Anne Çocuk Sağlığı 2023-2024 Final Soruları

Cevap : D) Donmalar

Yaralanma sonucu ölümlerin en başta gelen nedenlerinden biri olmayan seçenek “D) Donmalar”dır.

Trafik kazaları, zehirlenmeler, suda boğulmalar ve yanıklar, genel olarak yaralanma sonucu ölümlerin en yaygın nedenleri arasında yer alır. Bu tür yaralanmalar, özellikle belirli risk faktörleri ve güvenlik önlemlerinin ihmal edilmesi durumlarında daha sık meydana gelir. Buna karşın, donmalar daha az yaygın bir ölüm nedenidir ve belirli coğrafi bölgeler veya özel durumlarla sınırlıdır. Bu nedenle, genel bir perspektiften bakıldığında, donmalar yaralanma sonucu ölümlerin başlıca nedenleri arasında sayılmaz.

Cevap : A) Temel yaşam desteği

Hayat kurtarmak amacıyla hava yolu açıklığının sağlanmasından sonra solunumu durmuş ve hiçbir yaşam belirtisi göstermeyen bir kişiye yapılan, yapay solunum ve dış kalp masajını içeren ilaçsız müdahaleye “A) Temel yaşam desteği” adı verilir.

Temel yaşam desteği (Basic Life Support – BLS), özellikle acil tıbbi yardımın henüz ulaşmadığı durumlarda, solunumu duran veya kalp atışı olmayan bireylere uygulanan bir ilk yardım teknikleridir. Bu yöntem, akciğerlere yapay solunum yoluyla oksijen sağlamayı ve kalbe dış kalp masajı yoluyla kan pompalamayı içerir. Temel yaşam desteği, hayati öneme sahip bir müdahale olup, hayatta kalma şansını artırmada kritik bir rol oynar.

Cevap : E) Üst solunum yolu hastalıkları

Akut otitis media (orta kulak enfeksiyonu), sinüzit, farenjit ve tonsillit gibi hastalıklar “E) Üst solunum yolu hastalıkları” kategorisine girer.

Bu hastalıklar, genellikle burun, boğaz ve kulak gibi üst solunum yolu organlarını etkileyen enfeksiyonlar ve iltihaplarla ilişkilidir. Nörolojik hastalıklar sinir sistemini, alt solunum yolu hastalıkları akciğerleri ve bronşları, gastrointestinal sistem hastalıkları sindirim sistemini, ve üriner sistem hastalıkları böbrekler, mesane ve idrar yollarını etkileyen hastalıklardır. Bu nedenle, bahsedilen otitis media, sinüzit, farenjit ve tonsillit gibi hastalıklar, üst solunum yoluyla ilişkili hastalıklar olarak tanımlanır.

Cevap : C) Doğum anında plasentayı korumak

Uterusun görevlerinden biri olmayan seçenek “C) Doğum anında plasentayı korumak”tır.

Uterusun ana görevleri arasında döllenmiş yumurtanın yerleşmesi için uygun bir ortam hazırlamak, embriyonun beslenmesini ve korunmasını sağlamak, doğum sırasında fetusun dışarı atılmasını kolaylaştırmak ve doğumdan sonra plasentanın atılmasını sağlamak yer alır. Ayrıca, doğum sonrası uterusun kasılması kanamayı kontrol etmekte önemli bir rol oynar. Ancak, doğum anında plasentanın korunması uterusun doğrudan bir görevi değildir. Plasenta, gebelik sırasında fetusun beslenmesi ve atık maddelerin atılması işlevlerini üstlenir ve doğum sırasında uterus duvarından ayrılarak dışarı atılır

Cevap : D) Solunum

İlkyardım sırasında “bak-dinle-hisset” yöntemiyle “D) Solunum” değerlendirilir.

Bu yöntem, bir kişinin solunum durumunu değerlendirmek için kullanılır. İlkyardım uygulayıcısı, hasta veya yaralı kişinin göğsünün yükselip yükselmediğine (“bak” kısmı), nefes alma seslerini dinler (“dinle” kısmı) ve yüzüne doğru gelen hava akışını hissetmeye çalışır (“hisset” kısmı). Bu üç adım, kişinin nefes alıp almadığını veya solunumun yeterli olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Bu değerlendirme, ilkyardımın temel adımlarından biridir ve acil durumlarda yaşamsal öneme sahiptir.

Cevap : C) Temizlik ürünleri ve kimyasal içerikli ürünler dikkat çekmemesi için orijinal ambalajları dışında saklanmalıdır.

Zehirlenmelerden korunmada yapılmaması gereken uygulama “C) Temizlik ürünleri ve kimyasal içerikli ürünler dikkat çekmemesi için orijinal ambalajları dışında saklanmalıdır.” seçeneğidir.

Temizlik ürünleri ve kimyasal içerikli ürünlerin, özellikle çocukların erişemeyeceği yerlerde ve orijinal ambalajlarında saklanması önemlidir. Ürünlerin orijinal ambalajları dışında saklanması, yanlış kullanım veya yanlışlıkla tüketilmesi riskini artırabilir. Bu, özellikle çocuklar için tehlikeli olabilir, çünkü orijinal ambalajı olmayan ürünleri tanımak ve risklerini anlamak zor olabilir. Orijinal ambalajlar genellikle ürünün içeriği ve potansiyel tehlikeler hakkında bilgi içerir ve güvenli kullanım için talimatlar sağlar. Bu nedenle, zehirlenme riskini azaltmak için temizlik ürünleri ve kimyasal içerikli ürünlerin orijinal ambalajlarında saklanması önerilir.

Cevap : C) Hipokrat hastalıkların doğaüstü güçler tarafından yaratıldığını belirtmektedir.

Tarihsel süreçte ele alındığında, hastalık kavramı için yanlış olan ifade “C) Hipokrat hastalıkların doğaüstü güçler tarafından yaratıldığını belirtmektedir.”dir.

Hipokrat, genellikle “Tıbbın Babası” olarak adlandırılır ve hastalıkların doğaüstü güçlerden değil, doğal nedenlerden kaynaklandığını savunan bilimsel tıbbın öncülerinden biridir. Hipokrat’ın yaklaşımı, hastalıkların doğaüstü nedenlerle değil, çevresel faktörler, diyet ve yaşam tarzı gibi doğal nedenlerle açıklanabileceğine dayanıyordu. Bu, o dönem için devrimci bir yaklaşımdı ve tıbbın gelişiminde önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Diğer ifadeler, tarihsel olarak hastalık kavramının nasıl algılandığını doğru bir şekilde yansıtmaktadır.

Cevap : B) İçe kapanık olmaları

Okul öncesi çocuklarının yaralanmalarını artıran faktörlerden biri olmayan seçenek “B) İçe kapanık olmaları”dır.

Okul öncesi çocuklar genellikle hareketli olmaları, geniş bir hayal gücüne sahip olmaları, tehlike algılama yeteneklerinin tam olarak gelişmemiş olması ve çevrelerindeki her şeyi merak etmeleri nedeniyle yaralanma riski taşırlar. Bu yaş grubundaki çocuklar, çevrelerindeki dünyayı keşfetme sürecinde oldukları için, tehlikelerin farkında olmayabilirler ve bu durum yaralanma risklerini artırabilir. Buna karşın, içe kapanık olmak genellikle yaralanma riskini artıran bir faktör değildir. Aslında, daha içe dönük çocuklar bazen daha az risk alabilir ve bu da onları bazı yaralanma türlerine karşı daha az duyarlı hale getirebilir.

Cevap : D) Kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konmasıdır.

İshali olan çocuğun bakımında en önemli amaç “D) Kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konması”dır.

İshal, vücuttan sıvı ve elektrolit kaybına neden olur ve bu durum, özellikle küçük çocuklarda hızla dehidrasyona (sıvı kaybına) yol açabilir. İshalin yönetiminde temel amaç, kaybedilen sıvı ve elektrolitleri yerine koymak ve çocuğun hidrasyon durumunu düzeltmektir. Bu genellikle oral rehidrasyon solüsyonları (ORS) ile yapılır. ORS, su, şeker ve tuzların dengeli bir karışımını içerir ve ishal nedeniyle kaybedilen sıvı ve elektrolitleri etkin bir şekilde yerine koyar.

İshalin nedeninin belirlenmesi, hijyenin sağlanması ve alt bakımının yapılması da önemli olmakla birlikte, öncelikli hedef dehidrasyonun önlenmesi ve tedavisi olmalıdır. Besin ve sıvı alımının kesilmesi ise önerilmez; aksine, sıvı alımının artırılması ve çocuğun beslenmesine devam edilmesi gerekir.

Cevap : B) Her kontrolde kan tahlili yapılmalıdır.

Sağlıklı çocuk izleminde doğru olmayan uygulama seçeneği “B) Her kontrolde kan tahlili yapılmalıdır.”dır.

Sağlıklı çocuk izleminde, çocuğun gelişim durumunun takibi ve olası sağlık problemlerinin erken teşhisi önemlidir. Bu süreçte genellikle çocuğun fiziksel büyümesi (boy, kilo, baş çevresi) ve gelişim evrelerine uygun taramalar yapılır. Anne sütü ile beslenme, ek besinlere geçiş ve beslenme alışkanlıkları hakkında ailelere bilgi verilmesi de bu sürecin önemli bir parçasıdır.

Ancak, her sağlık kontrolünde kan tahlili yapılması gerekli değildir ve bu uygulama gereksiz bir tıbbi müdahale olabilir. Çocukların sağlık durumlarına ve ihtiyaçlarına göre kan tahlilleri ve diğer tıbbi testler yapılmalıdır. Örneğin, belirli risk faktörleri ya da belirgin sağlık sorunları olmadıkça, her sağlık kontrolünde rutin kan testleri önerilmez. Bu nedenle, seçenek B, sağlıklı çocuk izleminde doğru bir uygulama olarak kabul edilmez.

Cevap : A) 1 yaş altı

Çocuklarda ani kalp durması en sık “A) 1 yaş altı” yaş grubunda görülür.

Bu yaş grubundaki bebekler, özellikle SIDS (Bebeklerde Ani Ölüm Sendromu) gibi durumlar nedeniyle ani kalp durmasına daha yatkındır. SIDS, genellikle uyku sırasında görülen ve nedeni tam olarak anlaşılamayan ani ve beklenmedik bir ölüm durumudur. Bebeklerin uyku ortamının güvenliği, uyku pozisyonları ve çevresel faktörler gibi birçok etken SIDS riskini etkileyebilir. Bu nedenle, 1 yaş altı bebeklerde ani kalp durması diğer yaş gruplarına göre daha sık rastlanan bir durumdur.

Cevap : E) Enfeksiyon zinciri

Mikroorganizmaların varlıklarını sürdürebilmeleri için enfekte olmuş bir konakçıyı terk edebilmeleri, çevrede bulaşmayı sürdürebilmeleri, duyarlı bir kişi veya hayvana girebilmeleri ve yeni enfekte olmuş konakçıda gelişebilmeleri ve/veya çoğalabilmeleri sürecine “E) Enfeksiyon zinciri” adı verilir.

Enfeksiyon zinciri, enfeksiyonun nasıl başladığından, nasıl yayıldığına ve nasıl devam ettiğine dair süreci tanımlar. Bu zincirdeki her bir adım, enfeksiyonun yayılmasında önemli bir rol oynar. Enfeksiyon zincirinin herhangi bir halkasını kırarak, enfeksiyonun yayılmasını önlemek mümkündür. Bu nedenle, enfeksiyon kontrolünde enfeksiyon zincirini anlamak ve bu zinciri kırmak için gerekli önlemleri almak önemlidir.

Cevap : A) Babinski

Yukarıda anlatılan refleks “A) Babinski” refleksidir.

Babinski refleksi, bebeğin ayak tabanına dokunulduğunda bacağını kasması ve başparmağını yana doğru açması ile karakterize bir nörolojik reflekstir. Genellikle doğumdan itibaren var olan bu refleks, bebeğin nörolojik gelişiminin bir parçası olarak kabul edilir ve yaklaşık iki yaşına kadar sürebilir. Babinski refleksi, bir bebeğin sinir sisteminin doğru şekilde geliştiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilir ve çocuk doktorları tarafından rutin sağlık kontrollerinde kontrol edilir. Bebeklerde normal olarak görülen bu refleks, yetişkinlerde ve daha büyük çocuklarda patolojik bir işaret olarak kabul edilir.

Cevap : C) Ebeveyn sağlığı

Okul sağlığı hizmetleri “C) Ebeveyn sağlığı”nı kapsamamaktadır.

Okul sağlığı hizmetleri genellikle öğrenci sağlığını, okul çalışanlarının sağlığını, okul çevresinin sağlık ve güvenlik standartlarını ve sağlık eğitimini içerir. Bu hizmetler, okul ortamında öğrencilerin ve çalışanların fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığını desteklemeyi amaçlar. Ebeveyn sağlığı ise, okul sağlığı hizmetlerinin doğrudan odak alanı dışındadır ve genellikle diğer sağlık hizmetleri kuruluşları tarafından ele alınır. Okul sağlığı hizmetleri, çocukların ve gençlerin eğitim süreçlerinde sağlıklı ve güvenli bir ortamda bulunmalarını sağlamak için önemlidir.

Cevap : B) Kronik hastalığı olan çocukların belirli sınıflarda toplanması

Okullarda öğrenci sağlığını korumak için yapılması gereken uygulamalardan biri olmayan seçenek “B) Kronik hastalığı olan çocukların belirli sınıflarda toplanması”dır.

Kronik hastalığı olan çocukların belirli sınıflarda toplanması, hem eğitim hakkı hem de sosyal entegrasyon açısından uygun bir yaklaşım değildir. Her çocuğun eğitim hakkına eşit erişimi ve sosyal olarak farklılıklarına rağmen akranlarıyla bir arada olması önemlidir. Kronik hastalığı olan çocukların özel ihtiyaçlarına uygun destek sağlanmalı, ancak bu, onları diğer öğrencilerden ayrıştırmak anlamına gelmemelidir.

Diğer seçenekler – öğrencilerin sağlık durumlarının belirlenmesi, okula başlamadan önce muayenelerinin yapılması, periyodik sağlık kontrolleri ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele için önlemler alınması – okullarda öğrenci sağlığını korumak için gereken standart uygulamalar arasındadır.

Cevap : A) Bireylerin, sağlıkları üzerinde daha fazla etkin güce ve kapasiteye sahip olma sürecidir.

“Sağlığı geliştirme” kavramını tanımlayan ifade “A) Bireylerin, sağlıkları üzerinde daha fazla etkin güce ve kapasiteye sahip olma sürecidir.” şeklindedir.

Sağlığı geliştirme, bireylerin ve toplumların sağlıklarını iyileştirmek için gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazanmaları ve bu yönde hareket etmeleri sürecidir. Bu, yalnızca hastalıkların önlenmesi değil, aynı zamanda bireylerin sağlıklı yaşam tarzları benimsemeleri ve sağlıkla ilgili kararlarında daha bilinçli ve etkin olmaları anlamına gelir. Bu süreç, sağlıklı çevrelerin oluşturulması, sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve sağlıkla ilgili politika ve programların geliştirilmesini de içerir.

Cevap : D) 38 derece

Rektal ısı ölçümünde 38 derece ve üzeri ateş yüksekliği olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, doğru seçenek “D) 38 derece”dir.

Rektal ısı ölçümü, özellikle bebekler ve küçük çocuklarda sıkça kullanılan bir yöntemdir ve genellikle en güvenilir sonuçları verir. Normal vücut ısısı genellikle 36.5 ila 37.5 derece arasında değişir. 38 derece ve üzerindeki rektal ısılar, ateşin varlığını gösterir ve genellikle tıbbi değerlendirme veya tedavi gerektirebilir. Bu derece, vücudun enfeksiyon veya başka bir sağlık sorunuyla mücadele ettiğini gösteren bir işaret olabilir.

Cevap : B) Enfeksiyon hastalıkları

Virüsler, bakteriler, mantarlar ve parazitler gibi hastalığa neden olan mikroorganizmaların oluşturdukları hastalıklara genel olarak “B) Enfeksiyon hastalıkları” adı verilir.

Enfeksiyon hastalıkları, çeşitli mikroorganizmaların (virüsler, bakteriler, mantarlar, parazitler) insanlara bulaşması ve çoğalması sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır. Bu mikroorganizmalar, vücuda girdiklerinde enfeksiyona neden olur ve çeşitli belirtilerle kendini gösterir. Enfeksiyon hastalıkları, hafif vakalardan ölümcül durumlara kadar geniş bir yelpazede seyredebilir ve çeşitli tedavi yöntemleri gerektirebilir. Diğer seçenekler olan metabolik hastalıklar, ateşli hastalıklar, çocukluk hastalıkları ve döküntülü hastalıklar, enfeksiyon hastalıklarının alt kategorileri veya farklı türdeki sağlık sorunlarıdır.

Cevap : E) Cinsiyet

Vücut ısısını etkileyen bir faktör olmayan seçenek “E) Cinsiyet”tir.

Menstrüal döngü, kişinin aktivite seviyesi, yaş ve günün saati gibi faktörler bir bireyin vücut ısısını etkileyebilir. Örneğin, menstrual döngü sırasında hormon seviyelerindeki değişiklikler vücut ısısında dalgalanmalara neden olabilir. Fiziksel aktivite seviyesi arttığında, vücut ısısı genellikle artar. Yaş da vücut ısısını etkileyen bir faktördür; örneğin, yaşlı insanlarda vücut ısısı gençlere göre daha düşük olabilir. Ayrıca, vücut ısısı günün farklı saatlerinde değişebilir. Bununla birlikte, cinsiyetin kendisi, genel olarak vücut ısısını doğrudan etkileyen bir faktör olarak kabul edilmez. Erkeklerin ve kadınların vücut ısıları arasında önemli bir fark olmaksızın, her iki cinsiyet de benzer vücut ısılarına sahiptir.

Cevap : E) Orantı

Yukarıda verilen açıklama “E) Orantı” kavramını tanımlamaktadır.

Orantı, bir olayın veya durumun bir bütün içindeki oransal durumunu ifade eder. A/A B şeklindeki ifade, bir bütünün belirli bir kısmının, bütünün geri kalanına oranını gösterir. Bu orantı, genellikle istatistiksel analizlerde, araştırmalarda ve çeşitli hesaplamalarda kullanılır. Örneğin, bir sınıftaki kız öğrencilerin sayısının, sınıftaki toplam öğrenci sayısına oranı, bir orantıyı ifade eder. Bu oran, sınıfın demografik yapısını anlamak için kullanılabilir.