auzefÇocuk GelişimiSosyal HizmetSosyolojiye Giriş

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

 

#1. Halkın ve sivil toplumun siyasetçilerle ortak olarak sorumluluğu paylaşmalarına ne ad verilir?

Cevap : E) Katılımcı demokrasi

Açıklama : Katılımcı demokrasi, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının, karar alma süreçlerine aktif biçimde katılımını ifade eder. Temsili demokraside ise halkın seçtiği temsilciler kararları alır ve halkın doğrudan katılımı sınırlıdır. Monarşi ve diktatörlükte halkın katılımı çok zayıftır veya hiç yoktur. Totaliter yönetimler de sivil katılımı engelleyen baskıcı rejimlerdir.

#2. Kuşkucuların (sceptics) küreselleşme hakkındaki görüşü aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : D) Küreselleşme, 19. yüzyılda yaşananlara benzer bir durumdur.

Açıklama : Küreselleşme kuramında “kuşkucular“, küreselleşmenin yeni bir olgu olmadığını ve günümüzde yaşanan bütünleşmenin aslında 19. yüzyıldaki ticaret ve iletişim ağlarının bir devamı olduğunu savunurlar. Onlara göre küreselleşme abartılmakta veya
geçmişte de benzer biçimde yaşanmış süreçler yine farklı adlarla yaşanmaktadır. “Küreselleşme yeni ve önemli bir süreçtir“ görüşü ise dönüştürücüler (transformationalists) tarafından savunulur.

#3. Aşağıdakilerden hangisi kitle üretiminin devam etmesi için gerekli özelliklerden birisidir?

Cevap : A) Kitle tüketimi

Açıklama : Fordist seri üretim veya kitle üretim sisteminin sürdürülebilirliği, geniş bir alıcı kitlesinin varlığına ve yüksek tüketim oranlarına dayanır. Üretilen malların toplu tüketimi mümkün olmadığında, kitle üretimi modelinin ekonomik devamlılığı
sağlanamaz. “Esnek üretim“ ve “istikrarsız pazarlar“ gibi unsurlar daha çok post-Fordist veya neo-liberal dönem analizleri içinde ele alınır.

#4. Küreselleşmenin en çok eleştirilen toplumsal sonuçlarından birisi aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : C) Toplumsal eşitsizlik

Açıklama : Küreselleşme, uluslararası piyasalardaki bütünleşmeyi hızlandırsa da pek çok eleştirmen, bu süreçle birlikte zenginle fakir arasında giderek artan uçuruma dikkat çekmektedir. Bu artış, toplumsal eşitsizliği derinleştirmektedir. Orta sınıfların yükselişi veya bilgi sermayesinin yükselişi gibi unsurlar, daha çok teknolojik gelişme ve toplumsal çeşitlenme sürecine işaret eder, fakat küreselleşmenin en sık eleştiri konusu yapılan yönü “eşitsizliğin artması“dır.

#5. Etiketleme teorisi, toplumsal sapmayı nasıl açıklamaktadır?

Cevap : D) Diğer insanların onların davranışlarına atfettikleri anlamlar ile

Açıklama : Etiketleme teorisine göre sapma, kişinin gerçekleştirdiği davranıştan çok, o davranışın toplum tarafından “sapma“ olarak etiketlenmesiyle ilgilidir. Böylece birey, marjinal veya sapkın olarak görüldüğünde bu rolü benimsemeye başlar. “Bireyin benliğini değiştirme süreci“ ya da “toplumsal kurumların etkisi“ gibi unsurlar sapma süreçlerinde etkili olabilir; ancak etiketleme yaklaşımının temel vurgusu, başkalarının bakış açısı ve bu bakış açısının bireyi şekillendirmesidir.

Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.

#6. Kalvinist teoloji aşağıda yer alan hangi kültürel özellikleri yüceltmiştir?

Cevap : C) Çok çalışma

Açıklama : Max Weber’in Protestan Ahlâk ve Kapitalizmin Ruhu eserinde vurguladığı üzere, Kalvinist (ve genel olarak Protestan) teolojinin aşırı çalışmayı ve dünyevi başarıyı kutsal bir görev gibi görmesi, kapitalizmin gelişimine katkı sağlamıştır. “Tüketim“ veya “haz“ gibi diğer şıklar bu öğretinin değil; daha ziyade modern tüketim toplumlarının ön plana çıkardığı unsurlar olabilir.

#7. Fonksiyonistlere göre aşağıdakilerden hangisi devletin temel özelliklerinden biridir?

Cevap : B) Devlet gerektiğinde güç kullanabilir.

Açıklama : Fonksiyonel (işlevsel) yaklaşıma göre devlet, toplumsal düzeni korumak ve ortak çıkarları sağlamak için meşru güç kullanma yetkisine sahip bir kurumdur. “Politikaları kimin belirliyor olduğu“ ve “iktidarı kimin elinde tuttuğu“ gibi sorular, daha çok çatışmacı/elit kuramlarının konusudur. “Devlet bir üst yapı kurumudur“ ve “devlet üretim ilişkileri tarafından belirlenir“ yaklaşımları ise Marksist perspektife aittir.

#8. Durkheim’ın din teorisi aşağıdakilerden hangisini temel fonksiyon olarak görür?

Cevap : C) Toplumsal dayanışmayı koruyup güçlendirme

Açıklama : Émile Durkheim’a göre dinin temel işlevi, toplumsal dayanışmayı pekiştirmek ve grubun bütünlüğünü korumaktır. Ritüeller, inançlar ve semboller, toplum üyeleri arasında ortak bir kimlik ve biz duygusunu güçlendirir. “Bilgi ve değerlerin aktarımı“ gibi işlevler de din kurumunun dolaylı etkileri arasında yer alabilse de Durkheim’ın esas vurgusu, kolektif bilinç aracılığıyla dayanışmanın sürdürülmesidir.

#9. Bazı araştırmalara göre uyumlu bir evlilik için aşağıdaki faktörlerden hangisi önemli değildir?

Cevap : B) Çocukların varlığı, yokluğu veya sayısı

#10. Boşanma oranlarının özellikle hangi evlilik döneminde daha yüksek olduğu görülmektedir?

Cevap : A) İlk üç yıl

Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.

#11. Geleneksel toplumlarda aşağıdakilerden hangisi daha yaygındır?

Cevap : B) Doğuştan statüler

Açıklama : Geleneksel (feodal veya hiyerarşik) toplumlarda bireylerin sosyal konumlarını belirleyen temel etken, doğuştan gelen statülerdir (örneğin aile soyu, kast, asalet, vb.). Modern toplumlarda ise “kazanılmış statü“ (performans, başarı, eğitim gibi etmenlerle elde edilen statü) daha önemli hale gelmiştir.

#12. Fordist üretim modelinin en temel özelliği olarak kabul edilen unsur nedir?

Cevap : A) İleri düzeyde iş bölümü ve standartlaşma

Açıklama : Fordist üretim modeli, seri üretim hattı üzerinde yüksek iş bölümü ve standartlaşmaya dayanan bir sistemdir. Temel amaç, büyük çaplı ve tek tip ürünün hızlı ve verimli şekilde üretilmesidir. “Esnek üretim“ ve “ürün çeşitlendirme“ ise Fordizm’in aksine, post-Fordist veya esnek üretim modellerinin karakteristikleri olarak ortaya çıkar.

#13. Weber’in “meşru iktidar“ olarak adlandırdığı kavram aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : B) Otorite

Açıklama : Max Weber, “güç“ (power) ve “iktidar“ (Herrschaft) kavramlarını ayırt eder. Ona göre gücün meşru biçimine “otorite“ denir. Otorite, toplumun veya ilgili toplulukların rızasına dayalı, meşruiyet kazanan iktidar ilişkisini ifade eder. Meşrutiyet, siyasal sistemin yasal-hukuki tanınmasını ifade edebilir; ancak Weber’in vurguladığı terim doğrudan “otorite“ kavramıdır.

#14. Aşağıdakilerden hangisi Marks’ın tabakalaşma sistemleri ile ilgili görüşlerinden biridir?

Cevap : C) Kapitalist toplumlar, burjuvazi ve proletarya şeklinde iki temel sınıfa bölünürler.

Açıklama : Karl Marx’a göre kapitalist toplumlar, üretim araçlarının sahipliğine göre iki ana sınıfa ayrılır: üretim araçlarını elinde tutan burjuvazi ve emek gücünü satmak zorunda olan proletarya. “Tabakalaşma en iyi statü sistemine bakılarak anlaşılır“ yaklaşımı, Marksist değil, Weberyan bir bakış açısını yansıtır. Burjuvazinin kendi diktatörlüğünü ilan edeceği fikri, Marks’ın yaklaşımında bulunmaz; aksine Marks’a göre sınıf çatışması sonunda proletaryanın devrimi gündeme gelir.

#15. Aşağıdakilerden hangisi sembolik etkileşimcilerin eğitim konusundaki düşüncelerini yansıtır?

Cevap : E) Yeteneksiz olarak etiketlenen öğrenciler, bir süre sonra o rolü içselleştireceklerdir.

Açıklama : Sembolik etkileşimci yaklaşım, eğitimde bireylerin birbirleriyle etkileşimlerinde ortaya çıkan anlamlara odaklanır. Burada öğrencilerin “yeteneksiz“ veya “başarısız“ gibi etiketlerle damgalanmaları, zamanla bu rolleri benimsemelerine (kendini gerçekleştiren kehanet) neden olur. Diğer şıklar ise fonksiyonalist veya çatışmacı perspektiflerin düşüncelerine daha çok yakındır.

Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.

#16. Kültürün toplumsal değişmeyi etkileyen faktörlerden biri olduğunu savunan ünlü sosyolog kimdir?

Cevap : D) Max Weber

Açıklama : Max Weber, kültürün ve özellikle dini inançların (ör. Protestan ahlâk) ekonomik ve toplumsal değişme üzerindeki belirleyici etkisini vurgulamıştır. Marx ve Engels ise daha çok ekonomik temellerin toplumsal yapıyı ve kültürü şekillendirdiğini savunur. Montesquieu’nün siyasal ve hukuki düşünceleri, kültürün önemini kabul etse de Weber kadar belirgin bir kuramsal çerçeve sunmaz. Pitirim Sorokin de kültür değişimleri üzerinde durmuş olsa bile, Weber’in Protestan Ahlâk ve Kapitalizmin Ruhu yaklaşımı, kültürün toplumsal değişmedeki rolünü daha belirgin bir şekilde ortaya koymasıyla bilinir.

#17. Aşağıdakilerin hangisinde “Üç Hal Kanunu“ doğru bir şekilde sıralanmıştır?

Cevap : A) Teolojik-metafizik-pozitivist aşama

Açıklama : Auguste Comte’un ortaya koyduğu “Üç Hal Kanunu“, insan düşüncesinin tarihsel gelişimini açıklamak amacıyla kullanılır. Bu yaklaşımda önce teolojik aşama (dinsel düşünce), ardından metafizik aşama (felsefi soyut düşünce) ve son olarak pozitivist aşama (bilimsel temelli düşünce) gelir. Diğer şıklardaki sıralamalar bu orijinal dizilimi bozduğu için yanlıştır.

#18. “Başkalarının gözünde neysem oyum“ ifadesi aşağıdaki hangi kavramı ifade etmektedir?

Cevap : D) Ayna benlik

Açıklama : Charles Horton Cooley tarafından ortaya atılan “ayna benlik“ (looking-glass self) kavramı, bireyin kendini, başkalarının onu nasıl gördüğünü düşündüğü şekilde tanımlaması anlamına gelir. Freud’un kuramındaki id, ego ve süper ego; psikanalitik süreçlerle ve dürtü-denge mekanizmalarıyla ilgilidir. Limbik sistem ise sinirbilimde duygu ve motivasyon süreçlerini ifade eder. Dolayısıyla, “Başkalarının gözünde neysem oyum“ ayna benlik kuramının tam karşılığıdır.

#19. Araştırmanın evrenini oluşturan birimlerin, tam olarak listelenemediği hallerde aşağıdaki hangi örneklem türü kullanılır?

Cevap : E) Küme örneklemesi

Açıklama : Küme örneklemesi, araştırma evrenindeki birimleri doğrudan listelemenin mümkün olmadığı veya maliyetli olduğu durumlarda tercih edilir. Bu yöntemle evren alt gruplara (küme) ayrılır ve bu kümeler rastgele seçilerek çalışılır. Diğer örnekleme türleri, örneklem çerçevesinin (tüm birimlerin listesinin) nispeten daha kolay elde edilebildiği durumlarda kullanılır.

#20. Sembolik etkileşimcilik teorisine göre, öğretmenin öğrencileri etiketlemesi hangi tür sonuçlara yol açar?

Cevap : E) Öğrencilerin toplumsal etiketlerin yarattığı beklentilere uygun davranmaya başlaması

Açıklama : Sembolik etkileşimcilik, bireylerin etiketlenmenin (örneğin “başarılı“, “tembel“, “sorunlu“ vb.) etkisiyle kendilerine biçilen rolleri içselleştirdiğini savunur. Etiketleme süreci, öğrencilerin davranışlarını bu beklentilere göre şekillendirmesine yol açarak, başarısız olarak etiketlenen öğrencinin gerçekten başarısız olmasına (kendini gerçekleştiren kehanet) veya başarılı olarak etiketlenen öğrencinin performansını artırmasına neden olabilir.

Öğrenci Dostu Öğrenme Yönetim Sistemi Lolonolo, bol bol test yapmayı önerir.

Öncesi
TESTi BiTiR, PUANINI GÖR

SONUÇ

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

HD Quiz powered by harmonic design

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Sosyolojiye Giriş: Temel Kuramlar ve Kavramlar Üzerine Akademik Bir Değerlendirme
Sosyoloji, toplumsal yaşamın karmaşık dinamiklerini inceleyen bir bilim dalı olarak öğrencilerin geniş bir perspektif kazanmalarını sağlar. Toplum, kurumlar, kültür ve birey arasındaki etkileşimler farklı kuramsal çerçevelerle analiz edilir. Aşağıdaki başlıklar altında yer alan konular, “Sosyolojiye Giriş” dersinde sıklıkla ele alınan önemli noktaları özetlemekte ve öğrencileri temel kavramlar hakkında derinlemesine bilgilendirmektedir.


1. Sembolik Etkileşimcilik ve Eğitim

Sembolik etkileşimcilik, toplumun mikro düzeydeki etkileşimlerine ve bu etkileşimler sırasında oluşan anlamlara odaklanır. Eğitim kurumlarında da öğretmenlerin ve öğrencilerin birbirlerini nasıl “etiketlediği” bu kuramla anlaşılabilir. Özellikle “yeteneksiz” veya “başarılı” gibi etiketler, öğrencilerin benlik algılarını etkiler ve onların akademik performanslarını şekillendirir. Bu süreç, “kendini gerçekleştiren kehanet” olarak bilinen olguyu doğurur; birey, kendisine biçilen role uygun davranarak o rolün doğruluğunu adeta kanıtlar.


2. Auguste Comte ve Üç Hal Kanunu

Modern sosyolojinin kurucularından Auguste Comte, insan düşüncesinin tarihsel gelişimini Üç Hal Kanunu ile açıklar. Bu kanuna göre, düşünce önce teolojik aşamada (doğaüstü varlıklar ve dinî inançlar hâkim), sonra metafizik aşamada (felsefi soyutlamalar ve akıl yürütme ön planda) ve son olarak pozitivist aşamada (bilimsel yöntem ve gözlem esas) gelişir. Bu sıralama, sosyolojik düşüncenin tarihî temellerini kavramak açısından önemlidir.


3. Örnekleme Yöntemleri ve Küme Örneklemesi

Sosyolojik araştırmalarda evreni temsil edecek bir örneklemin doğru şekilde seçilmesi kritik öneme sahiptir. Küme örneklemesi, özellikle araştırmanın evrenini tek tek listelemenin mümkün olmadığı veya çok maliyetli olduğu durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Evren, benzer özellikler taşıyan alt gruplara (kümelere) ayrılır; bu kümelerden rastgele seçim yapılarak evreni temsil edecek örnekleme ulaşılır.


4. Küreselleşme ve Toplumsal Eşitsizlik

Küreselleşme, dünya ekonomilerinin, kültürlerinin ve toplumlarının giderek artan bütünleşmesini ifade eder. Bu sürecin olumlu etkileri (teknolojinin yaygınlaşması, uluslararası iş birliği, vb.) olsa da en çok eleştirilen yönü toplumsal eşitsizliği derinleştirmesidir. Zengin ile yoksul arasındaki uçurumun artmasına yol açan sermaye hareketleri ve küresel rekabet, eleştirel sosyologların ve aktivistlerin yoğun tartışma konusudur.


5. Etiketleme Teorisi ve Toplumsal Sapma

Toplumsal sapma, birey ya da grupların toplumun genel kabul görmüş normlarının dışına çıkmasıyla tanımlanır. Etiketleme teorisi, sapmanın kaynağını bireyin davranışından çok, bu davranışın toplum tarafından “sapma” şeklinde etiketlenmesinde görür. Kişi, “suçlu” veya “sapkın” olarak damgalandığında, içselleştirip o rolü benimseme eğiliminde olabilir. Böylece, başlangıçta basit bir kural ihlali zamanla bireyin kimliğini dönüştürür.


6. Evlilik Uyumunu Etkileyen Faktörler

Sosyolojik araştırmalar, uyumlu bir evliliğin sağlanmasında tarafların sevgi gösterme yeteneği, iletişim becerileri, uygun yaş ve yeterli tanışma süresi gibi unsurların önemine işaret eder. Buna karşın “çocuk sahibi olmak ya da olmamak” veya “çocuk sayısı” evlilik mutluluğu üzerinde belirleyici bir faktör olmak zorunda değildir. Bazen ebeveyn olma isteği bireylerin evlilik uyumunu olumlu etkilerken, bazen de ek sorumluluklar çatışmaları artırabilir.


7. Kalvinist Teoloji ve Çalışma Ahlakı

Max Weber, “Protestan Ahlâk ve Kapitalizmin Ruhu” adlı eserinde Kalvinist teolojinin “çok çalışma” ve “dünyadaki başarıyı Tanrı’nın lütfunun işareti olarak görme” fikrini yücelttiğini belirtir. Bu anlayış, ekonomik kalkınmanın ve kapitalizmin gelişiminde önemli bir kültürel altyapı sağlamıştır. Aşırı çalışmayı ve dünyevi başarıyı kutsal bir görev addeden bu zihniyet, modern iş dünyasının temellerini atan önemli etkenlerden biridir.


8. Cooley ve Ayna Benlik

Charles Horton Cooley’nin “ayna benlik” (looking-glass self) kuramı, bireylerin kendilerini başkalarının gözünden nasıl gördüklerini düşündüklerine bağlı olarak öz benliklerini inşa etmelerini açıklar. “Başkalarının gözünde neysem oyum” ifadesi, benliğin toplumsal etkileşim sürecinde şekillenmesini özetler. Birey, sürekli olarak başkalarının tepkilerini gözlemleyerek kendisi hakkındaki algısını günceller.


9. Marx ve Sınıfsal Tabakalaşma

Karl Marx’a göre, kapitalist toplumda temel olarak burjuvazi (üretim araçlarının sahibi) ve proletarya (emek gücünü satan işçi sınıfı) olmak üzere iki büyük sınıf bulunur. Bu sınıflar arasındaki çatışma, kapitalizmin sürdürdüğü eşitsizliğin kaynağıdır. Marx, ekonomik temellerin (altyapı) toplumsal kurumları (üstyapı) belirlediğini savunarak, toplumsal dönüşümün üretim araçlarının mülkiyetiyle yakından ilişkili olduğunu vurgular.


10. Durkheim’ın Din Teorisi ve Toplumsal Dayanışma

Émile Durkheim, dinin temel işlevini toplumsal dayanışmayı güçlendirmek olarak tanımlar. Ritüeller ve dini semboller, kolektif bilincin oluşmasına katkı sağlayarak bireyleri birbirine bağlar. Din kurumunun temel işlevi, toplumu bir arada tutan ortak inanç ve değerlerin tekrar tekrar hatırlanması ve paylaşılmasıdır.


11. Weber’in Kültürel Yaklaşımı

Max Weber, toplumsal değişmeyi yalnızca ekonomik faktörlerle açıklamaya karşı çıkmış; kültürel değerlerin, özellikle de dini inançların, ekonomik yapı üzerinde önemli etkileri olabileceğini vurgulamıştır. Kültürün bireylerin tutum ve davranışlarını şekillendirmesi, toplumsal dönüşümleri de önemli ölçüde etkilemektedir.


12. Fordist Üretim Modeli

Fordizm, seri üretim, yüksek düzeyde iş bölümü ve standartlaşma prensiplerine dayanan bir üretim biçimidir. Henry Ford’un otomobil üretim hattındaki yenilikçi uygulamalarıyla sembolleşen bu model, kitlesel üretime uygun makinelerin ve iş gücünün verimli kullanımını amaçlar. Böylece maliyetler düşer, ürünler geniş kitlelere ulaşır.


13. Demokrasi Modelleri ve Katılımcı Demokrasi

Demokrasi modelleri, halkın siyasal kararlara ne ölçüde dâhil olduğuna göre farklılaşır. Katılımcı demokrasi, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının doğrudan karar alma süreçlerine dâhil olmasını savunur. Bu modelde vatandaşlar, yalnızca seçimlerde oy kullanmakla kalmaz, aynı zamanda politikaların oluşturulmasında da aktif rol üstlenir.


14. Boşanma Oranları ve İlk Yıllar

Araştırmalar, boşanma oranlarının çoğunlukla evliliğin ilk üç yılında daha yüksek olduğunu göstermektedir. Eşlerin birbirlerini yakından tanıma, uyum sağlama ve yeni sorumlulukları paylaşma süreci, erken dönemde daha fazla çatışmaya yol açabilir. Bu nedenle ilk yıllar evliliğin en hassas dönemlerinden biri olarak değerlendirilir.


15. Geleneksel Toplumlarda Doğuştan Statüler

Geleneksel toplumlarda sosyal tabakalaşma, büyük oranda doğuştan getirilen statüler üzerine kuruludur. Soy, kast veya asalet unvanları gibi doğuştan aktarılan unvanlar, bireyin toplum içindeki konumunu belirler. Modern toplumlarda ise “kazanılmış statü” (eğitim, meslek, bireysel başarı vb.) giderek daha önemli hale gelmiştir.


16. Etiketleme ve Öğrencilerin Rolleri

Sembolik etkileşimcilik kuramına göre öğretmenlerin, öğrencileri “başarılı” veya “tembel” şeklinde etiketlemesi, bu öğrencilere yönelik beklentileri ve onların kendilerini nasıl algıladıklarını derinden etkiler. Olumlu etiketler, öğrencilerin motivasyonunu artırabilirken, olumsuz etiketler başarısızlığı pekiştirebilir.


17. Kitle Üretimi ve Kitle Tüketimi

Fordist dönemle özdeşleşen kitle üretimi, ancak kitle tüketimi ile sürdürülebilir. Yüksek miktarda üretilen standart ürünlerin, geniş bir pazar kitlesi tarafından talep edilmesi gerekir. Talebin olmadığı veya sınırlı kaldığı durumlarda seri üretim süreçleri işlevsiz hale gelir.


18. Küreselleşme Tartışmaları: Kuşkucular

Küreselleşme kuramında “kuşkucular” (sceptics), günümüzdeki bütünleşme ve etkileşimin aslında 19. yüzyılda yaşananlardan farklı olmadığını, bu sürecin “yeni” bir fenomen olarak abartıldığını savunurlar. Onlara göre tarihte de benzer yoğunlukta küresel ticaret ve göç hareketleri görülmüş, dolayısıyla günümüz küreselleşmesi “dönüştürücü” nitelikten çok, tarihsel bir tekrar niteliğindedir.


19. Fonksiyonel (İşlevsel) Yaklaşım ve Devletin Rolü

İşlevselci sosyologlar, devletin toplumsal düzeni korumak için meşru güç kullanma yetkisine sahip olduğunu belirtirler. Devlet, ortak çıkarları sağlamak ve sosyal düzeni sürdürmek üzere çeşitli kurumları düzenler. Bu yaklaşıma göre, devleti belirleyen asıl soru “politikaları kimin belirlediği” değil, toplumsal bütünleşmeye nasıl hizmet ettiğidir.


20. Weber’de Meşru İktidar: Otorite

Max Weber, gücün meşrulaşmış biçimini otorite olarak tanımlar. Otorite, toplumun rızası ve kabulüyle desteklenen bir iktidar türüdür. Bu, salt fiziksel veya baskıcı bir güç kullanımından farklıdır; meşruiyet, insanların gönüllü itaati ve kurumsallaşmış normlarla sağlanır.


Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları Sonuç ve Akademik Yorum

“Sosyolojiye Giriş” kapsamında incelenen bu başlıklar, toplumsal yapı ve ilişkileri kavramak isteyen öğrenciler için temel bir çerçeve sunar. Sembolik etkileşimcilik, Marx’ın sınıf analizi, Durkheim’ın işlevselci bakışı ve Weber’in kültürel vurguları gibi kuramsal yaklaşımlar, toplumdaki farklı dinamiklerin nasıl işlendiğini gösterir.

  • Eğitimde etiketleme süreçleri, öğrencilerin benlik algılarını ve başarısını etkileyebilir.
  • Üretim ve tüketim modelleri, tarihsel dönemlere göre dönüşüm geçirmiş, modern ekonomik sistemlerde küreselleşmenin yoğun eleştirileriyle yeniden tartışılmaya başlanmıştır.
  • Toplumsal kurumlar (din, devlet, aile vb.) her kuramın farklı bakış açılarıyla analiz edilir.

Bu bilgilerin ışığında, sosyolojinin temel konularını kavrayan bir öğrenci, “Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları” gibi sınavlarda daha yetkin bir bakış açısı ve kavramsal donanımla başarılı olabilir. Akademik çalışmalarda konuların yalnızca tanımlarını değil, arka planlarındaki tarihsel ve kuramsal bağlantıları da yakalamak, derinlemesine bir anlayış kazanmayı sağlayacaktır

@lolonolo_com

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Sınavı Çıkan Sorular

1. Aşağıdakilerden hangisi sembolik etkileşimcilerin eğitim konusundaki düşüncelerini yansıtır?

A) Okullar, toplumu bütünleştiren kültürel norm ve değerlerin öğretildiği yerdir.
B) Okullar, varlıklı/üst sınıfların çıkarlarına hizmet eder.
C) Başarı için herkese eşit şans sunmaktadır.
D) Okullar, toplumdaki eşitsizliği sürdürür.
E) Yeteneksiz olarak etiketlenen öğrenciler, bir süre sonra o rolü içselleştireceklerdir.

Cevap : E) Yeteneksiz olarak etiketlenen öğrenciler, bir süre sonra o rolü içselleştireceklerdir.

Açıklama : Sembolik etkileşimci yaklaşım, eğitimde bireylerin birbirleriyle etkileşimlerinde
ortaya çıkan anlamlara odaklanır. Burada öğrencilerin “yeteneksiz” veya “başarısız” gibi
etiketlerle damgalanmaları, zamanla bu rolleri benimsemelerine (kendini gerçekleştiren
kehanet) neden olur. Diğer şıklar ise fonksiyonalist veya çatışmacı perspektiflerin
düşüncelerine daha çok yakındır.

2. Aşağıdakilerin hangisinde “Üç Hal Kanunu” doğru bir şekilde sıralanmıştır?

A) Teolojik-metafizik-pozitivist aşama
B) Teolojik-pozitivist-metafizik aşama
C) Pozitivist-teolojik-metafizik aşama
D) Pozitivist-metafizik-teolojik aşama
E) Metafizik-teolojik-pozitivist aşama

Cevap : A) Teolojik-metafizik-pozitivist aşama

Açıklama : Auguste Comte’un ortaya koyduğu “Üç Hal Kanunu”, insan düşüncesinin tarihsel
gelişimini açıklamak amacıyla kullanılır. Bu yaklaşımda önce teolojik aşama (dinsel
düşünce), ardından metafizik aşama (felsefi soyut düşünce) ve son olarak pozitivist
aşama (bilimsel temelli düşünce) gelir. Diğer şıklardaki sıralamalar bu orijinal dizilimi
bozduğu için yanlıştır.

3. Araştırmanın evrenini oluşturan birimlerin, tam olarak listelenemediği hallerde aşağıdaki hangi örneklem türü kullanılır?

A) Evrensel örneklemesi
B) Bireysel örneklemesi
C) Tesadüfi örnekleme
D) Tabakalı örnekleme
E) Küme örneklemesi

Cevap : E) Küme örneklemesi

Açıklama : Küme örneklemesi, araştırma evrenindeki birimleri doğrudan listelemenin
mümkün olmadığı veya maliyetli olduğu durumlarda tercih edilir. Bu yöntemle evren
alt gruplara (küme) ayrılır ve bu kümeler rastgele seçilerek çalışılır. Diğer örnekleme
türleri, örneklem çerçevesinin (tüm birimlerin listesinin) nispeten daha kolay
elde edilebildiği durumlarda kullanılır.

4. Küreselleşmenin en çok eleştirilen toplumsal sonuçlarından birisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Orta sınıfların yükselişi
B) Statü
C) Toplumsal eşitsizlik
D) Yukarı doğru toplumsal hareketlilik
E) Bilgi sermayesinin yükselişi

Cevap : C) Toplumsal eşitsizlik

Açıklama : Küreselleşme, uluslararası piyasalardaki bütünleşmeyi hızlandırsa da
pek çok eleştirmen, bu süreçle birlikte zenginle fakir arasında giderek artan uçuruma
dikkat çekmektedir. Bu artış, toplumsal eşitsizliği derinleştirmektedir. Orta sınıfların
yükselişi veya bilgi sermayesinin yükselişi gibi unsurlar, daha çok teknolojik gelişme
ve toplumsal çeşitlenme sürecine işaret eder, fakat küreselleşmenin en sık eleştiri
konusu yapılan yönü “eşitsizliğin artması”dır.

5. Etiketleme teorisi, toplumsal sapmayı nasıl açıklamaktadır?

A) İnsanların doğruyu yanlıştan ayırmaya yarayan ölçütlerinin kaybedilmesi ile
B) Toplumsal kurumların etkisi ile
C) İnsanların ne yaptıkları ile
D) Diğer insanların onların davranışlarına atfettikleri anlamlar ile
E) Bireyin benliğini değiştirme süreci ile

Cevap : D) Diğer insanların onların davranışlarına atfettikleri anlamlar ile

Açıklama : Etiketleme teorisine göre sapma, kişinin gerçekleştirdiği davranıştan çok,
o davranışın toplum tarafından “sapma” olarak etiketlenmesiyle ilgilidir. Böylece
birey, marjinal veya sapkın olarak görüldüğünde bu rolü benimsemeye başlar. “Bireyin
benliğini değiştirme süreci” ya da “toplumsal kurumların etkisi” gibi unsurlar sapma
süreçlerinde etkili olabilir; ancak etiketleme yaklaşımının temel vurgusu, başkalarının
bakış açısı ve bu bakış açısının bireyi şekillendirmesidir.

6. Bazı araştırmalara göre uyumlu bir evlilik için aşağıdaki faktörlerden hangisi önemli değildir?

A) Topluma uyma yeteneği
B) Çocukların varlığı, yokluğu veya sayısı
C) Ana-babanın evlilik hayatında mutlu olmaları
D) Sevgi gösterme ve kazanma yeteneği
E) Yeterli süreyle tanışma, nişanlı kalma ve olgun yaş

Cevap : B) Çocukların varlığı, yokluğu veya sayısı

Açıklama : —

7. Kalvinist teoloji aşağıda yer alan hangi kültürel özellikleri yüceltmiştir?

A) Tüketim
B) Tembellik hakkı
C) Çok çalışma
D) Boş zaman
E) Haz

Cevap : C) Çok çalışma

Açıklama : Max Weber’in Protestan Ahlâk ve Kapitalizmin Ruhu eserinde vurguladığı
üzere, Kalvinist (ve genel olarak Protestan) teolojinin aşırı çalışmayı ve dünyevi
başarıyı kutsal bir görev gibi görmesi, kapitalizmin gelişimine katkı sağlamıştır.
“Tüketim” veya “haz” gibi diğer şıklar bu öğretinin değil; daha ziyade modern
tüketim toplumlarının ön plana çıkardığı unsurlar olabilir.

8. “Başkalarının gözünde neysem oyum” ifadesi aşağıdaki hangi kavramı ifade etmektedir?

A) Süper ego
B) Limbik sistem
C) Ego
D) Ayna benlik
E) İd

Cevap : D) Ayna benlik

Açıklama : Charles Horton Cooley tarafından ortaya atılan “ayna benlik” (looking-glass self)
kavramı, bireyin kendini, başkalarının onu nasıl gördüğünü düşündüğü şekilde tanımlaması
anlamına gelir. Freud’un kuramındaki id, ego ve süper ego; psikanalitik süreçlerle ve
dürtü-denge mekanizmalarıyla ilgilidir. Limbik sistem ise sinirbilimde duygu ve motivasyon
süreçlerini ifade eder. Dolayısıyla, “Başkalarının gözünde neysem oyum” ayna benlik
kuramının tam karşılığıdır.

9. Aşağıdakilerden hangisi Marks’ın tabakalaşma sistemleri ile ilgili görüşlerinden biridir?

A) Kapitalizmin nihai aşamasında burjuvazi kendi diktatörlüğünü ilan eder.
B) Tabakalaşma en iyi statü sistemine bakılarak anlaşılır.
C) Kapitalist toplumlar, burjuvazi ve proletarya şeklinde iki temel sınıfa bölünürler.
D) Kapitalist toplumlarda sahte sınıflar vardır.
E) Sosyalist düzene geçişte tarihsel rol burjuvaziye aittir.

Cevap : C) Kapitalist toplumlar, burjuvazi ve proletarya şeklinde iki temel sınıfa bölünürler.

Açıklama : Karl Marx’a göre kapitalist toplumlar, üretim araçlarının sahipliğine göre
iki ana sınıfa ayrılır: üretim araçlarını elinde tutan burjuvazi ve emek gücünü satmak
zorunda olan proletarya. “Tabakalaşma en iyi statü sistemine bakılarak anlaşılır”
yaklaşımı, Marksist değil, Weberyan bir bakış açısını yansıtır. Burjuvazinin kendi
diktatörlüğünü ilan edeceği fikri, Marks’ın yaklaşımında bulunmaz; aksine Marks’a göre
sınıf çatışması sonunda proletaryanın devrimi gündeme gelir.

10. Durkheim’ın din teorisi aşağıdakilerden hangisini temel fonksiyon olarak görür?

A) İnsanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunma
B) Bilgi ve değerlerin aktarımını sağlama
C) Toplumsal dayanışmayı koruyup güçlendirme
D) İnsanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik hizmetler sunma
E) Toplumun düşmanlarına karşı koruma sağlama

Cevap : C) Toplumsal dayanışmayı koruyup güçlendirme

Açıklama : Émile Durkheim’a göre dinin temel işlevi, toplumsal dayanışmayı pekiştirmek
ve grubun bütünlüğünü korumaktır. Ritüeller, inançlar ve semboller, toplum üyeleri
arasında ortak bir kimlik ve biz duygusunu güçlendirir. “Bilgi ve değerlerin aktarımı”
gibi işlevler de din kurumunun dolaylı etkileri arasında yer alabilse de Durkheim’ın
esas vurgusu, kolektif bilinç aracılığıyla dayanışmanın sürdürülmesidir.

@lolonolo_com

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Sınavı Çıkan Sorular (Devam)

11. Kültürün toplumsal değişmeyi etkileyen faktörlerden biri olduğunu savunan ünlü sosyolog kimdir?

A) Engels
B) Montesquieu
C) Karl Marx
D) Max Weber
E) Pitirim Sorokin

Cevap : D) Max Weber

Açıklama : Max Weber, kültürün ve özellikle dini inançların (ör. Protestan ahlâk)
ekonomik ve toplumsal değişme üzerindeki belirleyici etkisini vurgulamıştır. Marx
ve Engels ise daha çok ekonomik temellerin toplumsal yapıyı ve kültürü şekillendirdiğini
savunur. Montesquieu’nün siyasal ve hukuki düşünceleri, kültürün önemini kabul etse
de Weber kadar belirgin bir kuramsal çerçeve sunmaz. Pitirim Sorokin de kültür
değişimleri üzerinde durmuş olsa bile, Weber’in Protestan Ahlâk ve Kapitalizmin Ruhu
yaklaşımı, kültürün toplumsal değişmedeki rolünü daha belirgin bir şekilde ortaya
koymasıyla bilinir.

12. Fordist üretim modelinin en temel özelliği olarak kabul edilen unsur nedir?

A) İleri düzeyde iş bölümü ve standartlaşma
B) Esnek üretim
C) İşçi ve mühendis arasındaki iş birliği
D) Çevik üretimi sağlamak
E) Toplu tüketim için ürün çeşitlendirme

Cevap : A) İleri düzeyde iş bölümü ve standartlaşma

Açıklama : Fordist üretim modeli, seri üretim hattı üzerinde yüksek iş bölümü ve
standartlaşmaya dayanan bir sistemdir. Temel amaç, büyük çaplı ve tek tip ürünün
hızlı ve verimli şekilde üretilmesidir. “Esnek üretim” ve “ürün çeşitlendirme” ise
Fordizm’in aksine, post-Fordist veya esnek üretim modellerinin karakteristikleri
olarak ortaya çıkar.

13. Halkın ve sivil toplumun siyasetçilerle ortak olarak sorumluluğu paylaşmalarına ne ad verilir?

A) Monarşi
B) Temsili demokrasi
C) Diktatörlük
D) Totaliter yönetim
E) Katılımcı demokrasi

Cevap : E) Katılımcı demokrasi

Açıklama : Katılımcı demokrasi, halkın ve sivil toplum kuruluşlarının, karar alma
süreçlerine aktif biçimde katılımını ifade eder. Temsili demokraside ise halkın
seçtiği temsilciler kararları alır ve halkın doğrudan katılımı sınırlıdır.
Monarşi ve diktatörlükte halkın katılımı çok zayıftır veya hiç yoktur. Totaliter
yönetimler de sivil katılımı engelleyen baskıcı rejimlerdir.

14. Boşanma oranlarının özellikle hangi evlilik döneminde daha yüksek olduğu görülmektedir?

A) İlk üç yıl
B) Beş ila yedi yıl
C) Yirmi ila yirmi beş yıl
D) Otuz ila otuz beş yıl
E) On ila on beş yıl

Cevap : A) İlk üç yıl

Açıklama : —

15. Geleneksel toplumlarda aşağıdakilerden hangisi daha yaygındır?

A) Üretilen statüler
B) Doğuştan statüler
C) Sonradan kazanılan statüler
D) Yazılı statüler
E) Yeterince statünün yokluğu

Cevap : B) Doğuştan statüler

Açıklama : Geleneksel (feodal veya hiyerarşik) toplumlarda bireylerin sosyal konumlarını
belirleyen temel etken, doğuştan gelen statülerdir (örneğin aile soyu, kast, asalet,
vb.). Modern toplumlarda ise “kazanılmış statü” (performans, başarı, eğitim gibi etmenlerle
elde edilen statü) daha önemli hale gelmiştir.

16. Sembolik etkileşimcilik teorisine göre, öğretmenin öğrencileri etiketlemesi hangi tür sonuçlara yol açar?

A) Öğrencilerin sadece akademik başarılarına odaklanmaları
B) Öğrencilerin sınıf içi etkileşimi azaltmaları
C) Öğrencilerin iş hayatında daha üst düzey işler aramaları
D) Öğrencilerin akranlarla daha fazla rekabet içinde olmaları
E) Öğrencilerin toplumsal etiketlerin yarattığı beklentilere uygun davranmaya başlaması

Cevap : E) Öğrencilerin toplumsal etiketlerin yarattığı beklentilere uygun davranmaya başlaması

Açıklama : Sembolik etkileşimcilik, bireylerin etiketlenmenin (örneğin “başarılı”, “tembel”,
“sorunlu” vb.) etkisiyle kendilerine biçilen rolleri içselleştirdiğini savunur.
Etiketleme süreci, öğrencilerin davranışlarını bu beklentilere göre şekillendirmesine
yol açarak, başarısız olarak etiketlenen öğrencinin gerçekten başarısız olmasına
(kendini gerçekleştiren kehanet) veya başarılı olarak etiketlenen öğrencinin performansını
artırmasına neden olabilir.

17. Aşağıdakilerden hangisi kitle üretiminin devam etmesi için gerekli özelliklerden birisidir?

A) Kitle tüketimi
B) Esnek üretim
C) Kanaatkârlık
D) Sınırlı talep
E) İstikrarsız pazarlar

Cevap : A) Kitle tüketimi

Açıklama : Fordist seri üretim veya kitle üretim sisteminin sürdürülebilirliği, geniş
bir alıcı kitlesinin varlığına ve yüksek tüketim oranlarına dayanır. Üretilen malların
toplu tüketimi mümkün olmadığında, kitle üretimi modelinin ekonomik devamlılığı
sağlanamaz. “Esnek üretim” ve “istikrarsız pazarlar” gibi unsurlar daha çok post-Fordist
veya neo-liberal dönem analizleri içinde ele alınır.

18. Kuşkucuların (sceptics) küreselleşme hakkındaki görüşü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bölgeselleşme, küreselleşmenin ara istasyonudur.
B) Küreselleşme, dünya ekonomisinin bütünleşmesine katkı sağlar.
C) Küreselleşme, ulus devletlerin güç kaybetmesine yol açar.
D) Küreselleşme, 19. yüzyılda yaşananlara benzer bir durumdur.
E) Küreselleşme yeni ve önemli bir süreçtir.

Cevap : D) Küreselleşme, 19. yüzyılda yaşananlara benzer bir durumdur.

Açıklama : Küreselleşme kuramında “kuşkucular”, küreselleşmenin yeni bir olgu olmadığını
ve günümüzde yaşanan bütünleşmenin aslında 19. yüzyıldaki ticaret ve iletişim
ağlarının bir devamı olduğunu savunurlar. Onlara göre küreselleşme abartılmakta veya
geçmişte de benzer biçimde yaşanmış süreçler yine farklı adlarla yaşanmaktadır.
“Küreselleşme yeni ve önemli bir süreçtir” görüşü ise dönüştürücüler (transformationalists)
tarafından savunulur.

19. Fonksiyonistlere göre aşağıdakilerden hangisi devletin temel özelliklerinden biridir?

A) Politikaları kimin belirliyor olduğuna bakarlar.
B) Devlet gerektiğinde güç kullanabilir.
C) En önemli soru iktidarı kimin elinde tutuyor olduğudur.
D) Devlet bir üst yapı kurumudur.
E) Devlet üretim ilişkileri tarafından belirlenir.

Cevap : B) Devlet gerektiğinde güç kullanabilir.

Açıklama : Fonksiyonel (işlevsel) yaklaşıma göre devlet, toplumsal düzeni korumak ve
ortak çıkarları sağlamak için meşru güç kullanma yetkisine sahip bir kurumdur. “Politikaları
kimin belirliyor olduğu” ve “iktidarı kimin elinde tuttuğu” gibi sorular, daha çok
çatışmacı/elit kuramlarının konusudur. “Devlet bir üst yapı kurumudur” ve “devlet
üretim ilişkileri tarafından belirlenir” yaklaşımları ise Marksist perspektife aittir.

20. Weber’in “meşru iktidar” olarak adlandırdığı kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A) Güç
B) Otorite
C) Meşrutiyet
D) Şiddet
E) Hükmetme

Cevap : B) Otorite

Açıklama : Max Weber, “güç” (power) ve “iktidar” (Herrschaft) kavramlarını ayırt eder.
Ona göre gücün meşru biçimine “otorite” denir. Otorite, toplumun veya ilgili
toplulukların rızasına dayalı, meşruiyet kazanan iktidar ilişkisini ifade eder.
Meşrutiyet, siyasal sistemin yasal-hukuki tanınmasını ifade edebilir; ancak Weber’in
vurguladığı terim doğrudan “otorite” kavramıdır.

@lolonolo_com

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Auzef Çocuk Gelişimi telegram çocuk gelişimi

Sosyolojiye Giriş 2024-2025 Final Soruları

Auzef Çocuk Gelişimi 1. sınıf çıkmış final sıanv soruları, cevapları ve açıklamaları

Editor

Editör

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır!