Auzef Birey Aileler Ve Sosyal Hizmet Final Deneme Sınavı -4

Cevap : d) İletişimi kısa kesme

Eşler arası iletişimde etkili iletişim becerileri, genellikle kabul etme, konuşmaya özendirme ve etken dinleme gibi olumlu davranışları içerir. Bunlar, karşılıklı anlayış ve empati kurmayı destekleyen yöntemlerdir. Ancak, “edilgin dinleme” ve “iletişimi kısa kesme” genellikle etkili iletişim becerileri arasında sayılmaz. Bu iki davranış, karşı tarafın ifadelerine tam anlamıyla odaklanmamak veya iletişimi erken bitirmek gibi olumsuz davranışlar olarak görülür. Bunlar arasında, en belirgin olarak etkili iletişim becerilerine aykırı olan seçenek şudur:

d) İletişimi kısa kesme

Cevap : b) Denge

Bu soru, “sistem yaklaşımı”nın temel kavramlarından birine odaklanıyor. Sistem yaklaşımı, bir organizasyonu veya sistemi, birbirine bağlı ve etkileşim içinde olan parçaları ile bir bütün olarak ele alır. Bu yaklaşımda, bütünün parçalardan daha fazlası olduğu ve parçalar arasındaki ilişkilerin önemli olduğu vurgulanır. Şimdi verilen seçenekleri inceleyelim:

a) Somutlaştırma: Genellikle bir fikri veya soyut bir kavramı fiziksel veya somut bir forma dönüştürmek anlamına gelir. Sistem yaklaşımıyla doğrudan bir ilişkisi yoktur.

b) Denge: Sistemler genellikle dinamik bir denge durumuna ulaşmaya çalışır. Sistemlerdeki değişiklikler, diğer parçalar üzerinde etkiler yaratır ve sistem genellikle bir denge durumuna geri dönmeye çalışır. Bu, sistem yaklaşımının temel bir kavramıdır.

c) Özdeşim: Genellikle bireylerin kendilerini bir grupla veya idealle özdeşleştirmesi anlamına gelir. Bu, sistem yaklaşımının doğrudan bir parçası değildir.

d) Güç: Bir sistemin veya onun parçalarının birbirleri üzerindeki etkisini ifade edebilir. Sistem yaklaşımında güç dinamikleri önemli olabilir, ancak bu genellikle temel bir kavram olarak kabul edilmez.

e) Görev: Her sistemin veya alt sistemin belirli görevleri veya işlevleri vardır. Ancak, bu sistem yaklaşımının temel bir kavramı olarak kabul edilmez, daha çok işlevsel yaklaşımla ilişkilidir.

Bu bağlamda, en uygun seçenek “b) Denge”dir, çünkü sistem yaklaşımı genellikle sistemlerin nasıl bir denge durumuna ulaştığını ve bu dengeyi nasıl koruduğunu incelemekle ilgilidir.

Cevap : b) İletişiminde bir iletinin alıcıya iletilmesi iletişimin gerçekleşmesi için yeterlidir.
İletişimin özelliklerini değerlendirdiğimizde, iletişimin sözlü, yazılı, jest ve mimikler ya da el kol hareketleriyle gerçekleştirilebileceği, muhatapların birbirleri tarafından anlaşılma beklentisiyle hareket ettikleri, farklı insanlar, bölgeler veya ülkeler tarafından farklı algılanabileceği ve insanın sosyal bir varlık olmasıyla doğrudan ilişkili olduğu doğrudur.

Ancak, “iletişiminde bir iletinin alıcıya iletilmesi iletişimin gerçekleşmesi için yeterlidir” ifadesi yanıltıcıdır. İletişim sadece bir mesajın gönderilmesi değil, aynı zamanda bu mesajın alınması ve anlaşılması sürecini de içerir. Etkili bir iletişim için, gönderilen mesajın alıcı tarafından anlaşılması ve gerektiğinde yanıt verilmesi önemlidir. Bu nedenle, iletişimin özelliklerinden biri olmayan seçenek şudur:

b) İletişiminde bir iletinin alıcıya iletilmesi iletişimin gerçekleşmesi için yeterlidir.

Cevap : d) 5395 Çocuk Koruma Kanunu

Belirtilen kanun numaraları ve isimleri arasında doğru eşleşme şu şekildedir:

d) 5395 Çocuk Koruma Kanunu

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, Türkiye’de çocukların korunması ve çocuk adalet sistemi ile ilgili düzenlemeler içerir. Diğer seçeneklerdeki kanun numaraları ve isimleri yanlış eşleştirilmiştir.

Cevap : c) İletişim esnasında göz temasından kaçılması

Sosyal çalışmacıların müracaatçılarıyla etkili iletişim kurarken dikkat etmeleri gereken bazı önemli noktalar vardır. İletişimde açıklık, anlaşılırlık, müracaatçının eğitim düzeyini dikkate almak, kılık kıyafete özen göstermek ve uygun hızda ve açıklıkta konuşmak gibi unsurlar olumlu iletişim becerileri olarak kabul edilir.

Bunun aksine, “iletişim esnasında göz temasından kaçınmak” genellikle yanlış bir iletişim kalıbı olarak görülür. Göz teması, karşılıklı anlayış ve güvenin oluşturulmasında önemli bir rol oynar. Sosyal çalışmacılar için göz temasından kaçınmak, etkili iletişim kurmada engel teşkil edebilir. Bu nedenle, yanlış iletişim kalıplarından biri olarak kabul edilen seçenek şudur:

c) İletişim esnasında göz temasından kaçılması

Cevap : c) Descartes
“Düşünüyorum, öyleyse varım” (“Cogito, ergo sum”) ifadesi, Fransız filozof René Descartes’a aittir, Aristoteles’e değil. Bu ifade, Descartes’ın “Meditations on First Philosophy” (İlk Felsefe Üzerine Düşünceler) adlı eserinde yer alır ve modern felsefenin temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Descartes bu ifadeyle, şüphe edebiliyor olmanın varlık kanıtı olduğunu savunur. Aristoteles ise Antik Yunan döneminin önemli bir filozofudur ve farklı felsefi görüşlere sahiptir.

Cevap : d) Demokratik tutum

Yukarıda verilen açıklama, demokratik bir aile tutumunu tanımlamaktadır. Bu tarz bir tutumda ebeveynler çocuklarının özel alanlarına saygı gösterir, onların bağımsız hareket etme yeteneklerini geliştirmek için onları teşvik eder ve destekler, ve aile içinde sürekli ve düzenli bir diyalog sürdürülür. Aile üyeleri birbirlerinin haklarına saygı duyar ve bu, çocuğun bağımsız hareket etme becerisini kazanmasına yardımcı olur. Bu nedenle, doğru cevap şıkkı:

d) Demokratik tutum

Cevap : c) Görev odaklı yaklaşım

Cevap : e) Aile içindeki sorunların çözümü için sıklıkla mevzuata başvurulur.

Aile üyelerinin etik kurallara özen göstermesi durumunda aşağıdakilerden hangisinin gerçekleşmeyeceği sorusuna verilen cevap “e) Aile içindeki sorunların çözümü için sıklıkla mevzuata başvurulur.” şeklindedir​​. Bu, aile üyelerinin etik kurallara dikkat etmelerinin aile içi sorunların çözümünde mevzuata sık başvurulmasına yol açmayacağını ifade eder

Cevap : c) Yaşlanma

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri arasında zina, hayata kast, evlilik birliğinin sarsılması ve suç işleme gibi nedenler yer alır. Ancak “yaşlanma”, Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebebi olarak sayılmaz. Bu nedenle, Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma sebepleri arasında yer almayan seçenek şudur:

c) Yaşlanma

Cevap : a) Hafıza bozuklukları

Cevap : a) Ben dilini kullanmak

Cevap : a) Psikososyal değişim

Bu soru, sosyal hizmetin bireyle ilgili üç ana odağından birine işaret ediyor. Seçenekler arasında, “a) Psikososyal değişim” bireyle ilgili sosyal hizmetin temel odaklarından biridir. Psikososyal değişim, bireyin psikolojik ve sosyal boyutları arasındaki etkileşimi ele alır ve bireyin bu iki alanda yaşadığı sorunları çözme ya da iyileştirme sürecine odaklanır. Bu nedenle, sorunun cevabı “a) Psikososyal değişim”dir. Diğer seçenekler, bireyle doğrudan ilişkili olmayan veya sosyal hizmetin daha geniş alanlarına ait kavramlardır.

Cevap : a) Kadın veya Erkek Konukevi

2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nda tanımlanan “Fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismara uğrayan kadın veya erkeklerin psiko-sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi sırasında varsa çocuklarıyla birlikte ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geçici bir süre kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşları” tanımına en uygun olan seçenek “a) Kadın veya Erkek Konukevi” olarak görünmektedir. Bu kuruluşlar, istismar mağdurlarına ve gerektiğinde çocuklarına geçici barınak ve destek hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuştur

Cevap : c) Bilişsel yapılandırma

Bu soruda, bilişsel çarpıtmalar ve onlara örnek olmayan bir durum hakkında bilgi isteniyor. Bilişsel çarpıtmalar, kişinin gerçeklikle uyumlu olmayan, mantıksız veya abartılı düşünceleridir. Genellikle negatif düşünme biçimleri olarak tanımlanırlar ve psikolojide yaygın olarak incelenirler. Sorudaki seçenekleri inceleyelim:

a) Felaketleştirme: Gerçekleşme ihtimali düşük olan olumsuz sonuçları abartılı bir şekilde düşünme. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

b) Zihin okuma: Diğer insanların ne düşündüğünü, somut bir kanıt olmaksızın varsayma. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

c) Bilişsel yapılandırma: Bu, bilişsel çarpıtmaların üstesinden gelmek için kullanılan bir terapi tekniğidir. Kişinin düşünce biçimini daha gerçekçi ve sağlıklı bir hale getirmeyi amaçlar. Bu nedenle, bilişsel çarpıtmaların bir örneği değildir.

d) Aşırı genelleme: Tek bir olumsuz olaydan yola çıkarak genel olumsuz sonuçlar çıkarma. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

e) İkili (ya hep ya hiç biçiminde) düşünme: Durumları sadece iki uç noktada, genellikle olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirme. Bilişsel çarpıtma örneğidir.

Bu açıklamalar ışığında, doğru cevap “c) Bilişsel yapılandırma” olacaktır, çünkü bu, bilişsel çarpıtmaların bir örneği değil, bunlarla başa çıkmak için kullanılan bir tekniktir.

Cevap : d) Odipus kompleksi, kız çocuklarının babalarına duydukları sevgi nedeniyle annelerini rakip olarak görmeleri ve kıskanmalarıdır.

Psikanalitik kuramla ilgili olarak d şıkkı yanlıştır. Psikanalitik teoride, Odipus kompleksi, erkek çocukların annelerine duydukları romantik duygular ve babalarını rakip olarak görmeleri ile ilişkilendirilir. Kız çocukları için ise benzer bir süreç Electra kompleksi olarak adlandırılır ve bu, kız çocuklarının babalarına karşı geliştirdikleri duyguları ve annelerini rakip olarak görmeleri ile ilgilidir. Dolayısıyla, “d) Odipus kompleksi, kız çocuklarının babalarına duydukları sevgi nedeniyle annelerini rakip olarak görmeleri ve kıskanmalarıdır.” ifadesi yanlıştır

Cevap : a) Yaşlılarla çalışırken geçmiş yaşantıları asla sorulmamalıdır.

Bu bilgilerden yanlış olanı, yaşlılarla çalışırken geçmiş yaşantılarına ilişkin soruların sorulmaması gerektiği yönündeki ifadedir. Yaşlılarla çalışırken, onların geçmiş yaşantıları, deneyimleri ve anıları hakkında sorular sormak, onlarla etkili bir iletişim kurmanın ve onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamanın önemli bir parçasıdır. Bu nedenle, yanlış bilgi şu şekildedir:

a) Yaşlılarla çalışırken geçmiş yaşantıları asla sorulmamalıdır.

Cevap : b) Cezai yaptırımları yoktur.

ormel normların özelliklerinden biri olmayan seçenek “b) Cezai yaptırımları yoktur.” şeklindedir​​. Formel normlar, genellikle yazılı hukuk kurallarını ifade eder ve uyulmaması durumunda çoğu zaman cezai yaptırımlar içerir.

Cevap : d) Kadına yönelik şiddet

6284 sayılı kanunda geçen “Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranış” tanımı, “d) Kadına yönelik şiddet” seçeneğine aittir​.

Cevap : e) Sadece korunan kişilere yönelik destek hizmeti verilmektedir.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleriyle ilgili olarak, yanlış olan seçenek “e) Sadece korunan kişilere yönelik destek hizmeti verilmektedir.” şeklindedir​​. Diğer seçeneklerin doğru olduğu anlaşılmaktadır:

7 gün 24 saat esasıyla çalışırlar.
İlk kez 2012 yılında kurulmuşlardır.
Tercihen kadın personel istihdam edilmektedir.
6284 sayılı kanun kapsamında alınan tedbir kararlarını uygularlar.
Bu bilgiler ışığında, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin sadece korunan kişilere yönelik değil, daha geniş bir yelpazede destek hizmetleri sunduğu anlaşılmaktadır