Auzef Birey Aileler Ve Sosyal Hizmet Final Deneme Sınavı -5

Cevap : b) Denge

Bu soru, “sistem yaklaşımı”nın temel kavramlarından birine odaklanıyor. Sistem yaklaşımı, bir organizasyonu veya sistemi, birbirine bağlı ve etkileşim içinde olan parçaları ile bir bütün olarak ele alır. Bu yaklaşımda, bütünün parçalardan daha fazlası olduğu ve parçalar arasındaki ilişkilerin önemli olduğu vurgulanır. Şimdi verilen seçenekleri inceleyelim:

a) Somutlaştırma: Genellikle bir fikri veya soyut bir kavramı fiziksel veya somut bir forma dönüştürmek anlamına gelir. Sistem yaklaşımıyla doğrudan bir ilişkisi yoktur.

b) Denge: Sistemler genellikle dinamik bir denge durumuna ulaşmaya çalışır. Sistemlerdeki değişiklikler, diğer parçalar üzerinde etkiler yaratır ve sistem genellikle bir denge durumuna geri dönmeye çalışır. Bu, sistem yaklaşımının temel bir kavramıdır.

c) Özdeşim: Genellikle bireylerin kendilerini bir grupla veya idealle özdeşleştirmesi anlamına gelir. Bu, sistem yaklaşımının doğrudan bir parçası değildir.

d) Güç: Bir sistemin veya onun parçalarının birbirleri üzerindeki etkisini ifade edebilir. Sistem yaklaşımında güç dinamikleri önemli olabilir, ancak bu genellikle temel bir kavram olarak kabul edilmez.

e) Görev: Her sistemin veya alt sistemin belirli görevleri veya işlevleri vardır. Ancak, bu sistem yaklaşımının temel bir kavramı olarak kabul edilmez, daha çok işlevsel yaklaşımla ilişkilidir.

Bu bağlamda, en uygun seçenek “b) Denge”dir, çünkü sistem yaklaşımı genellikle sistemlerin nasıl bir denge durumuna ulaştığını ve bu dengeyi nasıl koruduğunu incelemekle ilgilidir.

Cevap : c) Görev odaklı yaklaşım

Cevap : a) Uyulmaması durumunda yargı süreci başlar.

nformel normların özelliklerinden biri olmayan seçenek “a) Uyulmaması durumunda yargı süreci başlar.” şeklindedir​​. Informel normlar, genellikle yazılı olmayan, toplumsal gelenek ve göreneklere dayanan kurallardır ve bunlara uyulmaması genellikle yargı sürecini başlatmaz, ancak toplumsal veya kültürel yaptırımlara yol açabilir.

Cevap : e) Oyunla iletişim

Sosyal çalışmacıların çocuklarla iletişim kurarken tercih edebilecekleri iletişim teknikleri arasında, “oyunla iletişim” özellikle ön plana çıkar. Çocuklarla etkili bir şekilde iletişim kurabilmek için oyunlar, çocukların duygusal ve zihinsel dünyalarına erişim sağlayan, onların kendilerini daha rahat ifade etmelerine olanak tanıyan güçlü araçlardır. Oyun, çocukların dilidir ve sosyal çalışmacılar için çocukların dünyasını anlamak ve onlarla sağlıklı bir iletişim kurmak adına değerli bir yöntemdir. Bu nedenle, doğru cevap şıkkı:

e) Oyunla iletişim

Cevap : a) Psikososyal değişim

Bu soru, sosyal hizmetin bireyle ilgili üç ana odağından birine işaret ediyor. Seçenekler arasında, “a) Psikososyal değişim” bireyle ilgili sosyal hizmetin temel odaklarından biridir. Psikososyal değişim, bireyin psikolojik ve sosyal boyutları arasındaki etkileşimi ele alır ve bireyin bu iki alanda yaşadığı sorunları çözme ya da iyileştirme sürecine odaklanır. Bu nedenle, sorunun cevabı “a) Psikososyal değişim”dir. Diğer seçenekler, bireyle doğrudan ilişkili olmayan veya sosyal hizmetin daha geniş alanlarına ait kavramlardır.

Cevap : 5378 Engelliler Hakkında Kanun
kanun ve numarası şu şekildedir:

d) 5378 Engelliler Hakkında Kanun

5378 sayılı “Engelliler Hakkında Kanun,” Türkiye’de engellilerin haklarını düzenleyen ve engellilere yönelik hizmetlerin geliştirilmesi, engellilerin topluma entegrasyonunu sağlama amaçları taşıyan bir kanundur. Diğer seçeneklerdeki kanun numaraları ve adları yanlış eşleştirilmiştir

Cevap : c) Bilişsel yapılandırma

Bu soruda, bilişsel çarpıtmalar ve onlara örnek olmayan bir durum hakkında bilgi isteniyor. Bilişsel çarpıtmalar, kişinin gerçeklikle uyumlu olmayan, mantıksız veya abartılı düşünceleridir. Genellikle negatif düşünme biçimleri olarak tanımlanırlar ve psikolojide yaygın olarak incelenirler. Sorudaki seçenekleri inceleyelim:

a) Felaketleştirme: Gerçekleşme ihtimali düşük olan olumsuz sonuçları abartılı bir şekilde düşünme. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

b) Zihin okuma: Diğer insanların ne düşündüğünü, somut bir kanıt olmaksızın varsayma. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

c) Bilişsel yapılandırma: Bu, bilişsel çarpıtmaların üstesinden gelmek için kullanılan bir terapi tekniğidir. Kişinin düşünce biçimini daha gerçekçi ve sağlıklı bir hale getirmeyi amaçlar. Bu nedenle, bilişsel çarpıtmaların bir örneği değildir.

d) Aşırı genelleme: Tek bir olumsuz olaydan yola çıkarak genel olumsuz sonuçlar çıkarma. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

e) İkili (ya hep ya hiç biçiminde) düşünme: Durumları sadece iki uç noktada, genellikle olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirme. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

Bu açıklamalar ışığında, doğru cevap “c) Bilişsel yapılandırma” olacaktır, çünkü bu, bilişsel çarpıtmaların bir örneği değil, bunlarla başa çıkmak için kullanılan bir tekniktir.

Cevap : c) Aile içi iletişim her kültürde aynı şekilde görülür.

İletişime etki eden faktörler çeşitlidir ve çevresel faktörler, eğitim biçimleri, empati yeteneği ve aile içi rol ve beklentiler gibi unsurlar aile içi iletişimi önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak, aile içi iletişimin her kültürde aynı şekilde görüldüğü iddiası yanlıştır. Farklı kültürler, farklı iletişim biçimleri, değerler, normlar ve beklentiler sergiler, bu da aile içi iletişimi önemli ölçüde etkiler. Dolayısıyla, yanlış olan seçenek şudur:

c) Aile içi iletişim her kültürde aynı şekilde görülür

Cevap : b) Çocuğa yaşından daha büyükmüş muamelesi yapmak
Bu senaryoda, Ahmet Bey ve Ayşe Hanım’ın büyük çocukları, kardeşi doğduğu günden itibaren kendisine yeterince ilgi gösterilmediğini düşünüyor ve dikkat çekmek için saldırgan davranışlar sergiliyor. Ebeveynlerin bu durumda sergilememesi gereken tutum ve davranışlar arasında, çocuğun yaşından büyük gibi davranmak ve ona yetişkin sorumlulukları yüklemek yer alır. Bu, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını ve gelişimini göz ardı etmek anlamına gelebilir. Dolayısıyla, bu süreçte ebeveynlerin büyük çocuklarına karşı sergilememesi gereken tutum ve davranış şu şekilde ifade edilebilir:

b) Çocuğa yaşından daha büyükmüş muamelesi yapmak

Cevap : c) Bir ülkede çıkarılan yazılı hukuk düzenlemelerinin tümü mevzuattır.

Mevzuat kavramı, “c) Bir ülkede çıkarılan yazılı hukuk düzenlemelerinin tümü” şeklinde en iyi ifade edilmektedir​​. Bu tanım, mevzuatın kanunlar, yönetmelikler ve diğer yazılı hukuk düzenlemelerini kapsadığını gösterir.

Cevap : c) Rasyonalite

Yoksulluğun nedenleri arasında genellikle eğitim durumu, sağlık durumu, göç ve işsizlik gibi faktörler sayılır. Bu faktörler, bireylerin ve ailelerin ekonomik durumlarını doğrudan etkileyebilir ve yoksulluğa yol açabilir. Ancak “rasyonalite”, yani bireylerin mantıklı ve akılcı kararlar alma yeteneği, yoksulluğun nedenleri arasında sayılmaz. Rasyonalite genellikle ekonomik ve sosyal kararlarla ilgili bir kavramdır ve yoksulluğun bir nedeni olarak değil, daha çok bireysel ve toplumsal karar alma süreçleriyle ilişkilendirilir. Bu nedenle, yoksulluğun nedenleri arasında yer almayan seçenek şudur:

c) Rasyonalite

Cevap : b) Destek tedbiri

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbirler arasında “danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma” konularında beş farklı tedbir kararının alınmasına olanak tanınmaktadır​​. Bu bilgilere dayanarak, sunulan seçeneklerden “b) Destek tedbiri” şıkkı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbirlerden biri değildir

Cevap : e) Sosyal İnceleme Raporu (SİR)

Sosyal çalışmacıların planlı müdahale sürecinde kullandıkları mesleki raporlar, genellikle kişi veya gruplar hakkında detaylı bilgi toplama ve bu bilgileri değerlendirme amacı taşır. Bu tür raporlar, sosyal çalışma alanında önemli bir yere sahiptir ve çeşitli isimlerle anılabilir.

Bu seçenekler arasında, sosyal çalışmacıların planlı müdahale sürecinde kullandığı mesleki raporlar için en uygun isim “Sosyal İnceleme Raporu (SİR)” olacaktır. Sosyal İnceleme Raporu, bireylerin ya da ailelerin sosyal, ekonomik, psikolojik ve çevresel durumlarını değerlendirmek için kullanılır ve müdahale planlamasında temel bir araç olarak işlev görür.

Bu nedenle doğru cevap şıkkı:

e) Sosyal İnceleme Raporu (SİR)

e) I-II-III

Tütün bağımlılığı, birçok sağlık sorununa yol açabilir ve bu sağlık sorunları çeşitli organ sistemlerini etkileyebilir. Kalp ve damar hastalıkları (I) ve akciğer hastalıkları (II), tütün bağımlılığı ile doğrudan ilişkilendirilen hastalıklar arasında yer alır. Tütün kullanımı, kalp hastalıkları, akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi akciğer hastalıkları riskini artırır. Mide hastalıkları da tütün kullanımı ile bağlantılı olabilir, ancak bu bağlantı kalp ve akciğer hastalıkları kadar güçlü değildir. Yine de, mide ülseri gibi bazı mide hastalıklarının riski tütün kullanımı ile artabilir.

Bu nedenle, tütün bağımlılığıyla ilişkilendirilen hastalıklar olarak doğru cevap şıkkı:

e) I-II-III

Cevap : c) Kadın ve erkeklerde evlilik için 17 yaşını doldurmuş olmak gerekir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, evlenme yaşı ile ilgili doğru şık, “Kadın ve erkeklerde evlilik için 17 yaşını doldurmuş olmak gerekir” şeklindedir. Kanunun 124. maddesine göre, hem erkeklerin hem de kadınların 17 yaşını doldurmadan evlenmelerine izin verilmemektedir​​. Bu bilgi, sunulan seçeneklerden “c) Kadın ve erkeklerde evlilik için 17 yaşını doldurmuş olmak gerekir.” şıkkını doğru yapar.

Cevap : b) Yüksek refah düzeyi

Göçün “çekici nedenleri” (pull factors), insanların bir yere göç etmelerine sebep olan olumlu koşulları ifade eder. Bu nedenler genellikle daha iyi yaşam koşulları, iş imkanları, eğitim olanakları ve yüksek refah düzeyi gibi unsurları içerir. Savaş, ekonomik kriz, doğal afet ve kuraklık gibi koşullar ise genellikle “itici nedenler” (push factors) olarak kabul edilir ve insanların yaşadıkları yerden göç etmelerine neden olan olumsuz koşulları temsil eder.

Bu bağlamda, göçün çekici nedenlerinden biri olarak sınıflandırılabilecek seçenek:

b) Yüksek refah düzeyi

Cevap : d) Çocuk Hakimi

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre, çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı çocuk hakimi tarafından alınır​​. Bu bilgiye göre, doğru seçenek “d) Çocuk Hakimi” olacaktır

Cevap : d) Odipus kompleksi, kız çocuklarının babalarına duydukları sevgi nedeniyle annelerini rakip olarak görmeleri ve kıskanmalarıdır.

Psikanalitik kuramla ilgili olarak d şıkkı yanlıştır. Psikanalitik teoride, Odipus kompleksi, erkek çocukların annelerine duydukları romantik duygular ve babalarını rakip olarak görmeleri ile ilişkilendirilir. Kız çocukları için ise benzer bir süreç Electra kompleksi olarak adlandırılır ve bu, kız çocuklarının babalarına karşı geliştirdikleri duyguları ve annelerini rakip olarak görmeleri ile ilgilidir. Dolayısıyla, “d) Odipus kompleksi, kız çocuklarının babalarına duydukları sevgi nedeniyle annelerini rakip olarak görmeleri ve kıskanmalarıdır.” ifadesi yanlıştır

Cevap : a) Karşılama – Bilgi alma – Bilgi verme

Sosyal hizmet uygulamasında bireyle görüşme sürecinde genellikle izlenen aşamalar şunlardır:

Karşılama:

Bu aşama, bireyle ilk teması kurmak ve rahat bir iletişim ortamı oluşturmak için önemlidir.

Bilgi Alma:

Sosyal hizmet uzmanı, bireyden durumuyla ilgili bilgiler toplar, sorunları ve ihtiyaçları anlamaya çalışır.

Bilgi Verme:

Gerekli bilgiler alındıktan sonra, bireye durumu, mümkün çözüm yolları ve mevcut kaynaklar hakkında bilgi verilir.
Bu sıralamaya göre, doğru cevap şıkkı:

a) Karşılama – Bilgi alma – Bilgi verme

Cevap : d) Engelliliği ortaya çıkaran nedenler kesinlikle öngörülemez

Belge içinde “Engelliliği ortaya çıkaran nedenler” ile ilgili bir bölüm bulamadım, ancak engelliliği ortaya çıkaran nedenlerin kesinlikle öngörülemez olduğu yönündeki ifade yanlıştır. Engellilik, çeşitli bilinen ve bazen öngörülebilir faktörler sonucunda ortaya çıkabilir. Bunlar arasında genetik faktörler, doğum sırasındaki komplikasyonlar, çevresel etkenler, kazalar, hastalıklar ve yaşlanma gibi nedenler bulunmaktadır.

Bu bağlamda, yanlış olan bilgi şudur:

d) Engelliliği ortaya çıkaran nedenler kesinlikle öngörülemez