Bebeklik Döneminde Gelişim ve Eğitim 2023-2024 Final Soruları

Cevap : D) 33 ila 35,5 cm

Yenidoğanın baş çevresi genellikle ortalama 33 ila 35,5 cm arasında olur. Bu nedenle doğru cevap D) 33 ila 35,5 cm’dir.

Cevap : C) Kadın XX – Erkek XY

Bu soru, insanlarda kadın ve erkek cinsiyetlerinin kromozomal temellerini sorgulamaktadır. İnsanların cinsiyetleri, belirli kromozom kombinasyonlarına dayanır. Bu kromozomlar, her bireyin genetik yapısının bir parçasıdır ve cinsiyeti belirlemede anahtar rol oynar. Seçenekleri inceleyelim:

A) Kadın XY – Erkek XY: Bu seçenek yanlıştır, çünkü hem kadınların hem de erkeklerin XY kromozomlarına sahip olmaları mümkün değildir.

B) Kadın YY – Erkek XY: Bu seçenek de yanlıştır, çünkü insanlarda YY kromozom kombinasyonu bulunmaz.

C) Kadın XX – Erkek XY: Bu seçenek doğrudur. Kadınlar genellikle XX kromozomlarına sahipken, erkekler XY kromozomlarına sahiptir. Bu kromozomlar cinsiyetin belirlenmesinde temel faktördür.

D) Kadın XY – Erkek XX: Bu seçenek yanlıştır, çünkü bu kromozom kombinasyonları tipik kadın ve erkek cinsiyet kromozomları değildir.

E) Kadın XX – Erkek XX: Bu seçenek de yanlıştır, çünkü erkekler genellikle XX kromozomlarına sahip değildir; erkekler XY kromozomlarına sahiptir.

Bu durumda, doğru cevap C) Kadın XX – Erkek XY’dir. Bu, insanlarda cinsiyeti belirleyen tipik kromozomal yapıdır.

Cevap : D) İpe boncuk dizme

Bu soru, küçük kasların hareketine örnek olan bir etkinliği belirlemeyi amaçlamaktadır. Küçük kas hareketleri, genellikle eller ve parmaklar gibi vücudun küçük kas gruplarını içeren ince motor becerileriyle ilgilidir. Bu tür hareketler, hassas hareketleri gerektirir ve genellikle dikkatli el-göz koordinasyonu içerir. Seçenekleri inceleyelim:

A) Mama Sandalyesinde Oturma: Bu, büyük kas gruplarını kullanmayı içerir ve daha çok genel vücut kontrolüyle ilgilidir.

B) Emekleyerek Merdiven Çıkma: Bu etkinlik, büyük kas gruplarını, özellikle bacak ve kol kaslarını kullanmayı gerektirir.

C) Topa Ayakla Vurma: Bu, bacaklar ve ayaklar gibi büyük kas gruplarının kullanımını içerir.

D) İpe Boncuk Dizme: Bu etkinlik, el ve parmak hareketlerini gerektirir. Hassas hareketler ve dikkatli el-göz koordinasyonu gerektiren bir ince motor becerisi örneğidir.

E) Topu Yakalama: Bu, hem büyük hem de küçük kas gruplarını içerir, ancak genellikle daha geniş hareketler ve vücut koordinasyonunu gerektirir.

Bu bilgiler ışığında, küçük kasların hareketine örnek olarak en uygun olan seçenek D) İpe Boncuk Dizme’dir. İpe boncuk dizme etkinliği, ince motor becerileri ve el-göz koordinasyonunu geliştiren, küçük kas hareketlerini içeren bir aktivitedir.

Cevap : B) Jargon

Cevap : E) I, II ve III

Bu soru, embriyonun anne karnında korunması ve sağlıklı gelişimini destekleyen sistemleri sorgulamaktadır. Seçeneklerde listelenen sistemler şunlardır:

Amniyon Kesesi:

Amniyon kesesi, embriyonun etrafını saran ve amniyotik sıvı içeren bir kesedir. Bu kese, embriyonun yastıklanmasını sağlar, hareket özgürlüğü verir ve dış etkenlerden korur. Embriyonun korunması ve sağlıklı gelişimi için hayati bir rol oynar.

Plasenta:

Plasenta, anneden embriyoya besin ve oksijen taşıyan, aynı zamanda atık maddeleri annenin kan dolaşımına geri gönderen bir organdır. Embriyonun sağlıklı gelişimi için gerekli olan maddelerin transferinde kritik bir rol oynar.

Göbek Kordonu:

Göbek kordonu, embriyo ile plasenta arasında bağlantı kurar ve kan, oksijen ve besin maddelerinin transferini sağlar. Embriyonun gelişimi için gerekli olan bu maddelerin taşınmasında önemli bir işlevi vardır.

Morula:

Morula, döllenmiş yumurtanın bölünmesiyle oluşan hücre kümeleridir. Bu, embriyonun gelişiminin çok erken bir aşamasıdır ve destek sistemi olarak tanımlanmaz.

Doğru cevap, E) I, II ve III’tür. Bu seçenek, embriyonun anne karnında korunması ve sağlıklı gelişimini destekleyen amniyon kesesi, plasenta ve göbek kordonunu içerir. Morula, bu süreçte bir destek sistemi olarak işlev görmez.

Cevap : D) 3000-3500 gr ve 50-52 cm

Normal bir doğum sonucu doğan bir bebek için genellikle doğum kilosu 2500-4000 gram arasında ve doğum boyu 45-55 cm arasında olabilir. Bu nedenle doğru cevap seçenekler arasında yer almıyor gibi görünüyor. Ancak, en yakın seçenek olarak C) 3000-3500 gr ve 45-50 cm gibi görünüyor. Ancak, bu değerler bebekler için genel bir ortalama olup, her bebek farklıdır ve bu değerlerdeki sapmalar normaldir. Bebeklerin doğum boyu ve kilosu anne ve baba genetik faktörlerine, anne beslenmesine, gebelik sürecine ve diğer çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, her bebeğin doğumunda farklı değerlere sahip olabileceğini unutmamak önemlidir.

Cevap : A) I ve II

Bebeklerin güvenliği ile ilgili yukarıdaki ifadelerden doğru olanlar:

I. Bebek yataklarında yastıklar, battaniyeler ve tüylü oyuncaklar bulundurulmamalıdır.
II. Bebeklerin ulaşabilecekleri yerlerde küçük nesneler bulundurulmamalıdır.

Doğru cevap A) I ve II’dir

Cevap : E) İkincil duygular, geçerli bir uyaranın algılanması üzerine beyin sistemleri tarafından üretilen duygulardır.

Bu soru, ikincil duygularla ilgili ifadelerden hangisinin yanlış olduğunu belirlemeyi amaçlamaktadır. İkincil duygular, bireyin kendisini ve diğer insanları nasıl algıladığına bağlı olarak gelişen daha karmaşık duygusal tepkilerdir. Bu duygular genellikle sosyal etkileşimler ve kişisel özdeşleşmeler sonucunda ortaya çıkar. Seçenekleri inceleyelim:

A) İkincil duygular, hayatın ikinci ve üçüncü yıllarında ortaya çıkmaktadır: Bu ifade doğrudur. İkincil duygular genellikle çocukların kendilik bilincinin gelişmeye başladığı dönemde, yani hayatın ikinci ve üçüncü yıllarında ortaya çıkar.

B) İkincil duygular, daha karmaşıktır: Bu ifade de doğrudur. İkincil duygular, birincil duygulara göre daha karmaşık yapıdadır çünkü bireyin kendisi, diğerleri ve çevresiyle olan ilişkilerine dayalı bir anlayış gerektirir.

C) Gurur, suçluluk, mahcubiyet, imrenme ve kıskançlık ikincil duygulardır: Bu da doğru bir ifadedir. Bu duygular, bireyin kendisini ve diğerlerini değerlendirme sürecine dayanır ve sosyal ilişkilerin bir sonucu olarak gelişir.

D) İkincil duygular, bilişsel nitelikler gerektirir: Bu ifade de doğrudur. İkincil duygular, bireyin kendini ve çevresini anlaması ve yorumlamasıyla ilgilidir, bu da bilişsel süreçleri gerektirir.

E) İkincil duygular, geçerli bir uyaranın algılanması üzerine beyin sistemleri tarafından üretilen duygulardır: Bu ifade yanlıştır. İkincil duygular, sadece geçerli bir uyaranın algılanmasına dayalı basit tepkiler değildir; bunlar, bireyin sosyal ve kişisel bilincinin bir sonucu olarak gelişir ve karmaşık bilişsel ve duygusal işlemleri içerir.

Bu nedenle, yanlış ifade E) İkincil duygular, geçerli bir uyaranın algılanması üzerine beyin sistemleri tarafından üretilen duygulardır olacaktır.

Cevap : C) 9 aydan sonra

John Bowlby’nin bağlanma kuramı, bebeklerin gelişimindeki önemli aşamaları ve onların bağlanma figürleri ile olan ilişkilerini incelemektedir. Bu kurama göre, bebekler belirli bir yaştan sonra annelerini yabancı kişilerden ayırt etmeye başlarlar. Bu, bebeklerin sosyal gelişimi ve bağlanma sürecinde önemli bir kilometre taşıdır.

Seçeneklere göre:

A) 14 aylıkken: Bu yaş, bebeklerin bağlanma figürlerini tanıma ve yabancılara karşı farkındalık geliştirmeye başladıkları bir dönem olabilir, ancak bu yaş genellikle yabancıları tanıma ve ayırt etme sürecinin başlangıcını işaret etmez.

B) 24 aylıktan sonra: Bu yaş, bebeklerin sosyal becerilerinin ve bağlanma süreçlerinin daha ileri bir aşamasını temsil eder.

C) 9 aydan sonra: Bowlby’nin teorisine göre, bebekler yaklaşık 7-9 aylıkken “yabancı kaygısı” geliştirmeye başlarlar ve bu dönemde annelerini yabancı bir kişiden ayırabilmeye başlarlar.

D) 18-24 aylıkken: Bu yaş aralığı, sosyal ve duygusal gelişimin daha ileri aşamalarını kapsar.

E) Doğumdan sonraki ilk altı hafta: Bu dönemde bebekler, bağlanma figürlerini yabancı kişilerden ayırt etmek için gerekli sosyal ve bilişsel gelişime sahip değildir.

Bu bilgiler ışığında, doğru cevap C) 9 aydan sonra’dır. Bu dönemde bebekler, annelerini yabancı bir kişiden ayırt etmeye başlar ve yabancı kişilere karşı belirgin bir kaygı göstermeye başlayabilirler. Bu, bağlanma sürecinin doğal bir parçasıdır ve bebeklerin gelişen sosyal ve duygusal becerilerini yansıtır.

Cevap : E) Bilişsel süreçler

Bu soru, bellek, dikkat, problem çözme, algı ve öğrenme gibi süreçlerin hangi genel kategori altında sınıflandırıldığını sorgulamaktadır. Bu süreçler, zihinsel işlevlerle ve bilgi işlemeyle doğrudan ilişkilidir. İlgili seçenekler şunlardır:

A) Biyolojik Süreçler: Bu terim, genellikle vücudun fizyolojik işlevlerini ifade eder, örneğin solunum, sindirim, kan dolaşımı gibi.

B) Psiko-seksüel Süreçler: Bu terim, cinsel gelişim ve libido ile ilişkili psikolojik süreçleri tanımlamak için kullanılır ve Freud’un teorileriyle ilişkilidir.

C) Psiko-entelektüel Süreçler: Bu terim, zihinsel işlevlerle ilişkili olabilir, ancak yaygın olarak kullanılan bir kategorizasyon değildir.

D) Psiko-sosyal Süreçler: Bu terim, bireyin sosyal çevresiyle etkileşimini ve bu etkileşimlerin psikolojik gelişim üzerindeki etkisini ifade eder.

E) Bilişsel Süreçler: Bu terim, zihinsel işlevlerle ilişkili süreçleri ifade eder. Bellek, dikkat, problem çözme, algı ve öğrenme gibi süreçler, bilgi işleme ve zihinsel faaliyetlerle doğrudan ilişkili olduğundan, bilişsel süreçler kategorisine girer.

Bu bağlamda, doğru cevap E) Bilişsel Süreçler’dir. Bilişsel süreçler, zihinsel faaliyetlerle ve bilgi işlemeyle ilgili süreçleri kapsayan geniş bir kategoridir. Bu süreçler, bireyin çevresini algılama, bilgiyi işleme, karar verme ve öğrenme kapasitelerini içerir.

Cevap : B) Gramer dönemi

Bu soru, erken çocukluk döneminde dil gelişiminin farklı aşamalarını ve sözcük öncesi dönemde yer almayan bir aşamayı sorgulamaktadır. Sözcük öncesi dönem, genellikle bebeklerin ve küçük çocukların anlamlı kelimeler kullanmadan önce geçtikleri dil gelişimi evrelerini ifade eder. Bu dönemdeki tipik aşamalar şunlardır:

Babıldama: Bebeklerin sesleri tekrarlaması ve konuşma benzeri sesler çıkarması aşamasıdır.
Cıvıldama: Bebeklerin sesleri ve ses tonlarını keşfettiği, daha melodik sesler çıkardığı dönemdir.
İstemsiz Sesler: Bebeklerin doğal olarak çıkardığı sesler; gülme, ağlama gibi.
Genişleme: Bebeklerin sesleri daha uzun ve kontrol edilmiş şekilde çıkarmaya başladığı evre.
Seçenekler arasında B) Gramer dönemi, sözcük öncesi dönemde yer almayan aşamadır. Bu dönem, çocukların anlamlı kelimeleri ve basit cümle yapılarını kullanmaya başladıkları, dilin gramer yapısını kavramaya başladıkları evreyi ifade eder. Bu evre, genellikle çocuklar daha anlamlı ve yapılandırılmış konuşma becerileri geliştirmeye başladığında ortaya çıkar ve sözcük öncesi dönemin sonrasında gelir.

Cevap : C) Uyum sağlama

Bu soru, Jean Piaget’in kognitif gelişim teorisinin temel kavramlarından birini sorgulamaktadır. Soruda verilen örnekte, bir çocuk öncelikle köpeği kedi olarak algılar (kendi mevcut şemasına dayanarak), ancak annesinin açıklamasıyla köpeği yeni bir kavram olarak tanır ve bu yeni bilgiyi mevcut şemasına ekler. Bu süreç, Piaget’in iki temel kognitif gelişim kavramından biriyle açıklanabilir:

Özümleme:

Mevcut bir şemaya yeni bilgilerin veya deneyimlerin dahil edilmesidir. Eğer çocuk köpeği gördüğünde onu kedi olarak algılamaya devam etseydi, bu özümleme olurdu. Ancak, soruda çocuğun yeni bir kavramı kabul ettiği belirtiliyor.

Uyum Sağlama:

Mevcut şemaların yeni bilgilere veya deneyimlere uyum sağlaması veya değişmesidir. Bu durumda, çocuk annesinin açıklamasıyla köpeği yeni bir varlık olarak algılar ve bu yeni bilgiyi mevcut bilgi yapısına ekler. Bu, var olan “kedi” şemasının “köpek” şeması ile genişletilmesi ve ayırt edilmesi anlamına gelir.

Bu süreç, Piaget’in C) Uyum Sağlama kavramı ile açıklanabilir. Uyum sağlama, bireyin çevresinden aldığı yeni bilgileri mevcut bilgi yapısına entegre ederek zihinsel gelişimini ve düşünce yapısını değiştirmesini ifade eder. Bu durumda, çocuk köpeği yeni bir varlık olarak tanır ve bu yeni bilgiyi mevcut şemasına ekleyerek uyum sağlar.

Cevap : A) 2 Metre Kare

Bu soru, Türkiye’deki Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik’e göre, 0-24 aylık bebekler için düzenlenecek uyku odalarının alan standartlarıyla ilgilidir. Yönetmelik, bu tür kurumların bebekler için sağlaması gereken minimum alan ölçülerini belirler, böylece her çocuğun yeterli alan ve konfora sahip olması sağlanır.

Doğru cevap, A) 2 Metre Kare’dir. Bu, 0-24 aylık bebekler için düzenlenecek uyku odalarının, yönetmelikte belirlenen her bir çocuk için minimum alan gereksinimidir. Bu standart, bebeklerin güvenliği ve rahatı gözetilerek belirlenmiş olup, kreş ve gündüz bakımevleri tarafından bu ölçütün karşılanması gerekmektedir. Bebeklerin gelişimi ve sağlığı açısından, yeterli uyku alanı sağlamak önemlidir. Bu standart, kreş ve benzeri kurumların fiziksel düzenlemelerinin bir parçası olarak dikkate alınmalıdır.

Cevap : A) Öğrenme merkezleri

Bu soru, sınıf planlamasında çocukların yaşlarının nasıl dikkate alınması gerektiğini ve farklı yaş grupları için hangi tür alanların gerekli olduğunu sorgulamaktadır. 2 yaşından büyük çocuk grupları için, 0-2 yaş grubundan farklı olarak bulunması gereken özel bir alanı belirlemeyi amaçlar.

Seçenekler arasında, 2 yaşından büyük çocuk grupları için özel olarak gereken alan A) Öğrenme Merkezleri’dir. Bu yaş grubundaki çocuklar, hızla gelişen motor becerileri ve artan meraklarıyla, daha yapılandırılmış öğrenme etkinliklerine katılmaya başlarlar. Öğrenme merkezleri, bu yaş grubunun dil, bilişsel ve sosyal becerilerini geliştirmek için tasarlanmış alanlardır. Bu merkezler, çocukların öğrenme sürecinde keşfetmeleri ve etkileşimde bulunmaları için çeşitli materyaller ve etkinlikler sunar.

Diğer seçenekler (bez değiştirme alanı, dinlenme-uyku alanı, oyun alanı ve beslenme alanı), her iki yaş grubu için de önemlidir ve genellikle her iki grup için benzer şekilde tasarlanır. Öğrenme merkezlerinin varlığı, 2 yaşından büyük çocukların gelişen öğrenme ihtiyaçlarına özel olarak yanıt verir.

Cevap : B) Sanat merkezi

Bu soru, erken çocukluk eğitimi sınıflarında kullanılan dağınık merkezler (learning centers) ile ilgili bilgiyi sorgulamaktadır. Dağınık merkezler, çocukların çeşitli etkinliklerle ilgilenmelerine ve öğrenmelerine olanak tanıyan, sınıf içinde ayrılmış özel alanlardır. Bu merkezler, çocukların özgürce keşfetmeleri ve çeşitli becerileri geliştirmeleri için tasarlanmıştır. Seçenekleri inceleyelim:

A) Blok Merkezi: Blok merkezleri, çocukların yapı inşa etme ve mekansal ilişkileri anlama becerilerini geliştirebilecekleri bir alan sunar. Bu tür etkinlikler genellikle düzenli ve yapılandırılmıştır.

B) Sanat Merkezi: Sanat merkezleri, çocukların yaratıcılıklarını ifade etmeleri ve çeşitli sanatsal malzemelerle deney yapmaları için kullanılır. Bu alan genellikle dağınık ve serbest keşif aktivitelerine açıktır.

C) Kitap Merkezi: Kitap merkezleri, çocukların kitap okuma ve hikaye dinleme etkinliklerine katıldıkları alanlardır. Bu alanlar genellikle düzenli ve sakin bir ortam sunar.

D) Müzik Merkezi: Müzik merkezleri, çocukların müzik aletleriyle oynamalarını ve müzikle etkileşimde bulunmalarını sağlar. Bu tür etkinlikler genellikle yapılandırılmıştır.

E) Manipülatif Oyun Merkezi: Manipülatif oyun merkezleri, çocukların ince motor becerilerini geliştirmek için puzzle, bloklar ve diğer manipülatif malzemelerle oynadıkları alanlardır. Bu etkinlikler genellikle düzenli ve odaklanmıştır.

Bu bağlamda, sınıfta bulunan dağınık merkezlerden biri olarak en uygun olanı B) Sanat Merkezi’dir. Sanat merkezleri, çocukların serbestçe yaratıcılıklarını kullanmalarına ve çeşitli malzemelerle deney yapmalarına olanak tanır, bu da genellikle daha dağınık ve serbest formda bir etkinlik alanı oluşturur.

Cevap : C) Olgunlaşma

Bu soru, Ali’nin iki buçuk yaşındayken üç tekerlekli bisiklet sürmekte başarısız olmasını, ancak üç yaşına geldiğinde bu beceriyi kazanmasını hangi kavramın açıklayabileceğini sorgulamaktadır. Seçenekleri inceleyerek bu değişimi en iyi açıklayan kavramı belirleyelim:

A) Gelişim: Genel bir terim olarak, fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal alanlardaki ilerlemeyi ifade eder. Bu durum, Ali’nin bisiklet sürme becerisinin gelişimini içerebilir, ancak bu sürecin spesifik doğasını tam olarak açıklamaz.

B) Hazır Bulunuşluk: Bireyin belirli bir beceriyi öğrenmeye veya geliştirmeye hazır olma durumunu ifade eder. Bu terim, Ali’nin yaşının ve gelişiminin bisiklet sürmeye hazır olmasını sağladığı anlamına gelebilir, ancak bu durumun altında yatan biyolojik süreçleri doğrudan açıklamaz.

C) Olgunlaşma: Fiziksel ve zihinsel gelişimin doğal bir süreci olarak, bireyin belirli becerileri kazanabilmesi için gerekli olan fiziksel ve nörolojik gelişimi ifade eder. Ali’nin iki buçuk yaşındayken başarısız olması ve üç yaşına geldiğinde başarılı olması, fiziksel ve nörolojik olgunlaşmanın bir sonucu olabilir.

D) Kritik Dönem: Belirli becerilerin öğrenilmesi için kritik olan, bireyin hayatındaki özel zaman dilimlerini ifade eder. Bu, genellikle dil öğrenme gibi daha karmaşık beceriler için kullanılır ve Ali’nin bisiklet sürme yeteneğiyle doğrudan ilgili olmayabilir.

E) Büyüme: Fiziksel büyüme ve vücut gelişimini ifade eder, ancak bu, Ali’nin bisiklet sürme becerisindeki değişikliği açıklayacak yeterli detayı sağlamaz.

Bu durumda, en uygun cevap C) Olgunlaşma’dır. Ali’nin yaş aralığındaki çocuklarda fiziksel ve nörolojik olgunlaşma, yeni motor becerileri kazanma yeteneklerini doğrudan etkiler. Ali’nin iki buçuk yaşında bisiklet sürmekte başarısız olması ve üç yaşına geldiğinde bu beceriyi kazanması, olgunlaşma sürecinin bir yansıması olarak görülebilir.

Cevap : D) I ve II

Bu soru, bebek ve küçük çocuklar için hazırlanan oyun temelli bir programın hangi temel alanlara odaklanması gerektiğini sorgulamaktadır. Oyun temelli programlar, çocukların hem bilişsel hem de sosyal-duygusal gelişimlerini desteklemek için tasarlanır. Seçenekleri inceleyelim:

I. Bilginin Yapılandırılması: Çocuklar için oyun temelli programlar, bilginin keşfi ve yapılandırılmasını desteklemelidir. Bu, çocukların yeni bilgileri öğrenmelerini, anlamalarını ve bu bilgilerle etkileşimde bulunmalarını içerir.

II. Sosyal-Duygusal İlişki Kurma: Oyun, çocukların sosyal becerilerini ve duygusal zekalarını geliştirmek için mükemmel bir fırsattır. Programlar, çocukların başkalarıyla etkileşim kurma, duygularını ifade etme ve sosyal ilişkileri anlama yeteneklerini geliştirmeye yardımcı olmalıdır.

III. Etkinlikler Oluşturma: Oyun temelli programlar, çocukların katılımını ve etkin bir şekilde rol almalarını teşvik etmelidir. Ancak, bu tek başına programın temel amacını oluşturmaz; bilgi yapılandırılması ve sosyal-duygusal ilişki kurma ile birleştirildiğinde daha etkili olur.

Bu bağlamda, doğru cevap D) I ve II’dir. Bebek ve küçük çocuklar için hazırlanan oyun temelli bir program, hem bilginin yapılandırılması hem de sosyal-duygusal ilişki kurma üzerine kurulmalıdır. Bu iki alan, çocukların bilişsel ve sosyal-duygusal gelişimlerini destekleyerek, oyun temelli öğrenmenin temel amaçlarına hizmet eder. Etkinliklerin oluşturulması ise bu iki temel alanla entegre edilerek programın etkinliğini artırır.

Cevap : B) 0-36 aylık çocuklar için kreşler çok yaygın olduğundan, aileler ev merkezli eğitimi tercih etmemektedirler.

Bu soru, ev merkezli eğitim programlarıyla ilgili doğru olmayan bir ifadeyi belirlemeyi amaçlamaktadır. Seçenekleri inceleyerek hangisinin yanlış olduğunu belirleyelim:

A) Pek çok ülkede küçük çocukların ev çevresinde eğitimlerinin desteklenmesi amacıyla ailelere yönelik planlı ve sistemli programlar uygulanmaktadır: Bu ifade doğrudur. Birçok ülkede, özellikle erken çocukluk döneminde, aileleri desteklemek ve evde eğitim olanaklarını artırmak için programlar uygulanmaktadır.

B) 0-36 aylık çocuklar için kreşler çok yaygın olduğundan, aileler ev merkezli eğitimi tercih etmemektedirler: Bu ifade yanlıştır. Kreşlerin yaygın olması, ailelerin otomatik olarak ev merkezli eğitimi tercih etmeyeceği anlamına gelmez. Ailelerin tercihleri, çeşitli faktörlere bağlıdır ve her aile için farklılık gösterebilir.

C) Ev merkezli eğitim, kurum merkezli bakıma oranla kültürel olarak daha uygundur: Bu ifade, genelleme yapmaktadır ancak bazı durumlar için doğru olabilir. Ev merkezli eğitim, ailelerin kendi kültürel değerlerini ve geleneklerini eğitime dahil etmelerine imkan tanır.

D) Ev merkezli eğitim programları daha çok dezavantajlı gruplardaki aileler ve çocuklarını hedef alır: Bu ifade, ev merkezli eğitim programlarının hedef kitlesine dair bir genellemedir ve çoğunlukla doğru kabul edilebilir. Bu tür programlar, genellikle dezavantajlı gruplara destek sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

E) Ev merkezli eğitim, kurum merkezli eğitime oranla daha az maliyetli, esnek ve elverişlidir: Bu ifade doğrudur. Ev merkezli eğitim genellikle daha az maliyetli olup, ailelerin ihtiyaçlarına göre daha fazla esneklik sağlar.

Bu durumda, yanlış ifade B) 0-36 aylık çocuklar için kreşler çok yaygın olduğundan, aileler ev merkezli eğitimi tercih etmemektedirler olacaktır. Ailelerin ev merkezli eğitimi tercih etme sebepleri çok çeşitli olabilir ve kreşlerin yaygınlığı bu tercihi doğrudan etkilemez.

Cevap : A) I ve III

Soru, ev merkezli çocuk bakımının kurum merkezli bakıma göre avantajlarını sorguluyor. Seçeneklerde listelenen avantajlar şunlardır:

Daha az maliyetlidir: Ev merkezli çocuk bakımı, genellikle kurum merkezli bakıma kıyasla daha az maliyetlidir. Bunun nedeni, kurumların işletme giderleri, personel maaşları ve diğer operasyonel masrafların olmamasıdır. Aileler, evde bakım sağlayarak, kreş veya gündüz bakım merkezlerine ödeyecekleri ücretlerden tasarruf edebilirler.

Eğiticiye gerek yoktur: Bu ifade, ev merkezli bakımın, profesyonel bir eğiticiye ihtiyaç duymadan aile üyeleri tarafından gerçekleştirilebileceğini ima eder. Ancak, bu durum her zaman avantajlı olmayabilir çünkü profesyonel eğitimin ve deneyimin çocuk gelişimi üzerinde önemli etkileri vardır.

Daha esnek ve elverişlidir: Ev merkezli bakım, çocukların kendi evlerinde, tanıdık bir ortamda kalmasını sağlar. Bu, çocuklar için daha az stresli bir ortam yaratır ve ebeveynlerin iş ve aile yaşamlarını daha iyi dengelemelerine olanak tanır. Ayrıca, ailelerin kendi programlarına göre düzenlemeler yapabilmeleri, ev merkezli bakımı esnek bir seçenek haline getirir.

Doğru cevap, A) I ve III’tür. Bu seçenek, ev merkezli çocuk bakımının “daha az maliyetli olması” ve “daha esnek ve elverişli olması” gibi iki önemli avantajını içerir. Eğiticiye gerek olmaması, her zaman bir avantaj olarak kabul edilemez, çünkü profesyonel eğitimin çocukların gelişimi üzerinde olumlu etkileri vardır.

Cevap : E) I ve II

Bu soru, çocukların duygu düzenleme becerisinin gelişiminde etkili olan faktörleri sorgulamaktadır. Duygu düzenleme, çocukların duygusal tepkilerini anlamaları ve uygun şekilde ifade etmeleri yeteneğidir. Bu beceri, bir dizi faktör tarafından etkilenir. Soruda belirtilen seçenekler şunlardır:

Çocuğun Mizacı: Çocuğun doğuştan gelen kişilik özellikleri, duygu düzenlemesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Mizacı daha sakin ve uyumlu olan çocuklar, duygularını düzenlemede daha başarılı olabilirler.

Ebeveynlerin ve Bakım Veren Kişilerin Kişilik Özellikleri: Ebeveynlerin ve bakım verenlerin duygusal tepkileri ve davranışları, çocukların duygu düzenleme becerilerinin gelişimini etkiler. Duyarlı ve destekleyici bir tutum, çocukların duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olur.

Çocuğun Kardeş Sayısı: Kardeş sayısının doğrudan duygu düzenleme becerisine etkisi daha az belirgindir ve bu, çocuktan çocuğa değişebilir. Kardeşler arası etkileşimler, sosyal becerilerin gelişimine katkıda bulunabilir, ancak bu, her çocuk için farklı şekillerde gerçekleşir.

Doğru cevap E) I ve II’dir. Hem çocuğun mizacı hem de ebeveynlerin ve bakım veren kişilerin kişilik özellikleri, çocuğun duygu düzenleme becerisinin gelişiminde önemli rol oynar. Kardeş sayısı, bu becerinin gelişimine doğrudan ve belirgin bir etki yapmaktan ziyade, sosyal ve duygusal gelişim üzerinde dolaylı bir etkiye sahip olabilir.