auzefÇocuk GelişimiErken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize Soruları

#1. Çocukların dinlediklerini ve farklı sesleri birbirinden ayırt edip etmediklerini ölçmek için kullanabilecek bir etkinliktir. Telaffuzları birbirine benzer kelimeler verip öğrencinin ayırt etmesi istenebilir. Yukarıda açıklaması verilen aktivite aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : B) Elinizi kaldırın etkinliği

#2. Yazma öğretimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Cevap : E) Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.

Yazma öğretimiyle ilgili olarak verilen seçeneklerden hangisinin yanlış olduğunu değerlendirmek gerekirse:
A) “Yazma becerisini edinmek bir süreçtir.” — Bu ifade doğrudur. Yazma, öğrenilmesi zaman ve pratiği gerektiren kademeli bir süreçtir.
B) “Öğrencilere yazmanın adımlarının büyüklüğü ve karmaşıklığı tanımlanmalıdır.” — Bu da doğru bir ifadedir. Yazma sürecini anlamak ve yönetmek için öğrencilere yazmanın adımları açık bir şekilde tanımlanmalıdır.
C) “Öğrencinin fikirlerini aktarmak ve cümleler kurabilmek için yeterli bilişsel becerilere sahip olup olmadığını belirlemek gerekir.” — Bu ifade de doğrudur. Öğrencinin yazma becerisini geliştirebilmesi için gerekli bilişsel kapasiteye sahip olması önemlidir.
D) “Yazmaya başlamadan önce öğrencinin ince motor ve fiziksel becerilerinin gelişip gelişmediğini belirlemek gerekir.” — Bu da doğrudur. Özellikle küçük yaş grupları için yazı yazmada ince motor becerilerinin yeterli olması gereklidir.
E) “Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.” — Bu ifade yanlıştır. Yazma becerisi, özellikle ikinci dil olarak bir dil öğrenirken oldukça karmaşık bir süreci içerir ve genellikle dil öğreniminde daha ileri aşamalarda ele alınır.
Yanlış olan seçenek: E) Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.

#3. Krashen (1982), "Biz dili şu anki dil yetimizin bir seviye üstündeki içerikleri anlayarak ediniriz. Bu da ancak bağlamın ve dil dişi bilginin yardımıyla yapılabilir." olduğunu savunmuştur. Krashen bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmaktadır?

Cevap : E) Girdi hipotezi

Krashen’in sözleri, dil öğrenme sürecinde bireylerin mevcut dil seviyelerinin biraz üzerindeki dil yapılarını anlamalarıyla ilgilidir. Bu açıklama, Krashen’in “Girdi Hipotezi”ne işaret eder. Girdi Hipotezi, öğrencilerin anladıkları girdinin kendi dil yeteneklerinin bir miktar üzerinde olması gerektiğini öne sürer, yani “i 1” seviyesindeki girdi. Bu yaklaşım, dil öğrenenin anlamlandırma yaparak dil edinimi gerçekleştirebileceğini savunur ve bağlamın ile dil dışı bilginin bu süreçte yardımcı olduğunu belirtir.
Bu bilgiye göre, Krashen’in bu sözleriyle anlattığı:
E) Girdi hipotezi

#4. Aşağıdakilerden hangisi okuma ve dinleme becerileri arasındaki benzerliklerden biri değildir?

Cevap : A) Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.

Okuma ve dinleme becerileri arasındaki benzerlikleri değerlendirirken, doğru olmayan bir benzerlik seçeneği bulmamız gerekiyor:
A) “Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.” — Bu ifade yanlıştır. Hem okuma hem de dinleme becerileri, anlamlandırma sürecinde önceden sahip olunan bilgi ve dil becerilerine büyük ölçüde bağlıdır. Ön bilgi, metni veya konuşmayı anlamada kritik bir rol oynar.
B) “Her iki beceride de daha uzun kelimelerin depolanması ve kullanılması zaman alır ve daha zordur.” — Bu ifade doğrudur. Hem okuma hem de dinleme sürecinde, özellikle yeni veya karmaşık kelimelerin anlaşılması ve hatırlanması zor olabilir.
C) “Her iki beceride hedef dilde belirli cümle yapılarını bilmeyi gerektirir.” — Bu da doğrudur. Dil yapılarını anlamak, metin veya konuşmayı doğru şekilde yorumlamak için gereklidir.
D) “Her ikisi de aktif anlamlandırma süreci içerir.” — Bu ifade doğrudur. Okuma ve dinleme, dinleyicinin veya okuyucunun aktif olarak anlam çıkarma ve yorum yapma süreçlerini içerir.
E) “Her iki beceride fonolojik farkındalık gerektirir.” — Bu ifade, özellikle dinleme için doğrudur, ancak okuma için de özellikle erken okuma öğreniminde fonolojik farkındalığın önemli olduğu kabul edilebilir. Bununla birlikte, bu ifade bazı durumlarda yanıltıcı olabilir çünkü fonolojik farkındalık dinleme becerisiyle daha doğrudan ilişkilidir.
Bu bağlamda, yanlış olan seçenek:
A) “Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.”

#5. Aşağıdakilerden hangisi genellikle kullanılan yeni dili sözlü olarak sunma yollarından biri değildir?

Cevap : A) Kitaplar okuyarak


#6. Sosyokültürel teoriye göre çocukların genellikle oyun oynarken, görevlerini yerine getirirken kendi kendine konuşmasına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : E) Özel konuşma

Sosyokültürel teori, Lev Vygotsky’nin çalışmalarından kaynaklanır ve çocukların kendi kendilerine konuşmalarını, özellikle oyun oynarken veya çeşitli görevleri yerine getirirken, kendi düşünme süreçlerini dışa vurdukları bir mekanizma olarak ele alır. Vygotsky bu tür konuşmaya “özel konuşma” adını vermiştir. Özel konuşma, çocukların kendileriyle konuşmaları ve düşüncelerini sesli bir şekilde ifade etmeleri anlamına gelir. Bu, çocukların problem çözme süreçlerinde onlara yardımcı olur ve zamanla daha içselleştirilmiş, sessiz bir “iç konuşmaya” dönüşebilir.
Bu bilgiye dayanarak, soruda adı geçen sosyokültürel teoriye göre çocukların kendi kendine konuşmasına verilen ad:
E) Özel konuşma

#7. Öğrenilecek belirli kelimelere odaklanmadan kelime dağarcığı edinme sürecine ……………denir; ………… ise tesadüfi bir sonuçtan ziyade bir öğrenme hedefi olan bilişsel süreçleri ifade etmek için kullanılır. Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Cevap : C) pasif ögrenme/kasıtlı öğrenme

#8. Laufer (1991), bir kelimeyi bilmenin gerçekten ne anlama geldiğini saptamak için yaptığı çalışma sonucunda beş farklı kategori elde etmiştir. Aşağıdakilerden hangisi Laufer’in kategorilerinden biri değildir?

Cevap : B) İsimler

Batia Laufer tarafından yapılan çalışmada, bir kelimeyi bilmekle ilgili kategoriler, kelimelerin farklı yönlerini tanımlar. Laufer’in kategorileri, bir kelimenin farklı dilbilimsel yönlerine odaklanır ve genellikle form (kelimenin yazılış ve telaffuz şekli), anlam (kelimenin semantik özellikleri), sözcüksel ilişki (kelime ile diğer kelimeler arasındaki ilişkiler), ve sözdizimsel davranış (kelimenin cümle içinde nasıl kullanıldığı) gibi kavramları içerir.
Seçenekler içinde “İsimler” doğrudan Laufer’in çalışmasına ait bir kategori değildir. Laufer’in çalışması genel dil özelliklerine ve kelimelerin kullanımına odaklanırken, “İsimler” daha çok belirli bir sözcük türünü ifade eder ve bu, kelime bilgisi kategorilerinden biri olarak ele alınmaz.
Bu nedenle, Laufer’in kategorilerinden biri olmayan seçenek:
B) İsimler

#9. Bu önemli adımda, çocuklara düşüncelerini ve fikirlerini yazmaya ve toplamaya hazırlanma fırsatı verilir. Düzgün yapılırsa, tereddüt etmeden veya endişelenmeden çocukları yazmaya hazır getirebilir. Yukarıda açıklanan yazma süreci aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : D) Ön-yazma

Yukarıda tarif edilen yazma süreci, çocuklara düşüncelerini ve fikirlerini yazmaya ve toplamaya hazırlanma fırsatı verildiğini belirtmektedir. Bu süreç, yazma sürecinin başlangıcında genellikle yer alır ve yazarların konularını, ana fikirlerini belirlemelerine ve nasıl bir yaklaşım izleyeceklerini planlamalarına yardımcı olur. Bu adım, yazarların fikirlerini toplamalarına ve düzenlemelerine olanak tanır, böylece yazmaya başladıklarında net bir yol haritasına sahip olurlar.
Bu açıklama, “Ön-yazma” aşamasıyla uyumludur. Ön-yazma, yazma sürecinin ilk adımıdır ve yazarların yazmaya başlamadan önce düşüncelerini toplamalarını ve organize etmelerini sağlar.
Doğru seçenek:
D) Ön-yazma

#10. Aşağıdakilerden hangisi kritik dönem hipotezini tanımlar?

Cevap : D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir.

Kritik dönem hipotezini tanımlayan ifade, insanların belirli bir yaş aralığında dil öğrenmeye daha uygun olduklarını ve bu dönem dışında dil öğreniminin daha zor olduğunu öne süren bir teoridir. Bu hipotez, özellikle çocukların dil öğrenimindeki doğal yeteneklerine ve bu yeteneklerin yaşla nasıl değişebileceğine odaklanır.
Seçenekleri değerlendirirsek:
A) Yeni dilbilgisel ya da sözcüksel etmenleri bir girdi içerisinde bilinç dışı bir şekilde öğrenen taşınan anlamı edinmesidir. – Bu ifade, dil edinimi sürecini açıklar ancak kritik dönem hipotezine özgü bir tanımlama değildir.
B) Ayarlanmış girdi, çıktı ve anlamı anlaşmayı içeren bir durumdur. – Bu ifade, etkileşimli dil öğrenimini açıklar fakat kritik dönem hipotezini doğrudan tanımlamaz.
C) Konuşmayı dil ediniminin sonucu olarak görür ve anlaşılabilir girdiler ile dili inşa edebileceğimizi öne sürer. – Bu ifade, dil öğrenimi süreçlerinden birini tanımlar ancak kritik dönem hipotezini açıklamaz.
D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir. – Bu ifade, kritik dönem hipotezini doğru bir şekilde tanımlar.
E) Ayarlanmış girdi, anlam tartışması, çıktı ve öğrenen hatalarına geri dönüt vermeyi kapsar. – Bu ifade, dil öğretimindeki bazı teknikleri açıklar, ancak kritik dönem hipotezine özel bir açıklama getirmez.
Bu bağlamda, kritik dönem hipotezini doğru tanımlayan seçenek:
D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir.


#11. I. Dilsel ögeleri fark etme II. Kısa süreli hafızaya ekleme III. Algılama IV. Eski dilsel özellikleri yok sayma Ellis (1991)'e göre yukarıdakilerden hangisi veya hangileri ikinci dil ediniminin aşamalarındandır?

Cevap : A) I, II ve III

Ellis (1991) tarafından tanımlanan ikinci dil edinimi süreci, öğrencilerin yeni dildeki dil özelliklerini algılamaları, kısa süreli hafızaya eklemeleri ve sonrasında bu yeni öğrenilen dil özelliklerini kullanarak dil üretmeleri sürecini kapsar. Bu süreç, dil öğelerini fark etmeyi, onları hafızaya almalarını ve algılama aşamalarını içerir. Özellikle Ellis’in çalışmaları, öğrenicilerin dilsel özellikleri nasıl algıladıkları ve işledikleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bunun yanı sıra, eski dilsel özellikleri yok sayma değil, bunların üzerine yeni dilsel bilgilerin eklenmesi süreci söz konusudur.
Bu bilgilere dayanarak, Ellis’e göre ikinci dil ediniminin aşamaları şunlardır:
I. Dilsel ögeleri fark etme
II. Kısa süreli hafızaya ekleme
III. Algılama
Bu nedenle doğru seçenek:
A) I, II ve III

#12. Erken yaştaki çocuklara yabancı dil eğitimi sunarken dil eğitimi verenler üç farklı kanalı tercih ederler. Şarkılar, şiirler, çevre sesleri gibi girdiler kanaldandır. Bir materyalin resmini, çizimini, fotoğrafını veya posterini gördüğünde gerçek hayatta elle hissedebileceği objeler, oyuncaklar, kuklalar ise …....... kanallardandır. Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Cevap : B) işitsel-görsel-dokunsal

Bu cümlede, çocuklara yönelik yabancı dil eğitiminde kullanılan üç farklı kanal tarif ediliyor ve her bir kanal belirli girdi türlerini temsil ediyor. İlk olarak, şarkılar, şiirler ve çevre sesleri gibi işitsel girdileri içeren kanal belirtilmiş. Bu, “işitsel” kanalı temsil eder. İkinci olarak, materyalin resmini, çizimini, fotoğrafını veya posterini gördüğünde kullanılan girdiler, bu girdilerin görsel olduğunu belirtir ve “görsel” kanalını temsil eder. Son olarak, elle hissedilebilen objeler, oyuncaklar, kuklalar ise dokunma duyusunu kullanarak öğrenme sürecini destekleyen “dokunsal” kanalı ifade eder.
Bu bilgiler ışığında, doğru seçenek işitsel girdilerden başlayıp dokunsal girdilere geçen bir sıralama sunan şıktır:
B) işitsel-görsel-dokunsal

#13. ‘ ……...... ilk kez 1985'de Merrill Swain tarafında ortaya atılmıştır. ........... fark ettirmeyi gerektirir, test etmeyi teşvik eder ve dil üstü etmenleri harekete geçirir. ’ Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Cevap : C) Çıktı hipotezi / Çıktı hipotezi

Merrill Swain tarafından 1985’de ortaya atılan kavram, “Çıktı Hipotezi”dir. Bu teori, dil öğreniminde aktif olarak dil üretiminin önemine odaklanır. Çıktı hipotezi, dil öğrenenlerin konuşma veya yazma yoluyla dil üretmeleri sürecinde, dilbilgisel yapıları fark etmeleri, dil becerilerini test etmeleri ve dil üstü stratejileri kullanmalarını gerektirir. Bu açıklama, soruda verilen boşlukları dolduracak bilgilerle uyumludur.
Bu nedenle doğru seçenek:
C) Çıktı hipotezi / Çıktı hipotezi

#14. Aşağıdakilerden hangisi Tüm Fiziksel Tepki Yöntemi (TPR)'ın özelliklerinden değildir?

Cevap : E) Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.

Tüm Fiziksel Tepki Yöntemi (TPR), dil öğretiminde, öğrencilerin fiziksel hareketleri ve jestleri kullanarak dil öğrenmelerini teşvik eden bir yöntemdir. Bu yöntemde, öğretmenler öğrencilere hareketleri ifade eden komutlar verir ve öğrenciler bu komutları fiziksel olarak yerine getirirler.
Bu bağlamda, seçeneklerden hangisinin TPR’nın özellikleri arasında olmadığını değerlendirmek gerekirse:
E) “Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.” — Bu ifade, TPR’nın temel prensipleriyle çelişir. TPR metodunda öğrencilerin fiziksel olarak aktif olmaları esastır ve dilin jestler ve hareketler aracılığıyla öğrenilmesi teşvik edilir.
Bu nedenle doğru yanıt:
E) Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.

#15. İki ya da üç yaşlarında kelime dağarcığında yükselişe geçen bir gelişim dönemi ya da bir ‘ ani yükseliş ’ olduğu gösterilmiştir. Bu anlayışa göre kelime öğrenmek için ideal bir zaman çerçevemiz olduğu görüşü vardır. Aşağıdakilerden hangisi dil bakımından zengin bir ortamda dil edinmek için ideal bir zaman penceresi olduğunu iddia eder?

Cevap : A) Kritik/Hassas dönem

Dil edinimi ile ilgili araştırmalar, özellikle küçük çocukların dil öğrenme yeteneklerinin, belirli bir yaş aralığında daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu dönem genellikle “kritik dönem” ya da “hassas dönem” olarak adlandırılır. Bu teoriye göre, dil becerilerinin edinimi için en uygun zaman, genellikle erken çocukluk dönemidir ve bu dönemde beyin, dil öğrenmeye özellikle duyarlıdır.
Araştırmalar, özellikle iki ila üç yaş arası çocukların kelime dağarcığında görülen hızlı artışın, bu hassas döneme denk geldiğini ve bu zamanın dil öğrenimi için özellikle elverişli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, dil bakımından zengin bir ortamda dil edinmek için ideal bir zaman penceresi olarak tanımlanan dönem:
A) Kritik/Hassas dönem


#16. ‘ Şimdiki yaklaşımlarda girdi ile çıktı arasındaki ilişki ‘ anlamda uzlaşma ’ şeklinde tanımlanmaktadır. ’ Girdi ve çıktı arasındaki ilişkiyi oluşturan döngüde aşağıdaki elemanlardan hangisi yer almaz?

Cevap : A) Taklit etme

Girdi ve çıktı arasındaki ilişki, dil öğreniminde çok önemli bir yer tutar ve bu süreç, girdinin öğrenici tarafından işlenmesi, anlaşılması ve ardından bu girdiye dayalı bir çıktı (konuşma veya yazma) üretilmesi şeklinde işler. Bu süreç genellikle dönüt (geri bildirim) ve öğrenicinin dil gelişimindeki geçici aşamalarını ifade eden “gelişen ara dil” ile desteklenir.
Şu öğeler döngüde yer alır:
Girdi: Öğreniciye sunulan dil materyali.
Çıktı: Öğrenicinin girdiye yanıt olarak ürettiği dil.
Dönüt: Öğrenicinin çıktısına verilen tepki veya düzeltmeler.
Gelişen ara dil: Öğrenicinin dil becerisinin geçici ve gelişmekte olan hali.
Bu bağlamda, “anlamda uzlaşma” sürecine dahil olmayan ve listede belirtilen öğelerden biri Taklit etme’dir. Taklit etme, basitçe var olan ifadelerin veya kelimelerin tekrarıdır ve özellikle bu döngüde kritik bir rol oynamaz çünkü daha çok mekanik bir süreçtir ve özgün dil üretimini veya anlamda uzlaşmayı doğrudan desteklemez.
Dolayısıyla, girdi ve çıktı arasındaki ilişkiyi oluşturan döngüde yer almayan eleman:
A) Taklit etme

#17. Kelime öğretiminin arka planıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Cevap : D) Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.

Kelime öğretimi üzerine yapılan açıklamalardan hangisinin yanlış olduğunu belirlemek için, etkili kelime öğretim metodlarını düşünmek gerekmektedir. İşte yanlış olan seçeneği belirleme süreci:
A) “Öğrencilerin kelimelerin okuma ve yazma bağlamında nasıl çalıştıklarını anlamaları sağlanmalıdır.” — Bu ifade doğrudur. Kelime bilgisinin bağlam içinde öğretilmesi, kelime öğrenimini daha anlamlı ve kalıcı kılar.
B) “Öğrencilere kelimeleri gerçekten kullanma fırsatı tanınmalıdır.” — Bu da doğru bir ifade. Kelimelerin aktif olarak kullanılması, öğrenilen kelimelerin pekiştirilmesine ve dil becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur.
C) “Oyun yolu ile veya kelimeleri içeren karmaşık sorulara cevap vererek kelimeleri kullanma fırsatı vermek öğrenci için faydalı olabilir.” — Bu ifade de doğru. Oyunlar ve interaktif aktiviteler, öğrencilerin yeni kelimeleri eğlenceli ve etkili bir şekilde öğrenmelerine olanak tanır.
D) “Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.” — Bu ifade yanlıştır. Etkili kelime öğretimi, kelimelerin bağlam içinde öğretilmesini ve kullanılmasını teşvik eder. Bağlam dışı kelimelerin sadece tekrar yazdırılması, öğrencilerin kelimelerin anlamını ve kullanımını gerçekten anlamalarına yardımcı olmaz.
E) “Öğretmenler öğrencilerin özerk çalışma saatlerinde de anlamları kavrayabilmeleri için stratejiler öğretmelidir.” — Bu ifade doğrudur. Öğretmenlerin öğrencilere bağımsız öğrenme stratejileri öğretmesi, öğrencilerin kendi başlarına daha etkili bir şekilde çalışmalarını sağlar.
Yanlış ifade:
D) “Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.”

#18. Herhangi bir zamanda ortaya çıkarılan öğrenme etkinliği olarak tanımlanır. Aynı zamanda dil öğretimi olarak da adlandırılır. Çoğu derste öğretmen tarafından sunulur. Yukarıdaki tanıma uygun kavram aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : A) Pedagojik odak

#19. Bu modelde çocuklar bir yazma projesinde birlikte çalışabilirler. Bir dil deneyimi yaklaşım öyküsü yaparak bu modeli etkileşimli bir şekilde gerçekleştirebilirler. Cümle tamamlama yapıp daha sonra öğrenciler yazdıklarını resmedebilirler. Yukarıda açıklanan yazma modeli aşağıdakilerden hangisidir?

Cevap : E) Grupla yazma

Yukarıda tarif edilen yazma modeli, öğrencilerin birlikte çalışarak ve etkileşim içinde bir dil deneyimi yarattıkları bir yapıyı işaret ediyor. Öğrencilerin bir yazma projesinde iş birliği yaparak, öykü oluşturma, cümle tamamlama ve yazdıklarını resmederek daha görsel bir dille ifade etmeleri, bu süreci kolektif ve interaktif kılıyor. Bu tarif, “Grupla yazma” modeline uygun görünüyor çünkü öğrenciler grup halinde çalışarak ortak bir yazı üretiyorlar ve bu süreçte etkileşim içindeler.
Seçenekler arasında bu açıklamaya en uygun olan:
E) Grupla yazma

#20. Çift dillilik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Cevap : E) Ortamda bulunan dillerin yazılı olması önemlidir.

E) “Ortamda bulunan dillerin yazılı olması önemlidir.” — Bu ifade yanlıştır. Çift dillilik, yazılı bir dilin varlığından bağımsız olarak gelişebilir. Birçok dil, yazılı bir formdan ziyade sözlü olarak aktarılır ve öğrenilir. Yazılı dilin varlığı, dil öğrenimi için bazı avantajlar sağlayabilir, ancak çift dillilik için mutlak bir gereklilik değildir.


#21. Dil öğretiminde kullanılan hikâyeler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

Cevap : A) Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.

Dil öğretiminde hikayelerin kullanımıyla ilgili ifadeleri değerlendirirken yanlış olanı tespit etmek gerekiyor:
A) “Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.” — Bu ifade yanlıştır. Hikayelerin kullanımı, genellikle dil öğrenenlerin seviyesine uygun olacak şekilde seçilir ve onlara en uygun dil maruziyetini sağlamak için dikkatli bir şekilde planlanır. Hikayelerin amacı, öğrencilerin anlayabileceği ve onlar için anlamlı olan içeriklerle onları dile maruz bırakmaktır.
B) “Çocukların rahat hissettiği bir oturma düzeni ve ışık ayarlaması önemlidir.” — Bu ifade doğrudur. Hikaye dinleme sırasında çocukların rahat hissetmeleri, öğrenme etkinliğinin etkililiğini artırır.
C) “Hikâye dinlemek çocukların kendi içlerinde canlandırmasına katkıda bulunur.” — Bu da doğru bir ifadedir. Hikayeler, çocukların hayal gücünü tetikleyerek, kendi zihinlerinde olayları ve karakterleri canlandırmalarına yardımcı olur.
D) “Hem dinleme hem de okuma becerilerine katkı sağlayan hikayeler aynı zamanda motive edicidir.” — Bu ifade de doğrudur. Hikayeler, hem dinleme hem de okuma becerilerini geliştirebilir ve öğrencileri dil öğrenmeye motive edebilir.
E) “Hikâye dinlemek güvenilir ve sıcak bir atmosfer yaratır.” — Bu ifade de doğrudur. Hikayeler, öğrencilerin kendilerini güvende ve rahat hissetmelerini sağlayan bir ortam yaratabilir.
Bu nedenle, yanlış ifade:
A) “Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.”

#22. Gıgıldama/babıldama döneminde çocuk aşağıdakilerden hangisini gerçekleştirebilir?

Cevap : B) Anlamsız ses öbekleriyle konuşur.

“Gıgıldama/babıldama” dönemi, genellikle bebeklerin yaşamlarının ilk yılı içinde gerçekleşir. Bu dönemde, çocuklar henüz anlamlı kelimeler kullanmazlar. Bunun yerine, dilleri ve sesleri keşfetmeye başlarlar, çeşitli sesler çıkarırlar ve seslerin ritmini ve tonunu taklit ederler. Bu, dil gelişiminin erken bir aşamasıdır ve genellikle anlamsız ses öbekleriyle ses çıkarmayı içerir.
Bu bilgiye göre, doğru seçenek şudur:
B) Anlamsız ses öbekleriyle konuşur.

#23. Aşağıdakilerden hangisi çocukların dil edinimiyle ilgili yanlış bir ifadedir?

Cevap : C) Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.

Çocukların dil edinimiyle ilgili seçeneklerden yanlış olanı belirlemek gerekirse:
A) “Çocuklar ilk iki senede kendilerini sadece bir-iki kelimelik sesler ile ifade etmeye çalışırlar.” — Bu ifade, özellikle ilk iki yıl içinde çocukların konuşma gelişimine dair genel bir gözlemdir ve doğrudur.
B) “Çocuklar yaş aldıkça dilin farklı yönlerini ve işlevlerini keşfederler.” — Bu doğru bir ifadedir, çünkü çocuklar büyüdükçe dil becerileri daha karmaşık hale gelir ve dilin çeşitli işlevlerini anlamaya başlarlar.
C) “Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.” — Bu ifade, çocukların dil gelişim sürecini genellediği ve bireysel farklılıkları göz ardı ettiği için yanıltıcı olabilir. Birçok çocuk iki yaşına geldiğinde basit cümleler kurmaya başlar, ancak “rahat bir şekilde” ifadesi her çocuğun bu yaşta akıcı ve kompleks cümleler kurabileceği anlamına gelmez ve bu, genel bir kural olarak yanlış kabul edilir.
D) “Çocukların içinde bulunduğu çevre dil edinimlerinde önemli bir rol oynar.” — Bu ifade doğrudur. Çevresel faktörler, çocukların dil edinimini büyük ölçüde etkiler.
E) “Bebekler, anne karnında ve doğdukları ilk zamanlarda maruz kaldıkları seslere ve ses dizimine uyum sağlarlar.” — Bu ifade de doğrudur. Araştırmalar, bebeklerin doğum öncesinde ve sonrasında maruz kaldıkları dillere uyum sağladıklarını göstermiştir.
Yanlış ifade:
C) “Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.”

TESTi BiTiR, PUANINI GÖR

SONUÇ

-
Share your score!
Tweet your score!
Share to other

HD Quiz powered by harmonic design

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize Soruları

1- İki ya da üç yaşlarında kelime dağarcığında yükselişe geçen bir gelişim dönemi ya da bir ‘ ani yükseliş ’ olduğu gösterilmiştir. Bu anlayışa göre kelime öğrenmek için ideal bir zaman çerçevemiz olduğu görüşü vardır. Aşağıdakilerden hangisi dil bakımından zengin bir ortamda dil edinmek için ideal bir zaman penceresi olduğunu iddia eder?

A) Kritik/Hassas dönem
B) Çocukluk dönemi
C) Erken dil eğitimi dönemi
D) Ergenlik dönemi
E) Okul dönemi

Cevap : A) Kritik/Hassas dönem

Dil edinimi ile ilgili araştırmalar, özellikle küçük çocukların dil öğrenme yeteneklerinin, belirli bir yaş aralığında daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu dönem genellikle “kritik dönem” ya da “hassas dönem” olarak adlandırılır. Bu teoriye göre, dil becerilerinin edinimi için en uygun zaman, genellikle erken çocukluk dönemidir ve bu dönemde beyin, dil öğrenmeye özellikle duyarlıdır.
Araştırmalar, özellikle iki ila üç yaş arası çocukların kelime dağarcığında görülen hızlı artışın, bu hassas döneme denk geldiğini ve bu zamanın dil öğrenimi için özellikle elverişli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, dil bakımından zengin bir ortamda dil edinmek için ideal bir zaman penceresi olarak tanımlanan dönem:
A) Kritik/Hassas dönem

2- Bu modelde çocuklar bir yazma projesinde birlikte çalışabilirler. Bir dil deneyimi yaklaşım öyküsü yaparak bu modeli etkileşimli bir şekilde gerçekleştirebilirler. Cümle tamamlama yapıp daha sonra öğrenciler yazdıklarını resmedebilirler.
Yukarıda açıklanan yazma modeli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Akıcı yazma
B) Toplantı biçiminde yazma
C) Yazma köşeleri
D) Konuşma ve yazma kutusu
E) Grupla yazma

Cevap : E) Grupla yazma

Yukarıda tarif edilen yazma modeli, öğrencilerin birlikte çalışarak ve etkileşim içinde bir dil deneyimi yarattıkları bir yapıyı işaret ediyor. Öğrencilerin bir yazma projesinde iş birliği yaparak, öykü oluşturma, cümle tamamlama ve yazdıklarını resmederek daha görsel bir dille ifade etmeleri, bu süreci kolektif ve interaktif kılıyor. Bu tarif, “Grupla yazma” modeline uygun görünüyor çünkü öğrenciler grup halinde çalışarak ortak bir yazı üretiyorlar ve bu süreçte etkileşim içindeler.
Seçenekler arasında bu açıklamaya en uygun olan:
E) Grupla yazma

3- Yazma öğretimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Yazma becerisini edinmek bir süreçtir.
B) Öğrencilere yazmanın adımlarının büyüklüğü ve karmaşıklığı tanımlanmalıdır.
C) Öğrencinin fikirlerini aktarmak ve cümleler kurabilmek için yeterli bilişsel becerilere sahip olup olmadığını belirlemek gerekir.
D) Yazmaya başlamadan önce öğrencinin ince motor ve fiziksel becerilerinin gelişip gelişmediğini belirlemek gerekir.
E) Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.

Cevap : E) Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.

Yazma öğretimiyle ilgili olarak verilen seçeneklerden hangisinin yanlış olduğunu değerlendirmek gerekirse:
A) “Yazma becerisini edinmek bir süreçtir.” — Bu ifade doğrudur. Yazma, öğrenilmesi zaman ve pratiği gerektiren kademeli bir süreçtir.
B) “Öğrencilere yazmanın adımlarının büyüklüğü ve karmaşıklığı tanımlanmalıdır.” — Bu da doğru bir ifadedir. Yazma sürecini anlamak ve yönetmek için öğrencilere yazmanın adımları açık bir şekilde tanımlanmalıdır.
C) “Öğrencinin fikirlerini aktarmak ve cümleler kurabilmek için yeterli bilişsel becerilere sahip olup olmadığını belirlemek gerekir.” — Bu ifade de doğrudur. Öğrencinin yazma becerisini geliştirebilmesi için gerekli bilişsel kapasiteye sahip olması önemlidir.
D) “Yazmaya başlamadan önce öğrencinin ince motor ve fiziksel becerilerinin gelişip gelişmediğini belirlemek gerekir.” — Bu da doğrudur. Özellikle küçük yaş grupları için yazı yazmada ince motor becerilerinin yeterli olması gereklidir.
E) “Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.” — Bu ifade yanlıştır. Yazma becerisi, özellikle ikinci dil olarak bir dil öğrenirken oldukça karmaşık bir süreci içerir ve genellikle dil öğreniminde daha ileri aşamalarda ele alınır.
Yanlış olan seçenek: E) Yazma, yeni bir dil öğrenirken ilk basamakta odaklanılması gereken çok da karmaşık olmayan bir beceridir.

4- ‘ Gıgıldama/babıldama ’ döneminde çocuk aşağıdakilerden hangisini gerçekleştirebilir?

A) İki-kelimelik ifadeleri kullanır.
B) Anlamsız ses öbekleriyle konuşur.
C) En az 50 sözcüğü tanıyıp söyleyebilir.
D) Kısa cümleler kurabilir.
E) Tek-kelimelik ifadeleri kullanır.

Cevap : B) Anlamsız ses öbekleriyle konuşur.

“Gıgıldama/babıldama” dönemi, genellikle bebeklerin yaşamlarının ilk yılı içinde gerçekleşir. Bu dönemde, çocuklar henüz anlamlı kelimeler kullanmazlar. Bunun yerine, dilleri ve sesleri keşfetmeye başlarlar, çeşitli sesler çıkarırlar ve seslerin ritmini ve tonunu taklit ederler. Bu, dil gelişiminin erken bir aşamasıdır ve genellikle anlamsız ses öbekleriyle ses çıkarmayı içerir.
Bu bilgiye göre, doğru seçenek şudur:
B) Anlamsız ses öbekleriyle konuşur.

5- ‘ ………… ilk kez 1985’de Merrill Swain tarafında ortaya atılmıştır. ……….. fark ettirmeyi gerektirir, test etmeyi teşvik eder ve dil üstü etmenleri harekete geçirir. ’
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Sonuç hipotezi / Girdi hipotezi
B) Dil edinimi / Girdi hipotezi
C) Çıktı hipotezi / Çıktı hipotezi
D) Etkileşim hipotezi / Çıktı hipotezi
E) Girdi hipotezi / Çıktı hipotezi

Cevap : C) Çıktı hipotezi / Çıktı hipotezi

Merrill Swain tarafından 1985’de ortaya atılan kavram, “Çıktı Hipotezi”dir. Bu teori, dil öğreniminde aktif olarak dil üretiminin önemine odaklanır. Çıktı hipotezi, dil öğrenenlerin konuşma veya yazma yoluyla dil üretmeleri sürecinde, dilbilgisel yapıları fark etmeleri, dil becerilerini test etmeleri ve dil üstü stratejileri kullanmalarını gerektirir. Bu açıklama, soruda verilen boşlukları dolduracak bilgilerle uyumludur.
Bu nedenle doğru seçenek:
C) Çıktı hipotezi / Çıktı hipotezi

6- ‘ Çocukların dinlediklerini ve farklı sesleri birbirinden ayırt edip etmediklerini ölçmek için kullanabilecek bir etkinliktir. Telaffuzları birbirine benzer kelimeler verip öğrencinin ayırt etmesi istenebilir. ’
Yukarıda açıklaması verilen aktivite aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dinle-boya
B) Elinizi kaldırın etkinliği
C) Tanıma egzersizi
D) Dinle-yap
E) Hikayeleri canlandırma

Cevap : B) Elinizi kaldırın etkinliği

7-  Bu önemli adımda, çocuklara düşüncelerini ve fikirlerini yazmaya ve toplamaya hazırlanma fırsatı verilir. Düzgün yapılırsa, tereddüt etmeden veya endişelenmeden çocukları yazmaya hazır getirebilir.
Yukarıda açıklanan yazma süreci aşağıdakilerden hangisidir?

A) Revizyon/Gözden geçirme
B) Yazma
C) Düzenleme/Düzeltme
D) Ön-yazma
E) Yayınlama

Cevap : D) Ön-yazma

Yukarıda tarif edilen yazma süreci, çocuklara düşüncelerini ve fikirlerini yazmaya ve toplamaya hazırlanma fırsatı verildiğini belirtmektedir. Bu süreç, yazma sürecinin başlangıcında genellikle yer alır ve yazarların konularını, ana fikirlerini belirlemelerine ve nasıl bir yaklaşım izleyeceklerini planlamalarına yardımcı olur. Bu adım, yazarların fikirlerini toplamalarına ve düzenlemelerine olanak tanır, böylece yazmaya başladıklarında net bir yol haritasına sahip olurlar.
Bu açıklama, “Ön-yazma” aşamasıyla uyumludur. Ön-yazma, yazma sürecinin ilk adımıdır ve yazarların yazmaya başlamadan önce düşüncelerini toplamalarını ve organize etmelerini sağlar.
Doğru seçenek:
D) Ön-yazma

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize

8- Aşağıdakilerden hangisi Tüm Fiziksel Tepki Yöntemi (TPR)’ın özelliklerinden değildir?

A) Zaman zaman konuşma dilinin de kullanıldığı sözel etkinlikler kullanılabilir.
B) Fiziksel aktivite ile çocuklar eğitmenin söylediklerini yaparlar.
C) Çocukların isteneni yapıp yapmamasına göre dinlemenin gerçekleşip gerçekleşmediği gözlemlenir.
D) Çocuklara sözel komutlar verilir.
E) Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.

Cevap : E) Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.

Tüm Fiziksel Tepki Yöntemi (TPR), dil öğretiminde, öğrencilerin fiziksel hareketleri ve jestleri kullanarak dil öğrenmelerini teşvik eden bir yöntemdir. Bu yöntemde, öğretmenler öğrencilere hareketleri ifade eden komutlar verir ve öğrenciler bu komutları fiziksel olarak yerine getirirler.
Bu bağlamda, seçeneklerden hangisinin TPR’nın özellikleri arasında olmadığını değerlendirmek gerekirse:
E) “Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.” — Bu ifade, TPR’nın temel prensipleriyle çelişir. TPR metodunda öğrencilerin fiziksel olarak aktif olmaları esastır ve dilin jestler ve hareketler aracılığıyla öğrenilmesi teşvik edilir.
Bu nedenle doğru yanıt:
E) Çocuklar TPR aktiviteleri sırasında vücutlarını hareket ettiremezler sadece sözel olarak yanıt verirler.

9- Aşağıdakilerden hangisi çocukların dil edinimiyle ilgili yanlış bir ifadedir?

A) Çocuklar ilk iki senede kendilerini sadece bir-iki kelimelik sesler ile ifade etmeye çalışırlar.
B) Çocuklar yaş aldıkça dilin farklı yönlerini ve işlevlerini keşfederler.
C) Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.
D) Çocukların içinde bulunduğu çevre dil edinimlerinde önemli bir rol oynar.
E) Bebekler, anne karnında ve doğdukları ilk zamanlarda maruz kaldıkları seslere ve ses dizimine uyum sağlarlar.

Cevap : C) Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.

Çocukların dil edinimiyle ilgili seçeneklerden yanlış olanı belirlemek gerekirse:
A) “Çocuklar ilk iki senede kendilerini sadece bir-iki kelimelik sesler ile ifade etmeye çalışırlar.” — Bu ifade, özellikle ilk iki yıl içinde çocukların konuşma gelişimine dair genel bir gözlemdir ve doğrudur.
B) “Çocuklar yaş aldıkça dilin farklı yönlerini ve işlevlerini keşfederler.” — Bu doğru bir ifadedir, çünkü çocuklar büyüdükçe dil becerileri daha karmaşık hale gelir ve dilin çeşitli işlevlerini anlamaya başlarlar.
C) “Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.” — Bu ifade, çocukların dil gelişim sürecini genellediği ve bireysel farklılıkları göz ardı ettiği için yanıltıcı olabilir. Birçok çocuk iki yaşına geldiğinde basit cümleler kurmaya başlar, ancak “rahat bir şekilde” ifadesi her çocuğun bu yaşta akıcı ve kompleks cümleler kurabileceği anlamına gelmez ve bu, genel bir kural olarak yanlış kabul edilir.
D) “Çocukların içinde bulunduğu çevre dil edinimlerinde önemli bir rol oynar.” — Bu ifade doğrudur. Çevresel faktörler, çocukların dil edinimini büyük ölçüde etkiler.
E) “Bebekler, anne karnında ve doğdukları ilk zamanlarda maruz kaldıkları seslere ve ses dizimine uyum sağlarlar.” — Bu ifade de doğrudur. Araştırmalar, bebeklerin doğum öncesinde ve sonrasında maruz kaldıkları dillere uyum sağladıklarını göstermiştir.
Yanlış ifade:
C) “Çocuklar doğumlarından iki sene sonra rahat bir şekilde cümle kurarak iletişim sağlayabilirler.”

10- Aşağıdakilerden hangisi okuma ve dinleme becerileri arasındaki benzerliklerden biri değildir?

A) Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.
B) Her iki beceride de daha uzun kelimelerin depolanması ve kullanılması zaman alır ve daha zordur.
C) Her iki beceride hedef dilde belirli cümle yapılarını bilmeyi gerektirir.
D) Her ikisi de aktif anlamlandırma süreci içerir.
E) Her iki beceride fonolojik farkındalık gerektirir.

Cevap : A) Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.

Okuma ve dinleme becerileri arasındaki benzerlikleri değerlendirirken, doğru olmayan bir benzerlik seçeneği bulmamız gerekiyor:
A) “Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.” — Bu ifade yanlıştır. Hem okuma hem de dinleme becerileri, anlamlandırma sürecinde önceden sahip olunan bilgi ve dil becerilerine büyük ölçüde bağlıdır. Ön bilgi, metni veya konuşmayı anlamada kritik bir rol oynar.
B) “Her iki beceride de daha uzun kelimelerin depolanması ve kullanılması zaman alır ve daha zordur.” — Bu ifade doğrudur. Hem okuma hem de dinleme sürecinde, özellikle yeni veya karmaşık kelimelerin anlaşılması ve hatırlanması zor olabilir.
C) “Her iki beceride hedef dilde belirli cümle yapılarını bilmeyi gerektirir.” — Bu da doğrudur. Dil yapılarını anlamak, metin veya konuşmayı doğru şekilde yorumlamak için gereklidir.
D) “Her ikisi de aktif anlamlandırma süreci içerir.” — Bu ifade doğrudur. Okuma ve dinleme, dinleyicinin veya okuyucunun aktif olarak anlam çıkarma ve yorum yapma süreçlerini içerir.
E) “Her iki beceride fonolojik farkındalık gerektirir.” — Bu ifade, özellikle dinleme için doğrudur, ancak okuma için de özellikle erken okuma öğreniminde fonolojik farkındalığın önemli olduğu kabul edilebilir. Bununla birlikte, bu ifade bazı durumlarda yanıltıcı olabilir çünkü fonolojik farkındalık dinleme becerisiyle daha doğrudan ilişkilidir.
Bu bağlamda, yanlış olan seçenek:
A) “Her iki beceride de ön bilgiye ve çalışmaya gerek olmadan rahatlıkla anlamlandırma sağlanabilir.”

11- Kelime öğretiminin arka planıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Öğrencilerin kelimelerin okuma ve yazma bağlamında nasıl çalıştıklarını anlamaları sağlanmalıdır.
B) Öğrencilere kelimeleri gerçekten kullanma fırsatı tanınmalıdır.
C) Oyun yolu ile veya kelimeleri içeren karmaşık sorulara cevap vererek kelimeleri kullanma fırsatı vermek öğrenci için faydalı olabilir.
D) Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.
E) Öğretmenler öğrencilerin özerk çalışma saatlerinde de anlamları kavrayabilmeleri için stratejiler öğretmelidir.

Cevap : D) Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.

Kelime öğretimi üzerine yapılan açıklamalardan hangisinin yanlış olduğunu belirlemek için, etkili kelime öğretim metodlarını düşünmek gerekmektedir. İşte yanlış olan seçeneği belirleme süreci:
A) “Öğrencilerin kelimelerin okuma ve yazma bağlamında nasıl çalıştıklarını anlamaları sağlanmalıdır.” — Bu ifade doğrudur. Kelime bilgisinin bağlam içinde öğretilmesi, kelime öğrenimini daha anlamlı ve kalıcı kılar.
B) “Öğrencilere kelimeleri gerçekten kullanma fırsatı tanınmalıdır.” — Bu da doğru bir ifade. Kelimelerin aktif olarak kullanılması, öğrenilen kelimelerin pekiştirilmesine ve dil becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur.
C) “Oyun yolu ile veya kelimeleri içeren karmaşık sorulara cevap vererek kelimeleri kullanma fırsatı vermek öğrenci için faydalı olabilir.” — Bu ifade de doğru. Oyunlar ve interaktif aktiviteler, öğrencilerin yeni kelimeleri eğlenceli ve etkili bir şekilde öğrenmelerine olanak tanır.
D) “Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.” — Bu ifade yanlıştır. Etkili kelime öğretimi, kelimelerin bağlam içinde öğretilmesini ve kullanılmasını teşvik eder. Bağlam dışı kelimelerin sadece tekrar yazdırılması, öğrencilerin kelimelerin anlamını ve kullanımını gerçekten anlamalarına yardımcı olmaz.
E) “Öğretmenler öğrencilerin özerk çalışma saatlerinde de anlamları kavrayabilmeleri için stratejiler öğretmelidir.” — Bu ifade doğrudur. Öğretmenlerin öğrencilere bağımsız öğrenme stratejileri öğretmesi, öğrencilerin kendi başlarına daha etkili bir şekilde çalışmalarını sağlar.
Yanlış ifade:
D) “Çok sayıda bağlam dışı kelimeler öğrenciye her gün tekrar tekrar yazdırılmalıdır.”

12-  Laufer (1991), bir kelimeyi bilmenin gerçekten ne anlama geldiğini saptamak için yaptığı çalışma sonucunda beş farklı kategori elde etmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Laufer’in kategorilerinden biri değildir?

A) Form
B) İsimler
C) Anlam
D) Sözcüksel ilişki
E) Sözdizimsel davranış

Cevap : B) İsimler

Batia Laufer tarafından yapılan çalışmada, bir kelimeyi bilmekle ilgili kategoriler, kelimelerin farklı yönlerini tanımlar. Laufer’in kategorileri, bir kelimenin farklı dilbilimsel yönlerine odaklanır ve genellikle form (kelimenin yazılış ve telaffuz şekli), anlam (kelimenin semantik özellikleri), sözcüksel ilişki (kelime ile diğer kelimeler arasındaki ilişkiler), ve sözdizimsel davranış (kelimenin cümle içinde nasıl kullanıldığı) gibi kavramları içerir.
Seçenekler içinde “İsimler” doğrudan Laufer’in çalışmasına ait bir kategori değildir. Laufer’in çalışması genel dil özelliklerine ve kelimelerin kullanımına odaklanırken, “İsimler” daha çok belirli bir sözcük türünü ifade eder ve bu, kelime bilgisi kategorilerinden biri olarak ele alınmaz.
Bu nedenle, Laufer’in kategorilerinden biri olmayan seçenek:
B) İsimler

13- Sosyokültürel teoriye göre çocukların genellikle oyun oynarken, görevlerini yerine getirirken kendi kendine konuşmasına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?

A) İç konuşma
B) Sessiz konuşma
C) Çocuk konuşması
D) Sosyal konuşma
E) Özel konuşma

Cevap : E) Özel konuşma

Sosyokültürel teori, Lev Vygotsky’nin çalışmalarından kaynaklanır ve çocukların kendi kendilerine konuşmalarını, özellikle oyun oynarken veya çeşitli görevleri yerine getirirken, kendi düşünme süreçlerini dışa vurdukları bir mekanizma olarak ele alır. Vygotsky bu tür konuşmaya “özel konuşma” adını vermiştir. Özel konuşma, çocukların kendileriyle konuşmaları ve düşüncelerini sesli bir şekilde ifade etmeleri anlamına gelir. Bu, çocukların problem çözme süreçlerinde onlara yardımcı olur ve zamanla daha içselleştirilmiş, sessiz bir “iç konuşmaya” dönüşebilir.
Bu bilgiye dayanarak, soruda adı geçen sosyokültürel teoriye göre çocukların kendi kendine konuşmasına verilen ad:
E) Özel konuşma

14- ‘ Öğrenilecek belirli kelimelere odaklanmadan kelime dağarcığı edinme sürecine ……………denir; ………… ise tesadüfi bir sonuçtan ziyade bir öğrenme hedefi olan bilişsel süreçleri ifade etmek için kullanılır. ’
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) rastlantısal öğrenme/örtük öğrenme
B) bilinçli öğrenme/bilinçsiz ögrenme
C) pasif ögrenme/kasıtlı öğrenme
D) kasıtlı öğrenme/pasif öğrenme
E) kasıtlı öğrenme/örtük öğrenme

Cevap : C) pasif ögrenme/kasıtlı öğrenme

15- ‘ Erken yaştaki çocuklara yabancı dil eğitimi sunarken dil eğitimi verenler üç farklı kanalı tercih ederler. Şarkılar, şiirler, çevre sesleri gibi girdiler kanaldandır. Bir materyalin resmini, çizimini, fotoğrafını veya posterini gördüğünde gerçek hayatta elle hissedebileceği objeler, oyuncaklar, kuklalar ise ………. kanallardandır. ’
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) görsel-dokunsal-işitsel
B) işitsel-görsel-dokunsal
C) işitsel-dokunsal-görsel
D) dokunsal-görsel-işitsel
E) dokunsal-işitsel-görsel

Cevap : B) işitsel-görsel-dokunsal

Bu cümlede, çocuklara yönelik yabancı dil eğitiminde kullanılan üç farklı kanal tarif ediliyor ve her bir kanal belirli girdi türlerini temsil ediyor. İlk olarak, şarkılar, şiirler ve çevre sesleri gibi işitsel girdileri içeren kanal belirtilmiş. Bu, “işitsel” kanalı temsil eder. İkinci olarak, materyalin resmini, çizimini, fotoğrafını veya posterini gördüğünde kullanılan girdiler, bu girdilerin görsel olduğunu belirtir ve “görsel” kanalını temsil eder. Son olarak, elle hissedilebilen objeler, oyuncaklar, kuklalar ise dokunma duyusunu kullanarak öğrenme sürecini destekleyen “dokunsal” kanalı ifade eder.
Bu bilgiler ışığında, doğru seçenek işitsel girdilerden başlayıp dokunsal girdilere geçen bir sıralama sunan şıktır:
B) işitsel-görsel-dokunsal

16- ‘ Şimdiki yaklaşımlarda girdi ile çıktı arasındaki ilişki ‘ anlamda uzlaşma ’ şeklinde tanımlanmaktadır. ’ Girdi ve çıktı arasındaki ilişkiyi oluşturan döngüde aşağıdaki elemanlardan hangisi yer almaz?

A) Taklit etme
B) Girdi
C) Çıktı
D) Dönüt
E) Gelişen ara dil

Cevap : A) Taklit etme

Girdi ve çıktı arasındaki ilişki, dil öğreniminde çok önemli bir yer tutar ve bu süreç, girdinin öğrenici tarafından işlenmesi, anlaşılması ve ardından bu girdiye dayalı bir çıktı (konuşma veya yazma) üretilmesi şeklinde işler. Bu süreç genellikle dönüt (geri bildirim) ve öğrenicinin dil gelişimindeki geçici aşamalarını ifade eden “gelişen ara dil” ile desteklenir.
Şu öğeler döngüde yer alır:
Girdi: Öğreniciye sunulan dil materyali.
Çıktı: Öğrenicinin girdiye yanıt olarak ürettiği dil.
Dönüt: Öğrenicinin çıktısına verilen tepki veya düzeltmeler.
Gelişen ara dil: Öğrenicinin dil becerisinin geçici ve gelişmekte olan hali.
Bu bağlamda, “anlamda uzlaşma” sürecine dahil olmayan ve listede belirtilen öğelerden biri Taklit etme’dir. Taklit etme, basitçe var olan ifadelerin veya kelimelerin tekrarıdır ve özellikle bu döngüde kritik bir rol oynamaz çünkü daha çok mekanik bir süreçtir ve özgün dil üretimini veya anlamda uzlaşmayı doğrudan desteklemez.
Dolayısıyla, girdi ve çıktı arasındaki ilişkiyi oluşturan döngüde yer almayan eleman:
A) Taklit etme

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize

17- Aşağıdakilerden hangisi genellikle kullanılan yeni dili sözlü olarak sunma yollarından biri değildir?

A) Kitaplar okuyarak
B) Maskot kullanarak
C) Oyuncaklar kullanarak
D) Kuklalar kullanarak
E) Öğrencilerin kendileri aracılığıyla

Cevap : A) Kitaplar okuyarak

18- Çift dillilik ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Maruz kalma yaşı ve süresi iki dilin de edinimini etkiler.
B) Bir dil diğerinden daha baskın olabilmektedir.
C) Çocuk eş zamanlı olarak iki dili öğrenebilir.
D) İki dili de ana dil konuşmacısı olarak bilmek idealdir.
E) Ortamda bulunan dillerin yazılı olması önemlidir.

Cevap : E) Ortamda bulunan dillerin yazılı olması önemlidir.

E) “Ortamda bulunan dillerin yazılı olması önemlidir.” — Bu ifade yanlıştır. Çift dillilik, yazılı bir dilin varlığından bağımsız olarak gelişebilir. Birçok dil, yazılı bir formdan ziyade sözlü olarak aktarılır ve öğrenilir. Yazılı dilin varlığı, dil öğrenimi için bazı avantajlar sağlayabilir, ancak çift dillilik için mutlak bir gereklilik değildir.

19- I. Dilsel ögeleri fark etme
II. Kısa süreli hafızaya ekleme
III. Algılama
IV. Eski dilsel özellikleri yok sayma
Ellis (1991)’e göre yukarıdakilerden hangisi veya hangileri ikinci dil ediniminin aşamalarındandır?

A) I, II ve III
B) I ve II
C) II ve III
D) III ve IV
E) Yalnız IV

Cevap : A) I, II ve III

Ellis (1991) tarafından tanımlanan ikinci dil edinimi süreci, öğrencilerin yeni dildeki dil özelliklerini algılamaları, kısa süreli hafızaya eklemeleri ve sonrasında bu yeni öğrenilen dil özelliklerini kullanarak dil üretmeleri sürecini kapsar. Bu süreç, dil öğelerini fark etmeyi, onları hafızaya almalarını ve algılama aşamalarını içerir. Özellikle Ellis’in çalışmaları, öğrenicilerin dilsel özellikleri nasıl algıladıkları ve işledikleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bunun yanı sıra, eski dilsel özellikleri yok sayma değil, bunların üzerine yeni dilsel bilgilerin eklenmesi süreci söz konusudur.
Bu bilgilere dayanarak, Ellis’e göre ikinci dil ediniminin aşamaları şunlardır:
I. Dilsel ögeleri fark etme
II. Kısa süreli hafızaya ekleme
III. Algılama
Bu nedenle doğru seçenek:
A) I, II ve III

20- ‘ Herhangi bir zamanda ortaya çıkarılan öğrenme etkinliği olarak tanımlanır. Aynı zamanda dil öğretimi olarak da adlandırılır. Çoğu derste öğretmen tarafından sunulur. ’
Yukarıdaki tanıma uygun kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pedagojik odak
B) Pedagoji
C) Anlaşılabilir girdi
D) Dil edinimi
E) Etkileşim

Cevap : A) Pedagojik odak

21- Aşağıdakilerden hangisi kritik dönem hipotezini tanımlar?

A) Yeni dilbilgisel ya da sözcüksel etmenleri bir girdi içerisinde bilinç dışı bir şekilde öğrenen taşınan anlamı edinmesidir.
B) Ayarlanmış girdi, çıktı ve anlamı anlaşmayı içeren bir durumdur.
C) Konuşmayı dil ediniminin sonucu olarak görür ve anlaşılabilir girdiler ile dili inşa edebileceğimizi öne sürer.
D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir.
E) Ayarlanmış girdi, anlam tartışması, çıktı ve öğrenen hatalarına geri dönüt vermeyi kapsar.

Cevap : D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir.

Kritik dönem hipotezini tanımlayan ifade, insanların belirli bir yaş aralığında dil öğrenmeye daha uygun olduklarını ve bu dönem dışında dil öğreniminin daha zor olduğunu öne süren bir teoridir. Bu hipotez, özellikle çocukların dil öğrenimindeki doğal yeteneklerine ve bu yeteneklerin yaşla nasıl değişebileceğine odaklanır.
Seçenekleri değerlendirirsek:
A) Yeni dilbilgisel ya da sözcüksel etmenleri bir girdi içerisinde bilinç dışı bir şekilde öğrenen taşınan anlamı edinmesidir. – Bu ifade, dil edinimi sürecini açıklar ancak kritik dönem hipotezine özgü bir tanımlama değildir.
B) Ayarlanmış girdi, çıktı ve anlamı anlaşmayı içeren bir durumdur. – Bu ifade, etkileşimli dil öğrenimini açıklar fakat kritik dönem hipotezini doğrudan tanımlamaz.
C) Konuşmayı dil ediniminin sonucu olarak görür ve anlaşılabilir girdiler ile dili inşa edebileceğimizi öne sürer. – Bu ifade, dil öğrenimi süreçlerinden birini tanımlar ancak kritik dönem hipotezini açıklamaz.
D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir. – Bu ifade, kritik dönem hipotezini doğru bir şekilde tanımlar.
E) Ayarlanmış girdi, anlam tartışması, çıktı ve öğrenen hatalarına geri dönüt vermeyi kapsar. – Bu ifade, dil öğretimindeki bazı teknikleri açıklar, ancak kritik dönem hipotezine özel bir açıklama getirmez.
Bu bağlamda, kritik dönem hipotezini doğru tanımlayan seçenek:
D) İnsanların biyolojik olarak dil öğrenmeye erken çocuklukta daha uygun oldukları ve daha başarılı oldukları fikridir.

22- Dil öğretiminde kullanılan hikâyeler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.
B) Çocukların rahat hissettiği bir oturma düzeni ve ışık ayarlaması önemlidir.
C) Hikâye dinlemek çocukların kendi içlerinde canlandırmasına katkıda bulunur.
D) Hem dinleme hem de okuma becerilerine katkı sağlayan hikayeler aynı zamanda motive edicidir.
E) Hikâye dinlemek güvenilir ve sıcak bir atmosfer yaratır.

Cevap : A) Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.

Dil öğretiminde hikayelerin kullanımıyla ilgili ifadeleri değerlendirirken yanlış olanı tespit etmek gerekiyor:
A) “Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.” — Bu ifade yanlıştır. Hikayelerin kullanımı, genellikle dil öğrenenlerin seviyesine uygun olacak şekilde seçilir ve onlara en uygun dil maruziyetini sağlamak için dikkatli bir şekilde planlanır. Hikayelerin amacı, öğrencilerin anlayabileceği ve onlar için anlamlı olan içeriklerle onları dile maruz bırakmaktır.
B) “Çocukların rahat hissettiği bir oturma düzeni ve ışık ayarlaması önemlidir.” — Bu ifade doğrudur. Hikaye dinleme sırasında çocukların rahat hissetmeleri, öğrenme etkinliğinin etkililiğini artırır.
C) “Hikâye dinlemek çocukların kendi içlerinde canlandırmasına katkıda bulunur.” — Bu da doğru bir ifadedir. Hikayeler, çocukların hayal gücünü tetikleyerek, kendi zihinlerinde olayları ve karakterleri canlandırmalarına yardımcı olur.
D) “Hem dinleme hem de okuma becerilerine katkı sağlayan hikayeler aynı zamanda motive edicidir.” — Bu ifade de doğrudur. Hikayeler, hem dinleme hem de okuma becerilerini geliştirebilir ve öğrencileri dil öğrenmeye motive edebilir.
E) “Hikâye dinlemek güvenilir ve sıcak bir atmosfer yaratır.” — Bu ifade de doğrudur. Hikayeler, öğrencilerin kendilerini güvende ve rahat hissetmelerini sağlayan bir ortam yaratabilir.
Bu nedenle, yanlış ifade:
A) “Dil eğitiminde hikaye kullanmadaki amaç dil seviyesini dikkate almadan dile maruz bırakmaktır.”

23-  Krashen (1982), “Biz dili şu anki dil yetimizin bir seviye üstündeki içerikleri anlayarak ediniriz. Bu da ancak bağlamın ve dil dişi bilginin yardımıyla yapılabilir.” olduğunu savunmuştur.
Krashen bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmaktadır?

A) Maruz kalma
B) Sonuç hipotezi
C) Çıktı hipotezi
D) Etkileşim hipotezi
E) Girdi hipotezi

Cevap : E) Girdi hipotezi

Krashen’in sözleri, dil öğrenme sürecinde bireylerin mevcut dil seviyelerinin biraz üzerindeki dil yapılarını anlamalarıyla ilgilidir. Bu açıklama, Krashen’in “Girdi Hipotezi”ne işaret eder. Girdi Hipotezi, öğrencilerin anladıkları girdinin kendi dil yeteneklerinin bir miktar üzerinde olması gerektiğini öne sürer, yani “i+1” seviyesindeki girdi. Bu yaklaşım, dil öğrenenin anlamlandırma yaparak dil edinimi gerçekleştirebileceğini savunur ve bağlamın ile dil dışı bilginin bu süreçte yardımcı olduğunu belirtir.
Bu bilgiye göre, Krashen’in bu sözleriyle anlattığı:
E) Girdi hipotezi

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize

Auzef Bölümler Çocuk Gelişimi Lisans-min telegram çocuk gelişimi

Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi 2022-2023 Vize

Editor

Editör

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır!