Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2023-2024 Final Soruları
Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2023-2024 Final Soruları
#1. Yavuz, beş yaşındadır. Genel olarak sağlıklı bir gelişim göstermekle beraber, vücut pozisyonunun ne konumda olduğu ve vücut ağırlığını hangi vücut kısmına doğru verdiği gibi durumları yerine getirme ve algılamada sorunlar yaşayabilmektedir. Bu durumda Yavuz’un hangi duyusunda sorun olduğu düşünülebilir?
Cevap : C) Proprioseptif
Proprioseptif Duyu ve Vücut Pozisyonu Algısı:
Yavuz’un vücut pozisyonunu algılamada ve vücut ağırlığını belirli vücut kısımlarına doğru verme konusunda yaşadığı zorluklar, proprioseptif duyu ile ilişkili olabilir. Proprioseptif duyu, vücudun pozisyonunu, hareketini ve kuvvetini algılama yeteneği ile ilgilidir. Bu duyu, kaslar, tendonlar ve eklemlerden gelen bilgileri kullanarak vücudun kendi içindeki pozisyonunu ve hareketini algılar.
Proprioseptif duyu sorunları, bireyin vücut pozisyonunu algılama ve vücut hareketlerini uygun şekilde koordine etme kabiliyetini etkileyebilir. Bu, özellikle vücut ağırlığını dengeli bir şekilde dağıtma, duruşunu düzgün bir şekilde ayarlama ve günlük aktiviteler sırasında gereken motor becerileri sergileme konularında zorluklara yol açabilir.
Bu tür sorunlar, çocuğun günlük yaşamdaki etkinliklerini ve motor becerilerini geliştirmesini etkileyebilir. Proprioseptif duyu sorunları olan çocuklar için, fizyoterapi ve özel egzersizler gibi müdahaleler, bu duyunun gelişimini ve işlevselliğini desteklemek için kullanılabilir.
#2. Çocukların duyularını kullanmaya yönelik oyun etkinliklerini ve oyundaki davranışlarını zenginleştirmede ..... önemli görülmektedir. Yukarıdaki boşluğa getirilebilecek en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : B) aile katılımı
Aile Katılımının Çocukların Duyusal Gelişimine Etkisi:
Çocukların duyularını kullanmaya yönelik oyun etkinliklerinde ve bu etkinliklerdeki davranışlarını zenginleştirmede “aile katılımı” son derece önemli bir faktördür. Aile katılımı, çocukların duyusal deneyimlerini genişletmek ve sosyal becerilerini geliştirmek için kritik bir rol oynar.
Ailelerin etkinliklere dahil olması, çocuklara farklı duyusal deneyimler sunma ve bu deneyimler üzerine iletişim kurma fırsatı sağlar. Bu, çocukların duyusal algılarını ve işlemleme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Örneğin, bir aile üyesi çocuğa dokunma, sesleri dinleme veya çevresindeki nesneleri gözlemleme konusunda rehberlik edebilir.
Ayrıca, aile katılımı çocukların duygusal güvenliğini ve aile içi bağları güçlendirir, bu da öğrenme sürecine pozitif bir şekilde katkıda bulunur. Ebeveynlerin ve diğer aile üyelerinin aktif katılımı, çocukların sosyal ve duygusal gelişimini de destekler.
#3. Beş yaşındaki Aycan anasınıfındaki etkinliklere katılmakta zorluk çekmektedir. Özellikle sınıf içi ve dışındaki her hareket dikkatinin dağılmasına neden olmaktadır. Bu bilgiler ışığında, Aycan için aşağıdakilerden hangisini söylemek mümkündür?
Cevap : B) Harekete duyarlı bir çocuktur.
Harekete Duyarlılık ve Dikkat Dağılması:
Aycan’ın anasınıfındaki etkinliklere katılırken dikkatinin kolayca dağılması, özellikle sınıf içi ve dışındaki hareketlerden etkilenmesi, onun harekete karşı aşırı duyarlı olduğunu gösterebilir. Harekete duyarlılık, çocukların çevresel hareketlere karşı aşırı tepki göstermesi ve bu durumun dikkatlerini dağıtması anlamına gelir.
Bu tür bir duyarlılık, çocuğun odaklanma ve sınıf içi etkinliklere katılımını zorlaştırabilir. Hareketlerin sürekli dikkatini çekmesi, Aycan’ın öğrenme süreçlerini ve sınıf içindeki etkileşimlerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, onun dikkatini sürdürme ve belirli bir göreve odaklanma yeteneğini sınırlar.
Harekete duyarlı olan çocuklar için, sakin ve düzenli bir öğrenme ortamı sağlamak, görsel ve işitsel uyaranları azaltmak, ve dikkat dağıtıcı hareketlerden kaçınmak önemlidir. Ayrıca, bu çocuklara dikkatlerini toplamaları ve odaklanmaları için özel stratejiler ve destek sağlamak da faydalı olabilir.
#4. Duyu işlemleme sorunu yaşayan çocuklarda duyu bütünlüğünü sağlamak için aşağıdakilerden hangisinin yapılması önceliklidir?
Cevap : C) Çocuğun değerlendirmesinin yapılması
Duyu İşlemleme Sorunlarına Yaklaşımda Değerlendirme Süreci:
Duyu işlemleme sorunları yaşayan çocuklarda duyu bütünlüğünü sağlamak için ilk adım, çocuğun bireysel ihtiyaçlarını ve sorunlarını anlamak amacıyla kapsamlı bir değerlendirme yapılmasıdır. Bu değerlendirme, çocuğun hangi duyusal alanlarda zorluk yaşadığını, bu zorlukların günlük yaşam ve öğrenme üzerindeki etkilerini ve çocuğun özel müdahale ihtiyaçlarını belirlemek için kritik öneme sahiptir.
Değerlendirme süreci, genellikle bir çocuk gelişimi uzmanı, ergoterapist veya ilgili diğer sağlık profesyonelleri tarafından yürütülür. Bu süreçte, çocuğun duyusal işlemleme becerileri, motor becerileri, sosyal ve duygusal gelişimi gibi çeşitli alanlar incelenir.
Bu değerlendirmeden sonra, çocuğun ihtiyaçlarına uygun bir eğitim ve müdahale planı oluşturulabilir. Bu plan, destekleyici çalışmalar, duyusal uyaranların amaca yönelik kullanılması ve çocuğa uygun programların belirlenmesi gibi çeşitli stratejileri içerebilir. Ancak, tüm bu adımların etkili olabilmesi için ilk olarak çocuğun bireysel durumunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
#5. Alihan Öğretmen çocuklar için ahşap, metal ve plastik materyallerin kullanımlarını ön plana alarak görme, işitme ve dokunmaya yönelik olarak planladığı duyu eğitimi uygulamalarında en uygun hedefleri belirlemek için dikkate alması gereken noktaları yeniden gözden geçirmiştir. Alihan Öğretmen’in bu süreçte aşağıdakilerden hangisini dikkate almasına gerek yoktur?
Cevap : E) Planlı ve sınırlı müfredat oluşturulması
Duyu Eğitiminde Esnek Müfredatın Önemi:
Alihan Öğretmen’in duyu eğitimi uygulamalarında, çocukların ilgi alanlarını, gelişimsel düzeylerini, fizyolojik sağlıklarını dikkate alması ve onlara deneme yapma fırsatları sunması önemlidir. Ancak, bu tür eğitimlerde planlı ve sınırlı bir müfredat oluşturulmasının gerekli olmadığı düşünülebilir.
Duyu eğitimi, çocukların farklı materyallerle etkileşime geçmelerini ve çeşitli duyusal deneyimler yaşamalarını sağlar. Bu süreç, çocukların keşfetme ve deneyimleme özgürlüklerine dayanır. Bu nedenle, çok katı ve sınırlı bir müfredat, çocukların yaratıcılığını ve keşiflerini sınırlayabilir.
Esnek ve çocuk merkezli bir yaklaşım, çocukların bireysel ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına daha iyi uyum sağlar. Öğretmenler, çocukların duyusal becerilerini geliştirmek için çeşitli materyalleri ve etkinlikleri entegre ederek, onların öğrenme süreçlerini zenginleştirebilir. Bu yaklaşım, çocukların öğrenme deneyimlerini daha anlamlı ve etkili kılar.
#6. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğan bebeklerin ayırt edebildiği tatlardan biri değildir?
Cevap : C) Soğuk tatlar
Yenidoğan Bebeklerin Tat Algısı ve Soğuk Tatlar:
Yenidoğan bebeklerin tat algısı, doğumdan itibaren oldukça gelişmiştir ve belirli tatlara tepki verebilirler. Bu tatlara tuzlu, acı, nötr ve ekşi tatlar dahildir. Ancak, “soğuk tatlar” diye bir kategori yoktur ve bu nedenle bu seçenek, yenidoğanların ayırt edebildiği tatlardan biri değildir.
Yenidoğanların tat duyusu, onların beslenme tercihlerini ve besinlere verdiği tepkileri etkiler. Örneğin, bebekler genellikle doğal olarak tatlı tatları tercih eder ve acı tatları reddeder. Bu, bebeklerin anne sütü gibi tatlı besinleri tercih etmelerine ve besinlerin güvenliğini doğal bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olur.
“Soğuk tatlar” ifadesi, tat duyusu bağlamında kullanılan bir terim değildir. Tat duyusu, tatlı, ekşi, tuzlu, acı ve umami olmak üzere beş ana kategoriye ayrılır. Soğukluk veya sıcaklık gibi sıcaklık algıları, tat algısı yerine dokunsal veya termal algı ile ilişkilidir.
#7. Bahadır dınıf içi ve dışında gerçekleştirilen eğitimsel etkinliklerde kendisine sunulan bilgileri öğrenirken aşağıdaki duyulardan hangisini diğerlerine oranla daha az kullanmaktadır?
Cevap : B) Tatma
Eğitim Etkinliklerinde “Tatma” Duyusunun Rolü:
Bahadır’ın durumu, okul öncesi ve ilköğretim dönemindeki çocukların eğitim süreçlerinde genellikle hangi duyuların daha aktif kullanıldığını ve hangisinin daha az kullanıldığını göstermektedir. Eğitim etkinlikleri, genellikle görsel (görme), işitsel (işitme), dokunsal (dokunma) ve kinestetik (hareket) duyulara hitap eder. Bunlar, öğrencilere bilgiyi sunma ve öğretme süreçlerinde en sık kullanılan duyulardır.
Buna karşılık, “tatma” duyusu, eğitimde daha az kullanılan bir duyudur. Çünkü tatma duyusu, genellikle besinleri algılama ve gıda ile ilgili deneyimlerle sınırlıdır. Bu nedenle, sınıf içinde ve dışında gerçekleştirilen genel eğitim etkinlikleri sırasında, tatma duyusu diğer duyulardan daha az önem taşır ve daha az aktif bir şekilde kullanılır.
Eğitimde tatma duyusunun daha az kullanılması, bu duyunun çocukların öğrenme ve bilgi işleme süreçlerindeki doğrudan rolünün sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak, bazı spesifik durumlar veya özel eğitim programları, özellikle yemek pişirme veya beslenme eğitimi gibi faaliyetlerde tatma duyusunu daha aktif bir şekilde kullanabilir.
#8. Nörolojik olarak bedenin koordineli olarak kullanılması sürecinde, beynin bir tarafının vücudun diğer tarafı ile ilgili yapacağı hareketi üstlenmesi durumuna verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : E) Lateralizasyon
Lateralizasyon ve Bedensel Koordinasyon:
Lateralizasyon, beyin fonksiyonlarının beyin yarıkürelerinin bir tarafında yoğunlaşması sürecidir. Pratikte, bu, beyinin bir yarıküresinin vücudun diğer tarafı ile ilişkili hareketleri kontrol etmesi anlamına gelir. Örneğin, beynin sol yarıküresi vücudun sağ tarafını kontrol eder ve tam tersi de geçerlidir.
Bu süreç, özellikle motor becerilerin, dil yeteneklerinin ve bilişsel işlevlerin gelişiminde önemli bir rol oynar. Çocukların el tercihi, dil becerileri ve diğer motor becerileri lateralizasyon sürecinin bir sonucu olarak gelişir.
Lateralizasyonun eğitim ve öğrenme sürecindeki önemi, çocukların motor becerilerinin ve bilişsel işlevlerinin gelişimini etkilemesidir. Eğitimciler ve ebeveynler, çocukların beyin yarıkürelerinin uyumlu çalışmasını destekleyecek aktiviteleri teşvik ederek, çocukların motor ve bilişsel gelişimlerine katkıda bulunabilirler.
Bu konsept, özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların eğitiminde, çeşitli aktiviteler ve öğretim yöntemleri aracılığıyla dikkate alınabilir. Lateralizasyonun anlaşılması, çocukların öğrenme biçimlerini ve fiziksel gelişimlerini optimize etmek için önemlidir.
#9. Bedensel, işitsel ve/veya görsel yetersizlikler yaşayan özel gereksinimli çocukların duyularını kullanmalarında aşağıdaki yetersizlik türlerinden hangisi görülebilmektedir?
Cevap : A) Duyusal işlemleme
Duyusal İşlemleme ve Özel Gereksinimli Çocuklar:
Duyusal işlemleme, çevreden alınan duyusal bilgilerin beyin tarafından işlenmesi ve anlamlandırılması sürecidir. Bu süreç, görmek, işitmek, dokunmak, tatmak ve koklamak gibi temel duyuların yanı sıra, vücut pozisyonu ve hareket gibi daha karmaşık duyusal bilgileri de içerir.
Özel gereksinimli çocuklar, sıklıkla duyusal işlemleme konusunda zorluklar yaşayabilirler. Bu durum, çeşitli bedensel, işitsel ve/veya görsel yetersizliklerden kaynaklanabilir. Örneğin, bir çocuk sesleri işlemede güçlük çekebilir (işitsel işlemleme), başka bir çocuk ise nesneleri görsel olarak ayırt etmekte zorlanabilir (görsel işlemleme).
Bu tür duyusal işlemleme zorlukları, çocuğun günlük yaşamdaki etkileşimlerini, öğrenmesini ve genel gelişimini etkileyebilir. Bu nedenle, duyusal işlemleme bozukluklarının tanımlanması ve bu çocuklara uygun müdahalelerde bulunulması önemlidir.
Eğitimciler ve terapistler, özel gereksinimli çocukların duyusal işlemleme kabiliyetlerini geliştirmeye yönelik stratejiler geliştirerek, bu çocukların daha etkili bir şekilde öğrenmelerine ve çevreleriyle daha iyi etkileşim kurmalarına yardımcı olabilirler. Bu süreç, bireyselleştirilmiş eğitim programları, duyusal bütünleştirme terapileri ve özel olarak tasarlanmış öğretim yöntemlerini içerebilir.
#10. Okul bahçesinde oyun saati sürecince Furkan büyük oranda kum alanında oynamaktadır. Ellerini toprağın içerisinde gezdirir, bulduğu farklı dokudaki taşları incelemektedir. Taşları pürüzlü ve pürüzsüz olarak ayırmaktadır. Yukarıdaki duruma bakıldığında Furkan’ın hangi duyu özelliğinin baskın olduğu söylenebilir?
Cevap : E) Dokunma
Dokunma Duyusunun Önemi ve Çocukların Gelişimindeki Rolü:
Furkan’ın oyun saati sırasında kumla oynaması ve farklı dokudaki taşları incelemesi, onun dokunma duyusunu aktif bir şekilde kullandığını gösterir. Taşları pürüzlü ve pürüzsüz olarak ayırması, dokunma duyusunun hassasiyetini ve bu duyunun çevresel nesneleri algılamadaki önemini vurgular.
Dokunma duyusu, çocukların çevrelerini keşfetmeleri ve anlamlandırmaları için temel bir duyudur. Çocuklar, dokunarak çevrelerindeki nesneler hakkında bilgi edinirler ve bu süreç, onların fiziksel dünyayla etkileşimlerini güçlendirir. Ayrıca, dokunma duyusu, nesnelerin dokusunu, sıcaklığını ve ağırlığını algılama yeteneğini içerir, bu da çocukların motor becerilerini ve duyusal farkındalıklarını geliştirir.
Furkan’ın bu etkinliği, onun dokunsal bilgileri nasıl işlediğini ve bu bilgileri çevresini anlamak için nasıl kullandığını gösterir. Bu tür etkinlikler, çocukların dokunma duyularını keşfetmelerine ve geliştirmelerine olanak tanır, bu da genel gelişimleri için önemlidir.
#11. Aral ve annesi sohbet ederken annesi Aral’a “Gece birden elektrikler kesilse ve karanlıkta kalsan, hiçbir şey göremezsen yolunu nasıl bulabilirsin?” sorusunu sormuştur. Aral’ın annesi bu problem durumu ile aşağıdakilerden hangisini amaçlıyordur?
Cevap : D) Duyu organlarını amaca yönelik kullanmak
Duyu Organlarının Amaca Yönelik Kullanımı:
Aral’ın annesinin sorduğu soru, Aral’ın duyu organlarını nasıl ve ne amaçla kullanabileceği üzerine düşünmesini teşvik etmektedir. Elektriklerin kesilmesi ve karanlıkta kalma durumu, görsel algının kullanılamayacağı bir senaryoyu ortaya koymaktadır. Bu durumda, Aral’ın diğer duyu organlarını, özellikle dokunma ve işitme duyularını, çevresini anlamak ve yolunu bulmak için nasıl kullanabileceği üzerine düşünmesi beklenir.
Bu tür sorular, çocukların çevresel farkındalıklarını artırır ve onlara çeşitli duyusal bilgileri nasıl entegre edebilecekleri konusunda pratik çözümler düşünme fırsatı verir. Ayrıca, bu tür düşünme egzersizleri, çocukların problem çözme becerilerini geliştirmeye ve farklı durumlarda esnek ve yaratıcı çözümler üretmeye teşvik eder.
Bu soru, Aral’a ve genel olarak çocuklara, görme dışındaki duyuların önemini ve günlük yaşamda karşılaşılan zorluklara karşı nasıl kullanılabileceğini anlamada yardımcı olur. Bu, çocukların duyusal algılarını ve çevreleriyle etkileşim kurma yeteneklerini geliştiren önemli bir öğrenme deneyimidir.
#12. Cansu, sulandırılmış parmak boyaları ve nişasta karışımına parmaklarını daldırdıktan sonra büyük boy bir muşamba üzerinde çeşitli desenler oluşturmaktadır. Bu etkinlik boyunca renkleri birbirine karıştırdıkça yeni renkler oluşturmuş ve aynı zamanda el-göz koordinasyonu ile geniş yüzeyde çeşitli hareketler yapabilme fırsatı bulmuştur. Bu deneyim sırasında Cansu’da aşağıdaki becerilerden hangisi gelişmiştir?
Cevap : D) Dikkatini belirli bir işe yoğunlaştırması
Çocuklarda Dikkat Odaklaması ve Sanat Etkinliklerinin Rolü:
Cansu’nun yaptığı etkinlik, sanatsal ifade ve yaratıcılığı teşvik ederken aynı zamanda dikkatini belirli bir işe yoğunlaştırma becerisini de geliştirmektedir. Sulandırılmış parmak boyaları ve nişasta karışımını kullanarak muşamba üzerinde desenler oluşturması, dikkat ve konsantrasyon gerektirir.
Bu tür etkinlikler, çocukların bir görev üzerinde odaklanma yeteneklerini artırır. Cansu’nun renkleri karıştırarak yeni renkler oluşturması ve el-göz koordinasyonunu kullanarak çeşitli hareketler yapması, bir yandan yaratıcılığını sergilerken diğer yandan da belirli bir görev üzerinde uzun süreli dikkatini sürdürebilme kapasitesini geliştirmektedir.
Çocukların dikkatini yoğunlaştırma yeteneği, öğrenme süreçlerinde temel bir beceridir. Sanat ve yaratıcı etkinlikler, bu beceriyi eğlenceli ve etkileşimli bir şekilde geliştirmenin etkili yollarından biridir. Bu tür etkinlikler, çocukların zihinsel odaklanmalarını artırmanın yanı sıra, duygusal ifade ve yaratıcı düşünce becerilerini de destekler.
#13. Okula hazırlık ve uyum konularında yapılan araştırmalarda her yıl belirli orandaki çocuğun okula başladıklarında sınıf performansını etkileyen duyusal işlem bozukluğu yaşadıkları görülmüştür. Bu oranlar hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
Cevap : D) Yüzde 5-15
Okul Öncesi Dönemde Duyusal İşlem Bozukluklarının Görülme Oranı:
Okula hazırlık ve uyum süreçlerinde yapılan araştırmalar, her yıl belirli bir oranda çocuğun okula başladıklarında sınıf performansını etkileyen duyusal işlem bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Bu oran, genel olarak Yüzde 5 ile Yüzde 15 arasında değişmektedir.
Duyusal işlem bozuklukları, çocukların çevresinden aldıkları duyusal bilgileri uygun şekilde işleyememeleri ve bu bilgileri etkili bir şekilde kullanamamaları durumudur. Bu bozukluklar, çocuğun sınıf içi etkileşimini, öğrenmesini ve genel sınıf performansını etkileyebilir.
Duyusal işlem bozukluğu yaşayan çocuklar, genellikle sesler, dokunsal uyaranlar veya görsel materyaller gibi çevresel uyaranlara farklı tepkiler verebilirler. Bu durum, onların okul ortamında uyum sağlamalarını ve öğrenmelerini zorlaştırabilir.
Bu oranın farkındalığı, eğitimcilerin ve okul yönetimlerinin bu çocuklara uygun destek ve müdahaleler sağlamaları için önemlidir. Duyusal işlem bozukluklarına yönelik erken müdahale ve uygun eğitim stratejileri, bu çocukların okul başarısını ve genel uyumunu olumlu yönde etkileyebilir.
#14. Aşağıdaki durumlardan hangisi duyuların kişinin güvenliğini sağlayıcı işlevini ortaya koymaktadır?
Cevap : C) Bozuk gıdanın tadını ayırt etmek
Duyuların Güvenlik Sağlayıcı Rolü: Bozuk Gıda Algılama:
Duyuların kişisel güvenlik açısından önemli bir işlevi, potansiyel tehlikeleri algılamaktır. Bu bağlamda, “C) Bozuk gıdanın tadını ayırt etmek” seçeneği, duyuların güvenlik sağlayıcı işlevini en iyi şekilde temsil eder. Tat alma duyusu, insanların bozuk veya zararlı gıdaları tespit etmelerine yardımcı olur, böylece bu gıdaların tüketilmesi sonucu ortaya çıkabilecek sağlık risklerinden korunmalarına olanak tanır.
Bozuk gıda genellikle normalden farklı bir tada sahiptir, ve tat alma duyusu bu değişikliği algılayarak bireyi uyarır. Bu, özellikle yiyeceklerin tazeliğini ve güvenliğini değerlendirmede önemlidir. Tat alma duyusunun bu işlevi, gıda zehirlenmeleri ve diğer sağlık sorunlarını önlemek açısından kritik bir rol oynar.
Bu nedenle, bozuk gıdanın tadını ayırt etme yeteneği, duyuların kişisel sağlık ve güvenlik açısından oynadığı önemli bir rolü temsil eder ve insanların günlük yaşamlarında sağlıklı kararlar alabilmeleri için hayati bir öneme sahiptir.
#15. Bireylerde görme ve konuşma yeteneğini oluşturan beyin sistemleri doğumdan sonraki hangi süre içerisinde yapılandırılmaktadır?
Cevap : D) İlk 8 ay
Bebeklerde Beyin Gelişimi ve İlk 8 Ayın Önemi:
Bebeklerin beyin gelişimi, doğumdan sonraki ilk 8 ay içinde özellikle hızlıdır ve bu süreç, görme ve konuşma gibi temel yeteneklerin gelişimi için kritik bir dönemdir. Bu ilk aylar, bebeğin beyin yapısının hızla oluştuğu ve birçok temel nörolojik bağlantının kurulduğu bir zaman dilimidir.
Görme yeteneği, doğumdan sonra bebeklerin çevrelerini algılamaları için gerekli olan önemli bir duyusal beceridir. İlk 8 ay içinde, bebeklerin beyinleri ışık, renk ve hareketi algılama kapasitesini geliştirir. Bu süreçte, yüzleri tanıma ve nesneleri odaklama gibi beceriler de gelişir.
Konuşma yeteneği ile ilgili olarak, bebekler bu ilk aylarda sesleri işleme ve anlama kabiliyetlerini geliştirirler. Bu süreç, ilerleyen aylarda ve yıllarda dil becerilerinin ve konuşma yeteneğinin temelini oluşturur.
Bu ilk 8 ay, bebeğin beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir ve görme ile konuşma gibi temel becerilerin gelişimi için hayati öneme sahiptir. Bu dönemde yapılan bağlantılar ve gelişmeler, çocuğun ileriki yaşamındaki öğrenme ve beceri gelişimini büyük ölçüde etkiler.
#16. Erhan, sınıf içindeki etkinliklerde renkli boya kalemleri ile şekiller ve grafikler çizerek edindiği bilgileri pekiştirmektedir. Erhan ile ilgili aşağıdakilerden hangisi düşünülebilir?
Cevap : B) Görsel olarak öğrenen bir çocuktur.
Görsel Öğrenme Stili ve Renkli Boya Kalemleriyle Çalışma:
Erhan’ın sınıf içindeki etkinliklerde renkli boya kalemleri kullanarak şekiller ve grafikler çizmesi, onun görsel öğrenme stiline işaret eder. Görsel öğrenen çocuklar, bilgiyi görsel malzemeler aracılığıyla daha iyi anlar ve hatırlar. Renkler, şekiller ve görsel düzenlemeler, bu tür öğrenenler için bilgiyi pekiştirmede önemli araçlardır.
Erhan’ın bu tür etkinliklerde gösterdiği ilgi ve beceri, görsel uyaranların onun öğrenme sürecine olumlu etki yaptığını gösterir. Görsel materyalleri kullanarak öğrenmek, Erhan’ın bilgileri daha etkili bir şekilde işlemesini ve uzun süreli hafızasına aktarmasını sağlar.
Görsel öğrenme stili, özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarda yaygındır. Eğitimciler, görsel öğrenme stillerini destekleyecek çeşitli eğitim materyalleri ve etkinlikleri kullanarak, bu çocukların öğrenme deneyimlerini zenginleştirebilir.
#17. Emel Öğretmen anaokulundaki çocuklarla seslerin yönünü bulma ve müzik aletlerinin seslerini ayırt etme çalışmalarıyla işitmelerine yönelik eğitim etkinlikleri gerçekleştirmektedir. Emel Öğretmen'in gerçekleştirdiği etkinlik aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : E) İşitsel algı çalışması
İşitsel Algı Çalışması ve Çocukların Gelişimi:
Emel Öğretmen’in anaokulundaki çocuklarla yürüttüğü etkinlikler, işitsel algı becerilerinin geliştirilmesine yöneliktir. İşitsel algı, sesleri duyma, tanıma, ayırt etme ve seslerin yönünü ve kaynağını belirleme yeteneğini içerir. Bu tür etkinlikler, çocukların işitsel işlemleme yeteneklerini geliştirmek için tasarlanmıştır.
Bu etkinliklerde çocuklar, seslerin yönünü bulma ve müzik aletlerinin seslerini ayırt etme gibi faaliyetlerle işitsel bilgileri işlemeyi öğrenirler. Bu süreç, çocukların dil gelişimini, dinleme becerilerini ve genel işitsel dikkatlerini geliştirmektedir. Ayrıca, işitsel algı, çocukların okuma-yazma becerilerinin temelini oluşturan fonolojik farkındalığı da destekler.
Eğitimciler, işitsel algı çalışmalarını, çocukların işitsel bilgileri daha iyi anlamaları ve işlemeleri için çeşitli etkinliklerle entegre edebilirler. Bu etkinlikler, çocukların sesleri tanıma, sesler arası farkları anlama ve ses yönlerini tespit etme gibi işitsel becerilerini geliştirmeye yardımcı olur
#18. Duyusal işlemlemede sorunlar yaşayan çocuklarla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Cevap : A) Motor ya da nöral yetersizlikte görülebilir.
Duyusal İşlemleme Sorunları ve Motor veya Nöral Yetersizlikler:
Duyusal işlemleme sorunları, çocukların çevrelerinden aldıkları duyusal bilgileri doğru şekilde işleyememeleri durumudur. Bu sorunlar, motor veya nöral yetersizliklerle ilişkili olabilir. Motor yetersizlikler, kas kontrolü ve koordinasyonu ile ilgili zorlukları içerirken, nöral yetersizlikler beyin fonksiyonlarının etkilenmesi ile ilgilidir.
Çocuklarda duyusal işlemleme sorunları, genellikle duyusal bilgilerin beyin tarafından uygun şekilde algılanması ve yorumlanmasındaki güçlüklerden kaynaklanır. Bu, motor becerilerin, dikkatin ve öğrenmenin gelişimini etkileyebilir. Örneğin, bir çocuk dokunsal uyaranları işlemede zorlanabilir veya sesleri ayırt etmekte güçlük çekebilir.
Bu tür sorunlar, otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve öğrenme güçlükleri gibi çeşitli gelişimsel durumlarla ilişkili olabilir. Ancak, duyusal işlemleme sorunları her çocukta farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve bireysel müdahale gerektirir.
Eğitimciler ve terapistler, duyusal işlemleme sorunları yaşayan çocukları desteklemek için özelleştirilmiş stratejiler ve müdahaleler geliştirebilirler. Bu, çocukların duyusal bilgileri daha etkili bir şekilde işlemelerine ve günlük yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
#19. Asya doğuştan nöral sorunla dünyaya gelmiş ve çoklu duyusal yetersizlikler yaşayan bir çocuktur. Asya’nın duyu sorunları ...... olarak adlandırılabilir. Yukarıdaki boşluğa getirilebilecek en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : A) duyusal işlemleme
Duyusal İşlemleme Sorunları ve Çoklu Duyusal Yetersizlikler:
Asya’nın doğuştan gelen nöral sorunları ve çoklu duyusal yetersizlikleri, duyusal işlemleme sorunları olarak tanımlanabilir. Duyusal işlemleme sorunları, bireyin çevresinden aldığı duyusal bilgileri uygun şekilde algılayamaması veya işleyememesi durumudur. Bu durum, görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama gibi birden fazla duyu organını etkileyebilir.
Duyusal işlemleme sorunları, çeşitli nöral yetersizliklerden kaynaklanabilir ve çocuğun günlük yaşamını, öğrenmesini ve sosyal etkileşimlerini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu tür sorunlar, çocuğun çevresiyle etkileşim kurma ve çevreden gelen uyaranlara uygun şekilde tepki verme yeteneklerini sınırlayabilir.
Bu nedenle, Asya’nın durumunda, çoklu duyusal yetersizliklerin ve nöral sorunların birleşimi, genel olarak duyusal işlemleme sorunları olarak tanımlanır ve bu tür sorunlar, bireyselleştirilmiş eğitim programları ve terapilerle ele alınabilir.
#20. Nilay Öğretmen duyu eğitiminde özellikle doğa ile ruhun uyumunu güçlendirici bir felsefeye odaklanan bir okul öncesi kurumunda görev yapmaktadır. Bu kurumda çocukların karşılıklı etkileşimle duyusal, bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Nilay Öğretmen'in çalıştığı kurum aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap : A) Waldorf
Waldorf Eğitim Felsefesi ve Okul Öncesi Eğitim:
Nilay Öğretmen’in çalıştığı kurum, açıklamaya göre Waldorf eğitim felsefesine dayanan bir okul öncesi kurumudur. Waldorf eğitimi, doğa ile bireyin ruhsal uyumunu güçlendirici bir yaklaşıma odaklanır ve çocukların duyusal, bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişimlerini bütünsel bir şekilde desteklemeyi hedefler.
Waldorf eğitim sistemi, Rudolf Steiner tarafından geliştirilmiştir ve çocuğun bütün yönlerini – zihinsel, fiziksel ve duygusal – kapsayan bir eğitim anlayışına sahiptir. Bu sistemde, sanat, müzik, hareket ve doğa ile etkileşim önemli bir yer tutar. Çocukların yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini geliştirmeleri teşvik edilirken, akademik öğrenme de dengeli bir şekilde sunulur.
Waldorf okullarında, çocukların yaşlarına ve gelişim evrelerine uygun etkinlikler ve öğrenme ortamları sağlanır. Bu yaklaşım, çocukların kendilerini ifade etmelerine, sosyal becerilerini geliştirmelerine ve dünya hakkında kendi anlayışlarını oluşturmalarına olanak tanır.
SONUÇ
Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2023-2024 Final Soruları
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Güz Dönemi Final Soruları
Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2023-2024 Final Soruları
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Güz Dönemi Final Soruları
HD Quiz powered by harmonic design
Auzef Çocuk Gelişimi 4. Sınıf Güz Dönemi Final Soruları
Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi |
Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2023-2024 Final Soruları