziksel boyutu vardır. III. Konuşma yoluyla öğrenme, anlama, kendini geliştirme daha kolay olmaktadır. IV. Konuşma sırasında çeşitli görüş, düşünce, duygu ve sorunlar paylaşılmakta, başkalarının düşünceleri öğrenilmektedir. Konuşmayla ilgili yukarıda verilen yargılardan hangisi ya da hangileri yanlıştır?
Cevap : B) I ve II
Konuşmayla ilgili yukarıda verilen yargılardan yanlış olanlar “B) I ve II” seçeneğindeki ifadelerdir.
Açıklamak gerekirse:
I. “Konuşma, okuma ve yazmayla birlikte geliştirilemez.” – Bu ifade yanlıştır. Gerçekte, konuşma, okuma ve yazma becerileri birbiriyle bağlantılıdır ve genellikle birlikte geliştirilir. Özellikle dil öğreniminde, bu üç alan birbirini destekler ve birbirinin gelişimine katkıda bulunur.
II. “Konuşmanın sadece fiziksel boyutu vardır.” – Bu ifade de yanlıştır. Konuşma sadece fiziksel bir eylem değildir; aynı zamanda bilişsel ve sosyal boyutları da içerir. Dilin kullanımı, anlam üretme, iletişim kurma ve sosyal etkileşim gibi çok daha geniş kapsamlı süreçleri barındırır.
III ve IV. ifadeler ise konuşmanın öğrenme, anlama, kişisel gelişim ve sosyal etkileşim yönlerini doğru bir şekilde yansıtmaktadır. Bu yüzden bu ifadeler doğrudur.
#9. Annesi ve babasının ana dili Türkçe olan ve Türkiye’de yaşayan bir çocuk 12 yaşında sadece İngilizce eğitim veren okula gönderilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu çocuğun durumunu en iyi biçimde betimler?
Cevap : B) Çoğunluk dil grubuna ait ikinci dil öğrenenler
Bu durumda, çocuğun durumunu en iyi biçimde betimleyen seçenek “B) Çoğunluk dil grubuna ait ikinci dil öğrenenler”dir.
Açıklamak gerekirse, çocuğun annesi ve babası ana dili Türkçe olan bireylerdir ve çocuk Türkiye’de yaşamaktadır. Bu durumda, Türkçe çocuğun ana dili olarak kabul edilir ve toplum içinde çoğunluk dili olarak yer alır. Çocuk, 12 yaşında sadece İngilizce eğitim veren bir okula gönderildiğinde, İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenmeye başlar. Bu nedenle, çocuk “çoğunluk dil grubuna ait ikinci dil öğrenenler” kategorisine girer
#10. Kavrama yoluyla öğrenme terimi ilk kez kim tarafından ortaya atılmıştır?
Cevap : E) W. Köhler
Kavrama yoluyla öğrenme terimi ilk kez “E) W. Köhler” tarafından ortaya atılmıştır.
Wolfgang Köhler, Gestalt psikolojisinin öncü isimlerinden biridir ve özellikle zeka ve problem çözme üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Köhler, maymunlar üzerinde yaptığı deneylerle “kavrama yoluyla öğrenme” (insight learning) kavramını geliştirmiştir. Bu çalışmalar, öğrenmenin sadece deneme-yanılma veya koşullanma yoluyla değil, aynı zamanda anlayış ve kavrama yoluyla da gerçekleşebileceğini göstermiştir.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#11. Aşağıdakilerden hangisinde dil eğitiminin başladığı ortam doğru verilmiştir?
Cevap : C) Aile ortamı
Dil eğitiminin başladığı ilk ve en temel ortam “C) Aile ortamı”dır.
Aile ortamı, çocukların ilk dil becerilerini geliştirdikleri, ilk kelimelerini öğrendikleri ve iletişim becerilerinin temellerini attıkları yerdir. Aile üyeleri, çocukların ilk dil örneklerini sağlar ve onların dil gelişimini doğrudan etkiler. Bu nedenle, dil eğitiminin başlangıcı olarak aile ortamı kritik bir öneme sahiptir.
#12. – I. İşitme öğrenilmesi gereken bir beceriyken dinleme ise doğal bir süreçtir. – II. İşitme dinlemenin sadece bir ögesidir. – III. İşitme dinlemenin bir parçası iken dinleme anlamanın bir parçasıdır. – IV. İşitme irade dışında gerçekleşebilirken dinleme ise bilinçli bir süreçtir. Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerden hangisi ya da hangileri yanlıştır?
Cevap : D) Yalnız I
Bu ifadelerden yanlış olan “D) Yalnız I” yani “I. İşitme öğrenilmesi gereken bir beceriyken dinleme ise doğal bir süreçtir.” cümlesidir.
Açıklamak gerekirse:
I. İşitme fiziksel bir süreçtir ve genellikle öğrenilmesi gereken bir beceri olarak kabul edilmez. Tersine, işitme doğal bir süreçtir ve insanların ses dalgalarını algılamasını sağlar. Dinleme ise bilinçli bir süreçtir ve anlama, yorumlama ve dikkat gerektirir. Bu nedenle, işitmenin aksine, dinleme öğrenilmesi gereken bir beceridir.
II, III ve IV. ifadeler doğrudur. İşitme, dinlemenin bir öğesi olarak kabul edilir. İşitme, sesleri algılama sürecidir ve genellikle irade dışı gerçekleşir. Dinleme ise, işitilen sesleri anlamlandırma ve üzerinde düşünme sürecidir ve bu süreç bilinçli olarak gerçekleşir. Bu nedenle, dinleme, işitmenin bir parçası olmakla birlikte, anlamayı da içeren daha kompleks bir süreçtir
#13. Kültür uyuşumu modeline göre birtakım etmenler ikinci dil edinim sürecinde etkili olabilmektedir. Bu etmenlerden bazıları şu şekildedir: – İki kültürün birbirine benzeme düzeyi – İki dil grubunun sayıca birbirine yakın olup olmaması – İki dil grubunun birbiri ile entegre olma arzusu – İki dil grubunun arasında eşitlik olup olmaması Yukarıda sıralanan etmenler aşağıdakilerden hangisi ile ilgilidir?
Cevap : B) Toplumsal mesafe
Yukarıda sıralanan etmenler “B) Toplumsal mesafe” ile ilgilidir.
Toplumsal mesafe, ikinci dil edinimi sürecinde etkili olan bir faktördür ve bir dil öğrenen kişinin hedef dilin topluluğu ile kendi topluluğu arasındaki ilişkileri kapsar. İki kültürün birbirine benzeme düzeyi, dil gruplarının sayısal dengesi, entegrasyon arzusu ve aralarındaki eşitlik durumu gibi faktörler, öğrenenin hedef dile karşı tutumunu ve bu dili ne kadar etkili öğrenebileceğini etkileyebilir. Bu faktörler, öğrenenin hedef dil topluluğuyla olan toplumsal mesafesini belirler ve dil edinimi sürecini doğrudan etkileyebilir.
#14. İki dilli bireylerin kendilerini sahip olduğu dillerin tamamında yeterli olarak ifade edememesi durumuna verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : A) Yarım iki dillilik
İki dilli bireylerin kendilerini sahip oldukları dillerin her birinde tam olarak yeterli bir şekilde ifade edememesi durumuna “A) Yarım iki dillilik” adı verilir.
Yarım iki dillilik, bir kişinin iki dili de konuşabiliyor olması ancak her iki dilde de tam yetkinlik düzeyine ulaşamamış olması durumudur. Bu, genellikle her iki dilin de eşit düzeyde gelişmemesi ve her iki dilde de sınırlı dil becerilerine sahip olunması ile karakterize edilir. Bu durum, özellikle çocukluk döneminde iki dilli bir ortamda büyüyen bireylerde görülebili.
#15. Yazılı materyal üzerinde gerçekleşen bilişsel eyleme verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : E) Okuma
Yazılı materyal üzerinde gerçekleşen bilişsel eyleme verilen ad “E) Okuma” dır.
Okuma, yazılı metinleri algılayarak anlam çıkarma sürecidir ve bilişsel bir aktivitedir. Bu süreç, metin üzerindeki kelimeleri ve cümleleri görsel olarak algılamayı, bu sembollerin anlamlarını anlamayı ve metnin genel bağlamını kavramayı içerir. Okuma, bilgi edinme, eğlence, öğrenme ve araştırma gibi birçok amaca hizmet eder.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
#16. “Öğrencilerden öğretilmesi amaçlanan beceriyi ya da stratejiyi kullanması hedeflenmektedir. Dolayısıyla, bu aşama asıl etkinliği oluşturmaktadır. Bu aşamada öğrencilere yaptıkları etkinliğe ya da oynadıkları oyuna ilişkin birtakım yönergeler verilir ve öğrencilerin bu yönergeleri gerçekleştirmesi beklenir.” Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin hangi bölümünü tarif etmektedir?
Cevap : D) Etkinlik sırası
Yukarıdaki ifadeler bir etkinliğin “D) Etkinlik sırası” bölümünü tarif etmektedir.
Bu bölümde bahsedilen, öğrencilerden öğretilmesi amaçlanan beceri veya stratejiyi kullanmalarının hedeflenmesi ve öğrencilere etkinlik veya oyunla ilgili yönergelerin verilmesi, etkinliğin asıl gerçekleşme anını yansıtmaktadır. Etkinlik sırası, öğrencilerin aktif olarak katıldıkları ve öğrenme sürecinin en canlı yaşandığı aşamadır.
#17. Türkçe öğretiminde istenilen başarıyı sağlamak, sürdürmek ve kalıcı kılmak için Türkçe öğrenmek isteyenlerin uyrukları, ana dilleri (ana dillerinin ait olduğu dil aileleri), lehçeleri, yaşları, yetiştikleri kültürel çevre ve kültürel düzeyleri, öğrenme stilleri, öğrenme amaçları gibi hususlara dikkat edilmelidir. Yukarıdaki açıklamada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
Cevap : E) Türkçe öğretiminde hedef kitlenin özellikleri
Yukarıdaki açıklamada vurgulanan konu “E) Türkçe öğretiminde hedef kitlenin özellikleri”dir.
Bu açıklama, Türkçe öğretiminde başarının sağlanması için öğrenenlerin farklı özelliklerine dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Öğrenenlerin uyrukları, ana dilleri, lehçeleri, yaşları, kültürel arka planları, öğrenme stilleri ve amaçları gibi faktörler, öğretim stratejilerinin ve yaklaşımlarının etkili bir şekilde tasarlanmasında önemli rol oynar. Bu faktörler, öğrenenlerin dil edinimi sürecini ve öğrenme deneyimlerini doğrudan etkiler. Dolayısıyla, bu çeşitliliği anlamak ve buna göre hareket etmek, Türkçe öğretiminde başarının anahtarlarından biridir.
#18. Aşağıdakilerden hangisinde konuşma becerisini geliştirmeye dönük olarak öğretmenlerin en çok kullandıkları alıştırmalar doğru sırada verilmiştir?
Cevap : D) Mekanik alıştırmalar – anlamlı alıştırmalar – iletişimsel alıştırmalar
Konuşma becerisini geliştirmeye yönelik olarak öğretmenlerin en çok kullandıkları alıştırmaların doğru sıralaması “D) Mekanik alıştırmalar – anlamlı alıştırmalar – iletişimsel alıştırmalar”dır.
Bu sıralama, dil öğretiminde genellikle izlenen bir progresyondur:
Mekanik Alıştırmalar: Bu aşamada, öğrenciler dilin temel kurallarını ve yapılarını öğrenirler. Bu alıştırmalar genellikle dilin formuna odaklanır ve öğrencilerin doğru dil yapılarını kullanmalarını sağlar.
Anlamlı Alıştırmalar: Bu aşamada, öğrenciler daha anlamlı ve bağlam odaklı dil kullanımına geçerler. Alıştırmalar, öğrencilerin dil becerilerini gerçek dünya senaryoları ve anlamlı bağlamlar içinde kullanmalarını teşvik eder.
İletişimsel Alıştırmalar: Bu son aşamada, öğrencilerin gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlar için dil becerilerini kullanmaları hedeflenir. Bu alıştırmalar, öğrencilerin dil becerilerini doğal ve gerçekçi iletişim senaryolarında uygulamalarına olanak tanır
#19. “….. bir dilin sözlerini söyleme, kişinin duygu ve düşüncelerini sözle anlatmasıdır.” Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Cevap : C) Konuşma
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere “C) Konuşma” getirilmelidir. Bu bağlamda cümle şu şekilde tamamlanır: “Konuşma bir dilin sözlerini söyleme, kişinin duygu ve düşüncelerini sözle anlatmasıdır.” Bu ifade, konuşmanın temel işlevini ve önemini vurgular: bir dil aracılığıyla iletişim kurma ve kendini ifade etme yeteneği
#20. Chomsky tarafından ortaya konulan, insan zihninde bulunan ve dil edinimini sağladığı varsayılan yapıya verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : A) Dil edinim aygıtı
Chomsky tarafından ortaya konulan, insan zihninde bulunan ve dil edinimini sağladığı varsayılan yapıya verilen ad “A) Dil edinim aygıtı” (Language Acquisition Device, LAD) olarak bilinir.
Dil edinim aygıtı, Chomsky’nin evrensel dilbilgisine (Universal Grammar) dayalı teorilerinin bir parçasıdır. Bu teoriye göre, insan zihni doğuştan dil öğrenmeye yatkın bir yapıya sahiptir ve bu yapı, çocukların doğal olarak dil öğrenme sürecini başlatır ve yönlendirir. Dil edinim aygıtı, çocukların çevrelerindeki dilleri hızla ve etkili bir şekilde öğrenmelerinin altında yatan temel mekanizma olarak kabul edilir.
Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.
SONUÇ
Çocuklukta Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2023-2024 Final Soruları
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Final Soruları
Çocuklukta Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi 2023-2024 Final Soruları
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Final Soruları
HD Quiz powered by harmonic design
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Final Soruları
|