İLT103U Halkla İlişkiler ve İletişim Vize Deneme Sınavı -3

Cevap : a. Bilişsel

Cevap : c. 3

Bilişsel Boyut:

Bu, bireylerin belirli bir nesne, olay ya da kişi hakkında sahip oldukları fikirleri ve inançları ifade eder. İnsanlar, çeşitli kaynaklardan edindikleri bilgileri kendi bilişsel yapısı doğrultusunda değerlendirir ve bir inanç sistemine ulaşır.

Duygusal Boyut:

Bir nesne veya kişiye karşı bireyin duygusal tepkilerini içerir. Bu duygular, kişinin o nesne veya kişiye yönelik hoşnutluk, sevgi, nefret gibi duygusal yargılarını ve tutumlarını belirler.

Davranışsal Boyut:

Kişinin inanç ve duygularının sonucunda oluşan nesne veya kişilere karşı gösterdiği davranış eğilimini temsil eder. Bu, bireyin bir nesne veya kişi hakkında olumlu veya olumsuz tepkiler gösterme eğilimini ifade eder.

Cevap : d. Çatışma

Bu soruya yanıt verirken, kişilerarası iletişimde genellikle hangi duyguların veya ilişkisel durumların vurgulandığını düşünmek önemlidir. Dikkatli bir dokunuş genellikle pozitif duyguları ve ilişki kalitesini yansıtır. Bu bağlamda, seçeneklerden “d. Çatışma” dikkatli bir dokunuşun ifade etmediği bir durum olabilir. Çünkü çatışma, genellikle olumsuz bir ilişkisel durumu ve anlaşmazlığı ifade eder, bu da dikkatli bir dokunuşla genellikle ilişkilendirilmez. Diğer seçenekler (sıcaklık, samimiyet, güven, sevgi) ise genellikle dikkatli bir dokunuşla ilişkilendirilen pozitif duygusal durumları ve ilişkisel özellikleri temsil eder.

Cevap : e. Kod

Kodlama ve İşaret Sistemleri

Mesajın işaret haline dönüşmesinde ‘kod’ kullanılır. Kod, simgelerin ve kuralların bir araya gelmesiyle oluşur. Halkla ilişkilerde kodlama, mesajın hedef kitlenin anlayacağı şekilde dönüştürülmesini ifade eder.

Cevap : a. Diyalog

Bu soru, kişilerarası iletişim ile ilgili temel bir konsepti test ediyor. “Karşılıklı mesaj alışverişi” tanımı en iyi şekilde şu seçeneklerden biriyle açıklanabilir:

a. Diyalog:

Bu terim, genellikle iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşen karşılıklı konuşmayı ifade eder. Kişilerarası iletişim bağlamında, diyalog, mesajların karşılıklı olarak alınıp verildiği bir iletişim şeklidir.

b. Monolog:

Bu, genellikle bir kişinin konuştuğu ve diğerlerinin dinlediği bir konuşma şeklidir. Karşılıklı mesaj alışverişi olmadığı için bu durum kişilerarası iletişim tanımına uymaz.

c. Bilgi akışı:

Bu terim genellikle bilginin bir kaynaktan diğerine aktarılmasını ifade eder, ancak karşılıklı olma zorunluluğu yoktur.

d. Konuşma:

Bu, genel bir terim olup hem diyalog hem de monologu içerebilir. Ancak spesifik olarak karşılıklı mesaj alışverişini tanımlamaz.

e. Nutuk:

Bu, genellikle bir kişinin büyük bir grup önünde yaptığı uzun ve resmi bir konuşmadır ve karşılıklı iletişimden ziyade tek yönlü bir iletişim şeklidir.
Bu nedenle, “karşılıklı mesaj alışverişi” için en uygun terim a. Diyalog’dur

Cevap : c. İletişim ortamı

İletişim Ortamı

İletişim ortamı, iletişim sürecinin gerçekleştiği fiziksel veya sanal alanı ifade eder. Halkla ilişkiler stratejileri, seçilen iletişim ortamına göre şekillenir.

Cevap : d. İmaj

İletişim Sürecinin Unsurları ve Halkla İlişkiler

İletişim süreci, göndericiden alıcıya bilgi aktarımını içerir. Bu süreçte ‘birim’, ‘ilişkili olma’, ‘mesaj’ ve ‘geribildirim’ gibi unsurlar temel rol oynar. İmaj, doğrudan süreci etkileyen bir unsur olmaktan ziyade, halkla ilişkilerin yürüttüğü stratejik iletişimin sonucudur. Halkla ilişkiler, kurumların veya kişilerin imajını şekillendirmede kritik bir rol oynar.

Cevap : e. Önyargı

Etkili iletişim genellikle açık, anlaşılır, uyumlu ve empati içeren bir süreç olarak tanımlanır. Bu süreç, katılımcıların birbirlerinin görüşlerini anlamalarını ve bu görüşlere saygı duymalarını gerektirir. Bu bağlamda, “önyargı” (e seçeneği), etkili iletişimin diğer özellikleriyle uyumlu olmayan bir terimdir. Önyargı, genellikle kişilerarası iletişimi olumsuz etkileyen, yanlış anlamalara ve yanılgılara yol açan bir durumdur. Bu nedenle, sorunun cevabı “e. Önyargı” olmalıdır.

Cevap : c. Ayrıştırmak

İletişimin Temel Amaçları

İletişimin temel amaçları var olmak, bilgi edinmek, paylaşmak ve etkilemektir. ‘Ayrıştırmak’, bu amaçlar arasında yer almaz. Halkla ilişkiler, bu amaçları gözeterek stratejilerini oluşturur ve hedef kitleleriyle etkileşim kurar.

Cevap : a. Aile içi iletişim

Bu seçim, aile içerisinde disiplinin otoriter bir yaptırım öğesi olarak değil, bireyin yerine ve zamanına uygun davranışlarda bulunma becerisi olarak anlaşılması gerektiğini vurguluyor. Aile içi iletişimde disiplin, otorite dayatması olarak değil, kişisel sorumluluk ve uygun davranış kalıplarını benimseme açısından önemli bir rol oynar. Bu bağlamda, seçilen cevap, alıntının bağlamı ve içeriğiyle uyumlu görünüyor

Cevap : b. 2

Kişilerarası iletişim, bireyler arasındaki etkileşimi ifade eder ve mesajların iletiminde çeşitli yöntemler kullanılır. Bu mesajlar genellikle iki ana kategoriye ayrılır:

Sözlü İletişim:

Doğrudan sözcükler kullanılarak yapılan iletişimdir. Bu, yüz yüze konuşmalar, telefon görüşmeleri, toplantılar ve diğer doğrudan iletişim formlarını içerir.

Sözsüz İletişim:

Sözcükler dışında, beden dili, mimikler, jestler, göz teması gibi unsurlarla yapılan iletişimdir. Sözsüz iletişim, sözlü mesajları destekler ve bazen bağımsız olarak da anlam taşır.

Bazı durumlarda, bu iki ana kategori dışında, yazılı iletişim ve görsel-uzamsal iletişim gibi diğer iletişim türleri de kişilerarası iletişimde rol oynayabilir. Ancak, genel olarak kişilerarası iletişimde en çok vurgulanan ve üzerinde durulan bu iki temel çeşittir. Bu çeşitler, iletişimin etkinliğini ve anlaşılabilirliğini belirlemede kritik rol oynar.

Cevap : b. Savunma mekanizmaları

Bu soruda, kişisel ilişkilerde benliği korumaya yönelik çabaların ne adlandırıldığı sorulmaktadır. Doğru cevap “b. Savunma mekanizmaları”dır.

Savunma mekanizmaları, bireyin zihinsel sağlığını korumak ve psikolojik stresle başa çıkmak için bilinçaltında kullandığı stratejilerdir. Bu mekanizmalar genellikle, kişinin kendini tehdit edici, aşağılayıcı veya travmatik hissetmesine neden olabilecek durumlarla başa çıkmak için bilinçdışı olarak uygulanır. Savunma mekanizmaları, Sigmund Freud’un psikanaliz teorisinde önemli bir yer tutar ve genellikle kişinin içsel çatışmaları ve kaygıları hafifletmek için kullandığı yöntemler olarak tanımlanır.

Cevap : d. Benimseme

Bu soruya yanıt verirken, iletişim sürecinde anlaşım ve uzlaşmanın temel unsurlarını düşünmek önemlidir. Gerçek uyma davranışı, genellikle bir fikri, görüşü veya yaklaşımı içselleştirmek ve onu kendi düşünce yapısı içinde benimsemek anlamına gelir. Bu bağlamda, en uygun seçenek  Benimseme olabilir:

Benimseme

Bir fikri veya görüşü kendi düşünce yapısına dahil etmek ve onu kendi görüşü olarak görmek.

Cevap : a. Geribildirim

Bu soru, halkla ilişkiler ve iletişim konusunda bir öğrenme materyalinden alınmış gibi görünüyor. Soru, hataları, yanlışları ve eksiklikleri giderme imkanı sağlayan bir kavramı sormaktadır. Seçenekler arasında en uygun cevap “a. Geribildirim”dir.

Geribildirim, bir kişi veya bir grup tarafından verilen bir iş, performans veya davranış hakkında bilgi sağlar. Bu bilgi, yapılan işin nasıl algılandığını ve nasıl iyileştirilebileceğini belirtir. Geribildim, hataların, yanlışların ve eksikliklerin fark edilmesini ve bunların düzeltilmesi için gerekli bilgilerin sağlanmasını mümkün kılar. Bu nedenle, hataları ve eksiklikleri giderme sürecinde kritik bir role sahiptir. Diğer seçenekler (düzeltme, kontrol, bilgi akışı, bilgileri paylaşmak) genellikle geribildim sürecinin bir parçasıdır veya bu süreci destekler, ancak doğrudan geribildim kadar etkili değildirler.

Cevap : e. İlgisiz olma durumu

Cevap : c. Basma kalıp yargı

Bu şıklar arasında, “c. Basma kalıp yargı” seçeneği önyargının bir ifadesi olarak en uygun olanıdır. “Basma kalıp yargı”, insanları sınıflandırmak ve onlara genel etiketler yapıştırmak anlamına gelir, bu da önyargının temel bir özelliğidir. Diğer seçenekler, önyargıyla doğrudan ilişkili olmayabilir veya önyargının doğrudan bir ifadesi olarak görülmeyebilir

Cevap : d. Çekicilik

Soru, bir şeye inanma, ondan emin olma ve bunu eyleme dönüştürme sürecinin hangi kavramla ilişkilendirildiğini soruyor. Verilen seçenekler arasında “a. Sevgi, b. Güven, c. Beğeni, d. Çekicilik, e. Hoşlanım” bulunuyor ve doğru cevap “d. Çekicilik” olarak belirtilmiş.

Bu kavram, genellikle bir kişinin veya bir şeyin başka bir kişi üzerinde oluşturduğu ilgi ve alakanın bir sonucu olarak görülür. Çekicilik, kişilerarası ilişkilerde önemli bir rol oynar ve genellikle bireylerin birbirleriyle kurdukları bağların güçlüğünü ve niteliğini etkiler. Bu süreç, halkla ilişkiler ve iletişim alanında özellikle önemli olabilir, çünkü insanlarla etkili bir şekilde iletişim kurmak ve onları bir fikre, ürüne veya hizmete çekmek için çekicilik unsurlarından yararlanılır.

Cevap : d. Sosyal etki

Bu soruda tanımlanan kavram, “bireyin veya bireylerin bilinçli veya bilinçsiz olarak, diğer kişi veya kişilerin herhangi bir konuda duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirme işlemi” olarak ifade ediliyor. Bu tanım, seçenekler içinde en uygun olarak “d. Sosyal etki” ile örtüşüyor. Sosyal etki, bireylerin veya grupların, başkalarının duygularını, düşüncelerini veya davranışlarını etkileme sürecini ifade eder. Bu, hem bilinçli (örneğin ikna yoluyla) hem de bilinçsiz (örneğin sosyal normlar yoluyla) olabilir. Diğer seçenekler ise bu tanımın kapsamını tam olarak karşılamaz:

a. Etkileşim: Karşılıklı veya iki yönlü etkileşim anlamına gelir, ancak mutlaka davranış değişikliği içermez.
b. İletişim: Genel anlamda bilgi, düşünce ve duyguların aktarımını ifade eder, ancak her iletişim davranış değişikliğine yol açmaz.
c. Sosyalleşme: Bir bireyin toplumun normlarına, değerlerine uyum sağlaması sürecidir, doğrudan davranış değişikliği odaklı değildir.
e. Eğitim: Bilgi ve beceri aktarımını amaçlar, sosyal etki bir sonucu olabilir ama eğitimin temel amacı bu değildir.
Bu nedenle doğru cevap “d. Sosyal etki” olacaktır

Cevap : e. Etkileşim

Halkla İlişkiler Sürecinin İşlevleri

Araştırma, planlama, uygulama ve değerlendirme, halkla ilişkiler sürecinin temel işlevleridir. ‘Etkileşim’ bu sürecin bir parçası olsa da, ana işlev olarak tanımlanmaz.

Cevap : c. İdeal benlik

Bu sorunun cevabı, psikolojik ve sosyal teorilere dayanmaktadır. Genellikle, “kişisel ilişkilerde mükemmelliğe ulaşma arzusu” terimi, kişinin kendini nasıl görmek istediğiyle ilgili bir kavramı ifade eder. Bu bağlamda, “c. İdeal benlik” seçeneği en uygun cevap olabilir. İdeal benlik, kişinin ulaşmayı hedeflediği, kendini en iyi şekilde görme durumunu ifade eder. Bu, kişinin kendine yönelik hedefleri, idealleri ve mükemmellik arayışını yansıtır.