Okul Öncesi Dönemde Duyu Eğitimi 2022-23 Vize Deneme Sınavı

Cevap : E) 5 ay
NOT: Bebeklerin doğum öncesinden başlayan oldukça gelişmiş işitme duyuları olduğunu, 26 haftadan itibaren seslere tepkiler verebildiklerini gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Bazı sesler bebeklerin daha çok ilgisini çekmektedir, özellikle yumuşak, melodik seslerle kadın seslerini daha çok tercih etmektedirler. Yaklaşık beş ay civarında bebekler sesin yönünü belirleyebilmekte, sesin kaynağını bulabilmekte ve ses tonlarını ayırdedebilmektedirler.

Cevap : D) Hareket Duyusu (Proprioseptif Duyu)

Cevap : B) Görme

Cevap : B) Çocuğun görünümü
NOT: Çocuğun gelişimini etkileyen faktörler arasında çocuğun kişilik özelliği, çevresi ve toplum bulunmaktadır.

Cevap : B) Düşük algılama
NOT: Düşük algıya sahip kişilerin yüksek algı eşiğine sahip olan kişilerden farklıdırlar, eğer bu kişiler uygun
destek alamazlarsa başkalarının farkettiklerini farketmekte başarısız olabilirler. Kendilerini yeni durum ve
uyaranlara göre düzenlemede etkin olamadıklarından sıklıkla edindikleri bilgileri unutabilirler ve ek bilgi
almak için de çaba göstermeyebilirler. Aile ve eğitimcilerin böyle çocukların dikkatini çekmek için
konuşurken onlarla fiziksel ve görsel temas kurmaları gerekmektedir. Bu çocuklar diğer çocuklar çeşitli
durum ya da olaylara duygularıyla tepki gösterirken çevrelerine tepkisiz kalabilirler.

Cevap : C) 4 ay
NOT: Araştırmalar, yenidoğan bir bebeğin kendi yüzünden 18-40 santimetre uzakta bulunan nesneleri net şekilde görebildiğini göstermektedir. Yaklaşık dört ay civarında da artık renkleri ayırt edebildikleri görülmektedir. Görme duyusunun keskinleşmesi bebeğin yaşı ilerledikçe artmaya ve görsel algısı ve belleği de gelişmeye hızla devam eder.

Cevap : A) Duyular
NOT: Yenidoğan bir bebeğin çevreyi tanıması için kullandığı en temel araç duyularıdır. Bebekler duyuları yoluyla çevreyi tanımaya, farklılıkları ayırt etmeye, benzerlikleri bulmaya ve nesneler arası ilişkileri anlamaya
çalışır. Bebek ve çocukların duyuları yoluyla elde ettiği bilgiler onları yaşama hazırlar.

Cevap : C) Nesneleri elle tutma
NOT: Dokunma duyusu; aktif ve pasif dokunma olarak ikiye ayrılmaktadır. Nesneleri elle tutmayı içeren aktif, dil ile nesnelere dokunmak, hissetmek ve hareket ettirmek ise pasif dokunmadır.

Cevap : D) Duyu işlemleme
NOT: Duyuların kullanımına ilişkin bir diğer beceri de duyu işlemleme becerisidir. Bu işlemleme sürecinde
duyularımızla algıladıklarımız beynimizde somut ve anlamlı hale gelmektedir. Duyu işlemleme becerisi
çocukların günlük yaşamlarında daha başarılı ve tatminkar deneyimler yaşamasını destekleyen müdahaleler
planlayabilmeyi sağlar.

Cevap : A) İşitme

Cevap : D) 6 yaş

Cevap : B) 9 yaş
NOT: Dokuz yaş civarında beyinde nöral budama başlar yani nöron sayısı düşme eğilimine geçer, bu yaşlarda çocuklar öğrenmeye büyük heves duyarlar ve de kolayca öğrenirler. Bu nedenle bu yaşlara kadar olan yıllar yaşamın fırsat pencereleri olarak görülen kritik yılları olarak adlandırılır.

Cevap : D) Sinir sistemi bozuklukları
NOT: Duyusal bütünleme yaşantının sağlıklı ve nitelikli biçimde sürdürülmesi için gereklidir. Duyusal bütünleme süreçlerindeki sorunlar; öğrenmeden motor gelişime, akademik yetenek, dikkat ve davranışa, uykudan yemek yemeye kadar farklı alanlarda sorunlar görülmesine yol açar. Bu sorunların çözümlenmesi için terapötik yaklaşımlar uygulanmaktadır.

Cevap : A) Dokunma

Cevap : D) İlk üç yıl
NOT: Anne karnından 3 yaşa kadar olan süre içinde yaşanılan olumsuzlukların ve travmatik deneyimlerin de çocukların antisosyal davranışlar benimsemelerine neden olabildiğini göstermektedir (Karr-Morse, Wiley, 1997). Bu nedenle özellikle ilk üç yıl boyunca anne, baba ya da bakıcının bebekle olumlu iletişim ve etkileşim içine girmesi, onunla çeşitli oyunlar oynaması ve yeni şeyler keşfetmesine fırsat vermesi hem zihinsel hem de
kişilik yapısı olarak sağlıklı ve yaşamda başarılı bireyler yetişmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Cevap : A) Duyusal entegrasyon

Cevap : E) Çocuğun kendiliğinden büyüyebilmesi için özgürlük tanınması

Cevap : D) Duyuların kategorizasyonun yapılması
NOT: Duyu bütünlemede üç basamak bulunmaktadır. İlk basamakta tipik duyusal işlemleme becerilerinin gelişimi ve tanımı yer almaktadır. İkinci basamak duyusal işlemleme bozukluklarının tanımlanması, üçüncü basamakta ise müdahale programlarının oluşturulması yer almaktadır.

Cevap : C) Sezgi

Cevap : C) Refleksif tepki
NOT: Yaşamın ilk aylarında bebek çevreye uyum sağlamak ve yaşamını sürdürmek gibi temel amaçlarla refleksif tepkiler göstermektedir. Bebeklerin ortaya koydukları refleksif tepkiler zamanla yerini amaçlı hareketlere bırakmaktadır.

Cevap : B) Dokunma Duyusu

Cevap : B) Ağzıyla ses çıkarma
NOT: Dokunma alanına yönelik duyusal göstergeler:
-Isı değişimini algılama (sıcak-soğuk ortama tepki verme)
-Farklı dokudaki yüzeyleri algılama/fark etme
-Altı kirlendiğinde rahatsız olma,
-Su ve/veya kum vb. materyallere ilgi gösterme
-Diş fırçalamaya ilgi gösterme (Dokunma-tatma)

Cevap : D) Gözlem yapması
NOT: Çocuklarda ön plana çıkan duyusal özelliklerin belirlenmesinde gözlem yapılması etkilidir. Bu şekilde
çocukların hoşlandıklarını, kaçındıklarını ve ne şekilde daha kolay öğrenebileceklerini de belirleyebilmek
olanaklı hale gelir. Bu durum öğrenme stillerinin belirlenmesinde de eğitimcilere ipucu oluşturabilir. Örneğin
dokunarak öğrenen çocuklar her şeye dokunmak ve çevrelerindeki nesneleri el temasıyla anlamaya
çalışmaktan hoşlanırlar. İşitsel öğrenenler ağızlarıyla ses çıkarmak, ses taklitleri yapmaktan hoşlanırlar ve
nesnelerin sesleriyle ilgilenirler. Bu çocuklar için sözel uyaranlar verilebilir, nesnelerin özellikleri tanımlanabilir.

Cevap : B) Duyu bütünleme

Cevap : A) Algısal gelişim
NOT: Algısal gelişim, zihinsel gelişimin en önemli sürecidir. Bu nedenle duyusal gelişim de zihinsel gelişimle aynı platformda incelenmektedir. Çocukların öğrenme süreçlerinde çoklu duyunun kullanımıyla basitten karmaşığa ve somuttan soyuta doğru giden bir bilişsel süreç gerçekleşmektedir.

Cevap : C) Dengenin sağlanması

Cevap : C) Duyusal kaçınma
NOT: Duyusal bütünleme çalışmaları Dunn’ın ortaya attığı dört duyusal örüntüyü ortaya koymaktadır. Bunlar; düşük algılama, duyusal arayış, duyusal kaçınma, duyusal duyarlılık olarak adlandırılmaktadır.

Cevap : C) Görme Duyusu
NOT: Çocukların deneyimler yoluyla öğrenmelerinin sağlamak için tüm duyularını kullanarak çeşitli nesneler, varlıklar ve olaylar arasındaki ilişki ve bağlantıları görebilmeleri gerekmektedir. Bu durum da ağırlıklı olarak gözlem yoluyla gerçekleşmekte, ancak görme duyusu dışında da neredeyse tüm duyu organlarının kullanıldığı bir süreç ile gerçekleşmektedir. Öğrendiklerimizin; yüzde 83’ü görme, yüzde 11’i işitme, üzde 3,5’i koklama, Yüzde 1,5’i dokunma, yüzde 1’i ise tatma duyuları aracılığıyla edindiğimiz yaşantı ve deneyimler sonucu oluşmaktadır.