auzefRefah Devleti AnaliziSosyal Hizmet

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

#1. Aşağıdakilerden hangisi Esping-Andersen’in refah devleti tasnifinde yer alan modellerden değildir?

Cevap : D) Güney Avrupa refah dönemi

Esping-Andersen’in modelinde “İskandinav refah dönemi” diye ayrı bir kategori yer almaz; bu, genellikle “Sosyal-demokrat refah dönemi” ile aynı anlamda kullanılır. “Güney Avrupa refah dönemi” de Esping-Andersen’in temel modelleri arasında yer almaz, fakat bazı akademik çalışmalarda Güney Avrupa’nın kendine has refah modeli olduğu tartışmaları bulunmaktadır. Ancak bu, Esping-Andersen’in orijinal sınıflandırmasına dahil değildir.
Bu bağlamda, doğru cevap D) Güney Avrupa refah dönemi’dir, çünkü bu, Esping-Andersen’in tanımında yer alan bir model değildir.

#2. Aşağıdakilerden hangisi Bismarck Modeli’nde sistemin finansmanının, yararlananların ödedikleri sigorta pirimleriyle karşılandığı yani yalnızca prim ödeyenin Ivaza hangi durumuna verilen isimdir?

Cevap : C) Karşılıklılık

Bismarck Modeli, özellikle Almanya’da Otto von Bismarck tarafından kurulmuş bir sosyal güvenlik sistemidir. Bu model, çalışanların ve işverenlerin ödediği sigorta primlerine dayanır ve yalnızca prim ödeyenlerin yararlanabileceği bir yapıdadır. Bu sistem, yararlanıcıların ödedikleri primlere doğrudan bağlı olduğundan, aldıkları hizmetler de buna göre şekillenir.
Bu bağlamda, Bismarck Modeli’nde prim ödeyenlerin karşılığını aldıkları bu durum C) Karşılıklılık prensibi ile ifade edilir. Karşılıklılık, katılımcıların yaptıkları ödemelerin karşılığında belirli sosyal güvenlik haklarına sahip olmalarını ifade eder. Bu, katkıya dayalı bir sistem olduğunu ve yararların kişinin kendi katkılarına göre belirlendiğini gösterir.

#3. I. Bireylere, sosyal haklardan yararlanabilmesi ve sosyal refah hizmetleri alabilmesi için çalışma koşulunun getirilmesi esasen Reagan’ın başkanlığı döneminde Amerika Birleşik Devletlerinde uygulamaya konulan bir sosyal yardım yaklaşımını (workfare state) ifade etmektedir. II. Kar gütmeyen kuruluşlar devletin küçülmesini savunan son çeyrek yüzyılın ekonomik ve politik felsefesine uygun bir kurum olması nedeniyle bu felsefenin hakim olduğu devlet tarafından desteklenmekte nitelik ve nicelik itibariyle gittikçe gelişmektedir. III. İskandinav refah devletinin en önemli temsilcisi Kanada olup, bu ülkede aile (sivil toplum) sosyal refah hizmetlerinin karşılanmasında en etkin rolü üstlenmiştir. Yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?

Cevap : C) I ve II

Yukarıda verilen ifadeleri değerlendirelim:
I. Bireylere, sosyal haklardan yararlanabilmesi ve sosyal refah hizmetleri alabilmesi için çalışma koşulunun getirilmesi esasen Reagan’ın başkanlığı döneminde Amerika Birleşik Devletlerinde uygulamaya konulan bir sosyal yardım yaklaşımını (workfare state) ifade etmektedir. – Bu ifade doğrudur. Ronald Reagan’ın başkanlığı döneminde ve onu takip eden dönemlerde, ABD’de “workfare” politikaları uygulanmıştır. Bu politikalar, sosyal yardım alabilmek için çalışma koşullarını öne sürmüştür ve bu yaklaşım, sosyal programlara yeni bir perspektif getirmiştir.
II. Kar gütmeyen kuruluşlar devletin küçülmesini savunan son çeyrek yüzyılın ekonomik ve politik felsefesine uygun bir kurum olması nedeniyle bu felsefenin hakim olduğu devlet tarafından desteklenmekte nitelik ve nicelik itibariyle gittikçe gelişmektedir. – Bu ifade de doğrudur. Neoliberal politikaların yükselişi ile devletin küçültülmesi ve özel sektör ile kar amacı gütmeyen kuruluşların daha fazla rol alması desteklenmiştir. Bu kuruluşlar, sosyal hizmetlerin sağlanmasında devletin yerini alarak, nicelik ve nitelik olarak gelişmeye devam etmişlerdir.
III. İskandinav refah devletinin en önemli temsilcisi Kanada olup, bu ülkede aile (sivil toplum) sosyal refah hizmetlerinin karşılanmasında en etkin rolü üstlenmiştir. – Bu ifade yanlıştır. Kanada, İskandinav modelinin bir temsilcisi değildir. İskandinav refah devleti modeli, özellikle İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkelerle özdeşleşmiştir. Kanada, kendi başına farklı bir refah devleti modeline sahiptir ve genellikle İskandinav modeli ile karıştırılmamalıdır.
Bu durumda, doğru yanıt C) I ve II şeklindedir, çünkü bu iki ifade doğru bilgiler içermektedir, III. ifade ise yanlıştır.

#4. Aşağıdaki düşünce yapısını savunanlardan hangisi kapitalist sistemin bazı önlemlerle (refah politikaları, emeklilik sistemi ve sağlık hizmetleri gibi meşru hale getirilebileceğine dolayısıyla kapitalist sistemin bu yeni haliyle kabul edilebilir olacağına inanmaktadır?

Cevap : A) Sosyal Demokratlar

Kapitalist sistemin, refah politikaları, emeklilik sistemi ve sağlık hizmetleri gibi önlemlerle meşrulaştırılabilir ve kabul edilebilir hale getirilebileceğine inanan düşünce yapısını savunan grup, genellikle A) Sosyal Demokratlardır. Sosyal demokratlar, kapitalizmi temel alan bir ekonomik sistem içinde, geniş kapsamlı sosyal haklar ve kamu hizmetleri sunarak sosyal adaleti sağlamaya çalışır. Bu, ekonomik büyüme ile sosyal refahı bir arada sunmayı hedefleyen bir yaklaşımdır ve kapitalizmin aşırılıklarını yumuşatma amacı taşır.
Bu düşünce yapısı, klasik liberaller, reformcu sosyalistler, yeni sağ ve marksistler tarafından desteklenmez. Klasik liberaller ve yeni sağ, daha çok serbest piyasa ilkelerini ve devlet müdahalesinin minimumda tutulmasını savunurken, marksistler kapitalizmi tamamen reddeder ve sosyalist bir toplum yapısını savunurlar. Reformcu sosyalistler ise kapitalizm yerine sosyalizmi tercih ederler ancak bazı kapitalist ögeleri geçiş dönemi için kabul edebilirler. Ancak, refah devletini kapitalizm içinde bir çözüm olarak görme yaklaşımı en net şekilde sosyal demokratlar tarafından benimsenir.

#5. 1975 sonrasında refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin sebepleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Cevap : D) Vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisindeki azalmalar

1975 sonrasında refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin sebepleri arasında genellikle Keynezyen ekonomi politikalarındaki başarısızlıklar, kamu harcamalarında artışlar, vergi gelirlerinde azalmalar ve sosyal güvenlikteki açıklar gibi faktörler sıralanabilir. Bu sebepler, devletlerin mali durumları üzerinde baskı oluşturarak finansal krizlere yol açabilir.
D) Vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisindeki azalmalar – Bu seçenek, diğerlerinden farklı olarak yanlıştır. Gerçekte, refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin bir sebebi, vatandaşların kamu hizmetlerinden daha yüksek kalite ve daha geniş kapsam beklentilerinin artmasıdır. Bu artan beklentiler, devlet bütçeleri üzerinde ekstra yük oluşturmuş ve mevcut finansal kaynaklarla bu beklentilerin karşılanmasını zorlaştırmıştır. Dolayısıyla, vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisinin azaldığını öne süren bir ifade yanlıştır.


#6. I. Refah Devletinin finansman aracı olan vergiler en yüksek oranlarla Anglosakson ülkelerinde sahiptir. II. 1945 – 1975 döneminde en yüksek özel sektör istihdam İskandinav ülkelerinde gerçekleşmiştir. III. Küreselleşmenin anlamı bir bakıma her şeyin piyasaya terkedilmesi ve onun egemen kılınmasıdır. Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

Cevap : D) Yalnız III

Bu ifadeleri detaylı olarak inceleyelim:
I. Refah Devletinin finansman aracı olan vergiler en yüksek oranlarla Anglosakson ülkelerinde sahiptir. – Bu ifade yanlıştır. Genellikle, en yüksek vergi oranlarına sahip olan ülkeler İskandinav ülkeleridir. Anglosakson ülkeler (örneğin, Birleşik Krallık ve ABD) vergi oranları açısından genellikle daha ılımlı bir yapıya sahiptirler.
II. 1945 – 1975 döneminde en yüksek özel sektör istihdam İskandinav ülkelerinde gerçekleşmiştir. – Bu ifade de yanlıştır. 1945-1975 dönemi, İskandinav ülkelerinde özellikle kamu sektörü istihdamının arttığı bir dönem olarak bilinir. Bu dönemde özel sektör istihdamının özellikle yüksek olduğu belirtilmez.
III. Küreselleşmenin anlamı bir bakıma her şeyin piyasaya terkedilmesi ve onun egemen kılınmasıdır. – Bu ifade, küreselleşmenin genel bir yorumu olarak kabul edilebilir. Küreselleşme, ekonomik, kültürel, sosyal ve politik alanlarda uluslararası etkileşimin artmasıyla ilişkilendirilir ve genellikle serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaşması, pazarların genişlemesi ve devletlerarası sınırların ekonomik işlemler üzerindeki etkilerinin azalmasıyla bağdaştırılır.
Bu nedenlerle, doğru cevap D) Yalnız III seçeneğidir.

#7. Aşağıdakilerden hangisi refah devletine yönelik yapılan eleştirilerden biri değildir?

Cevap : C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır.

Refah devletine yönelik eleştiriler, genellikle yüksek vergiler, bağımlılık kültürünün artışı, çalışma teşviklerinin azalması ve genel olarak sosyal programların etkinliği konusunda olur. Her bir seçeneği değerlendirerek, refah devletine yönelik yapılan eleştirilerden olmayanı belirleyelim:
A) Refah imkanları; aile yapısının bozulması, bağımlılık kültürünün artması gibi görülmeyen bazı olumsuzluklara yol açmıştır. – Bu, refah devleti eleştirileri arasında yaygın olarak dile getirilen bir noktadır, yani refah programlarının bireylerde bağımsızlık yerine bağımlılık kültürünü teşvik ettiği eleştirisi.
B) Yüksek vergiler iş verenleri ilave iş yapmaktan ve çalışanların sayısını arttırmaktan uzaklaştırmıştır. – Refah devleti eleştirilerinde sıkça karşılaşılan bir başka nokta, yüksek vergi oranlarının iş verenleri yeni işçi alımı veya yatırımdan caydırmasıdır.
D) Refah devleti temel amacı olan tam istihdama ulaşmada başarılı olamamış ve eşit bir toplum sağlayamamıştır. – Bu, refah devletinin temel hedeflerine ulaşamadığı yönünde yapılan bir eleştiridir.
E) Birçok sosyal refah programı hedefine ulaşamamış ve başarılı olamamıştır. – Bu da genel bir eleştiri olarak kabul edilir, yani bazı sosyal refah programlarının etkili olmadığı veya hedeflediği sonuçları sağlayamadığı.
C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır. – Bu ifade çelişkilidir ve yanlıştır. Liberal yapı genellikle özel yatırımı teşvik eder, dışlamaz. Ayrıca, cömert işsizlik yardımları genellikle çalışmayı teşvik etmek yerine, çalışmayı azalttığı eleştirisiyle karşılanır. Bu ifadedeki kısımlar gerçekte refah devleti eleştirileriyle uyumlu değildir ve kavramsal olarak kafa karıştırıcıdır.
Bu durumda, doğru yanıt C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır şeklindedir, çünkü bu ifade refah devletine yönelik bir eleştiri değildir ve yanlış bilgiler içerir.

#8. 60 yaşın üzerindeki insanların 20-59 yaşları arasındaki insanların sayısına oranı aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilmektedir?

Cevap : B) Yaşlı bağımlılık oranı

60 yaşın üzerindeki insanların 20-59 yaşları arasındaki insanların sayısına oranını ifade eden kavram, B) Yaşlı bağımlılık oranı olarak bilinir. Bu oran, yaşlı nüfusun genç ve yetişkin nüfusa bağımlılık derecesini ölçmek için kullanılır ve genellikle demografik ve sosyal planlamada önemli bir gösterge olarak değerlendirilir.

#9. I. Devlet faaliyetlerinin ulus-altı düzeyde kaydırılmasına yani ademi merkezileştirilmesine en güzel örnek İngiltere ve İsveç’tir. II. Küreselleşme ile birlikte ‘keynesyen refah devleti’ daha da güçlü hale gelmiştir. III. Uluslararası para fonu (IMF) Dünya Bankası (wb) Birleşmiş Milletler (UN) Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hükümetler üzerinde bağımsız bir nüfuza sahiptir. Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

Cevap : C) I ve III

#10. I. Genel ve Sosyal kamu harcamalarını artması II. Refah hizmetlerine olan talebin azalması III. Vergilerin düşmesi ve devlet gelirlerinin azalması Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri refah devletinin bunalıma yol açan faktörler arasında gösterilebilir?

Cevap : E) I ve III

Refah devletinin bunalıma yol açan faktörler arasında, genellikle kamu harcamalarının artışı ve devlet gelirlerinde yaşanan azalmalar yer alır. Bu iki faktör, devlet bütçeleri üzerinde önemli bir baskı oluşturarak finansal dengesizliklere sebep olabilir.
I. Genel ve Sosyal kamu harcamalarını artması – Bu, refah devletinin finansal bunalımına yol açan temel faktörlerden biridir. Artan kamu harcamaları, özellikle genişletilmiş sosyal hizmetler ve refah programları nedeniyle, devlet bütçesinde büyük bir yük oluşturabilir.
III. Vergilerin düşmesi ve devlet gelirlerinin azalması – Devlet gelirlerindeki azalma, özellikle vergi gelirlerinin düşmesiyle bağlantılıdır ve bu durum, artan harcamaları karşılamak için gerekli mali kaynakların azalmasına neden olur.
II. Refah hizmetlerine olan talebin azalması – Bu faktör, genellikle refah devletinin bunalıma girmesine sebep olacak bir durum olarak görülmez. Tersine, refah hizmetlerine olan talebin artması, genellikle daha fazla kamu kaynağı gerektiren bir durum oluşturur ve bu da finansal bunalımlara katkıda bulunabilir.
Bu nedenlerle, doğru cevap, E) I ve III seçeneğidir. Genel ve sosyal kamu harcamalarının artması ve vergilerin düşmesi ile devlet gelirlerinin azalması, refah devletinin finansal bunalıma yol açan faktörler arasında yer alır.


#11. Aşağıdakilerden hangisi sosyal refah hizmetlerinin özel sektör eliyle sunulması anlayışına yönelik eleştirilerden birisi değildir?

Cevap : D) Özel sektörce gerçekleştirilecek sosyal hizmetler devletin sunduğu hizmetlerin büyüklüğünü aşacaktır.

Bu soruda sosyal refah hizmetlerinin özel sektör tarafından sunulması anlayışına yönelik eleştiriler arasından hangisinin bu kapsamda olmadığını belirlemek gerekiyor. Eleştiriler genellikle özel sektörün hizmet sunumu kapasitesi, koordinasyon, piyasa mekanizmalarının etkinliği ve sosyal ihtiyaçlara yanıt verme yeteneği gibi konuları içerir.
A) Bazı risklerin özel sektörce kavranması mümkün olamayacaktır. – Bu, özel sektörün tüm sosyal hizmet ihtiyaçlarını kapsayıcı şekilde ele alamayacağına yönelik geçerli bir eleştiri.
B) Özel kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği kurumlar arası istenmeyen rekabete yol açabilecek ve böylece refahın gerçekleşmesini sınır – Bu, özel sektör içindeki koordinasyon sorunlarına dikkat çeken bir eleştiri.
C) Eğer insanlar piyasada seçim tercihine sahip değilse piyasalar düzgün çalışmayacak başarısız olacaktır. – Bu eleştiri, piyasa mekanizmasının etkin çalışabilmesi için tüketici seçimine olan ihtiyacı vurgular.
E) Piyasalar yalnızca bireysel ihtiyaçlara karşılık vermekte sosyal ihtiyaçlar cevapsız kalabilmektedir. – Bu, özel sektörün bireysel ihtiyaçlara odaklanmasının sosyal ihtiyaçları göz ardı ettiği eleştirisidir.
D) Özel sektörce gerçekleştirilecek sosyal hizmetler devletin sunduğu hizmetlerin büyüklüğünü aşacaktır. – Bu seçenek, genellikle özel sektör hizmetleri hakkında dile getirilen bir eleştiri değil, tam tersine bir varsayım ya da nadir bir durumu ifade edebilir. Eleştiriler genellikle özel sektörün yeterince kapsamlı hizmet sunamayacağı yönünde olur. Bu nedenle, bu seçenek eleştirilerden biri değildir.

#12. Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmeyle birlikte geleneksel aile yapısının bozulmasıyla ilgili yanlış bir bilgidir?

Cevap : D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur.

Küreselleşme süreci, geleneksel aile yapısında ve toplumsal cinsiyet rollerinde önemli değişikliklere neden olmuştur. Bu değişikliklerin ayrıntılı bir değerlendirmesi:
A) Evli kadınların ücretli işe daha fazla oranda katılımı söz konusudur. – Bu bilgi doğrudur. Küreselleşme ve ekonomik değişimler, kadınların iş gücüne katılımını artırmıştır, bu da geleneksel aile yapısında değişikliklere yol açmıştır.
B) Erkeklerin aile reisi olduğu geleneksel model zayıflamaktadır. – Bu bilgi de doğrudur. Toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümü ve kadınların ekonomik bağımsızlıklarının artmasıyla birlikte, erkeklerin aile içindeki tek otorite figürü olma durumu zayıflamıştır.
C) Çocukların ve yaşlıların bakım sorumluluğu aileden devlete kaymaktadır. – Küreselleşme süreci, devletin sosyal refah hizmetlerini genişletmesiyle bu tür sorumlulukların aileden daha kurumsal yapıya kaymasına neden olabilir, bu nedenle bu bilgi genelde doğrudur.
E) Tek ebeveyni ailelerin sayısı artışa geçmiştir. – Bu bilgi doğrudur. Küreselleşme, ekonomik bağımsızlık ve toplumsal değerlerdeki değişiklikler tek ebeveynli ailelerin artışına yol açmıştır.
D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur. – Bu bilgi yanlıştır ve küreselleşmeyle birlikte genel trendin tam tersini yansıtır. Aslında, eğitim seviyesinin yükselmesi ve kariyer odaklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi nedeniyle çocuk sahibi olma yaşı artmaktadır. Kadınlar ve erkekler, kariyerlerini ve kişisel gelişimlerini önceleyerek daha geç yaşlarda çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.
Dolayısıyla, doğru yanıt D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur şeklindedir, çünkü bu bilgi yanlıştır.

#13. Aşağıdakilerden hangisi bir yılın gelirleri ile aynı ya da bir sonraki dönemin giderlerinin karşılandığı sosyal güvenlik finansman yöntemidir?

Cevap : C) Dağıtım sistemi

Sosyal güvenlik sistemlerinin finansman yöntemleri ile ilgili. Burada bahsedilen “bir yılın gelirleri ile aynı ya da bir sonraki dönemin giderlerinin karşılandığı” yöntem, C) Dağıtım sistemi olarak bilinir. Dağıtım sisteminde, o dönem içinde toplanan primler doğrudan aynı dönemdeki veya bir sonraki dönemdeki ödemeler için kullanılır. Bu yöntem, katılımcıların ödediği primlerin birikim yapılmadan doğrudan mevcut hak sahiplerine aktarılmasını ifade eder. Diğer seçenekler bu tanımla uyuşmaz.

#14. Sosyal örgütlenmenin en eski örneğini oluşturan aile akrabalık komşuluk ve arkadaşlık gibi kurumlar bir bütün olarak aşağıdaki kavramların hangisiyle ifade edilmektedir?

Cevap : D) Sivil Sektör

#15. Aşağıdakilerden hangisi özellikle demografik değişikliklerle beraber bir çok ülkede sosyal yardımlardan en fazla yarar sağlayan grup olarak gözlenmektedir?

Cevap : D) Yaşlılar

Demografik değişiklikler, özellikle yaşlanan nüfuslar, birçok gelişmiş ülkede sosyal yardım politikalarını etkilemektedir. Bu bağlamda, yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, emeklilik maaşları, sağlık hizmetleri ve diğer yaşlılıkla ilgili sosyal yardımlar giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu yüzden, yaşlılar genellikle bu tür yardımlardan en fazla yarar sağlayan grup olarak gözlemlenmektedir.
Bu sebeple doğru yanıt D) Yaşlılar’dır. Yaşlılar, emeklilik, sağlık hizmetleri ve benzeri destekler nedeniyle genellikle sosyal yardımlardan en fazla yararlanan demografik grup olarak kabul edilirler.


#16. Refah devletin ‘altın çağı’ aşağdaki dönemlerden hangisine denk gelmektedir?

Cevap : D) 1945 – 1975

Refah devletinin “altın çağı” olarak adlandırılan dönem, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan ve yaklaşık 1975 yılına kadar süren döneme denk gelir. Bu dönemde, birçok Batılı ülkede geniş çaplı sosyal güvenlik sistemleri kurulmuş, sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerine yatırımlar artmıştır. Ekonomik büyüme ve siyasi istikrar, refah devletinin genişlemesini desteklemiştir.
Bu nedenle, doğru yanıt D) 1945 – 1975 seçeneğidir. Bu yıllar arasında, özellikle İskandinav ülkeleri, Birleşik Krallık, Fransa ve diğer Batılı demokrasiler refah devleti uygulamalarını en kapsamlı şekilde hayata geçirmişlerdir.

#17. ‘’1970’lerden sonra refah devletinde yaşanan değişimin en önemli özelliği sosyal politikadaki ….. yapılan uzaklaştırmasıdır’’ Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

Cevap : A) merkeziyetçi

#18. Sosyal liberal görüş ya da dağıtıcı adalet anlayışının en önemli temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : B) Rawls

Sosyal liberal görüş veya dağıtıcı adalet anlayışı, toplumda adil bir kaynak dağılımı ve fırsat eşitliği yaratmayı amaçlayan bir felsefi yaklaşımdır. Bu kavramlar özellikle John Rawls tarafından geliştirilmiştir. Rawls’un “Adalet Teorisi” adlı eseri, adil bir toplumun nasıl düzenlenmesi gerektiğine dair geniş çaplı bir çerçeve sunar ve bu çerçeve, kişisel haklar ile sosyal ve ekonomik eşitliği dengede tutmayı amaçlar.
Rawls, bireylerin toplumsal konumlarından veya doğal yeteneklerinden bağımsız olarak, en dezavantajlı bireylerin durumunu iyileştirecek şekilde toplumsal düzenlemeler yapılmasını savunur. Bu yaklaşım, sosyal liberalizm veya dağıtıcı adalet ile özdeşleştirilir.
Diğer adaylar arasında:
A) Marks sosyalizm ve komünizm teorileriyle tanınır.
C) Nozick ve D) Friedman daha çok liberalizm ve serbest piyasa ekonomisinin savunucularıdır.
E) Hayek de liberal ekonomi politikalarının ve serbest piyasa mekanizmasının bir savunucusudur.
Bu bağlamda, sosyal liberal görüşün veya dağıtıcı adalet anlayışının en önemli temsilcisi olarak B) Rawls doğru cevaptır.

#19. Aşağıdakilerden hangisi refah devletinin krizden çıkma arayışları arasında gösterilemez?

Cevap : A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması

Refah devletinin krizden çıkma arayışları genellikle maliyetleri düşürmek, verimliliği artırmak ve kaynakları daha etkin kullanmak üzerine odaklanır. Bu bağlamda, bazı yaygın stratejiler şunlar olabilir:
B) Sosyal refah hizmetlerinin özeleştirilmesi: Özel sektörün bazı hizmetleri üstlenmesi, devletin mali yükünü hafifletmeyi amaçlar.
C) Sosyal refah hizmetlerinin sürelerinin ve miktarlarının kısaltılması: Maliyetleri azaltmak ve daha fazla kişiye hizmet verebilmek adına yapılan bir düzenleme.
D) Merkezi devletlerin sosyal görevlerini yerel yönetimlerle paylaşmaları: Yönetim ve hizmet sunumunda daha yerel ve daha etkili çözümler sağlama amacı taşır.
E) Kar gütmeyen kuruluşların önem kazanması: Toplumsal hizmetlerin sağlanmasında alternatif ve sürdürülebilir kaynaklar olarak değerlendirilir.
A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması ise genellikle bir krizden çıkma stratejisi olarak görülmez. Çünkü özel sektör harcamaları, devlet bütçesinden bağımsız olarak özel şirketler ve bireyler tarafından yapılan harcamaları ifade eder. Bu, devletin refah hizmetleriyle ilgili maliyetleri doğrudan etkileyen bir faktör değildir. Bu seçenek, devletin harcamalarını değil, özel sektör tarafından yapılan harcamaları ifade ettiği için refah devletinin krizden çıkma arayışları arasında gösterilemez. Dolayısıyla doğru yanıt A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması’dır.

#20. I. 1980 sonrası dönemde işs,zlik sigortası aile yardımları gibi gelir desteği sağlayıcı pasif emek piyasaları politikaları yerine aktif emek piyasası politikalarına II. 24 Ocak 1980 kararları ile Türkiye de dünyadaki genel gidişe uygun politikaları benimsemeye başlamış dönemin en belirleyici uygulaması olan özelleştirme uygulamalarına yönelen sayıda ülke arasında yer almıştır. III. Refah devletin dönüşümü sürecinin 2000’li yıllarda başladığı ve günümüze kadar uzandığı kabul edilmektedir. Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

Cevap : A) I ve II

Bu ifadelerin her birini ayrıntılı olarak değerlendirelim:
I. 1980 sonrası dönemde işsizlik sigortası, aile yardımları gibi gelir desteği sağlayıcı pasif emek piyasaları politikaları yerine aktif emek piyasası politikalarına geçilmiştir. – Bu ifade doğrudur. 1980 sonrası dönemde birçok ülke, pasif iş gücü politikalarından ziyade, işgücünü yeniden eğitme, iş arama destekleri gibi aktif işgücü piyasası politikalarına yönelmiştir. Bu değişiklik, daha yüksek istihdam oranları ve işgücü piyasasında daha etkin bir katılımı hedeflemiştir.
II. 24 Ocak 1980 kararları ile Türkiye de dünyadaki genel gidişe uygun politikaları benimsemeye başlamış, dönemin en belirleyici uygulaması olan özelleştirme uygulamalarına yönelen sayıda ülke arasında yer almıştır. – Bu ifade de doğrudur. 24 Ocak 1980 kararları, Türkiye’nin ekonomi politikalarında köklü değişiklikler getirmiştir. Bu kararlarla birlikte Türkiye, liberalleşme, piyasa ekonomisine geçiş ve özelleştirme gibi politikaları benimsemiştir, bu da global trendlere uyum sağlama çabası olarak değerlendirilebilir.
III. Refah devletin dönüşümü sürecinin 2000’li yıllarda başladığı ve günümüze kadar uzandığı kabul edilmektedir. – Bu ifade genel bir doğruluk içermekle birlikte, refah devletinin dönüşüm sürecinin 2000’li yıllarda başladığını söylemek çok genel ve bazı durumlarda yanıltıcı olabilir. Refah devletinin dönüşümü, birçok ülkede 1980’ler ve 1990’lar döneminde başlamıştır. Bu nedenle, bu ifade biraz genel ve yanıltıcı olabilir, ancak yine de bazı bağlamlarda doğru kabul edilebilir.
Bu bağlamda doğru cevap, A) I ve II seçeneğidir.


TESTi BiTiR, PUANINI GÖR

SONUÇ

-
Share your score!
Tweet your score!
Share to other

HD Quiz powered by harmonic design

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi özellikle demografik değişikliklerle beraber bir çok ülkede sosyal yardımlardan en fazla yarar sağlayan grup olarak gözlenmektedir?

A) yabancılar
B) Çocuklar
C) Gençler
D) Yaşlılar
E) Engelliler

Cevap : D) Yaşlılar

Demografik değişiklikler, özellikle yaşlanan nüfuslar, birçok gelişmiş ülkede sosyal yardım politikalarını etkilemektedir. Bu bağlamda, yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, emeklilik maaşları, sağlık hizmetleri ve diğer yaşlılıkla ilgili sosyal yardımlar giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu yüzden, yaşlılar genellikle bu tür yardımlardan en fazla yarar sağlayan grup olarak gözlemlenmektedir.
Bu sebeple doğru yanıt D) Yaşlılar’dır. Yaşlılar, emeklilik, sağlık hizmetleri ve benzeri destekler nedeniyle genellikle sosyal yardımlardan en fazla yararlanan demografik grup olarak kabul edilirler.

2. Sosyal liberal görüş ya da dağıtıcı adalet anlayışının en önemli temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Marks
B) Rawls
C) Nozick
D) Friedman
E) Hayek

Cevap : B) Rawls

Sosyal liberal görüş veya dağıtıcı adalet anlayışı, toplumda adil bir kaynak dağılımı ve fırsat eşitliği yaratmayı amaçlayan bir felsefi yaklaşımdır. Bu kavramlar özellikle John Rawls tarafından geliştirilmiştir. Rawls’un “Adalet Teorisi” adlı eseri, adil bir toplumun nasıl düzenlenmesi gerektiğine dair geniş çaplı bir çerçeve sunar ve bu çerçeve, kişisel haklar ile sosyal ve ekonomik eşitliği dengede tutmayı amaçlar.
Rawls, bireylerin toplumsal konumlarından veya doğal yeteneklerinden bağımsız olarak, en dezavantajlı bireylerin durumunu iyileştirecek şekilde toplumsal düzenlemeler yapılmasını savunur. Bu yaklaşım, sosyal liberalizm veya dağıtıcı adalet ile özdeşleştirilir.
Diğer adaylar arasında:
A) Marks sosyalizm ve komünizm teorileriyle tanınır.
C) Nozick ve D) Friedman daha çok liberalizm ve serbest piyasa ekonomisinin savunucularıdır.
E) Hayek de liberal ekonomi politikalarının ve serbest piyasa mekanizmasının bir savunucusudur.
Bu bağlamda, sosyal liberal görüşün veya dağıtıcı adalet anlayışının en önemli temsilcisi olarak B) Rawls doğru cevaptır.

3. Aşağıdakilerden hangisi Bismarck Modeli’nde sistemin finansmanının, yararlananların ödedikleri sigorta pirimleriyle karşılandığı yani yalnızca prim ödeyenin Ivaza hangi durumuna verilen isimdir?

A) Evrensellik
B) Kategorisellik
C) Karşılıklılık
D) Kayıtsızlık
E) Seçicilik

Cevap : C) Karşılıklılık

Bismarck Modeli, özellikle Almanya’da Otto von Bismarck tarafından kurulmuş bir sosyal güvenlik sistemidir. Bu model, çalışanların ve işverenlerin ödediği sigorta primlerine dayanır ve yalnızca prim ödeyenlerin yararlanabileceği bir yapıdadır. Bu sistem, yararlanıcıların ödedikleri primlere doğrudan bağlı olduğundan, aldıkları hizmetler de buna göre şekillenir.
Bu bağlamda, Bismarck Modeli’nde prim ödeyenlerin karşılığını aldıkları bu durum C) Karşılıklılık prensibi ile ifade edilir. Karşılıklılık, katılımcıların yaptıkları ödemelerin karşılığında belirli sosyal güvenlik haklarına sahip olmalarını ifade eder. Bu, katkıya dayalı bir sistem olduğunu ve yararların kişinin kendi katkılarına göre belirlendiğini gösterir.

4. Aşağıdakilerden hangisi Esping-Andersen’in refah devleti tasnifinde yer alan modellerden değildir?

A) İskandinav refah dönemi
B) Muhafazakar refah dönemi
C) Sosyal-demokrat refah dönemi
D) Güney Avrupa refah dönemi
E) Liberal refah dönemi

Cevap : D) Güney Avrupa refah dönemi

Esping-Andersen’in modelinde “İskandinav refah dönemi” diye ayrı bir kategori yer almaz; bu, genellikle “Sosyal-demokrat refah dönemi” ile aynı anlamda kullanılır. “Güney Avrupa refah dönemi” de Esping-Andersen’in temel modelleri arasında yer almaz, fakat bazı akademik çalışmalarda Güney Avrupa’nın kendine has refah modeli olduğu tartışmaları bulunmaktadır. Ancak bu, Esping-Andersen’in orijinal sınıflandırmasına dahil değildir.
Bu bağlamda, doğru cevap D) Güney Avrupa refah dönemi’dir, çünkü bu, Esping-Andersen’in tanımında yer alan bir model değildir.

5. Aşağıdaki düşünce yapısını savunanlardan hangisi kapitalist sistemin bazı önlemlerle (refah politikaları, emeklilik sistemi ve sağlık hizmetleri gibi meşru hale getirilebileceğine dolayısıyla kapitalist sistemin bu yeni haliyle kabul edilebilir olacağına inanmaktadır?

A) Sosyal Demokratlar
B) Yeni sağ
C) Klasik Liberaller
D) Reformcu Sosyalistler
E) Marksistler

Cevap : A) Sosyal Demokratlar

Kapitalist sistemin, refah politikaları, emeklilik sistemi ve sağlık hizmetleri gibi önlemlerle meşrulaştırılabilir ve kabul edilebilir hale getirilebileceğine inanan düşünce yapısını savunan grup, genellikle A) Sosyal Demokratlardır. Sosyal demokratlar, kapitalizmi temel alan bir ekonomik sistem içinde, geniş kapsamlı sosyal haklar ve kamu hizmetleri sunarak sosyal adaleti sağlamaya çalışır. Bu, ekonomik büyüme ile sosyal refahı bir arada sunmayı hedefleyen bir yaklaşımdır ve kapitalizmin aşırılıklarını yumuşatma amacı taşır.
Bu düşünce yapısı, klasik liberaller, reformcu sosyalistler, yeni sağ ve marksistler tarafından desteklenmez. Klasik liberaller ve yeni sağ, daha çok serbest piyasa ilkelerini ve devlet müdahalesinin minimumda tutulmasını savunurken, marksistler kapitalizmi tamamen reddeder ve sosyalist bir toplum yapısını savunurlar. Reformcu sosyalistler ise kapitalizm yerine sosyalizmi tercih ederler ancak bazı kapitalist ögeleri geçiş dönemi için kabul edebilirler. Ancak, refah devletini kapitalizm içinde bir çözüm olarak görme yaklaşımı en net şekilde sosyal demokratlar tarafından benimsenir.

6. Refah devletin ‘altın çağı’ aşağdaki dönemlerden hangisine denk gelmektedir?

A) 1914 – 1945
B) 1975 – 2000
C) 1880 – 1914
D) 1945 – 1975
E) 1860 – 1880

Cevap : D) 1945 – 1975

Refah devletinin “altın çağı” olarak adlandırılan dönem, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan ve yaklaşık 1975 yılına kadar süren döneme denk gelir. Bu dönemde, birçok Batılı ülkede geniş çaplı sosyal güvenlik sistemleri kurulmuş, sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerine yatırımlar artmıştır. Ekonomik büyüme ve siyasi istikrar, refah devletinin genişlemesini desteklemiştir.
Bu nedenle, doğru yanıt D) 1945 – 1975 seçeneğidir. Bu yıllar arasında, özellikle İskandinav ülkeleri, Birleşik Krallık, Fransa ve diğer Batılı demokrasiler refah devleti uygulamalarını en kapsamlı şekilde hayata geçirmişlerdir.

7. I. Bireylere, sosyal haklardan yararlanabilmesi ve sosyal refah hizmetleri alabilmesi için çalışma koşulunun getirilmesi esasen Reagan’ın başkanlığı döneminde Amerika Birleşik Devletlerinde uygulamaya konulan bir sosyal yardım yaklaşımını (workfare state) ifade etmektedir.
II. Kar gütmeyen kuruluşlar devletin küçülmesini savunan son çeyrek yüzyılın ekonomik ve politik felsefesine uygun bir kurum olması nedeniyle bu felsefenin hakim olduğu devlet tarafından desteklenmekte nitelik ve nicelik itibariyle gittikçe gelişmektedir.
III. İskandinav refah devletinin en önemli temsilcisi Kanada olup, bu ülkede aile (sivil toplum) sosyal refah hizmetlerinin karşılanmasında en etkin rolü üstlenmiştir.
Yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?

A) Yalnız I
B) II ve III
C) I ve II
D) Yalnız III
E) I ve III

Cevap : C) I ve II

Yukarıda verilen ifadeleri değerlendirelim:
I. Bireylere, sosyal haklardan yararlanabilmesi ve sosyal refah hizmetleri alabilmesi için çalışma koşulunun getirilmesi esasen Reagan’ın başkanlığı döneminde Amerika Birleşik Devletlerinde uygulamaya konulan bir sosyal yardım yaklaşımını (workfare state) ifade etmektedir. – Bu ifade doğrudur. Ronald Reagan’ın başkanlığı döneminde ve onu takip eden dönemlerde, ABD’de “workfare” politikaları uygulanmıştır. Bu politikalar, sosyal yardım alabilmek için çalışma koşullarını öne sürmüştür ve bu yaklaşım, sosyal programlara yeni bir perspektif getirmiştir.
II. Kar gütmeyen kuruluşlar devletin küçülmesini savunan son çeyrek yüzyılın ekonomik ve politik felsefesine uygun bir kurum olması nedeniyle bu felsefenin hakim olduğu devlet tarafından desteklenmekte nitelik ve nicelik itibariyle gittikçe gelişmektedir. – Bu ifade de doğrudur. Neoliberal politikaların yükselişi ile devletin küçültülmesi ve özel sektör ile kar amacı gütmeyen kuruluşların daha fazla rol alması desteklenmiştir. Bu kuruluşlar, sosyal hizmetlerin sağlanmasında devletin yerini alarak, nicelik ve nitelik olarak gelişmeye devam etmişlerdir.
III. İskandinav refah devletinin en önemli temsilcisi Kanada olup, bu ülkede aile (sivil toplum) sosyal refah hizmetlerinin karşılanmasında en etkin rolü üstlenmiştir. – Bu ifade yanlıştır. Kanada, İskandinav modelinin bir temsilcisi değildir. İskandinav refah devleti modeli, özellikle İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya gibi ülkelerle özdeşleşmiştir. Kanada, kendi başına farklı bir refah devleti modeline sahiptir ve genellikle İskandinav modeli ile karıştırılmamalıdır.
Bu durumda, doğru yanıt C) I ve II şeklindedir, çünkü bu iki ifade doğru bilgiler içermektedir, III. ifade ise yanlıştır.

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

8. ‘’1970’lerden sonra refah devletinde yaşanan değişimin en önemli özelliği sosyal politikadaki ….. yapılan uzaklaştırmasıdır’’
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

A) merkeziyetçi
B) esnek
C) Hukuksal
D) Evrensel
E) geleneksel

Cevap : A) merkeziyetçi

9. Aşağıdakilerden hangisi refah devletine yönelik yapılan eleştirilerden biri değildir?

A) Refah imkanları; aile yapısının bozulması, bağımlılık kültürünün artması gibi görülmeyen bazı olumsuzluklara yol açmıştır.
B) Yüksek vergiler iş verenleri ilave iş yapmaktan ve çalışanların sayısını arttırmaktan uzaklaştırmıştır.
C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır.
D) Refah devleti temel amacı olan tam istihdama ulaşmada başarılı olamamış ve eşit bir toplum sağlayamamıştır.
E) Birçok sosyal refah programı hedefine ulaşamamış ve başarılı olamamıştır.

Cevap : C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır.

Refah devletine yönelik eleştiriler, genellikle yüksek vergiler, bağımlılık kültürünün artışı, çalışma teşviklerinin azalması ve genel olarak sosyal programların etkinliği konusunda olur. Her bir seçeneği değerlendirerek, refah devletine yönelik yapılan eleştirilerden olmayanı belirleyelim:
A) Refah imkanları; aile yapısının bozulması, bağımlılık kültürünün artması gibi görülmeyen bazı olumsuzluklara yol açmıştır. – Bu, refah devleti eleştirileri arasında yaygın olarak dile getirilen bir noktadır, yani refah programlarının bireylerde bağımsızlık yerine bağımlılık kültürünü teşvik ettiği eleştirisi.
B) Yüksek vergiler iş verenleri ilave iş yapmaktan ve çalışanların sayısını arttırmaktan uzaklaştırmıştır. – Refah devleti eleştirilerinde sıkça karşılaşılan bir başka nokta, yüksek vergi oranlarının iş verenleri yeni işçi alımı veya yatırımdan caydırmasıdır.
D) Refah devleti temel amacı olan tam istihdama ulaşmada başarılı olamamış ve eşit bir toplum sağlayamamıştır. – Bu, refah devletinin temel hedeflerine ulaşamadığı yönünde yapılan bir eleştiridir.
E) Birçok sosyal refah programı hedefine ulaşamamış ve başarılı olamamıştır. – Bu da genel bir eleştiri olarak kabul edilir, yani bazı sosyal refah programlarının etkili olmadığı veya hedeflediği sonuçları sağlayamadığı.
C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır. – Bu ifade çelişkilidir ve yanlıştır. Liberal yapı genellikle özel yatırımı teşvik eder, dışlamaz. Ayrıca, cömert işsizlik yardımları genellikle çalışmayı teşvik etmek yerine, çalışmayı azalttığı eleştirisiyle karşılanır. Bu ifadedeki kısımlar gerçekte refah devleti eleştirileriyle uyumlu değildir ve kavramsal olarak kafa karıştırıcıdır.
Bu durumda, doğru yanıt C) Liberal yapı özel yatırımı dışlamış ve cömert işsizlik yardımları çalışmanın teşvik edilmesini sağlamıştır şeklindedir, çünkü bu ifade refah devletine yönelik bir eleştiri değildir ve yanlış bilgiler içerir.

10. Aşağıdakilerden hangisi küreselleşmeyle birlikte geleneksel aile yapısının bozulmasıyla ilgili yanlış bir bilgidir?

A) Evli kadınların ücretli işe daha fazla oranda katılımı söz konusudur.
B) Erkeklerin aile reisi olduğu geleneksel model zayıflamaktadır.
C) Çocukların ve yaşlıların bakım sorumluluğu aileden devlete kaymaktadır.
D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur.
E) Tek ebeveyni ailelerin sayısı artışa geçmiştir.

Cevap : D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur.

Küreselleşme süreci, geleneksel aile yapısında ve toplumsal cinsiyet rollerinde önemli değişikliklere neden olmuştur. Bu değişikliklerin ayrıntılı bir değerlendirmesi:
A) Evli kadınların ücretli işe daha fazla oranda katılımı söz konusudur. – Bu bilgi doğrudur. Küreselleşme ve ekonomik değişimler, kadınların iş gücüne katılımını artırmıştır, bu da geleneksel aile yapısında değişikliklere yol açmıştır.
B) Erkeklerin aile reisi olduğu geleneksel model zayıflamaktadır. – Bu bilgi de doğrudur. Toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşümü ve kadınların ekonomik bağımsızlıklarının artmasıyla birlikte, erkeklerin aile içindeki tek otorite figürü olma durumu zayıflamıştır.
C) Çocukların ve yaşlıların bakım sorumluluğu aileden devlete kaymaktadır. – Küreselleşme süreci, devletin sosyal refah hizmetlerini genişletmesiyle bu tür sorumlulukların aileden daha kurumsal yapıya kaymasına neden olabilir, bu nedenle bu bilgi genelde doğrudur.
E) Tek ebeveyni ailelerin sayısı artışa geçmiştir. – Bu bilgi doğrudur. Küreselleşme, ekonomik bağımsızlık ve toplumsal değerlerdeki değişiklikler tek ebeveynli ailelerin artışına yol açmıştır.
D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur. – Bu bilgi yanlıştır ve küreselleşmeyle birlikte genel trendin tam tersini yansıtır. Aslında, eğitim seviyesinin yükselmesi ve kariyer odaklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi nedeniyle çocuk sahibi olma yaşı artmaktadır. Kadınlar ve erkekler, kariyerlerini ve kişisel gelişimlerini önceleyerek daha geç yaşlarda çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.
Dolayısıyla, doğru yanıt D) Çocuk sahibi olma daha erken yaşlarda tercih edilir olmuştur şeklindedir, çünkü bu bilgi yanlıştır.

11. I. 1980 sonrası dönemde işs,zlik sigortası aile yardımları gibi gelir desteği sağlayıcı pasif emek piyasaları politikaları yerine aktif emek piyasası politikalarına
II. 24 Ocak 1980 kararları ile Türkiye de dünyadaki genel gidişe uygun politikaları benimsemeye başlamış dönemin en belirleyici uygulaması olan özelleştirme uygulamalarına yönelen sayıda ülke arasında yer almıştır.
III. Refah devletin dönüşümü sürecinin 2000’li yıllarda başladığı ve günümüze kadar uzandığı kabul edilmektedir.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

A) I ve II
B) I ve III
C) Yalnız I
D) II ve III
E) Yalnız III

Cevap : A) I ve II

Bu ifadelerin her birini ayrıntılı olarak değerlendirelim:
I. 1980 sonrası dönemde işsizlik sigortası, aile yardımları gibi gelir desteği sağlayıcı pasif emek piyasaları politikaları yerine aktif emek piyasası politikalarına geçilmiştir. – Bu ifade doğrudur. 1980 sonrası dönemde birçok ülke, pasif iş gücü politikalarından ziyade, işgücünü yeniden eğitme, iş arama destekleri gibi aktif işgücü piyasası politikalarına yönelmiştir. Bu değişiklik, daha yüksek istihdam oranları ve işgücü piyasasında daha etkin bir katılımı hedeflemiştir.
II. 24 Ocak 1980 kararları ile Türkiye de dünyadaki genel gidişe uygun politikaları benimsemeye başlamış, dönemin en belirleyici uygulaması olan özelleştirme uygulamalarına yönelen sayıda ülke arasında yer almıştır. – Bu ifade de doğrudur. 24 Ocak 1980 kararları, Türkiye’nin ekonomi politikalarında köklü değişiklikler getirmiştir. Bu kararlarla birlikte Türkiye, liberalleşme, piyasa ekonomisine geçiş ve özelleştirme gibi politikaları benimsemiştir, bu da global trendlere uyum sağlama çabası olarak değerlendirilebilir.
III. Refah devletin dönüşümü sürecinin 2000’li yıllarda başladığı ve günümüze kadar uzandığı kabul edilmektedir. – Bu ifade genel bir doğruluk içermekle birlikte, refah devletinin dönüşüm sürecinin 2000’li yıllarda başladığını söylemek çok genel ve bazı durumlarda yanıltıcı olabilir. Refah devletinin dönüşümü, birçok ülkede 1980’ler ve 1990’lar döneminde başlamıştır. Bu nedenle, bu ifade biraz genel ve yanıltıcı olabilir, ancak yine de bazı bağlamlarda doğru kabul edilebilir.
Bu bağlamda doğru cevap, A) I ve II seçeneğidir.

12. Aşağıdakilerden hangisi refah devletinin krizden çıkma arayışları arasında gösterilemez?

A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması
B) Sosyal refah hizmetlerinin özeleştirilmesi
C) Sosyal refah hizmetlerinin sürelerinin ve miktarlarının kısaltılması
D) Merkezi devletlerin sosyal görevlerini yerel yönetimlerle paylaşmaları
E) Kar gütmeyen kuruluşların önem kazanması

Cevap : A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması

Refah devletinin krizden çıkma arayışları genellikle maliyetleri düşürmek, verimliliği artırmak ve kaynakları daha etkin kullanmak üzerine odaklanır. Bu bağlamda, bazı yaygın stratejiler şunlar olabilir:
B) Sosyal refah hizmetlerinin özeleştirilmesi: Özel sektörün bazı hizmetleri üstlenmesi, devletin mali yükünü hafifletmeyi amaçlar.
C) Sosyal refah hizmetlerinin sürelerinin ve miktarlarının kısaltılması: Maliyetleri azaltmak ve daha fazla kişiye hizmet verebilmek adına yapılan bir düzenleme.
D) Merkezi devletlerin sosyal görevlerini yerel yönetimlerle paylaşmaları: Yönetim ve hizmet sunumunda daha yerel ve daha etkili çözümler sağlama amacı taşır.
E) Kar gütmeyen kuruluşların önem kazanması: Toplumsal hizmetlerin sağlanmasında alternatif ve sürdürülebilir kaynaklar olarak değerlendirilir.
A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması ise genellikle bir krizden çıkma stratejisi olarak görülmez. Çünkü özel sektör harcamaları, devlet bütçesinden bağımsız olarak özel şirketler ve bireyler tarafından yapılan harcamaları ifade eder. Bu, devletin refah hizmetleriyle ilgili maliyetleri doğrudan etkileyen bir faktör değildir. Bu seçenek, devletin harcamalarını değil, özel sektör tarafından yapılan harcamaları ifade ettiği için refah devletinin krizden çıkma arayışları arasında gösterilemez. Dolayısıyla doğru yanıt A) Özel sektör refah harcamalarının azaltılması’dır.

13. I. Devlet faaliyetlerinin ulus-altı düzeyde kaydırılmasına yani ademi merkezileştirilmesine en güzel örnek İngiltere ve İsveç’tir.
II. Küreselleşme ile birlikte ‘keynesyen refah devleti’ daha da güçlü hale gelmiştir.
III. Uluslararası para fonu (IMF) Dünya Bankası (wb) Birleşmiş Milletler (UN) Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) hükümetler üzerinde bağımsız bir nüfuza sahiptir.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

A) I ve II
B) Yalnız III
C) I ve III
D) II ve III
E) Yalnız I

Cevap : C) I ve III

14. I. Refah Devletinin finansman aracı olan vergiler en yüksek oranlarla Anglosakson ülkelerinde sahiptir.
II. 1945 – 1975 döneminde en yüksek özel sektör istihdam İskandinav ülkelerinde gerçekleşmiştir.
III. Küreselleşmenin anlamı bir bakıma her şeyin piyasaya terkedilmesi ve onun egemen kılınmasıdır.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri doğrudur?

A) I, II ve III
B) II ve III
C) I ve III
D) Yalnız III
E) Yalnız I

Cevap : D) Yalnız III

Bu ifadeleri detaylı olarak inceleyelim:
I. Refah Devletinin finansman aracı olan vergiler en yüksek oranlarla Anglosakson ülkelerinde sahiptir. – Bu ifade yanlıştır. Genellikle, en yüksek vergi oranlarına sahip olan ülkeler İskandinav ülkeleridir. Anglosakson ülkeler (örneğin, Birleşik Krallık ve ABD) vergi oranları açısından genellikle daha ılımlı bir yapıya sahiptirler.
II. 1945 – 1975 döneminde en yüksek özel sektör istihdam İskandinav ülkelerinde gerçekleşmiştir. – Bu ifade de yanlıştır. 1945-1975 dönemi, İskandinav ülkelerinde özellikle kamu sektörü istihdamının arttığı bir dönem olarak bilinir. Bu dönemde özel sektör istihdamının özellikle yüksek olduğu belirtilmez.
III. Küreselleşmenin anlamı bir bakıma her şeyin piyasaya terkedilmesi ve onun egemen kılınmasıdır. – Bu ifade, küreselleşmenin genel bir yorumu olarak kabul edilebilir. Küreselleşme, ekonomik, kültürel, sosyal ve politik alanlarda uluslararası etkileşimin artmasıyla ilişkilendirilir ve genellikle serbest piyasa ekonomisinin yaygınlaşması, pazarların genişlemesi ve devletlerarası sınırların ekonomik işlemler üzerindeki etkilerinin azalmasıyla bağdaştırılır.
Bu nedenlerle, doğru cevap D) Yalnız III seçeneğidir.

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

15. I. Genel ve Sosyal kamu harcamalarını artması
II. Refah hizmetlerine olan talebin azalması
III. Vergilerin düşmesi ve devlet gelirlerinin azalması
Yukarıdaki ifadelerden hangisi / hangileri refah devletinin bunalıma yol açan faktörler arasında gösterilebilir?

A) I ve II
B) II ve III
C) Yalnız I
D) Yalnız III
E) I ve III

Cevap : E) I ve III

Refah devletinin bunalıma yol açan faktörler arasında, genellikle kamu harcamalarının artışı ve devlet gelirlerinde yaşanan azalmalar yer alır. Bu iki faktör, devlet bütçeleri üzerinde önemli bir baskı oluşturarak finansal dengesizliklere sebep olabilir.
I. Genel ve Sosyal kamu harcamalarını artması – Bu, refah devletinin finansal bunalımına yol açan temel faktörlerden biridir. Artan kamu harcamaları, özellikle genişletilmiş sosyal hizmetler ve refah programları nedeniyle, devlet bütçesinde büyük bir yük oluşturabilir.
III. Vergilerin düşmesi ve devlet gelirlerinin azalması – Devlet gelirlerindeki azalma, özellikle vergi gelirlerinin düşmesiyle bağlantılıdır ve bu durum, artan harcamaları karşılamak için gerekli mali kaynakların azalmasına neden olur.
II. Refah hizmetlerine olan talebin azalması – Bu faktör, genellikle refah devletinin bunalıma girmesine sebep olacak bir durum olarak görülmez. Tersine, refah hizmetlerine olan talebin artması, genellikle daha fazla kamu kaynağı gerektiren bir durum oluşturur ve bu da finansal bunalımlara katkıda bulunabilir.
Bu nedenlerle, doğru cevap, E) I ve III seçeneğidir. Genel ve sosyal kamu harcamalarının artması ve vergilerin düşmesi ile devlet gelirlerinin azalması, refah devletinin finansal bunalıma yol açan faktörler arasında yer alır.

16. 1975 sonrasında refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin sebepleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Keynezyen ekonomik politikalardaki başarısızlıklar
B) Genel ve sosyla kamu harcamalarında artmalar
C) Vergi gelirlerinde yaşanan azalmalar
D) Vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisindeki azalmalar
E) Sosyal güvenlikte yaşanan açıklar

Cevap : D) Vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisindeki azalmalar

1975 sonrasında refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin sebepleri arasında genellikle Keynezyen ekonomi politikalarındaki başarısızlıklar, kamu harcamalarında artışlar, vergi gelirlerinde azalmalar ve sosyal güvenlikteki açıklar gibi faktörler sıralanabilir. Bu sebepler, devletlerin mali durumları üzerinde baskı oluşturarak finansal krizlere yol açabilir.
D) Vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisindeki azalmalar – Bu seçenek, diğerlerinden farklı olarak yanlıştır. Gerçekte, refah devletlerinde yaşanan finansal krizlerin bir sebebi, vatandaşların kamu hizmetlerinden daha yüksek kalite ve daha geniş kapsam beklentilerinin artmasıdır. Bu artan beklentiler, devlet bütçeleri üzerinde ekstra yük oluşturmuş ve mevcut finansal kaynaklarla bu beklentilerin karşılanmasını zorlaştırmıştır. Dolayısıyla, vatandaşların daha iyi kamu hizmeti beklentisinin azaldığını öne süren bir ifade yanlıştır.

17. 60 yaşın üzerindeki insanların 20-59 yaşları arasındaki insanların sayısına oranı aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilmektedir?

A) Yaşlı istihdam oranı
B) Yaşlı bağımlılık oranı
C) Yaşlılık oranı
D) Ortalama Yaş
E) Yaşlı nüfuz oranı

Cevap : B) Yaşlı bağımlılık oranı

60 yaşın üzerindeki insanların 20-59 yaşları arasındaki insanların sayısına oranını ifade eden kavram, B) Yaşlı bağımlılık oranı olarak bilinir. Bu oran, yaşlı nüfusun genç ve yetişkin nüfusa bağımlılık derecesini ölçmek için kullanılır ve genellikle demografik ve sosyal planlamada önemli bir gösterge olarak değerlendirilir.

18. Aşağıdakilerden hangisi sosyal refah hizmetlerinin özel sektör eliyle sunulması anlayışına yönelik eleştirilerden birisi değildir?

A) Bazı risklerin özel sektörce kavranması mümkün olamayacaktır.
B) Özel kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği kurumlar arası istenmeyen rekabete yol açabilecek ve böylece refahın gerçekleşmesini sınır
C) Eğer insanlar piyasada seçim tercihine sahip değilse piyasalar düzzgün çalışmayacak başarısız olacaktır.
D) Özel sektörce gerçekleştirilecek sosyal hizmetler devletin sunduğu hizmetlerin büyüklüğünü aşacaktır.
E) Piyasalar yalnızca bireysel ihtiyaçlara karşılık vermekte sosyal ihtiyaçlar cevapsız kalabilmektedir.

Cevap : D) Özel sektörce gerçekleştirilecek sosyal hizmetler devletin sunduğu hizmetlerin büyüklüğünü aşacaktır.

Bu soruda sosyal refah hizmetlerinin özel sektör tarafından sunulması anlayışına yönelik eleştiriler arasından hangisinin bu kapsamda olmadığını belirlemek gerekiyor. Eleştiriler genellikle özel sektörün hizmet sunumu kapasitesi, koordinasyon, piyasa mekanizmalarının etkinliği ve sosyal ihtiyaçlara yanıt verme yeteneği gibi konuları içerir.
A) Bazı risklerin özel sektörce kavranması mümkün olamayacaktır. – Bu, özel sektörün tüm sosyal hizmet ihtiyaçlarını kapsayıcı şekilde ele alamayacağına yönelik geçerli bir eleştiri.
B) Özel kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliği kurumlar arası istenmeyen rekabete yol açabilecek ve böylece refahın gerçekleşmesini sınır – Bu, özel sektör içindeki koordinasyon sorunlarına dikkat çeken bir eleştiri.
C) Eğer insanlar piyasada seçim tercihine sahip değilse piyasalar düzgün çalışmayacak başarısız olacaktır. – Bu eleştiri, piyasa mekanizmasının etkin çalışabilmesi için tüketici seçimine olan ihtiyacı vurgular.
E) Piyasalar yalnızca bireysel ihtiyaçlara karşılık vermekte sosyal ihtiyaçlar cevapsız kalabilmektedir. – Bu, özel sektörün bireysel ihtiyaçlara odaklanmasının sosyal ihtiyaçları göz ardı ettiği eleştirisidir.
D) Özel sektörce gerçekleştirilecek sosyal hizmetler devletin sunduğu hizmetlerin büyüklüğünü aşacaktır. – Bu seçenek, genellikle özel sektör hizmetleri hakkında dile getirilen bir eleştiri değil, tam tersine bir varsayım ya da nadir bir durumu ifade edebilir. Eleştiriler genellikle özel sektörün yeterince kapsamlı hizmet sunamayacağı yönünde olur. Bu nedenle, bu seçenek eleştirilerden biri değildir.

19. Sosyal örgütlenmenin en eski örneğini oluşturan aile akrabalık komşuluk ve arkadaşlık gibi kurumlar bir bütün olarak aşağıdaki kavramların hangisiyle ifade edilmektedir?

A) Bireyler
B) Piyasa
C) Gönüllü sektör
D) Sivil Sektör
E) Dini Kurumlar

Cevap : D) Sivil Sektör

20. Aşağıdakilerden hangisi bir yılın gelirleri ile aynı ya da bir sonraki dönemin giderlerinin karşılandığı sosyal güvenlik finansman yöntemidir?

A) Biriktirme sistemi
B) Pirim sistemi
C) Dağıtım sistemi
D) Fon sistemi
E) Borç sistemi

Cevap : C) Dağıtım sistemi

Sosyal güvenlik sistemlerinin finansman yöntemleri ile ilgili. Burada bahsedilen “bir yılın gelirleri ile aynı ya da bir sonraki dönemin giderlerinin karşılandığı” yöntem, C) Dağıtım sistemi olarak bilinir. Dağıtım sisteminde, o dönem içinde toplanan primler doğrudan aynı dönemdeki veya bir sonraki dönemdeki ödemeler için kullanılır. Bu yöntem, katılımcıların ödediği primlerin birikim yapılmadan doğrudan mevcut hak sahiplerine aktarılmasını ifade eder. Diğer seçenekler bu tanımla uyuşmaz.

Refah Devleti Analizi

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

Auzef Sosyal Hizmetler

Refah Devleti Analizi 2022-2023 Final Soruları

Editor

Editör

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır!