Borçlar Hukuku Final Deneme Sınavı 2

1. Borçlunun bir şey yapmamak yani bir şeyden kaçınmak şeklinde yerine getireceği edenlere ne ad verilir?

Correct! Wrong!

Cevap : E ) Menfi edim

2. Tarafların anlaşmasıyla ya da bir kanun hükmü nedeni ile bölünebilir bir edimin birden fazla borçlusu olması ve borçlulardan her biri borcun tamamından sorumlu olması okurken ne şekilde nitelendirilir?

Correct! Wrong!

Cevap : D ) Müteselsil borçluluk

3. Kilerden hangisi borçlu temerrüdünün şartlarından biri değildir?

Correct! Wrong!

Cevap : B ) Mehil vermek

4. Alacağın temlikine ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Correct! Wrong!

Cevap : B ) Alacağın temliki sebebe bağlı bir işlemdir

5. Devletin kendisine miras yoluyla intikal eden bir terekenin borçlarından sorumluluğu ne tür bir sorumluluktur?

Correct! Wrong!

Cevap : C ) Sınırlı sorumluluk

6. Alacağın temlikine ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Correct! Wrong!

Cevap : C ) Alacaklı ve borçlu arasında hukuki ilişki devam ederken alacaktı taraf değişmiş ve borçlunun bundan haberdar edilmemişse de borçlu eski alacaklıya ifa ile borcundan kurtulmaz

7. Kısmi ifaya ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Correct! Wrong!

Cevap : E ) Belirli bir alacağın vade tarihinde kısmi ifasını alacaklı her zaman kabule mecburdur

8. I. borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin bir fayda sağlamayacağı anlaşılıyorsa II. Borçlunun temerrüde düşmesi sonucunda borçlunun yerine getireceği Edim alacaklı açısından artık bir yarar sağlamayacaksa III. Sözleşmede belirli vade kararlaştırılmışsa IV. Sözleşmede kesin vade kararlaştırılmışsa Yukarıdakilerden hangileri karşılıklı borç doğuran sözleşmelere alacaklının Aynen ifa ve gecikme tazminatı talep hakkına ilave haklarını kullanması için mehil vermesine gerek olmayan durumlardır?

Correct! Wrong!

Cevap : E ) I II III IV

9. Aşağıdakilerden hangisi borcun ifasının ispatını sağlayacak tedbirlerden değildir?

Correct! Wrong!

d) Senet verilmesi

10. Karşılıklı sözleşmelerde taraflara karşı edim ifa edilinceye veya ifası teklif edilinceye kadar, kendi borcunu ifadan kaçınma imkanı sağlayan hukuki savunmaya ne ad verilir?

Correct! Wrong!

b) Ödemezlik defi

11. Alacaklının temerrüdüne ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Correct! Wrong!

e) Alacaklının temerrüde düşmede kusuru bulunması

12. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıysa para borçlarının ifa yeri neresidir?

Para borçları, alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Alacaklının rızası olmadan onun banka hesabına para yatırılması suretiyle yapılacak ödeme ifa olmaz.
Show hint
Correct! Wrong!

Para borçları, alacaklının ifa zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Alacaklının rızası olmadan onun banka hesabına para yatırılması suretiyle yapılacak ödeme ifa olmaz.

13. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıysa parça borçlarının ifa yeri neresidir?

Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu anda sözleşmenin konusu olan parça nerede bulunuyorsa orada ifa edilir. Burada alacaklı parçanın bulunduğu yere giderek ifanın yapılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu tür borçlara "aranılacak borç" denir.
Show hint
Correct! Wrong!

Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu anda sözleşmenin konusu olan parça nerede bulunuyorsa orada ifa edilir. Burada alacaklı parçanın bulunduğu yere giderek ifanın yapılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu tür borçlara "aranılacak borç" denir.

14. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıysa çeşit borçlarının ifa yeri neresidir?

Parça ve para borçları dışındaki tüm borçlar, borcun doğumu zamanında borçlunun yerleşim yeri neresi ise, orada ifa edilir. Alacaklı alacağını gidip borçlunun oturduğu yerde arayacaktır. Bu tür borçlara da " aranılacak borç" denir.
Show hint
Correct! Wrong!

Parça ve para borçları dışındaki tüm borçlar, borcun doğumu zamanında borçlunun yerleşim yeri neresi ise, orada ifa edilir. Alacaklı alacağını gidip borçlunun oturduğu yerde arayacaktır. Bu tür borçlara da " aranılacak borç" denir.

15. Tek taraflı sözleşme nedir? Örnek vererek açıklayınız.

Sözleşmelerden bazıları taraflardan yalnızca birine borç yükler. Bunlara "tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler" veya kısaca “tek taraflı sözleşme” denir. Kefalet akdi ve bağışlama vaadi böyledir.
Show hint
Correct! Wrong!

Sözleşmelerden bazıları taraflardan yalnızca birine borç yükler. Bunlara "tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler" veya kısaca “tek taraflı sözleşme” denir. Kefalet akdi ve bağışlama vaadi böyledir.

16. Alacaklı temerrüdünün şartlarını açıklayınız

1- Alacaklının Kaçınması a- İfayı kabulden kaçınma: Alacaklının ifayı kabulden kaçındığından bahsedilebilmesi için borçlu edimini gereği gibi arz etmiş olmalıdır. Ancak miktar, vasıf, yer ve zaman bakımından borca uygun olarak arz edilen ifa, gereği gibi yapılmış sayılır. Zaman bakımından uygunluk hususunda göz önünde tutulması gereken, borcun vadesi değil, "ifa edilebilir olma zamanı"dır. Borçlu ifayı yaparken alacaklının makbuz vermeyeceğini veya senedi iade etmeyeceğini beyan etmesi de ifayı kabulden kaçınma sayılır ve alacaklı temerrüdü oluşabilir. Alacaklı sözleşmenin başlangıcında, ifayı kabul etmeyeceğini kesin olarak ifade etmişse, borçlu ifayı teklif etme durumunda değildir ve burada alacaklı temerrüdü doğar. Alacaklı temerrüdü için kusur aranmaz. Temerrüd fiili bir durumdur ve buna kusurlu veya kusursuz olarak girilmesi önemli değildir. b- Alacaklının ifanın gerçekleşmesi hususunda yapması gereken şeyleri yapmaktan kaçınması= İfanın gerçekleşmesi için alacaklının sadece kabulü yeterli değildir; ayrıca ifa hazırlıklarına katılması gerektiği durumlarda alacaklı gerekli davranışta bulunmaktan kaçınırsa, bu taktirde yine temerrüde düşer. 2- Kaçınmanın Haklı Bir Sebebe Dayanmaması = Kaçınmanın temerrüde yol açması için, bunun haklı bir sebebe dayanmaması gerekir. Alacaklının usulüne uygun olarak arz edilen ifayı kabul etmemesi haklı bir sebebe dayanıyorsa temerrüd oluşmaz.
Show hint
Correct! Wrong!

1- Alacaklının Kaçınması a- İfayı kabulden kaçınma: Alacaklının ifayı kabulden kaçındığından bahsedilebilmesi için borçlu edimini gereği gibi arz etmiş olmalıdır. Ancak miktar, vasıf, yer ve zaman bakımından borca uygun olarak arz edilen ifa, gereği gibi yapılmış sayılır. Zaman bakımından uygunluk hususunda göz önünde tutulması gereken, borcun vadesi değil, "ifa edilebilir olma zamanı"dır. Borçlu ifayı yaparken alacaklının makbuz vermeyeceğini veya senedi iade etmeyeceğini beyan etmesi de ifayı kabulden kaçınma sayılır ve alacaklı temerrüdü oluşabilir. Alacaklı sözleşmenin başlangıcında, ifayı kabul etmeyeceğini kesin olarak ifade etmişse, borçlu ifayı teklif etme durumunda değildir ve burada alacaklı temerrüdü doğar. Alacaklı temerrüdü için kusur aranmaz. Temerrüd fiili bir durumdur ve buna kusurlu veya kusursuz olarak girilmesi önemli değildir. b- Alacaklının ifanın gerçekleşmesi hususunda yapması gereken şeyleri yapmaktan kaçınması= İfanın gerçekleşmesi için alacaklının sadece kabulü yeterli değildir; ayrıca ifa hazırlıklarına katılması gerektiği durumlarda alacaklı gerekli davranışta bulunmaktan kaçınırsa, bu taktirde yine temerrüde düşer. 2- Kaçınmanın Haklı Bir Sebebe Dayanmaması = Kaçınmanın temerrüde yol açması için, bunun haklı bir sebebe dayanmaması gerekir. Alacaklının usulüne uygun olarak arz edilen ifayı kabul etmemesi haklı bir sebebe dayanıyorsa temerrüd oluşmaz.

17. Alacaklı temerrüdünde kendiliğinden doğan sonuçları açıklayınız.

Alacaklının temerrüde düşmesi yüzünden borçlu, borç konusu şeyi muhafazaya devam mecburiyetinde kalırsa ve bu sırada bu şey bir zarara uğrarsa, borçlunun sorumluluğu daha sınırlı kabul edilir. Zira temerrüd olmasaydı borçlu malı vererek borçtan kurtulacaktı. Borç konusu şeyi, alacaklının temerrüdünden sonra muhafaza zorunda kalan borçlunun, muhafaza için yaptığı masrafları, alacaklı vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca ödemekle yükümlüdür
Show hint
Correct! Wrong!

Alacaklının temerrüde düşmesi yüzünden borçlu, borç konusu şeyi muhafazaya devam mecburiyetinde kalırsa ve bu sırada bu şey bir zarara uğrarsa, borçlunun sorumluluğu daha sınırlı kabul edilir. Zira temerrüd olmasaydı borçlu malı vererek borçtan kurtulacaktı. Borç konusu şeyi, alacaklının temerrüdünden sonra muhafaza zorunda kalan borçlunun, muhafaza için yaptığı masrafları, alacaklı vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca ödemekle yükümlüdür

18. TBK m. 90 hükmüne göre borç ne zaman muaccel olur?

TBK m. 90 hükmüne göre borç doğumu anında muaccel olur. Ancak buradaki "doğumu anında" ifadesinin dürüstlük kurallarına göre yorumlanması ve borçluya ifa için muhtaç olduğu zamanın bu esas çerçevesinde tanınması gerekmektedir
Show hint
Correct! Wrong!

TBK m. 90 hükmüne göre borç doğumu anında muaccel olur. Ancak buradaki "doğumu anında" ifadesinin dürüstlük kurallarına göre yorumlanması ve borçluya ifa için muhtaç olduğu zamanın bu esas çerçevesinde tanınması gerekmektedir

19. Karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde borçlunun temerrüdünde alacaklının kendisine tanınan ilave seçimlik haklardan yararlanabilmesi için kural olarak yapması gereken aşağıdakilerden hangisidir?

Correct! Wrong!

b) Mehil vermek

20. Aşağıdakilerden hangisi menfî (olumsuz) zararın kapsamına dahil değildir?

Correct! Wrong!

b) İfa masrafları

21. Kusursuz ifa imkansızlığını ve bu imkansızlığın sonuçlarını açıklayınız.

Kusursuz ifa imkânsızlığı, borçlunun hiçbir kusuru olmadan borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının ortadan kalkmasıdır. Kusursuz ifa imkânsızlığında borç sona erer. Bu durumda karşılıklı taahhüt, yani iki taraflı bir borç varsa imkânsızlıktan önce verilen şeyler varsa, iki tarafta borçtan kurtulacak olduğu için bunların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerekir. Sonradan verilmesi gereken şeylerin ise borç sona erdiği için verilmesine gerek kalmamaktadır
Show hint
Correct! Wrong!

Kusursuz ifa imkânsızlığı, borçlunun hiçbir kusuru olmadan borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının ortadan kalkmasıdır. Kusursuz ifa imkânsızlığında borç sona erer. Bu durumda karşılıklı taahhüt, yani iki taraflı bir borç varsa imkânsızlıktan önce verilen şeyler varsa, iki tarafta borçtan kurtulacak olduğu için bunların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerekir. Sonradan verilmesi gereken şeylerin ise borç sona erdiği için verilmesine gerek kalmamaktadır

22. Kusursuz ifa imkansızlığını ve bu imkansızlığın sonuçlarını açıklayınız.

Kusurlu ifa imkânsızlığı borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının borçlunun hatalı davranışı nedeniyle ortadan kalkmasıdır. Burada baskın olan görüşe göre, kusurlu ifa imkânsızlığı varsa borç sona ermez ve tazminat borcuna dönüşür. Yani borcun konusu değişikliğe uğrar. Borcun türünün değişmesine rağmen borç aynı borç olduğu için borca ait teminatlar ve zamanaşımı devam eder ve borçla ilgili savunmalar tazminat alacağına karşı da ileri sürülebilir.
Show hint
Correct! Wrong!

Kusurlu ifa imkânsızlığı borç konusu şeyin sözleşmenin kurulmasından sonra ifa imkânının borçlunun hatalı davranışı nedeniyle ortadan kalkmasıdır. Burada baskın olan görüşe göre, kusurlu ifa imkânsızlığı varsa borç sona ermez ve tazminat borcuna dönüşür. Yani borcun konusu değişikliğe uğrar. Borcun türünün değişmesine rağmen borç aynı borç olduğu için borca ait teminatlar ve zamanaşımı devam eder ve borçla ilgili savunmalar tazminat alacağına karşı da ileri sürülebilir.

23. Borçlu temerrüdünde hasardan sorumluluğu açıklayınız.

Hasardan sorumluluk temerrüde düşen borçlunun temerrütten sonra mala gelen zarardan sorumlu olmasıdır. Borç sözleşmesi kurulduktan sonra borçlunun kusuru olmaksızın borcun konusu yok olursa borçlu bundan sorumlu olmaz ve TBK m. 136 gereği borç sona erer. Temerrüde düşülmesi halinde ise, durum değişmektedir. Temerrütten sonra mala bir zarar gelirse, bu zarar borçlunun kusuru olmaksızın meydana gelse bile borçlu bundan sorumlu olur. Zira, temerrüde düşülmeseydi mal alacaklıda olacaktı ve zarara uğramayacaktı. Burada borçlu ancak temerrüde düşmeden borcu ifa etseydi dahi zararın gene o mala gelecek olduğunu ya da temerrüde düşmede kusuru olmadığını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir (TBK m. 119).
Show hint
Correct! Wrong!

Hasardan sorumluluk temerrüde düşen borçlunun temerrütten sonra mala gelen zarardan sorumlu olmasıdır. Borç sözleşmesi kurulduktan sonra borçlunun kusuru olmaksızın borcun konusu yok olursa borçlu bundan sorumlu olmaz ve TBK m. 136 gereği borç sona erer. Temerrüde düşülmesi halinde ise, durum değişmektedir. Temerrütten sonra mala bir zarar gelirse, bu zarar borçlunun kusuru olmaksızın meydana gelse bile borçlu bundan sorumlu olur. Zira, temerrüde düşülmeseydi mal alacaklıda olacaktı ve zarara uğramayacaktı. Burada borçlu ancak temerrüde düşmeden borcu ifa etseydi dahi zararın gene o mala gelecek olduğunu ya da temerrüde düşmede kusuru olmadığını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir (TBK m. 119).

24. Karşlıklı borç doğuran sözleşmelerde temerrüt halinde kural olarak ek süre verilmesinin etkisini açıklayınız.

Karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde, borçlu temerrüdünde alacaklının, ifa ve temerrütten doğan zararın giderilmesini isteme hakkının yanı sıra iki ilave seçimlik hakkı vardır: 1) Borcun ifa edilmemesinden doğan olumlu zararın tazmini, 2) Sözleşmeden dönme ve sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan olumsuz zararın tazmini (TBK m. 125) Alacaklının bu iki ek imkândan yararlanabilmesi için, kural olarak temerrüde düşen borçluya borcunu ifa etmesi için uygun bir süre (mehil) vermesi gerekir. Alacaklının veya onun talebi üzerine hâkimin verdiği süre içerisinde borçlu yine ifadan kaçınırsa, alacaklı ilave iki seçimlik imkândan yararlanabilir.
Show hint
Correct! Wrong!

Karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde, borçlu temerrüdünde alacaklının, ifa ve temerrütten doğan zararın giderilmesini isteme hakkının yanı sıra iki ilave seçimlik hakkı vardır: 1) Borcun ifa edilmemesinden doğan olumlu zararın tazmini, 2) Sözleşmeden dönme ve sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan olumsuz zararın tazmini (TBK m. 125) Alacaklının bu iki ek imkândan yararlanabilmesi için, kural olarak temerrüde düşen borçluya borcunu ifa etmesi için uygun bir süre (mehil) vermesi gerekir. Alacaklının veya onun talebi üzerine hâkimin verdiği süre içerisinde borçlu yine ifadan kaçınırsa, alacaklı ilave iki seçimlik imkândan yararlanabilir.

25. Müsbet zarar nedir? Açıklayınız

Müspet zarar, alacaklının borcun ifasındaki menfaatinin borcun zamanında gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle gerçekleşmemesi yüzünden uğradığı zarardır. Başka bir ifadeyle, alacaklının mal varlığının borcun ifası halinde olacağı durum ile borcun ifa edilmemiş olması halinde arz ettiği durum arasındaki fark, müspet zarardır.
Show hint
Correct! Wrong!

Müspet zarar, alacaklının borcun ifasındaki menfaatinin borcun zamanında gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle gerçekleşmemesi yüzünden uğradığı zarardır. Başka bir ifadeyle, alacaklının mal varlığının borcun ifası halinde olacağı durum ile borcun ifa edilmemiş olması halinde arz ettiği durum arasındaki fark, müspet zarardır.

26. Menfi zarar nedir? Açıklayınız.

Menfi zarar, hüküm ifade ettiğine güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Menfî zararın içine sözleşmenin kurulması için yapılan masraflar ile o sözleşme ilişkisine duyulan güven nedeniyle kaçırılan başka teklifler girer.
Show hint
Correct! Wrong!

Menfi zarar, hüküm ifade ettiğine güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Menfî zararın içine sözleşmenin kurulması için yapılan masraflar ile o sözleşme ilişkisine duyulan güven nedeniyle kaçırılan başka teklifler girer.

27. Para borçlarında temerrüdün sonuçlarını kısaca açıklayınız.

Borçlar kanunu para borçlarında temerrütte, gecikme tazminatını karşılamak ve tazminatın alt sınırını teşkil etmek üzere temerrüt faizi ödenmesi gerekeceğini kabul etmiştir, (TBK m.120). Şayet zarar temerrüt faizinden fazla ise, alacaklı, aşan kısmın tazmin edilmesini (munzam zarar) de istemek hakkına haizdir (TBK m. 122). Diğer borçlarda borçlu temerrüde düşmede kusurlu bulunmadığını ispat ederek gecikme tazminatı ödemekten kurtulabilirken, aynı imkân temerrüt faizi için söz konusu değildir. Borçlu temerrüde düşmede kusuru bulunmasa da, para borcu için temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Alacaklının temerrüt faizi istemesi için bir zararı bulunduğunu ispat etmesi de gerekmez. Zira temerrüt faizi alacaklının kanunen var farzedilen zararını tazmin için kabul edilen bir usuldür
Show hint
Correct! Wrong!

Borçlar kanunu para borçlarında temerrütte, gecikme tazminatını karşılamak ve tazminatın alt sınırını teşkil etmek üzere temerrüt faizi ödenmesi gerekeceğini kabul etmiştir, (TBK m.120). Şayet zarar temerrüt faizinden fazla ise, alacaklı, aşan kısmın tazmin edilmesini (munzam zarar) de istemek hakkına haizdir (TBK m. 122). Diğer borçlarda borçlu temerrüde düşmede kusurlu bulunmadığını ispat ederek gecikme tazminatı ödemekten kurtulabilirken, aynı imkân temerrüt faizi için söz konusu değildir. Borçlu temerrüde düşmede kusuru bulunmasa da, para borcu için temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Alacaklının temerrüt faizi istemesi için bir zararı bulunduğunu ispat etmesi de gerekmez. Zira temerrüt faizi alacaklının kanunen var farzedilen zararını tazmin için kabul edilen bir usuldür

28. Borçlu temerrüdünde alacaklının aynen ifa ve gecikme tazminatı talep etme hakları dışındaki diğer seçimlik haklarını kullanması için ek süre vermesine gerek olmayan halleri açıklayınız.

Aşağıdaki hallerde alacaklının ek süre vermesine gerek yoktur; Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin bir fayda sağlamayacağı anlaşılıyorsa (TBK m. 125/b.1) Borçlunun temerrüde düşmesi sonucunda borçlunun yerine getireceği edim alacaklı açısından artık bir yarar sağlamayacaksa (TBK m. 125/b.2) Sözleşmeden, tarafların edimin tam olarak belirli bir zamanda veya belirli bir zamana kadar yerine getirilmesini arzu ettikleri, aksi takdirde ifanın artık kabul edilmeyeceği hususunda mutabık kaldıkları anlaşılıyorsa, yani kesin bir vade varsa, o takdirde mehil vermek gerekmez (TBK m. 125/b. 3). Sadece belirli bir vadenin öngörülmüş olması mehil şartını ortadan kaldırmaz.
Show hint
Correct! Wrong!

Aşağıdaki hallerde alacaklının ek süre vermesine gerek yoktur; Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin bir fayda sağlamayacağı anlaşılıyorsa (TBK m. 125/b.1) Borçlunun temerrüde düşmesi sonucunda borçlunun yerine getireceği edim alacaklı açısından artık bir yarar sağlamayacaksa (TBK m. 125/b.2) Sözleşmeden, tarafların edimin tam olarak belirli bir zamanda veya belirli bir zamana kadar yerine getirilmesini arzu ettikleri, aksi takdirde ifanın artık kabul edilmeyeceği hususunda mutabık kaldıkları anlaşılıyorsa, yani kesin bir vade varsa, o takdirde mehil vermek gerekmez (TBK m. 125/b. 3). Sadece belirli bir vadenin öngörülmüş olması mehil şartını ortadan kaldırmaz.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır!