İLT103U Halkla İlişkiler ve İletişim Vize Deneme Sınavı -2

Cevap : d. İmaj

İletişim Sürecinin Unsurları ve Halkla İlişkiler

İletişim süreci, göndericiden alıcıya bilgi aktarımını içerir. Bu süreçte ‘birim’, ‘ilişkili olma’, ‘mesaj’ ve ‘geribildirim’ gibi unsurlar temel rol oynar. İmaj, doğrudan süreci etkileyen bir unsur olmaktan ziyade, halkla ilişkilerin yürüttüğü stratejik iletişimin sonucudur. Halkla ilişkiler, kurumların veya kişilerin imajını şekillendirmede kritik bir rol oynar.

Cevap : e. Etkileşim

Halkla İlişkiler Sürecinin İşlevleri

Araştırma, planlama, uygulama ve değerlendirme, halkla ilişkiler sürecinin temel işlevleridir. ‘Etkileşim’ bu sürecin bir parçası olsa da, ana işlev olarak tanımlanmaz.

Cevap : e. Halo etkisi

Bu soruda bahsedilen kavram, “Halo etkisi”dir. Halo etkisi, bir kişinin belirli bir özelliği (örneğin, fiziksel çekicilik) nedeniyle, o kişinin diğer niteliklerinin de pozitif olarak algılanmasına yol açan bir algısal önyargıdır. Bu durumda, fiziksel olarak çekici kişilerin diğer olumlu niteliklere sahip oldukları yönünde bir varsayım yapılır, bu da doğru olmasa bile bu kişilere yönelik genel bir olumlu izlenim yaratır. Bu nedenle doğru cevap “e. Halo etkisi”dir.

Cevap : e. Roller belirsizdir

Bu soru, kişilerarası iletişimin özelliklerini anlamakla ilgili. Kişilerarası iletişim, genellikle iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşen, anlam taşıyan ve süreç odaklı bir iletişim türüdür. Seçenekleri inceleyerek doğru cevabı bulmaya çalışalım:

a. İki yönlüdür:

Kişilerarası iletişim, genellikle karşılıklı, yani iki yönlüdür. Bu, iletişimin doğasında var olan bir özelliktir.

b. Anlamlıdır:

İletişim, katılımcılar için anlamlı bilgi alışverişi içerir. Bu da kişilerarası iletişimin bir özelliğidir.

c. Süreci kapsar:

Kişilerarası iletişim bir süreçtir; yani başlangıcı, gelişimi ve sonlandırılması gibi evreleri vardır.

d. Zamana bağlıdır:

Kişilerarası iletişim genellikle zamana bağlıdır, çünkü iletişim süreci belli bir zaman dilimi içinde gerçekleşir.

e. Roller belirsizdir:

Kişilerarası iletişimde genellikle roller (konuşmacı, dinleyici vb.) açık ve belirlidir. Bu seçenek, diğerlerine göre kişilerarası iletişimin doğasıyla daha az uyumlu görünüyor.

Bu analize dayanarak, “e. Roller belirsizdir” seçeneğinin, kişilerarası iletişimin özelliklerinden biri olmadığı sonucuna varabiliriz. Bu nedenle doğru cevap “e” olmalıdır

Cevap : c. Ego

Bu soru, psikoloji ve özellikle kişilik teorileriyle ilgili temel bir kavramı sorguluyor. Seçenekler, Sigmund Freud’un psikoanalitik teorisinden terimler içeriyor. Freud, insan psikolojisini üç ana yapıya ayırmıştır: İd, ego ve süperego.

İd (Seçenek a), temel dürtülerimiz ve arzularımızı temsil eder. Bu yapı, doğuştan gelir ve haz ilkesine dayanır.

Süperego (Seçenek b), toplumun ve ebeveynlerin kurallarını ve değerlerini içselleştirdiğimiz yapıdır. Vicdan ve ideallerimizi temsil eder.

Ego (Seçenek c), gerçeklik ilkesine dayanır ve id ile süperego arasında denge kurmaya çalışır. Ego, bir bireyin kendi hakkında bilinçli bir farkındalık ve kendini değerlendirme yeteneğini temsil eder. Bu nedenle, sorunun cevabı ego’dur.

Kişilik (Seçenek d) genel olarak bir bireyin düşünce, duygu ve davranışlarının toplamıdır.

Haz ilkesi (Seçenek e), id’in temel işleyişini açıklar ve anlık tatmin arayışını ifade eder.

Bu bağlamda, “bir kimsenin kendisi hakkında bilinçli bir farkında olma halini dile getiren özellik” olarak en uygun terim c. Ego’dur.

Cevap : d. Benliği koruma işlevi

Cevap : a. Uyma

Sorunuzda bahsedilen kavram “uyum” olarak tanımlanabilir. Uyum, bir kişinin davranışlarını veya inançlarını, doğrudan bir talep veya baskı olmaksızın, çevresindeki diğer insanların normlarına veya beklentilerine göre değiştirmesi sürecidir. Bu, sosyal etkileşimlerde sıkça görülen bir durumdur ve bireylerin grup içinde uyum sağlamak, çatışmaları azaltmak veya sosyal kabul görmek için kendi davranışlarını veya inançlarını ayarladıkları anlamına gelir.

İletişim sürecinde, uyum genellikle anlaşım ve uzlaşmanın bir parçası olarak görülür. İnsanlar, etkili iletişim kurarken ve ortak bir zemin bulmaya çalışırken, kendi görüşlerini ve davranışlarını diğerlerininkine uyacak şekilde ayarlayabilirler. Bu, özellikle halkla ilişkiler ve iletişim alanlarında önemli bir beceridir, çünkü bu alanlar, farklı bakış açılarını ve ihtiyaçları anlamak ve bu doğrultuda uyum sağlamak üzerine kuruludur.

Cevap : d. Bizim için özel olan kimseleri kapsar.

Bu soru, kişilerarası iletişim ve mahrem mesafe kavramlarıyla ilgili bir test sorusu gibi görünüyor. “Mahrem mesafe”, sosyal psikoloji ve iletişim alanında, bireyin çevresindeki diğer insanlarla kurduğu fiziksel ve duygusal mesafeyi ifade eder. Bu mesafe, insanların birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını ve hangi durumlarda rahat hissettiklerini belirler.

Bu bağlamda, mahrem mesafenin özelliklerine bakıldığında:

a. Herkese açıktır:

Bu seçenek mahrem mesafeyi açıklamaz, çünkü mahrem mesafe genellikle daha kişisel ve sınırlı etkileşimleri ifade eder.

b. Genel alanı kapsar:

Mahrem mesafe genellikle kişisel ve daha dar bir alana işaret eder, genel alan değil.

c. Sınıf arkadaşlarını kapsar:

Bu da geniş bir grup olabilir ve mutlaka mahrem mesafeyi yansıtmayabilir.

d. Bizim için özel olan kimseleri kapsar:

Bu seçenek, mahrem mesafenin genellikle en yakın ilişkilerimizde, özel ve kişisel bağlantılarımızda oluştuğunu ve bu kişilerle aramızdaki özel bağları ifade ettiğini doğru bir şekilde yansıtır.

e. Yasak olanları kapsar:

Bu, mahrem mesafenin tanımıyla doğrudan ilgili değildir.
Bu nedenle, doğru cevap “d. Bizim için özel olan kimseleri kapsar” olmalıdır. Bu seçenek, mahrem mesafenin kişisel ve özel ilişkilerle ilişkili olduğunu ve genellikle bu tür ilişkilerdeki insanlar arasındaki etkileşimleri ifade ettiğini en iyi şekilde açıklar

Cevap : b. Sözsüz

Beden dili, genellikle sözsüz iletişimin bir parçası olarak ele alınır. Bu, kelimelerle ifade edilmeyen, ancak bedensel hareketler, mimikler, duruş ve jestler aracılığıyla iletişim kurulduğu anlamına gelir. Bu bağlamda, doğru cevap b. Sözsüz olacaktır.

Cevap : c. Kişilerarası iletişim

Kişilerarası iletişim, iki ya da daha fazla kişi arasında gerçekleşen yüz yüze iletişim türüdür ve bu iletişimde hem kaynak hem de hedef insanlardır. Bu tür iletişim, duygusal, entelektüel ve sosyal düzeylerde olabilir ve genellikle doğrudan, kişisel ve etkileşimlidir.

Cevap : c. Tutumlar

Bu soruda, “bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu ya da olaya karşı deneyim, bilgi, duygu ve motivasyonuna dayanarak örgütlediği zihinsel, duygusal ve davranışsal tepki ve eğilimlere” ne ad verildiği soruluyor. Seçenekler arasında “Güdülenme”, “Motivasyon”, “Tutumlar”, “Anlaşım” ve “Uzlaşma” yer alıyor.

Bu tanım en çok “c. Tutumlar” seçeneğiyle örtüşüyor. Tutumlar, bireyin bir nesne, kişi, grup, olay veya fikre karşı olumlu veya olumsuz yönde sahip olduğu öğrenilmiş eğilimlerdir. Bir bireyin tutumları, onun deneyimleri, bilgisi, duyguları ve motivasyonuna dayanarak şekillenir ve bu tutumlar onun ilgili konuya karşı zihinsel, duygusal ve davranışsal tepkilerini etkiler. Bu nedenle doğru cevap “c. Tutumlar” olarak görünmektedir

Cevap : a. Benlik kavramı

Bu soru, halkla ilişkiler ve iletişim konusunda bir dersin parçası gibi görünüyor. Soru, “Kişisel İlişkiler ve Davranış Geliştirme Süreci” başlıklı üçüncü üniteye ait ve bir kişinin kendi özünü nasıl algıladığıyla ilgili.

Seçenekleri incelediğimizde:

a. Benlik kavramı:

Bu terim, bir bireyin kendini nasıl gördüğü ve kendisi hakkında nasıl düşündüğü ile ilgilidir. Genellikle kişinin kendine dair inançları, değerleri ve özellikleri içerir.

b. Benlik saygısı:

Bu, bir kişinin kendine duyduğu saygının derecesini ifade eder ve genellikle kişinin kendini ne kadar değerli bulduğu ile ilgilidir.
c. Benlik yönelimi: Bu terim genellikle bir kişinin dış dünyaya ve diğer insanlara olan tutumunu ve yaklaşımını ifade eder.

d. Benlik krizi:

Kişinin kim olduğu ve hayatta ne istediği konusunda yaşadığı belirsizlik ve karışıklık durumunu tanımlar.

e. Benlik yitimi:

Bu, genellikle kişisel kimliğin kaybı veya zayıflaması durumunu ifade eder, özellikle de baskın bir grubun veya kültürün etkisi altında.
Bu bağlamda, sorunun doğru cevabı “a. Benlik kavramı” olacaktır, çünkü bu terim, bir kişinin kendi özünü nasıl algıladığıyla doğrudan ilişkilidir

Cevap : e. Kod

Kodlama ve İşaret Sistemleri

Mesajın işaret haline dönüşmesinde ‘kod’ kullanılır. Kod, simgelerin ve kuralların bir araya gelmesiyle oluşur. Halkla ilişkilerde kodlama, mesajın hedef kitlenin anlayacağı şekilde dönüştürülmesini ifade eder.

Cevap : d. Yüceltme

Soruda, ilkel nitelikteki eğilim ve isteklerin doğal amacından saparak toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülme süreci sorulmaktadır.

Seçeneklerden bu süreci en iyi açıklayan terim, “d. Yüceltme” olarak görünmektedir. Psikolojide yüceltme, bireyin kabul edilebilir, olumlu veya toplumsal olarak değerli bir faaliyet veya düşünceye dönüştürdüğü kabul edilmeyen veya toplumsal olarak kabul görmeyen dürtü ve isteklerini ifade eder. Yüceltme, Freud’un savunma mekanizmaları teorisinde yer alan bir kavramdır ve bireyin olumsuz veya kabul edilemez dürtülerini, toplum tarafından kabul edilen yüksek değerlerle uyumlu hale getirme sürecini tanımlar.

Cevap : d. Özsaygı

Bu soru, kişisel ilişkiler ve davranış geliştirme süreci ile ilgili önemli bir konsepti ele alıyor:

Kişinin kendini değerlendirme sonucu ulaştığı “kendini beğenme durumu”. Burada verilen şıklar arasında, bu durumu en iyi açıklayan terim şunlardan biridir:

Egoizm:

Genellikle bireyin sadece kendi çıkarını düşündüğü, başkalarını göz ardı etme eğilimi olarak tanımlanır.

Narsizm:

Kişinin kendi önemini abartması, aşırı kendini beğenme ve başkalarına olan ihtiyacın azalması ile karakterize edilir.

Güven:

Kendine güven, bireyin yeteneklerine ve başarılarına olan inancını ifade eder.

Özsaygı:

Kişinin kendine olan saygısı ve kendini nasıl değerlendirdiğidir.

Beğenilme:

Başkaları tarafından kabul edilme ve takdir edilme arzusunu ifade eder.
Bu bağlamda, kişinin kendini değerlendirme sonucunda ulaştığı kendini beğenme durumu en iyi “özsaygı” (d. Özsaygı) ile ilişkilendirilebilir. Özsaygı, bireyin kendi değerini ve önemini anlama ve kabul etme sürecidir ve sağlıklı bir kişilik gelişiminin temel taşlarından biridir. Bu nedenle, doğru cevap “d. Özsaygı” olacaktır.

Cevap : e. Önyargıları kaldırma işlevi

Soru, tutumların işlevleriyle ilgili ve hangi seçeneğin bu işlevlerden biri olmadığını soruyor.

Tutumlar genellikle bireyin çevresine, olaylara veya fikirlere karşı belirli bir pozitif ya da negatif yönelimini ifade eder. Bu işlevler, tutumların bireyler için ne gibi roller oynadığını açıklar. Şıkları inceleyecek olursak:

Anlama ve bilgi işlevi:

Tutumlar, bireyin çevresini anlamasına ve bilgiyi işlemesine yardımcı olur.

Gereksinimlerin karşılanması işlevi:

Tutumlar, kişisel ve sosyal gereksinimleri karşılama yolu olarak işlev görebilir.

Benliği koruma işlevi:

Tutumlar, bireyin benlik saygısını ve kimliğini korumasına yardımcı olur.

İçsel değerlerin ifade edilme işlevi:

Tutumlar, kişinin içsel değerlerini ve inançlarını ifade etmesine olanak tanır.

Önyargıları kaldırma işlevi:

Bu seçenek, tutumların genellikle ifade ettiği işlevlerden biri değildir. Çünkü tutumlar genellikle var olan önyargıları pekiştirebilir, fakat doğrudan önyargıları kaldırmak için kullanılmazlar.

Bu durumda, “e. Önyargıları kaldırma işlevi” seçeneğinin tutumların işlevlerinden biri olmadığı söylenebilir. Bu, test sorusunun doğru cevabı olmalıdır

Cevap : b. Çalıştığı kurum

Bu soru, halkla ilişkiler ve iletişim süreçlerinde önemli bir unsuru belirlemeyi amaçlamaktadır. Doğru cevabı belirlemek için, halkla ilişkilerin temel prensiplerini ve iletişim süreçlerinin nasıl işlediğini anlamak önemlidir.

Halkla ilişkiler, genellikle bir kurumun veya organizasyonun hedef kitleleriyle ilişkilerini yönetme ve bu ilişkileri olumlu bir şekilde geliştirme pratiğidir. Bu süreçte dikkate alınması gereken en önemli unsurlar şunlar olabilir:

Bireyin Kendisi (a):

Bireysel farkındalık ve kişisel tutumlar, halkla ilişkilerde önemli bir rol oynayabilir.

Çalıştığı Kurum (b):

Halkla ilişkiler profesyonelleri genellikle belirli bir kurum veya organizasyon adına hareket eder ve bu kurumların değerleri, misyonları ve hedefleri iletişim stratejilerini şekillendirir.

Yakın Arkadaşları (c):

Kişisel ağlar ve ilişkiler, bazı durumlarda halkla ilişkilerde etkili olabilir, ancak genellikle bu daha az resmi ve daha az stratejik bir yaklaşımdır.

Yaşadığı Toplum (d):

Toplumun değerleri, inançları ve beklentileri, halkla ilişkiler stratejilerinin temelini oluşturur.

Akrabaları (e):

Akrabalar, halkla ilişkiler sürecinde genellikle önemli bir faktör değildir, aksi belirtilmedikçe.
Bu bağlamda, halkla ilişkiler sürecinde en duyarlı olunması gereken unsur, genellikle b. Çalıştığı Kurum olacaktır. Çünkü halkla ilişkiler profesyonelleri, çalıştıkları kurumun hedeflerini, değerlerini ve imajını temsil eder ve bu kurumlarla halk arasındaki ilişkiyi yönetirler. Ancak, bu sorunun bağlamına ve dersin özel içeriğine bağlı olarak farklı bir cevap da doğru olabilir.

Cevap : c. Ayrıştırmak

İletişimin Temel Amaçları

İletişimin temel amaçları var olmak, bilgi edinmek, paylaşmak ve etkilemektir. ‘Ayrıştırmak’, bu amaçlar arasında yer almaz. Halkla ilişkiler, bu amaçları gözeterek stratejilerini oluşturur ve hedef kitleleriyle etkileşim kurar.

Cevap : c. İletişim ortamı

İletişim Ortamı

İletişim ortamı, iletişim sürecinin gerçekleştiği fiziksel veya sanal alanı ifade eder. Halkla ilişkiler stratejileri, seçilen iletişim ortamına göre şekillenir.

Cevap : e. Kişiselleştirme

Soru, kişilerarası iletişimde bireylerin çevrelerindeki olayları nasıl algıladıkları ve bu algıların kendi benlik algılarına nasıl yansıdığı ile ilgili. Burada sorulan durum, genellikle kişinin etrafında olup biten her şeyi kendisiyle doğrudan ilişkilendirme eğilimi olarak açıklanabilir. Bu, bireyin çevresindeki olayları veya diğer insanların davranışlarını sürekli olarak kendi üzerine alması ve bunları kişisel olarak yorumlaması anlamına gelir.

Verilen şıklar arasında bu durumu en iyi açıklayan terim “e. Kişiselleştirme” şıkkıdır. Kişiselleştirme, bireyin çevresindeki olayları veya başkalarının davranışlarını sürekli olarak kendi üzerine alarak değerlendirmesi ve bunu kendi kişiliğiyle ilişkilendirme eğilimidir. Bu, genellikle bireyin etrafındaki olayları ve insanların davranışlarını kendi benlik algısıyla ilişkilendirdiği bir iletişim biçimidir. Bu yüzden doğru cevap “e. Kişiselleştirme” olmalıdır