Koruyucu Ruh Sağlığı ve Dayanıklılık 2022-2023 Bütünleme Soruları

Cevap : E) 18

Yetişkin hayattaki psikiyatrik bozuklukların önemli bir kısmı, erken yaşlarda başlar. Araştırmalar, bu bozuklukların yarıdan fazlasının genellikle ergenlik dönemi veya daha erken bir yaşta başladığını göstermektedir. Bu bilgi, erken müdahalenin önemini ve ruh sağlığı sorunlarının erkenden tanı ve tedavi edilmesi gerektiğini vurgular.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere uygun olan seçenek, psikiyatrik bozuklukların genellikle genç yaşta başladığını göz önünde bulundurarak E) 18’dir. Bu, geniş çapta kabul gören bir bilgidir ve psikiyatrik bozuklukların çoğunun yetişkinlik öncesi dönemde başlangıç gösterdiğini belirtir.

Cevap : B) I ve II

Koruyucu ruh sağlığı müdahaleleri, özellikle okul ortamında uygulandığında, çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını olumlu yönde etkileyebilir. Bu müdahalelerin amaçları arasında psikiyatrik bozuklukların önlenmesi, belirtilerin hafifletilmesi ve genel olarak ruh sağlığının iyileştirilmesi yer alır. İlgili maddeleri değerlendirecek olursak:

I. Koruyucu ruh sağlığı müdahaleleri ile psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığı azaltılmaktadır: Bu müdahaleler, çocukların ve ergenlerin ruh sağlığı sorunlarının erken tespit edilmesine ve müdahale edilmesine yardımcı olur, böylece psikiyatrik bozuklukların gelişme riskini azaltır.

II. Bazı psikiyatrik bozuklukların görülme yaşının gecikmesine büyük katkı sağlamaktadır: Erken müdahale, özellikle risk altındaki bireylerde, psikiyatrik bozuklukların başlangıç yaşını geciktirebilir veya şiddetini azaltabilir. Bu da bireylerin daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine olanak tanır.

III. Psikiyatrik bozuklukların tedavi maliyetini artırmaktadır: Bu ifade yanlıştır. Aslında, koruyucu müdahaleler uzun vadede tedavi maliyetlerini azaltmaya yardımcı olur, çünkü erken müdahale ile daha ciddi ve maliyetli tedavilere olan ihtiyaç düşebilir.

Bu bağlamda, koruyucu okul ruh sağlığı müdahalelerinin psikiyatrik bozuklukların önlenmesi konusundaki katkıları arasında I ve II maddeleri yer almaktadır. Dolayısıyla doğru cevap B) I ve II seçeneğidir.

Cevap : A) Marshmallow testi

Okul öncesi (4-6 yaş) çocuklarda dürtü kontrolü ve zevk erteleme becerilerini test etmekte kullanılan test, A) Marshmallow testi’dir. Bu test, 1960’larda Stanford Üniversitesi’nde psikolog Walter Mischel tarafından geliştirilmiştir. Test sırasında çocuğa bir marshmallow (veya benzeri bir ödül) sunulur ve eğer belirli bir süre boyunca bu ödülü yemezse, daha fazla ödül alabileceği söylenir. Bu test, çocuğun anlık tatmin yerine gelecekteki daha büyük bir ödülü bekleyip bekleyemeyeceğini ölçerek, dürtü kontrolü ve erteleme yeteneğini değerlendirir.

Cevap : D) I, II ve III

Akran zorbalığı, çocukların ve gençlerin karşılaşabileceği stresli ve zarar verici durumlardan biridir. Bu durum, çeşitli fiziksel, duygusal ve sosyal belirtilerle kendini gösterebilir. Yukarıda listelenen belirtiler dikkate alındığında:

I. Okula gitmek istememe veya okul başarısında düşme: Zorbalığa maruz kalan çocuklar, okula gitmekten kaçınabilir veya akademik performanslarında düşüş yaşayabilirler çünkü okul onlar için güvensiz bir yer haline gelmiştir.

II. Vücudunda veya eşyalarında darp veya fiziksel hasar izleri: Fiziksel zorbalık, çocukların vücutlarında morluklar, kesikler veya eşyalarında hasar gibi fiziksel izler bırakabilir.

III. Mutsuzluk, içine kapanıklık, davranış sorunları: Zorbalık, çocukların duygusal ve psikolojik durumlarını olumsuz etkileyebilir, mutsuzluk, içe kapanma veya agresif davranışlar gibi sorunlara yol açabilir.

IV. Arkadaşlarından ayrılamama: Bu, zorbalıkla ilişkili bir belirti olmaktan ziyade, bazı çocukların sosyal bağlamdaki güvensizliklerini veya bağımlılık düzeylerini yansıtabilir ve doğrudan zorbalıkla ilişkilendirilmesi daha karmaşıktır.

Bu nedenle, zorbalıkla en doğrudan ilişkilendirilebilecek belirtiler I, II ve III maddeleridir. Dolayısıyla doğru cevap D) I, II ve III seçeneğidir

Cevap : E) I, III ve IV

Ruhsal travma, olayların neden olduğu derin ve uzun süreli psikolojik stres durumudur. Bu durum, kişinin olayla başa çıkma yeteneğinin ötesinde bir stres yaratır ve genellikle şu özellikleri taşır:

I. Kişinin yaşamsal bütünlüğünü tehdit etmesi veya bozması: Travmatik olaylar, kişinin güvenlik hissini, yaşamın bütünlüğünü tehdit eder veya bozar. Bu, fiziksel sağlık tehditleri, güvenlik tehditleri veya derin duygusal zararlar olabilir.

II. Kişiyi baş edilebilir ölçüde zorlaması: Bu madde, genellikle travmanın tanımına dahil edilmez. Çünkü travma, kişinin baş edebilirliğinin ötesinde bir durumu ifade eder, yani baş edilebilir ölçüde zorluklar değil, kişinin mevcut baş etme mekanizmalarını aşan durumlar travmatik olarak kabul edilir.

III. Kişide belirgin korku, dehşet, çaresizlik hissine yol açması: Travmatik olaylar, kişide aşırı korku, dehşet veya çaresizlik gibi güçlü duygusal tepkilere neden olur.

IV. Kişinin kendi baş etme mekanizmaları ile başa çıkamayacak düzeyde olması: Travma, kişinin mevcut psikolojik ve duygusal kaynaklarının ötesinde bir zorluk oluşturur, böylece kişi yaşananlarla başa çıkamaz.

Bu açıklamalara dayanarak, ruhsal travmanın özellikleri arasında I, III ve IV maddeleri yer alır. Bu nedenle doğru cevap E) I, III ve IV seçeneğidir.

Cevap : C) I, II ve IV

Okul dönemi (6-12 yaş), çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimleri için kritik bir dönemdir. Bu yaş aralığında, çocuklar çeşitli beceriler kazanarak kendilerini daha iyi ifade etmeyi, sosyal durumlarla başa çıkmayı ve akademik olarak gelişmeyi öğrenirler. Yukarıdaki seçenekler arasında, okul döneminde kazanılması beklenen koruyucu beceriler şunlardır:

I. Akademik başarı ve sorumluluk duygusu: Bu, çocukların öğrenme sürecine aktif olarak katılmalarını ve kendi eğitimlerinden sorumlu olmalarını teşvik eder. Akademik başarı, kendine güveni ve gelecekteki başarı için gerekli olan sorumluluk duygusunu artırır.

II. Hayır deme ve kendini ifade etme becerileri: Bu beceriler, çocukların sınırlarını belirlemelerine ve istemedikleri durumlar karşısında kendilerini güvende tutmalarına yardımcı olur. Kendini ifade etme yeteneği, duygusal zeka ve sosyal becerilerin gelişimini destekler.

IV. Sağlıklı eğlence anlayışı: Çocukların boş zamanlarını nasıl değerlendireceklerini öğrenmeleri önemlidir. Sağlıklı eğlence anlayışı, onların yaratıcılıklarını ve ilgi alanlarını keşfetmelerine olanak tanırken, aynı zamanda stres yönetimi becerilerini de geliştirir.

Bu nedenle, doğru cevap C) I, II ve IV seçeneğidir. Güvenli bağlanma (III) da önemli bir beceri olmakla birlikte, bu özellikle daha erken yaşlarda temelleri atılan ve okul döneminde de desteklenmesi gereken bir alanı temsil eder.

Cevap : D) I, II ve III

Modern yaşam tarzıyla ilişkili psikososyal-ruhsal sorunların ortaya çıkmasında önemli faktörler, bireylerin günlük yaşamlarındaki stres kaynakları, yaşam tarzı değişiklikleri ve sosyal yapıdaki değişimlerden kaynaklanabilir. Bu faktörler arasında:

I. Değişen aile yapısı ve yalnızlaşma: Değişen aile yapıları ve artan yalnızlık hissi, bireylerin psikososyal sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Aile yapısındaki değişiklikler ve sosyal bağların zayıflaması, destek sistemlerinin azalmasına yol açabilir.

II. İş hayatındaki stres ve rekabet: İş yerindeki yüksek stres düzeyleri ve rekabet, bireylerde anksiyete, depresyon ve diğer psikososyal sorunlara yol açabilir. Sürekli stres altında olmak, bireylerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.

III. Değişen beslenme ve uyku alışkanlıkları: Modern yaşam tarzı ile gelen hızlı beslenme alışkanlıkları ve düzensiz uyku düzeni, fiziksel sağlığı etkilediği gibi psikolojik sağlığı da olumsuz yönde etkileyebilir.

IV. İnanç düzeyinde artış: Bu faktör, genellikle psikososyal-ruhsal sorunların ortaya çıkmasında bir risk faktörü olarak değil, bazı durumlarda bireylerin stresle başa çıkmalarına yardımcı olan bir kaynak olarak görülür. İnanç, birçok insan için destekleyici bir unsur olabilir ve stres yönetimi, umut ve topluluk hissi gibi olumlu etkilere sahip olabilir.

Bu nedenle, modern yaşam tarzıyla ilişkili psikososyal-ruhsal sorunların ortaya çıkmasında önemli faktörler D) I, II ve III seçeneğidir. İnanç düzeyinde artış, bu bağlamda genellikle olumsuz bir faktör olarak kabul edilmez.

Cevap : E) Bir çocuğun kendine güvenmesi için mutlaka başarılı bir öğrenci olması gerekir.

Öz güven ve sağlıklı öz güven hakkında, özellikle çocukların gelişimi söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar vardır. Bu noktaların her biri, çocuğun kendini nasıl gördüğü, başkalarıyla olan ilişkileri ve karşılaştığı zorluklarla nasıl başa çıktığı üzerinde etkilidir. Verilen seçeneklerden hangisinin öz güven ve sağlıklı öz güven hakkında söylenemeyeceğine bakalım:

A) Doğru bir yaklaşımı ifade eder; çünkü her çocuğun özgün özellikleri, ilgileri ve yetenekleri vardır ve bu yönlerin teşvik edilmesi, sağlıklı öz güvenin temel taşlarından biridir.

B) Akademik başarı, öz güven gelişiminde etkili olabilir; ancak sağlıklı öz güven çok daha geniş bir yelpazeyi kapsar ve bu yüzden akademik başarı tek başına yeterli değildir.

C) Sağlıklı öz güven, bireyin yaşam boyu karşılaştığı deneyimlerin ve etkileşimlerin bir sonucu olarak gelişir. Bu da sağlıklı öz güvenin bir amaç değil, sürecin bir ürünü olduğunu gösterir.

D) Öz güvenin, gerçek başarılar veya kişisel erdemlerle desteklenmesi önemlidir. Temelsiz bir öz güven, zamanla kişinin kendisi ve çevresi için olumsuz sonuçlara yol açabilir.

E) Bu seçenek, öz güvenin sadece akademik başarıya bağlı olduğu yanlış bir varsayımı ifade eder. Sağlıklı öz güven, bireyin çeşitli yaşam alanlarında karşılaştığı zorluklarla başa çıkabilme yeteneği, sosyal becerileri, ilgileri ve tutkuları gibi birçok faktöre dayanır. Bir çocuğun kendine güvenmesi için mutlaka başarılı bir öğrenci olması gerekmez.

Bu nedenle, öz güven ve sağlıklı öz güven hakkında E) Bir çocuğun kendine güvenmesi için mutlaka başarılı bir öğrenci olması gerekir. ifadesi söylenemez.

Cevap : A) Erken çocukluk (oyun) dönemi

Yukarıdaki Hadis-i Şerif, çocuklarla iletişim kurarken yetişkinlerin onlarla aynı düzeyde etkileşime girmesi gerektiğini vurgular. Bu, çocukların dünyasını anlama ve onlarla daha iyi bir ilişki kurma çabasını ifade eder. “Kimin bir çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.” ifadesi, ebeveynlerin ve yetişkinlerin çocuklarla oyun oynayarak, onların seviyesine inerek ve onlarla etkileşimde bulunarak çocukların duygusal ve sosyal gelişimini desteklemelerinin önemine işaret eder.

Bu bağlamda, en çok vurgulanan çocukluk dönemi, çocukların oyun oynama eğilimlerinin en yüksek olduğu, hayal güçlerinin geliştiği ve ebeveynleriyle etkileşim kurarak çevrelerini öğrendikleri A) Erken çocukluk (oyun) dönemidir. Bu dönem, genellikle 2 ile 6 yaşları arasındaki dönemi kapsar ve çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerinde kritik bir öneme sahiptir.

Cevap : C) I, II ve III

Doğum öncesi bakım, hamilelik döneminde sağlanan ve hem annenin hem de doğmamış bebeğin sağlığını korumaya yönelik önlemleri kapsar. Bu bakımın temel amaçları arasında:

I. Bebeğin biyolojik büyüme ve gelişiminin yakın takibini sağlamak: Doğum öncesi bakım, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişip büyümesini izlemeyi amaçlar. Bu, düzenli doktor kontrolü ve gerekli testler aracılığıyla gerçekleştirilir.

II. Anne adayının gebelik hakkındaki bilgilerini arttırmayı, doğrularını pekiştirmeyi, yanlış alışkanlık ve tutumlarını düzeltmeyi ve kaygılarını azaltmayı hedefler: Doğum öncesi bakım aynı zamanda eğitim ve danışmanlık hizmetleri aracılığıyla anne adayının bilgi düzeyini artırmayı, yanlış inançları düzeltmeyi ve gebelikle ilgili kaygıları azaltmayı hedefler.

III. Ebeveynleri annelik ve babalık rollerine hazırlamayı amaçlar: Hamilelik dönemi, ebeveynleri gelecekteki rolleri için hazırlamak açısından önemli bir fırsattır. Doğum öncesi eğitimler, anne ve baba adaylarının bebek bakımı, beslenme ve sağlık yönetimi gibi konularda bilgilendirilmesini sağlar.

Bu nedenle, doğum öncesi bakımın amaçları arasında yer alan tüm seçenekler C) I, II ve III’tür.

Cevap : A) İhmal

Yukarıdaki tanım, bir çocuğun ihtiyaçlarının yeterince karşılanmaması sonucu fiziksel ve ruhsal sağlık bakımından zarar görmesi durumunu açıklamaktadır. Bu tanım en çok A) İhmal ile örtüşmektedir. İhmal, çocuğun temel ihtiyaçlarının (gıda, barınma, sağlık hizmeti, eğitim, duygusal bağ, vs.) göz ardı edilmesi veya yeterince sağlanmaması anlamına gelir ve bu da çocuğun gelişiminde ciddi sorunlara yol açabilir.

Cevap : E) I, II ve III

Ergenlik döneminde intihar, önemli bir toplum sağlığı sorunudur ve pek çok risk faktörü bu duruma katkıda bulunabilir. Belirtilen faktörlerden:

I. Daha önceki intihar girişimlerinin olması: Bu, intihar riskini önemli ölçüde artıran bir faktördür. Daha önce intihar girişiminde bulunmuş bireyler, gelecekte tekrar intihar girişiminde bulunma olasılığı daha yüksek olan bir grup içinde yer alır.

II. Ailede intihar öyküsünün olması: Aile içinde intihar vakalarının olması, bireylerde intihar riskini artırabilir. Bu durum, genetik yatkınlıkların yanı sıra, aile içindeki öğrenilmiş davranış modelleri ve stresle başa çıkma yöntemleriyle ilgili olabilir.

III. Alkol-madde kullanımının olması: Madde kullanımı, özellikle ergenler arasında, duygusal sorunlarla başa çıkmak için yanlış bir mekanizma olarak kullanılabilmekte ve bu da intihar riskini artırabilmektedir.

IV. Güçlü bir inanç ve sosyal bağların olması: Bu faktör, genellikle intihar riskini azaltan bir faktördür, çünkü sosyal destek ve güçlü inanç sistemleri, bireylerin zor zamanlarda dayanıklılığını artırır ve yaşama bağlılıklarını güçlendirir.

Bu nedenle, ergenlik döneminde intihar için bilinen risk faktörleri arasında E) I, II ve III seçenekleri yer alır.

Cevap : D) Zorbalık daha okul çağında olmakta ergenlikle birlikte büyük ölçüde azalmaktadır.

Akran zorbalığı, okul çağındaki çocuklar ve ergenler arasında yaygın bir sorundur ve cinsiyet, yaş gibi çeşitli faktörlere göre değişik biçimlerde ortaya çıkabilir. Verilen seçenekler arasında:

A) Obez çocukların kurban olma ihtimalinin normal kilolu yaşıtlarına göre daha fazla olduğu, araştırmalarla desteklenen bir gerçektir. Fiziksel görünüm üzerine yapılan zorbalık, yaygın zorbalık türlerinden biridir.

B) Olumlu akran ilişkilerinin zorba-kurban rolüne karşı koruyucu bir etkisi olduğu doğrudur. İyi gelişmiş sosyal becerilere ve güçlü akran ilişkilerine sahip çocuklar, zorbalık eylemlerine karşı daha dayanıklıdır.

C) Erkek ve kız çocuklarının zorbalık eğilimlerinin farklılık gösterdiği, erkeklerin daha çok fiziksel zorbalığa eğilimli olduğu, kızların ise ilişkisel zorbalığı (sosyal dışlama, dedikodu gibi) daha fazla uyguladığı ve bunun kurbanı olma eğiliminde olduğu bilinmektedir.

D) Zorbalık daha okul çağında olmakta ergenlikle birlikte büyük ölçüde azalmaktadır. ifadesi yanıltıcıdır ve genel bir gerçeği yansıtmaz. Zorbalık, ergenlik döneminde de yaygın olabilir ve bazı durumlarda, özellikle siber zorbalık gibi formlarıyla, ergenlik döneminde daha da artabilir. Okul çağından ergenliğe geçişte zorbalık davranışlarının formu değişebilir, ancak mutlaka azalmaz.

Bu nedenle, D) Zorbalık daha okul çağında olmakta ergenlikle birlikte büyük ölçüde azalmaktadır. ifadesi, akran zorbalığına ilişkin olarak söylenemez.

Cevap : B) İştahsız çocuklarda ekranla birlikte yemek yedirilmesi

Çocuklarda televizyon veya internetin güvenli bir şekilde kullanılması için ailelere yönelik öneriler, çocukların gelişimine olumlu katkıda bulunacak ve potansiyel zararları en aza indirecek yöntemler üzerine odaklanır. Aşağıdaki seçeneklerden, bu önerilere uymayan ve önerilmeyen bir yaklaşım:

B) İştahsız çocuklarda ekranla birlikte yemek yedirilmesi

Bu yöntem, çocuklarda yemek yeme alışkanlıkları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Çünkü ekran karşısında yemek yeme, çocukların yediklerine dikkat etmelerini engeller, doyma hissini azaltabilir ve ileride obezite gibi sağlık sorunlarına yol açabilecek kötü alışkanlıkların temelini atabilir. Ayrıca, yemek zamanlarını aile içi iletişim ve etkileşim için bir fırsat olarak değerlendirmek, çocukların sosyal becerilerinin gelişimine katkıda bulunur. Bu nedenle, ekranla birlikte yemek yeme alışkanlığı önerilen bir yaklaşım değildir.

Cevap : C) Zorlandığı durumlarda yanında olun, ihtiyaç duyuyorsa yardım edin.

Çocukların ruh sağlığı ve dayanıklılığı açısından ailelere yönelik en sağlıklı ve yapıcı öneri, C) Zorlandığı durumlarda yanında olun, ihtiyaç duyuyorsa yardım edin. seçeneğidir. Bu öneri, çocukların zorluklarla başa çıkmaları sırasında onlara destek olmanın önemini vurgular. Ebeveynlerin çocuklarına duygusal destek sağlamaları, onların sorunlarına karşı duyarlı olmaları ve gerektiğinde rehberlik etmeleri, çocukların ruh sağlığını korumak ve onların dayanıklılığını artırmak açısından kritik öneme sahiptir. Bu yaklaşım, çocuklara zorluklar karşısında yalnız olmadıklarını hissettirir ve onların güven duygusunu güçlendirir.

Cevap : C) Sorun çözme becerileri gelişmiştir.

Zorbalarla ilgili yapılan araştırmalar ve gözlemler, genellikle belirli davranış ve özelliklerin öne çıktığını gösterir. Bu özellikler arasında fiziksel güç, düşük engellenmeye tolerans, zayıf öz kontrol becerileri ve bazı durumlarda liderlik özellikleri göstermeleri yer alabilir. Ancak,

C) Sorun çözme becerileri gelişmiştir.

ifadesi, zorbalarla ilgili genellemeler arasında doğru olarak kabul edilmez. Zorbalık eğilimi gösteren bireylerde, özellikle duygusal ve sosyal sorunlara yönelik olgun ve yapıcı sorun çözme stratejilerini kullanma konusunda eksiklikler görülebilir. Zorbalar, çatışma veya sorunlarla başa çıkmak için agresyon gibi olumsuz yöntemlere başvurma eğiliminde olabilirler, bu da onların sorun çözme becerilerinin genel olarak gelişmiş olduğu fikriyle çelişir. Dolayısıyla, zorbalarla ilgili olarak C) Sorun çözme becerileri gelişmiştir. ifadesi söylenemez.

Cevap : B) I ve III

Koruyucu ruh sağlığı açısından okul ortamının kullanılmasının avantajları şunlardır:

I. Okul çocuk, ergen ve ailelere daha kolay ulaşılabilecek bir ortam sağlamaktadır: Okul, çocukların ve ergenlerin büyük bir kısmının günlük olarak bulunduğu bir yer olduğu için, ruh sağlığı hizmetlerinin sunulması açısından uygun bir ortam sağlar. Aynı zamanda, ebeveynlerle iletişim kurulması ve onların da bu süreçlere dahil edilmesi için elverişli bir zemindir.

III. Okul ortamı psikiyatrik bozuklukla ilgili belirtilerin daha uzun süre izlenmesi ve daha doğru bir şekilde bilgi kaynağına ulaşılmasını sağlar: Okullar, çocukların ve ergenlerin davranışlarını uzun süre boyunca gözlemleyebilecek ve değişiklikleri kaydedebilecek bir yapıya sahiptir. Bu, erken müdahale ve doğru tanı koyma açısından büyük önem taşır.

II. seçenek olan “Sağlık hizmeti maliyetlerinin azalmasında bir etkisi yoktur” ifadesi, okul ortamının kullanılmasının avantajları arasında yer almaz. Aksine, okul tabanlı ruh sağlığı programları, erken müdahale ile uzun vadede sağlık hizmeti maliyetlerinin azalmasına katkı sağlayabilir.

Bu nedenle, doğru cevap B) I ve III seçeneğidir.

Cevap : B) Güvensiz-kaçıngan bağlanma

Yabancı durum (ortam) testi, Mary Ainsworth tarafından geliştirilmiş ve bebeklerin bağlanma stillerini değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu test sırasında bebeklerin anneleriyle ayrılıp tekrar bir araya geldikleri durumlarda gösterdikleri tepkiler incelenir. Anneye ayrılma anında sakin ve neredeyse tepkisiz, ancak yeniden buluşma anında soğuk ve reddedici davranan bebeklerin bağlanma şekli, B) Güvensiz-kaçıngan bağlanma olarak tanımlanır. Bu bağlanma stili, çocuğun duygusal ihtiyaçlarının tutarlı bir şekilde karşılanmadığı durumlarda gelişebilir, ve çocuk, duygusal destek aramaktan kaçınmayı öğrenir.

Cevap : A) I, II ve III

Ergenlik döneminde cinsellik, birçok faktör nedeniyle önemli bir toplum sağlığı sorunu olarak kabul edilir. Bu dönemde, ergenlerin karşılaştığı zorluklar ve riskler, biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutlarda ele alınabilir. İlgili ifadelerin değerlendirilmesi:

I. Ergenler biyolojik/fizyolojik olarak cinselliğe hazır olabilseler de cinselliğin bilişsel, duygusal ve sosyal boyutlarında yeterince olgunlaşmış değillerdir. Bu, ergenlerin cinsellikle ilgili kararlar alırken karşılaştıkları zorlukları ve riskleri anlamak için önemli bir faktördür.

II. Ergenlik döneminde cinsel arzu ve isteklerin yoğunluğuna karşın, bu dürtüleri kontrol becerisi sıklıkla yeterince gelişmemiştir. Bu, riskli cinsel davranışların ortaya çıkma olasılığını artırabilir ve ergenleri cinsel yolla bulaşan hastalıklar veya istenmeyen gebelikler gibi sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir.

III. Ergen gebelikleri hem anne hem de bebek sağlığı açısından riskli durumlardır. Ergen gebelikleri, hem fiziksel hem de psikososyal açıdan birçok zorluğu ve riski beraberinde getirir.

IV. Ergenlerin cinsel davranışlarla ilişkili riskler konusunda erişkinlerle yeteri düzeyde bilgi ve beceriye sahiptirler. ifadesi, genel olarak doğru değildir. Çoğu ergen, cinsellikle ilgili riskler konusunda yetersiz bilgiye ve beceriye sahiptir, bu da riskli cinsel davranışların ve bunların sonuçlarının önlenmesinde önemli bir engel teşkil eder.

Bu nedenle, ergenlik döneminde cinselliği ve psikososyal açıdan riskli kılan sebepler arasında A) I, II ve III seçenekleri yer alır.

Cevap : D) Olumlu kendilik algısı

Çocuk ve ergenlerde koruyucu ruh sağlığı ve psikolojik dayanıklılığı etkileyen bireysel risk faktörleri, bu bireylerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek unsurlardır. Aşağıdaki seçenekler arasında, bu risk faktörlerinden biri olmayıp, aksine psikolojik dayanıklılığı ve ruh sağlığını olumlu yönde etkileyen bir faktör şudur:

D) Olumlu kendilik algısı

Olumlu kendilik algısı, bireyin kendisine olan güvenini, değerini ve yeteneklerine olan inancını ifade eder. Bu, stres ve zorluklarla başa çıkma yeteneğini artırır ve ruh sağlığını koruyucu bir etkiye sahiptir. Diğer seçenekler (kronik hastalıklar, erken yaşta başlayan cinsellik, zor mizaç, gebelikte sigara veya alkole maruz kalmak) ise risk faktörleri olarak kabul edilir ve ruh sağlığı sorunlarının gelişim riskini artırabilir.