Üstün Zekâlı Ve Yetenekli Çocuklar Ve Eğitimleri Vize Deneme Sınavı -4

Cevap : c) Öğrenci belli bir görevi kolayca başaramaz ve düşük özgüveninden dolayı gelecekteki görevlerinden çekilir.

Cevap : a) 1974
NOT: Ülkemizde üstün zekâlılıkla ilgili yapılan ilk resmi tanım 1974 yılında Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Hakkında Yönetmelikte yer almıştır. Bu tanıma göre IQ’sü 130 üzeri olan üstün zekâlı, 120 üzeri olan ise üstün yetenekli olarak kabul edilmiştir. Bu tanım üstün yeteneği zekâ testleriyle sınırlandırmıştır.

Cevap : e) Algılama yeteneği
NOT: Marland Raporu üstün zekâlılığın ve yetenekliliğin tanımını şu şekilde yapmaktadır: Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar, üstün yetenekleri sayesinde yüksek performans gösterebilen, mesleki olarak uzmanlaşmış kişiler tarafından tanımlanan çocuklardır. Bunlar, kendilerine ve topluma katkılarını gerçekleştirmek için normal okul programı tarafından sağlananların ötesinde farklı eğitim programlarına ve / veya hizmetlere ihtiyaç duyan çocuklardır. Yüksek performans gösterebilen çocuklar, aşağıdaki alanlardan herhangi birinde tek başına veya kombinasyon halinde kanıtlanmış başarıya ve / veya potansiyel yeteneğe sahip olanları içerir:
1. Genel entelektüel yetenek
2. Özel akademik yetenek
3. Yaratıcı veya üretken düşünme
4. Liderlik yeteneği
5. Görsel sanatlar ve sahne sanatları
6. Psikomotor yetenek

Cevap : a) Aday gösterme

Cevap : c) Rehberlik Araştırma Merkezinde çalışan psikolojik danışman
NOT: Aday Gösterme: Aday gösterme evresinde öğretmenler, ebeveynler, akranlar, danışmanlar ya da öğrencinin kendisi gibi pek çok kaynak öğrencinin tanılanmasında etkili olabilir.

Cevap : a) Daha çok psikometrik ölçümlere dayalı tanımlamalar yapılmıştır.
NOT: a-Üstün zekâlı olma durumunu nelerin oluşturduğu bu konuda çalışan tüm uzmanların cevap aradığı bir konu olmuştur. Pek çok araştırmacı bu konuda farklı şeyler söylemektedir. Uzun yıllar konuyla ilgili yapılmış araştırmalar sonucunda üstün zekânın tanımı ile ilgili fikir birliğine varılamamıştır. Araştırmacılar daha çok psikometrik ölçümlere dayalı tanımlamalar yapmışlardır. Üstün zekâlı çocukların eğitimcileri ise öğrencilerin eğitimi doğrultusunda tanımlar yapmaktadırlar.
b-‘Üstün zekâlı’ kavramı ilk olarak 1869 yılında Francis Galton tarafından sıra dışı yetenekleri olan yetişkinler için kullanılmıştır. Galton, dehayı “olağanüstü yüksek ve aynı zamanda doğuştan gelen bir yetenek” olarak
kavramsallaştırmıştır. Çocuklar özel yetenekli olma potansiyelini kalıtsal olarak alır. Galton bu çocukları üstün zekâlı çocuklar olarak adlandırmıştır.
c-Lewis Terman, üstün zekâlı kişileri “140 ve üzeri IQ puanına sahip kişi” şeklinde tanımlamıştır.
d-Clark, zekânın bilişsel işlevlerle sınırlandırılmaması gerektiğini, biliş, duygu, sezgi ve duyu gibi beynin bütün işlevlerinin birleşmesinden oluştuğunu vurgulamıştır.
e-Sternberg, zekâyı ‘çevreye uyum sağlama, şekillendirme ve seçme yeteneği’ olarak tanımlamıştır.

Cevap : e) Müzik yeteneği yüksek olan kişilerin yalnızca sol beyin aktiviteleri baskındır.

Cevap : b) Bütün tanımlarda genetik faktörler zekânın oluşumunda daha etkilidir.

Cevap : d) 2018
NOT: 2018 yılında ‘Özel yetenekli birey: yaşıtlarına göre daha hızlı öğrenen, yaratıcılık, sanat, liderliğe ilişkin kapasitede önde olan, özel akademik yeteneğe sahip, soyut fikirleri anlayabilen, ilgi alanlarında bağımsız hareket etmeyi seven ve yüksek düzeyde performans gösteren birey’ şeklinde son halini almıştır.

Cevap : b) Ortalamanın üzerinde yetenek, yaratıcılık ve görev taahhüdü
NOT: Renzulli’nin Üç Halka Kuramı: Amerikalı Joseph Renzulli (1978, 2005) üstün zekâlılıkla ilgili ‘üç halka’ diye isimlendirdiği bir kuram geliştirmiştir. Üç halka kuramına göre, üstün zekâ şu üç öğenin kesişmesiyle oluşur.
1. Ortalamanın üstünde genel ya da özel yetenek,
2. Görev sorumluluğu: İyileştirilmiş veya odaklanmış bir çeşit motivasyondur.
3. Yaratıcılık kavramı

Cevap : b) Prefrontal
NOT: Yetenek ve beceri öncelikle beynin motor, bilişsel, duyu, duygusal koordinasyonunu yöneten prefrontal korteksle ilgilidir. Yapılan araştırmalar posterior (arka) temporal korteks ve prefrontal bölgede kalınlıkla zekânın ilişkili olduğunu göstermektedir. Genetik çalışmalar ve kognitif sinirbilim deneyleri, bazı kortikal alanların optimum bilişsel performansın veya zihinsel yeteneğin yapısal temelini sağladığını göstermektedir. Korpus kallozum, frontal-parietal korteksler, bilateral temporal korteksler, insular korteks ve dorsolateral prefrontal korteks bölgeleri hemisferler arası iletişim, uzamsal navigasyon, dikkat, hafıza, duygu, dil ve muhakeme gibi işlevlere olanak sağlayan korteks yapısında bulunurlar.

Cevap : c) Öfke nöbetleri

Cevap : a) Clark
NOT: Clark, üstün zekânın beyindeki sinir hücreleri arasında yüksek düzeyli bir bütünleşme, hızlanma sonucuyla oluşan biyolojik kökenli bir kavram olduğunu savunmuştur.

Cevap : d) Tanılamada zihinsel yetenek ön planda tutulmalıdır.
NOT: Tanılamanın İlkeleri: Callahan and McIntire etkili tanılama için sekiz ilkeden bahsetmişlerdir:
İlke 1: Birçok farklı özel yetenek türüne uygun tanılama prosedürlerinden yararlanılmalıdır.
İlke 2: Özel yeteneği farklı açılardan tanılamak için farklı stratejiler kullanılmalıdır.
İlke 3: Yalnızca IQ testleri kullanılmamalıdır. Geçerli ve güvenilir testler kullanılmalıdır.
İlke 4: Yetersiz hizmet alan popülasyon için uygun testler bulunmalıdır.
İlke 5: Her çocuğun biricik olduğu unutulmamalıdır.
İlke 6: Tanılamada testler dışında farklı ölçme araçları da kullanılmalıdır.
İlke 7: Tanılamanın dezavantajlarının farkına varılmalıdır.
İlke 8: Kurumların memnuniyetinden önce öğrencinin yetenekleri ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak seçim yapılmalıdır

Cevap : b) Kişilik testi

Cevap : c) Parietal lob

Cevap : a) Psikomotor aşırı duyarlılık
NOT: Psikomotor Aşırı Duyarlılık: hareket, huzursuzluk, aktif ve enerjik olma için artırılmış bir kapasite, hızlı konuşma, belirgin heyecan yoğun fiziksel etkinlik
Örneğin; fazla enerjiden kaynaklanan fiziksel huzursuzlukta kendini gösterebilir.
– Çocuğun fazla enerjisi kendi kendine konuşma ve gevezelikle gösterebilir.
– Tikler, davul çalma veya tırnak yeme gibi sinirsel alışkanlıklar geliştirebilirler.
– Bazı çocuklar fiziksel olarak dürtüsel hale gelir. Sürekli hareket halinde olmaları gerekiyormuş gibi görünebilir
– Çocuk sürekli hareket, kıvrılma, sandalyeyi geri itme, sallanan bacaklar vb. koltuğunda duramıyor gibi görünebilir.
– Alışılmadık derecede hızlı konuşmaları ve abartılı ses ifadeleri olabilir.

Cevap : e) Müziksel bir eylem, sadece sağ ve sol temporal loblar ile sınırlıdır.
NOT: Bir müzikçinin nota okuması ve çalgı çalması beyinde çok karmaşık işlemler içeren harekettir. Müzik icrası esnasında müziğin temel ögelerinin kullanılması, hızlı ve etkin bir şekilde algılanması ve bu algıların görsel-motor sisteme dönüştürülmesi gerekmektedir. Müziksel bir eylem, sadece sağ ve sol temporal loblar ile sınırlı değildir. Beynimizin sağ ve sol yarı bölgelerinin her ikisinin de işleme katıldığı bir süreç söz konusudur. Müzik pratiği ve görsel-uzamsal beceriler arasında bağlantı bulunmuştur.

Cevap : b) Bilsem
NOT: BİLSEM’lere öğrenci yerleştirmek amacıyla her yıl bir dizi tanılama süreci gerçekleştirilmektedir. Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü bu amaçla tüm şehirlerde ‘İl Tanılama Sınav Komisyonları’ kurulmasına karar vermiştir.

Cevap : d) Zaman alanında aşırı duyarlılık
NOT: Aşırı Duyarlılık; psikomotor, duyusal, hayal gücü, entelektüel ve duygusal olmak üzere beş alanda görülmektedir.