auzefÇocuk GelişimiRisk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Deneme Sınavı -8 (2024)

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)

#1. Bir bireyi etkileyen talepler ile bu zorluğun üstesinden gelmek için mevcut olan gerçek veya algılanan kaynaklar arasında bir düzeyde işleyiş dengesini bozan veya organizmanın uyum sağlama kapasitesini tehdit eden bir dengesizlik durumu veya deneyimi. Verilen tanım aşağıdakilerden hangisine aittir?

Cevap : A) Stres

#2. Aşağıdakilerden hangisi yılmazlıkla ilişkili bireysel faktörlerden biridir?

Cevap : E) İç kontrol odağı

#3. Aşağıdakilerden hangisi yılmazlığı tanımlayan teorisyenlerden biri değildir?

Cevap : D) Lorenz

Yılmazlığı (rezilyans) tanımlayan ve bu konuda önemli teorik katkılarda bulunan teorisyenler arasında A) Rutter, B) Werner, C) Masten ve E) Garmezy yer alır. Bu isimler, çocukların ve yetişkinlerin zorluklarla başa çıkma kapasitelerini, stres altında sağlıklı işlev görmeyi sürdürebilme yeteneklerini inceleyen ve bu alanda temel çalışmalar yapmış bilim insanlarıdır.
Michael Rutter, çocuk psikiyatrisi ve psikolojisi alanında yaptığı çalışmalarla tanınır ve yılmazlık konusunda önemli teorik katkılarda bulunmuştur.
Emmy Werner, uzun vadeli bir çalışma yürüterek, zorluklarla dolu çocukluk geçirmelerine rağmen başarılı ve sağlıklı yetişkinler haline gelen bireyleri incelemiştir.
Ann S. Masten, *sıradan sihir* kavramıyla yılmazlığın sıradan süreçlerden kaynaklandığını vurgulamıştır. Norman Garmezy, yılmazlık araştırmalarında öncü bir figürdür ve risk altındaki çocukların olumlu uyum sağlama kapasitelerini incelemiştir.
D) Lorenz ise, etolog (hayvan davranışları bilimci) ve Nobel Ödülü sahibi bir bilim insanıdır. Konrad Lorenz, özellikle hayvan davranışları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır ve yılmazlık konusunda özelleşmiş bir teorisyen değildir. Lorenz’in çalışmaları, daha çok etoloji ve hayvan psikolojisi alanlarına katkıda bulunmuştur.
Bu nedenle, yılmazlığı tanımlayan teorisyenlerden biri değildir sorusuna D) Lorenz doğru yanıttır.

#4. Evlilik süresince ortaya çıkan problemler nasıl çözüme kavuşturulmalıdır?

Cevap : D) Karşılıklı iletişim ve anlayışla çözülmelidir.

Evlilik süresince ortaya çıkan problemlerin çözümü için en etkili yöntem, karşılıklı iletişim ve anlayışla yaklaşmaktır. Çiftler, sorunları açıkça tartışmalı, birbirlerinin görüşlerini ve duygularını dikkate almalı ve ortak bir çözüm yolu bulmaya çalışmalıdır. Bu yaklaşım, ilişkide güvenin ve dayanışmanın güçlenmesine yardımcı olur ve sağlıklı bir evlilik dinamiği oluşturur.

#5. Aşağıdakilerden hangisi yılmazlıkla ilişkili ailesel faktörlerden biri değildir?

Cevap : C) Empati


#6. Aşağıdakilerden hangisi çocukların savunmasızlığına katkıda bulunan bireysel faktörlerden biri değildir?

Cevap : E) Ebeveynlerinin eğitim düzeyi

Çocukların savunmasızlığına katkıda bulunan bireysel faktörler, çocuğun kendisine özgü özellikleri ve durumlarıdır. Bu faktörler arasında çocuğun yaşı (A), engelli olma durumu (B), çocuğun mizacı (C) ve zihinsel sağlık sorunları (D) gibi unsurlar doğrudan çocuğun bireysel koşullarını ve savunmasızlığının potansiyel derecesini etkiler.
Ebeveynlerinin eğitim düzeyi (E), çocuğun bireysel bir özelliği olmaktan ziyade, çocuğun sosyal ve ailevi çevresiyle ilgili bir faktördür. Ebeveynlerin eğitim düzeyi, çocukların eğitim olanaklarına erişimi, ailenin sosyoekonomik durumu ve çocuğun genel refahı üzerinde dolaylı bir etkiye sahip olabilir, ancak bu, çocuğun bireysel bir özelliği olarak kabul edilmez. Bu nedenle, *Aşağıdakilerden hangisi çocukların savunmasızlığına katkıda bulunan bireysel faktörlerden biri değildir?* sorusunun cevabı (E) Ebeveynlerinin eğitim düzeyidir.

#7. Aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Cevap : D) Çocuk suç işlediyse buna yönelik işlemler yapılmamalıdır.

Seçenekler arasından hangisi söylenemez diye sorulmuş. Verilen seçenekler arasında söylenemez olanı bulmak gerekiyor.
D) *Çocuk suç işlediyse buna yönelik işlemler yapılmamalıdır.* şeklindeki ifade çocuk koruma sisteminin temel ilkelerine aykırıdır. Çocuk koruma sistemi, çocuğun korunması ve gerektiğinde rehabilite edilmesini amaçlar. Bu nedenle, çocuk suç işlediyse buna yönelik uygun işlemler yapılmalıdır. Dolayısıyla, D seçeneği söylenemez.

#8. Aşağıdaki durumlardan hangisi bir çocuğun korunmaya muhtaç olduğu şüphesini doğurur?

Cevap : A) İstismar

İhmal ve İstismar: İhmal ve istismar, bir çocuğun korunmaya muhtaç olduğu durumların başında gelir. Bu tür durumlar, çocukların güvenliği ve gelişimi için ciddi riskler oluşturur.

#9. Korunmaya muhtaç çocuklar ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?

Cevap : A) Toplumdaki kırılgan gruplardan olduğunu söylemek mümkündür.

Korunmaya Muhtaç Çocuklar:

Bu çocuklar toplumun en kırılgan gruplarından birini oluşturur. Bu nedenle, onların korunmasına ve  desteklenmesine yönelik hizmetlerin sunulması büyük önem taşır.

#10. Aşağıdakilerden hangisi ergenlerin okul perspektifinden riskli davranışlarından biri değildir?

Cevap : E) İntihar veya intihar düşüncesi

Ergenlerin okul perspektifinden riskli davranışları genellikle eğitim başarısını doğrudan etkileyen faktörlerle ilişkilendirilir. Bu bağlamda, düşük matematik ve okuma puanları (A), dil becerilerinde eksiklik (B), yapılandırılmış faaliyetlere tahammül edememe (C) ve okulu bırakma (D) gibi durumlar, okul başarısını negatif yönde etkileyen riskli davranışlar olarak kabul edilir. Bu tür davranışlar, öğrencilerin akademik performansını düşürebilir ve uzun vadede eğitimle ilgili olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Buna karşın, intihar veya intihar düşüncesi (E) genel anlamda ergenlerde görülebilecek ciddi bir psikolojik sorun olarak ele alınır ve bu, doğrudan eğitim başarısından ziyade bireyin genel sağlığı ve psikolojik durumuyla ilgilidir. Elbette intihar düşüncesi veya eğilimi olan bir öğrencinin akademik performansı da olumsuz etkilenebilir; ancak bu, okul perspektifinden değerlendirildiğinde, tipik bir riskli davranıştan ziyade ciddi bir sağlık sorunu olarak görülür. Bu nedenle, *Aşağıdakilerden hangisi ergenlerin okul perspektifinden riskli davranışlarından biri değildir?* sorusunun cevabı (E) İntihar veya intihar düşüncesi olacaktır.


#11. Evlilik sürecinde yaşanan çatışmaların çözülmemesi ne gibi sonuçlar doğurabilir?

Cevap : B) Çiftlerin birbirinden uzaklaşmasına ve soğuklukların oluşmasına neden olur.

Evlilik sürecinde yaşanan çatışmaların çözülmemesi, çiftler arasında iletişim kopukluklarına, birbirinden uzaklaşmalara ve duygusal soğukluklara yol açabilir. Uzun vadede, bu durum ilişkinin zayıflamasına ve hatta sona ermesine neden olabilir. Çözülmeyen sorunlar, zamanla daha büyük problemlere dönüşebilir ve çiftlerin birbirleriyle olan bağlarını zayıflatabilir.

#12. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda ve gençlerde yılmazlığı destekleyen risk odaklı strateji örneklerinden biri değildir?

Cevap : E) Yiyecek, su, barınak, tıbbi veya diş bakımı sağlama

Risk odaklı stratejiler: Riski ve stres kaynaklarını önleme/azaltma
-Doğum öncesi bakım yoluyla düşük doğum ağırlığı veya prematüre olasılığını önleme veya azaltma
-Yeni doğan bebeklerin annelerinde depresyon taraması yapma ve tedavi etme
-Barınma politikası veya acil durum yardımı yoluyla evsiz kalmayı önleme
-Toplum polisliği yoluyla mahalle suçlarını veya şiddeti azaltma
-Çocukların yaşadığı veya oynadığı yerlerde asbest, kurşun ve kara mayınlarını temizleme
-Birden fazla bakıcı aile yerleşiminden kaçınma

#13. Ülkemizde en çok boşanma nedeni hangisidir?

Cevap : C) Geçimsizlik

Türkiye’de ve birçok ülkede en yaygın boşanma nedeni genellikle *geçimsizlik* olarak belirtilir. Çiftler arasındaki anlaşmazlıklar, iletişim problemleri, farklı beklenti ve değerler gibi birçok faktör, evlilik içinde çözülemeyen sorunlara yol açabilir. Bu durumlar, ilişkideki mutsuzluğu artırarak çiftlerin boşanma kararı almasına neden olabilir.

#14. Aşağıdakilerden hangisi Erikson’a göre ergenlik dönemi özelliklerinden biridir?

Cevap : E) Kimlik ve rol karmaşası aşamasındadırlar

Erik Erikson’un psikososyal gelişim teorisine göre, ergenlik dönemi (genellikle 12 ile 18 yaşları arasını kapsar) *Kimlik ve Rol Karmaşası* aşaması ile karakterizedir. Bu aşamada, bireyler kimliklerini keşfetme sürecindedirler; kim olduklarını, hayatta ne olmak istediklerini ve toplum içindeki yerlerini sorgularlar. Başarılı bir şekilde bu süreçten geçen bireyler, kendilerine dair sağlam bir anlayış geliştirirken, başarısız olanlar kimlik karmaşası yaşayabilir. Bu nedenle, Erikson’a göre ergenlik dönemi özelliklerinden biri *E) Kimlik ve rol karmaşası aşamasındadırlar* seçeneğidir.

#15. Boşanma kararı nasıl alınır?

Cevap : E) Çok düşünülerek ve uzun süre tartışarak

Boşanma kararı genellikle ciddi ve karmaşık bir süreçtir. Bu karar, çoğunlukla çiftlerin evlilikleriyle ilgili sorunları uzun süre boyunca düşünmeleri, tartışmaları ve çeşitli çözüm yollarını aramaları sonucunda alınır. Özellikle, ilişkinin sürdürülebilir olup olmadığına dair karşılıklı anlayışa varmak ve bu kararı alırken gelecekteki olası sonuçları dikkate almak önemlidir.


#16. Evlilik öncesi iletişim sürecinde neler ön planda sergilenir?

Cevap : A) Tarafların birbirlerini tanımasına yardımcı olan yanlar.

Evlilik öncesi iletişim sürecinde, tarafların birbirlerini daha iyi tanımalarına, birbirlerinin değerlerini, beklentilerini, hayat hedeflerini ve kişilik özelliklerini anlamalarına yardımcı olan konular ön planda sergilenir. Bu süreç, çiftler arasındaki uyumu, gelecekteki potansiyel sorunlara karşı anlayışı ve çözüm bulma yeteneğini artırmayı amaçlar.

#17. Çocuklarda olumlu niteliklere odaklanma ihtiyacını ilk vurgulayan kişi aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : B) Maslow

Son yıllarda araştırmacılar, klinisyenler ve politika yapıcılar odak noktalarını riskten yılmazlığa kaydırmışlardır. Amaçları ise olumsuzu/uyumsuzu değil olumlu olanı vurgulamaktır. Abraham Maslow çocuklarda olumlu niteliklere odaklanma ihtiyacını ilk vurgulayan kişidir. Maslow’un çalışmaları Martin Seligman gibi diğerlerine de ilham vermiştir. 1998’de Seligman pozitif psikoloji hareketini başlatmıştır.

#18. *Çocukların korunması genel olarak fiziksel, cinsel ve/veya duygusal istismarın; ebeveynler tarafından ihmal veya terk edilmenin çocukta oluşturduğu travmaların devlet tarafından çözümlenmesini ifade etmektedir. Günümüzde genel olarak halk arasında .............. olarak nitelendirilmektedir.* paragrafındaki boşluğa getirilmesi gereken en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : A) Sosyal hizmetler

#19. *Risk altındaki çocukların daha fazla travma geçirmelerini engelleyebilmek ve refahını, sağlığını korumak için geliştirilen sistematik yaklaşımdır.* şeklinde tanımlanan kavram aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : B) Çocuk koruma sistemi

Verilen tanıma en uygun olan kavram B) Çocuk koruma sistemi’dir. Çocuk koruma sistemi, risk altındaki çocukların travma geçirmelerini engellemek ve refahlarını, sağlıklarını korumak için geliştirilen sistemli bir yaklaşımdır.

TESTi BiTiR, PUANINI GÖR

SONUÇ

-

İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (Auzef)
Açık Öğretim Fakültesi
Bölüm : Çocuk Gelişimi Lisans
Sınıf : 4. Sınıf
Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)
Dönem : Bahar Dönemi Final Soruları

İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (Auzef)
Açık Öğretim Fakültesi
Bölüm : Çocuk Gelişimi Lisans
Sınıf : 4. Sınıf
Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)
Dönem : Bahar Dönemi Final Soruları

Share your score!
Tweet your score!
Share to other

HD Quiz powered by harmonic design

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)

İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (Auzef)
Açık Öğretim Fakültesi
Bölüm : Çocuk Gelişimi Lisans
Sınıf : 4. Sınıf
Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)
Dönem : Bahar Dönemi Final

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)

Risk Altında Bulunan Çocuklar ve Eğitimleri Ünite-8 (2024): Suça Sürüklenen Çocuklar

Suça sürüklenen çocuklar, toplumda özellikle hassas bir grup olarak kabul edilir. Bu durum, çocukların yasal sınırlar içerisinde tanımlanan suçları işlemeleriyle ilgili olup, çeşitli sosyal, psikolojik ve çevresel faktörlerden kaynaklanabilir.

1. Çocuk Suçluluğunun Tanımı

Çocuk suçluluğu, 18 yaşından küçük bireylerin işlediği ve yasalarla suç olarak tanımlanan eylemleri ifade eder. Bu, çocukların sosyal normlara ve yasalara aykırı davranışlar sergilemelerini kapsar ve genellikle çocukların gelişim süreçlerindeki zorluklarla ilişkilendirilir.

2. Çocukların Suça Sürüklenme Yaşı

Çeşitli ülkelerde yasalar, çocukların suç işlemeye başlama yaşı konusunda farklı sınırlamalar getirir. Genellikle 12 yaş altı çocukların, işledikleri eylemlerin hukuki anlamını ve sonuçlarını tam olarak kavrayamayacakları kabul edilir. Bu yaşın altındaki çocuklar için, suç işlemiş olsalar bile, cezai sorumluluk öngörülmez.

3. Çocukların Suça Sürüklenme Faktörleri

Çocukların suça sürüklenmesi, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle meydana gelebilir. Bu faktörler arasında ailesel sorunlar, çevresel etmenler, eğitimsizlik, yoksulluk ve akran baskısı gibi sosyo-ekonomik ve psikolojik etmenler yer alır. Ayrıca, çocuklarda görülen davranış bozuklukları ve dikkat eksikliği gibi psikolojik sorunlar da suça yönelmelerinde rol oynayabilir.

4. Suçlu Çocukların Rehabilitasyonu

Suça sürüklenmiş çocuklar için rehabilitasyon ve topluma yeniden kazandırma programları büyük önem taşır. Bu programlar, çocukların eğitimlerine devam etmelerini, sosyal becerilerini geliştirmelerini ve olumsuz çevresel faktörlerden uzaklaşmalarını sağlamayı amaçlar. Ayrıca, psikolojik danışmanlık ve terapi hizmetleri de bu çocukların rehabilite edilmesinde kritik bir rol oynar.

5. Aile ve Toplumun Rolü

Çocukların suça sürüklenmesini önlemede ailelerin ve toplumun rolü hayati öneme sahiptir. Sağlıklı aile ilişkileri, çocukların güvenli bir çevrede büyümelerini sağlar ve onları riskli davranışlardan korur. Toplumun çeşitli kesimlerinin işbirliği yaparak sunduğu destek ve kaynaklar da, risk altındaki çocukların korunmasına yardımcı olur.

Sonuç

Suça sürüklenen çocuklar, toplumun korunması gereken önemli bir kesimini oluşturur. Bu çocukların topluma sağlıklı ve üretken bireyler olarak reintegre edilebilmeleri için yapılan çalışmalar, hem bireysel hem de toplumsal refahın artırılmasına katkıda bulunur. Çocukların suça sürüklenme süreçlerinin anlaşılması ve bu süreçlere müdahale edilmesi, geleceğimizin korunması açısından büyük önem taşır.

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri Final Soruları Deneme Sınavı -8 (2024)

1- Toplumun norm ve değerlerden uygun olmayan davranışları olan, yasalara göre suç olan durumların yaşı on sekizden küçük olanlar tarafından işlenmesi aşağıdakilerden hangisi ile tanımlanabilir?

A) Nefsi Müdafaa
B) Çocuk Suçluluğu
C) Toplumsal Suç
D) Yetişkin Suçluluğu
E) Yüz Kızartıcı Suç

Cevap : B) Çocuk Suçluluğu

2- Bu yaşa kadar olan çocukların, gelişim düzeylerinden bağımsız olarak, işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama ve davranışlarını yönlendirebilme yeteneğinin yeterli düzeyde gelişmediğini kabul edilmiştir. Sınır kabul edilen bu yaş aşağıdakilerden hangisidir?

A) 12
B) 13
C) 14
D) 15
E) 16

Cevap : A) 12

Türkiye Cumhuriyeti Kanunu (TCK) kapsamında, fiilin işlendiği tarihte 12 yaşını doldurmamış (0-12 yaş grubu) çocukların ceza sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu durum, on iki yaşına kadar olan çocukların, gelişim düzeylerinden bağımsız olarak, işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama ve davranışlarını yönlendirebilme yeteneğinin yeterli düzeyde gelişmediğini kabul ettiğini gösterir. Dolayısıyla, sınır kabul edilen bu yaş: A) 12

3- Suçlu çocuk ve gençler, aykırı davranışlar sergileyen çocukları kapsayan çeşitli sınıflandırmalar bulunmaktadır. Suça sürüklenen çocukların bu sınıflandırma içinde bulunduğunu söylemek mümkündür. “Kısa süreli dikkat, hayalcilik, impulsivite, verilen işi sürdürme de güçlük, aşırı hareketlilik ve suçlu olmayan ancak davranışları nedeniyle aykırı olarak nitelendirilme bu gruptaki bireylerin taşıdıkları özelliklerdir”. Şeklinde tanımlanan sınıflandırma aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumsallaşmamış Saldırı
B) Toplumsallaşmış Saldırı
C) Dikkat Bozuklukları
D) Kaygı – İçine Kapanıklık
E) Fiziksel Saldırı

Cevap : C) Dikkat Bozuklukları

Tanımlanan özellikler, genellikle Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi dikkat bozuklukları ile ilişkilendirilir. Bu tanımlama, kısa süreli dikkat, hayalcilik, impulsivite, verilen işi sürdürmede güçlük çekme, aşırı hareketlilik gibi özelliklerin bu bozuklukta görüldüğünü belirtir. Bu tür davranışlar suçlu olmayan ancak davranışları nedeniyle aykırı olarak nitelendirilen bireylerde sıkça rastlanır.

4- Aşağıdakilerden hangisi çocukları suça sürükleyen nedenler arasında gösterilemez?

A) Kalıtsal ve Bedensel Nedenler
B) Psikolojik Nedenler
C) Ailesel ve Çevresel Nedenler
D) Duygusal Nedenler
E) Sevgi, Saygı Barındıran Aile Ortamı

Cevap : E) Sevgi, Saygı Barındıran Aile Ortamı

Sevgi ve saygı barındıran bir aile ortamı, çocukları suça sürükleyen bir neden olarak gösterilemez. Aksine, bu tür bir aile ortamı, çocukların sağlıklı ve dengeli bireyler olarak gelişimini destekler.

5- Maslow kendini gerçekleştirme teorisini geliştirmiştir. Teoride yer alan ihitiyaçlar piramidine göre her bireyin öncelikle beslenme, barınma gibi fizyolojik ihitiyaçlarının karşılanması önemlidir. Sonrasında aile, sağlık gibi ktirik noktalarda güvende olma ihtiyacı taşımaktadır. Güven gereksinimini karşılayan birey ailesi ve arkadaşları tarafından sevme, sevilme, bir gruba ait olma ihtiyacını hissetmektedir. Bu ihtiyaçları karşılanmayan çocuk aşağıdaki risklerden hangisini yaşayabilir?

A) Suça Sürüklenebilir
B) Okul hayatında başarılı olabilir
C) Akranlarıyla olumlu ilişkiler kurabilir
D) Bir spor dalında başarılar kazanabilir.
E) Güzel bir mesleğe sahip olabilir.

Cevap : A) Suça Sürüklenebilir

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, temel ihtiyaçlar (beslenme, barınma), güvenlik, ait olma ve sevgi gibi ihtiyaçlar karşılanmadığında bireylerin negatif yollar arayabileceği, olumsuz davranışlar sergileyebileceği ve sosyal olarak kabul edilmeyen eylemlere yönelebileceği öngörülür. Bu bağlamda, bu ihtiyaçları karşılanmayan çocukların suça sürüklenebilme riski artar.

6- ………….. ile beraber çocuğun risk altına girdiği saptanmıştır. Çocuğun hayatında aniden bir değişim süreci yaşanmıştır. Kültürünü, dili bilmediği bir yerde gelişiminin getirdiği handikapları sağlıklı aşmak zorundadır. Sağlıklı aşamadığı süreçte bu durum suça sürüklenmesine sebep olabilir. Aşağıdakilerden hangisinin noktalı yere getirilmesi uygun olur?

A) Psikolojik Etmenler
B) Fiziksel Etmenler
C) Biyolojik Etmenler
D) Akran Etkileşimi
E) Göç Olgusu

Cevap : E) Göç Olgusu

7- Vygostky sosyo-kültürel ve bilişsel gelişim teorisini geliştirmiştir. Teori çocukların gelişiminde psikolojik süreçlerin değil çevrenin etkili olduğunu vurgulamıştır. Vygostky’e göre yakınsak gelişim alanı çocukların gelişiminde kritik önem taşımaktadır. Aşağıdakilerden hangisi yakınsak gelişim alanlarında kritik önem taşıyan etkenlerden değildir?

A) Ailesi
B) Okulu
C) Okul Çevresi
D) Mahalle Bakkalı
E) Eğitimcileri

Cevap : D) Mahalle Bakkalı

Vygotsky’nin sosyo-kültürel ve bilişsel gelişim teorisi çerçevesinde, çocukların gelişiminde kritik önem taşıyan etkenler arasında aile, okul, okul çevresi ve eğitimciler gibi çocuğun sosyal etkileşimde bulunduğu ve öğrenme deneyimleri yaşadığı unsurlar yer alır. Mahalle bakkalı, bu teorik çerçevede çocukların gelişimi için kritik önem taşıyan bir etken olarak görülmez.

8- Baba erkek çocuk için bir model oluşturabilmektedir. Babanın suçlu durumda olması, çocuğunda suça sürüklenmesine neden olabilmektedir. Çocukların anne, babasını ya da yetişkini model aldığı söylenebilir. Bu söyleme bakarak aşağıdaki sonuçlardan hangisini çıkarabiliriz?

A) Ailede yaşanan olaylar çocukları etkilemez
B) Ailede suç işleyen bir üyenin varlığı çocukların suça itilmesine neden olabilmektedir.
C) Çocuk ebeveynini rol model almaz
D) Suç işleyen üyenin bulunduğu ailede olan çocuklar okul hayatında başarılı olurlar
E) Ebeveynler çocuklarına her zaman olumlu rol model olurlar.

Cevap : B) Ailede suç işleyen bir üyenin varlığı çocukların suça itilmesine neden olabilmektedir.

Bu sonuç, aile üyelerinin, özellikle de ebeveynlerin çocuklar üzerindeki etkilerini ve model olma rolünü vurgulamaktadır. Ebeveynlerin davranışları, çocukların dünyayı algılayışlarını ve davranış kalıplarını şekillendirebilir. Bu nedenle, ailede suç işleyen bir üyenin varlığı, çocukların da benzer davranışları benimsemesine neden olabilir.

9- Suçluluk teorileri incelendiğinde biyolojik teorinin ele alındığı görülmektedir. Biyolojik teoriye göre çocuk suçluluğu çocukların kalıtsal özellikleri ile ilişkilendirilmektedir. Suçlu işleyenlerin diğer insanlardan genetik, fizyolojik ve yapısal farklılıkları olduğunu söylemektedir. Bu farklar nedeniyle suç işlemeye yatkın olabilmektedirler. Bu bilgiye dayanayarak aşağıdaki sonuçlardan hangisini çıkarabiliriz?

A) Psikolojik nedenler çocukları suça sürükler
B) Okul hayatında yaşadığı olumsuzluklar çocuğu suça sürükler
C) Suç işleyen kişiler bedensel özellikleri ve mizaçları nedeniyle suça eğilim göstermektedir.
D) Akranlarıyla olumsuz ilişkiler çocukları suça sürükle
E) Ekonomik yetersizlikler çocuğu suça sürükler.

Cevap : C) Suç işleyen kişiler bedensel özellikleri ve mizaçları nedeniyle suça eğilim göstermektedir.

Biyolojik teoriye göre, suçluluğun temelinde genetik, fizyolojik ve yapısal faktörler yatmaktadır. Bu nedenle, bu teori çerçevesinde, bireylerin suç işlemeye olan eğilimlerinin, bedensel özellikleri ve mizaçları gibi biyolojik faktörlerle ilişkili olduğu sonucuna ulaşabiliriz.

10- Bowlby’nin bağlanma kuramına göre, doğum anından beş yaşına kadar olan sürede bebeğin anneden ayrılması bebek için olumlu duygular oluşturmaz. Beş yaşına kadar annesinden ayrı kalan çocukta suçlu kişilik yapısının oluşması mümkün hale gelmektedir (Miller, 2008). Bu kurama göre aşağıdakilerden hangisi çocuğun suça sürüklenme ihtimalini arttırır?

A) Ailenin Ekonomik Durumu
B) Çocuğun Akran Çevresi
C) Çocuğun Fiziksel özellikleri
D) Parçalanmış Aile
E) Çocuğun Yaşı

Cevap : D) Parçalanmış Aile

Bowlby’nin bağlanma kuramına göre, erken çocukluk döneminde (doğumdan beş yaşına kadar) güvenli bir bağlanma ortamının eksikliği, çocuğun duygusal ve sosyal gelişiminde önemli sorunlara yol açabilir. Bu kurama göre, anneden (veya birincil bakım vericiden) erken yaşta ayrılma veya parçalanmış bir aile yapısında büyüme, çocuğun suça sürüklenme ihtimalini arttırabilir. Bu, çocukta güvensiz bağlanma biçimlerinin oluşmasına ve sonuç olarak suçlu kişilik yapısının gelişmesine neden olabilecek psikolojik ve duygusal eksikliklere yol açar.

Risk Altında Bulunan Çocuklar Ve Eğitimleri

Auzef Bölümler Çocuk Gelişimi Lisans-min telegram çocuk gelişimi

Suça Sürüklenen Çocuklar

Editor

Editör

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır!